ERZURUM (İHA) - Geçmişte ev işlerinde ter döken kadınların iş yaşamındaki oranı artmaya başladı. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de kadın çalışan sayısı tekstil, öğretmenlik ve tıpla ilgili alanlarda bölümlerde yoğunlaşıyor.
Türk kadınının üçte biri iş yaşamında yer alırken, kadınlar daha çok uzmanlık gerektirmeyen mesleklerde yoğunlaşıyor. İşgücü piyasasındaki kadınlar, genelde kısmi, geçici ve evde çalışma gibi atipik ve kayıtdışı istihdam biçimlerinde ağırlıklı olarak yerlerini alıyor. Yapılan araştırmalara göre kayıtdışı olmayan sektörde çalışan kadınlar yoğun olarak tekstil, öğretmenlik ve tıpla ilgili alanlarda yer alıyor. Ayrıca kadınları teknolojide son yıllarda yaşanan değişim ve gelişimle birlikte bankacılık, borsa, gıda, madencilik, otomotiv, tarım, tekstil, medya, turizm, enerji, ulaşım, sigorta, inşaat, bilişim, ilaç, reklam, danışmanlık, üniversite, Hukuk, basın gibi hayatına pek çok alanına yoğun olarak girmeye başladı. Hizmet sektöründe kadın işgücü oranı yüzde 57.5 ile en önde yer alıyor.
//KADIN YÖNETİCİ SAYISI ARTIYOR
Kadınlar, ilmi ve teknik elemanlık alanında çalışanların yüzde 24’ünü, üst kademe yöneticisi olarak çalışanların yüzde 1’ini, idari personel olarak çalışanların yüzde 23’ünü, ticaret ve satış personeli olarak çalışanların yüzde 4’ünü, hizmet işçisi olarak çalışanların yüzde 13’ünü, tarım sektöründe çalışanların yüzde 9’unu oluşturuyor. Tarım dışı üretim işçisi olarak çalışanlar arasında kadınların oranı ise yüzde 25 düzeyinde bulunuyor.
//ERKEKLERDEN DAHA AZ ÜCRET ALIYORLAR
Araştırmaya göre dünya genelinde ve Türkiye’de aynı iş için erkeklerden yüzde 25 daha az ücret alan kadınlar, çocuk bakımı ve ev işleri içinse erkeklere oranla beş kat daha fazla vakit harcıyor. Kadınların, okuma yazma bilen nüfus içindeki payı yüzde 44.2 olarak gerçekleşirken, üniversite mezunu kadınların nüfusa oranı yüzde 3.2’de kalıyor. Yine aynı araştırmalar, Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunlar, doğum ve doğum sonrası izin, süt emzirme izni, kreş ve yuva sağlanabilirliğiyle sınırlı bulduğunu ortaya koyuyor. Evlilik ve çocuk sahibi olma, kadınların çalışma yaşamında belirleyici rol oynuyor. Çocuk sayısındaki artışa rağmen kadının çalışmak zorunda olması, annenin fiziksel ve ruhsal olarak yıpranmasına, iş veriminin düşmesine ve iş kazalarına yol açabiliyor. Evlilik ve doğum, kadın işçilerin işten ayrılma nedenlerinin yüzde 70‘ini, işverenin işten çıkarma nedenlerinin de yüzde 20’sini oluşturuyor. Genellikle genç yaşta iş hayatına atılmaya başlayan kadınların, iş hayatında yaşadıkları zorlukların başında ise kendilerini ispat edebilmek için erkeklere göre daha fazla çalışmak ve özveride bulunmak zorunda olmaları geliyor.