ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Karda kayan kamyonet dereye uçtu: 3 yaralı
Karda kayan kamyonet dereye uçtu: 3 yaralı
Bayburt'ta kar nedeniyle okullar bir gün tatil edildi
Bayburt'ta kar nedeniyle okullar bir gün tatil edildi
Tunceli’de eğitime kar engeli
Tunceli’de eğitime kar engeli
Karları elleriyle kazarak vatandaşları kurtardılar
Karları elleriyle kazarak vatandaşları kurtardılar
Bülbülan Geçidi trafiğe kapatıldı
Bülbülan Geçidi trafiğe kapatıldı
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
18 Ekim 2010 Pazartesi - 01:21

Türkler 1 Santimetre Uzayıp, 7 Kilogram Şişmanladı

Antalya'da düzenlenen 32. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi'nde açıklanan araştırmaya göre, Türklerin son 12 yılda yaş ortalaması 4 yıl uzadı. Araştırma sonuçları Türklerin boyunun 1 santimetre uzadığını gösterirken, kilolarının ise 7 kilogram arttığı ortaya koydu.

Türkler 1 Santimetre Uzayıp, 7 Kilogram Şişmanladı

Antalya'da düzenlenen 32. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi sona erdi. Kongreyle ilgili düzenlenen basın toplantısına Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Akalın, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Satman, İstanbul Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Faruk Alagöl, Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Sevim Güllü, Gazi Üniversitesi'nde görevli öğretim üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz ve Türkiye Endokrinoloji ve
Metabolizma Derneği Osteoporoz ve diğer Metabolik Kemik Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Tümay Sözen katıldı. Toplantıda İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Bakanlığı işbirliğinde 12 yılda 15 ilden 20 yaş üzeri 26 bin 499 kişinin katılımıyla 'Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması 2' saha araştırmasının sonuçları açıklandı.
 
TÜRK HALKI ŞİŞMANLADI
Araştırma sonuçları Türkler üzerinde ilginç verileri ortaya çıkardı. Araştırmaya göre son 12 yıllık süreçte erişkin nüfusunun yaş ortalamasının 4 yaş arttığı ortaya çıktı. Ortalama kadın ve erkek boyunun 1'er santimetre arttığının belirlendiği araştırmada, kadınların 6 kilogram, erkeklerin ise 8 kilogram şişmanlandığı belirlendi. Araştırmaya göre kadınların bel çevresinin 6 santimetre, kalça çevresinin ise 7 santimetre, erkeklerin bel çevresinin 7 santimetre, kalça çevresinin 2 santimetre genişlediği
belirlendi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. İlhan Satman, araştırmaya göre Türk erişkin toplumda diyabet sıklığının yüzde 7.2'den yüzde 13.7'ye yükseldiğini söyledi. Araştırmaya göre kentsel ve kırsal diyabet sıklığı arasında çok anlamlı bir farkın kalmadığını belirten Satman, "Diyabet sıklığında kadın ve erkekler arasında da anlamlı bir fark kalmamıştır. Bölgesel diyabet prevalansı ise Kuzey Anadolu'da yüzde 14.5 ile görülürken, Doğu Anadolu ise yüzde 18.2 ile en fazla görülen bölge olmuştur. Araştırmaya göre 40-44 yaş
grubundan itibaren nüfusun en az yüzde 10'u diyabetlidir. Diyabet oranları Bursa ve Malatya'da yüzde 20'nin üzerinde, İstanbul, Antalya, Adana, Gaziantep, İzmir, Denizli, Eskişehir, Ankara ve Konya'da ise yüzde 15'in üzerindedir. Erkeklerde açlıkta gizli diyabet, kadınlarda ise toklukta gizli diyabet oranı daha fazladır" dedi.
Araştırmaya göre Türkiye'de şişmanlık sıklığının yüzde 32 olduğunu belirten Satman, "Erkeklerde kilo fazlalığı, kadınlarda ise obezite daha yaygın olarak görülüyor. Kentsel ve kırsal alanda obezite oranları birbirine yakındır. Göbek çevresi yağlanma da son 12 yılda yüzde 52 oranında arttı" ifadelerini kullandı.
 
SİGARAYI BIRAKMA ORANI ARTTI
Türkiye'de hipertansiyon oranının yüzde 30 oranında olduğunu ifade eden Satman, "Erişkin yaştaki Türk toplumunda sigara içenlerin oranı azalmıştır. Halen erkeklerde sigara kullanımı yüzde 30'un üzerinde olmakla beraber, genel toplumda sigara içme oranı 1998'de yüzde 29.8 iken bu oran 2010 yılında yüzde 17.3'e gerilemiştir. Sigarayı bırakanların oranı ise yüzde 3.8'den yüzde 12.1'e yükseldi. Türkiye'de sigara içenlerin oranı ise 12 yılda yüzde 42 azalmıştır" diye konuştu.
1998 yılında yapılan araştırmaya göre 12 yılda diyabet sıklığının yüzde 90, obezitenin ise yüzde 44 arttığına dikkat çeken Satman, "Obezite ve diyabeti önlemeye yönelik yaşam tarzını özendirici bir eylem planı oluşturulması ve uygulamaya konulması gerekmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
 
DÜZENLİ HAREKET DİYABETİ ÖNLÜYOR
Diyabetin yükselmesinin altındaki en önemli nedenlerinden birinin hareketsizlik olduğunu söyleyen Satman, şöyle konuştu:
"Araştırmalarda kendisini hareketsiz olarak belirtenlerin yüzde 20'si, kendisini hareketli olarak tanımlayanların ise yüzde 10'u diyabet hastası. Bu nedenle çocuklara küçük yaşlardan itibaren hareket yapmanın önemini anlatmamız gerekiyor."
Araştırmayı Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a da sunduklarını kaydeden Satman, "Araştırma sonuçları Sağlık Bakanı Akdağ tarafından büyük bir dikkatle karşılandı. Bakan Akdağ ile neler yapılabilmesi gerektiğini enine boyuna tartıştık. Bakanlık bu araştırmaya sahip çıktı ve neler yapılabilmesi konusunda bizim fikirlerimizi aldı" dedi.
 
RESTORANLARDA YEMEKLERİN KARŞISINA KALORİLERİ YAZILMALI
Bakan Akdağ ile yapılan görüşmelerde bazı önlemlerin ele alındığını söyleyen Satman, "Bakan Akdağ ile bazı önlemler konuştuk. Mesela restoranlarda menüdeki yemek tarifelerinin karşısına kalori miktarlarını yazmak gerekiyor. Okullarda satılan hazır yiyeceklerin etiketlerinin daha okunabilir ve anlaşılabilir yapılması düşünülebilir. Okullarda fast-food tarzı yiyecekler bile yasaklanabilir" şeklinde konuştu.
Satman, okullarda ders başlamadan önce öğrenciler ve öğretmenlerin katılımıyla bazı fiziksel hareketler yapabileceğini de ifade ederek, "Okulların öğle aralarında yürüyüşler yapılabilir. Bunlar düzenli olarak yapılırsa verimli sonuçlar alınabilir" ifadelerini kullandı.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Akalın ise, "Berbat beslenen, televizyonun karşısında saatlerce zaman geçiren, yollarda çift sıra park eden bir ulusun sonuçlarının bu şekilde kötü çıkmasını bekliyordum" dedi.
 
'SU İÇSEM YARIYOR' EFSANESİ DOĞRU MU
Prof. Dr. Sema Akalın, son yıllarda bilimsel gerçekliği kanıtlanmamış ya da York testi gibi alternatif tanı yöntemlerinin sıkça ide açlıkta gizli diyabet, kakullanılmaya başladığını belirterek, "Bilimsellikten uzak, ilaç değeri olmayan maddelerin kullanılması, bu tanı ve tedaviler büyük maddi gereksinimlere yol açmasının yanı sıra hasta sağlığı açısında da zararlı, toksik etkiler gösterebilir. Karaciğer yetmezliği nedeniyle kaybedilen vakalarla karşılaşıyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Sema Akalın, kişilerin bu tür ne içerdiği, ne dozda içerdiği, yan etkileri belli olmayan, sonuç olarak ilaç olmayan bu maddeleri gelişigüzel kullanmalarının sağlık açısından zararlı olduğunun altını çizdi.
Dernek Başkanı Prof. Dr. Akalın, endokrinolojinin son yıllarda ilgi alanları arasına çevre kirliliğinin endokrin sistemler üzerindeki etkilerinin de girdiğini belirterek, çeşitli gıdaların saklandığı kapların metabolik etkileri üzerine çalışma yaptıklarını kaydetti. Kullanılan çeşitli kimyasalların metabolizmayı ve endokrin organlarının fonksiyonlarını bozmakta olduğunu belirten Prof. Dr. Akalın, "Gıda kaplarındaki bisphenol A maddesi batılı ülkelerde yasaklanma aşamasındadır. 'Su içsem yarıyor' diyen
hastalarımız acaba haklı mıdır. Yine sıvı sabunlar ve bazı el sabunları dahil çeşitli maddelerde bulunan triclosan sulara karıştığı zaman 40 yıl kalıcı olabilmektedir. Teflonda bulunan bazı maddelerin triod hastalıkları ile ilişkili olabileceği hayvan deneyleri ile gösterilmektedir" diye konuştu.
 
İYOT KULLANMAYA DEVAM
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü, 'Türkiye'de tiriod kanseri sıklığı artmaktadır' şeklinde önermenin şehir efsanesi olduğunu söyledi. Buna ilişkin bilimsel bir veri olmadığını belirten Prof. Dr. Güllü, "Hastaların paniğe sürükleyip, küçük modüller yüzünden ameliyathaneye gittiğini görüyoruz" dedi. Tiriod hastalıklarının temel nedeni olarak iyot eksiliğinin gösterildiğini kaydeden Prof. Dr. Güllü, "İyot eksikliği
ülkemizde son 10 yılda büyük bir sorun olmaktan çıkartıldı. Hashimato triodi sonucu bir iyot yasaklama kampanyası ortaya çıktı. Neredeyse deniz kenarında yaşamayı yasaklayacaklar. İyot yasaklaması sadece çok özel durumlarda olabilir. İyot eksikliği zeka gelişimiyle birebir ilişkilidir. Bebeklikten itibaren az iyot alımı 5-7 birim daha düşük IQ'ya neden oluyor. İyot alımı arttıkça zeka gelişimi artacaktır" diye konuştu.
 
OSTEOPOROZ SADECE KADIN HASTALIĞI DEĞİL
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Osteoporoz ve Metabolik Kemik Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Tümay Sözen ise, osteoporozun kemik kütlesinin kaybı ve kemiğin ince yapısının bozulması sonucu kemiğin kırılmaya yatkınlığı ile karakterize edilen bir hastalık olduğunu kaydetti. Kemiklerin dinamik yapılarda organlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sözen, "Bir yandan kemik yapan hücreler tarafından yapılırken, kemiği yıkan diğer hücreler tarafından yıkılır. Bu yapımla yıkım arasındaki
denge çocuklardan itibaren yapım lehine olup kemikler 20'li yaşlarda doruk noktaya ulaşır ve 30'lu yıllara kadar stabil kalır" diye konuştu.
Bu yaştan sonra yıkımın yapının önüne geçmeye başladığını kaydeden Prof. Dr. Sözen, menopozla birlikte östrojen hormonunun azalması sonucu kemik ide açlıkta gizli diyabet, kakaybının süratlendiğini söyledi. Östrojenin kemiğin kaybedilmesini önleyen bir hormon olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tümay Sözen, fakat osteoporozun sadece bir kadın hastalığı olmadığını söyledi. Sözen, "Osteoporoz, yaş ilerledikçe hem kadını hem erkeği etkileyen hastalıktır" dedi. Kemiklerin iyi gelişmesi için tedbirlerin daha bebeklik
çağından itibaren alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Tümay Sözen, kalsiyum yönünden zengin gıdalarla beslenmenin takviye edilmesi gerektiğini belirtti. Bunun için süt ve süt ürünlerinin çocuklukta başlayarak ilerleyen yaşlarda bile kullanımı yüreklendirilmesi gerektiğini bildiren Prof. Dr. Sözen, fast food tarzı yiyecek ve içeceklerin kemikte kalsiyum depolanmasına mani olduğu için uzak durulması gerektiğini kaydetti.
 
VİTAMİN D'NİN ÖNEMİ
Prof. Dr. Tümay Sözen, son yıllarda dünyada kemiklerde kalsiyumun emilimini sağlayan Vitamin D yetmezliğinin ortaya çıktığını söyledi. Vitamin D'nin hem kas iskelet sisteminde hem de diğer bütün sistemlerde çok önemli görevler üstlendiğinin artık bilindiğini kaydeden Prof. Dr. Sözen, "Vitamin D hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmalıdır" dedi. Vitamin D'nin güneş ışıklarıyla deride üretilebildiğini belirten Prof. Dr. Sözen, "Bırakın güneş ışığı cildinize temas etsin" çağrısında bulundu.
Sözen, şişmanlığın Vitamin D ve Vitamin D eksikliğinin de şişmanlığa neden olduğunu kaydederken, geleneksel kapalı giyim tarzlarının da güneş ışığının deriyle temasını engellediği için Vitamin D eksikliğine neden olduğunu söyledi.

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Erzurumlu et yiyemiyor
Erzurum kişi başına yıllık et tüketiminin düşük olduğu iller arasında ...
Ahilik ve Tasavvuf
Mustafa BEKTAŞOĞLU/ İslâmiyetin, bütün insanlık âlemine bahşettiği mutlak ...
Eylül Ayında en çok bunları konuştuk
Türkiye, Eylül ayında en çok referandum, terör, KPSS skandalı, Başbakan ...
 
Okuma kültürümüzü kaybediyoruz..
Yrd. Doç. Dr. Tacettin Şimşek, “Çocuklarını televizyonun, internetin insafına ...
Bosna’da Türk Kültürü’nün İzleri
Oğuzhan Saygılı/Osmanlı Devleti’nin “Hasta adam” olarak yatağa düşüp sonunun ...
Din Görevlileri ve Sosyal Hayat
Doç. Dr. Fikret Karaman/ Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı/Diyanet İşleri ...
 
Hademe-i Hayrattan Din Görevliliğine
Prof. Dr. İzzet Er/Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı/İslâm toplumunda imam ...
Camilerde Kurallara Aykırı Uygulama ve Davranışlar
Doç. Dr. İsmail Karagöz/Diyanet İşleri Başkanlığı İç Denetçisi/Ülkemiz ...
İşgal Altındaki Topraklara Yolculuk
Oğuzhan Saygılı/Okuduğum tarih kitaplarına dayanarak Türklerde yüzyıllardır ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kayyım uygulaması milletin ortak talebidir
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Onurun 41. Yılı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva