Kerem Karabulut
İİBF Öğretim üyesi
1991 yıllında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasıyla birlikte, bu ülkeye komşu Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nin sınırında oluşan bağımsız devletlerden birisi de Ermenistan’dır. Ancak, Ermenistan-Türkiye ilişkileri hem tarihteki olaylardan dolayı hem de Azerbaycan’la bağlantılı olarak gelişmemiştir.
Bunun sonucunda, Ermenistan sınır kapısı açılamamış ve Türkiye-Ermenistan ticareti gerçekleşmemiştir.
Türkiye- Ermenistan sınır kapılarının kapalı oluşunun temel sebepleri ekonomi dışı faktörler olduğu için bu sınır kapılarının (Doğu ve Alican sınır kapıları) açılabilirliğini tartışmadan önce, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin kısa bir tarihçesine bakılmaktadır.
Daha sonra sınır kapılarının ekonomik değerlendirmesi ve Türkiye açısından önemi analiz edilecek ve yapılabilecekler tartışılacaktır.
Sunu da, kitap, makale, temel istatistikler gibi verilerin yanında, konuyla ilgili yapılmış saha araştırmalarının sonuçları da aktarılmaya çalışılacaktır.
Son olarak sunulacak veriler doğrultusunda öneriler de getirilmeye çalışılacaktır.
Türkiye’de, Ermenistan ile ilişkilerin analizi çalışmalarının 1970’li yıllardan sonra yoğunlaştığı görülmektedir.
Tarihi olaylara bağlı olarak yapılan bu değerlendirmelerde Türkiye’nin geç kaldığı ve yaşanan olaylardaki haklılığını dünya kamuoyuna tam anlatamadığı anlaşılmaktadır.
Oysa Ermenistan diasporası bu çalışmalarını 1920’li yıllardan bu yana yapmış ve Türkiye’ye yönelik takındığı politikalarla dünya kamuoyunun dikkatini sürekli kendisine çekerek bir nevi varlığını buna bağlamıştır.
1991 yılında SSCB dağılınca, bu politikasına daha da hız vermiştir.
Çünkü, hem ekonomik hem de coğrafi açıdan son derece muhtaç bir konumda olmuştur. Bu durumdan kurtulmanın ya da yaşamanın yolu ise dış desteğe bağlı olmuş, bunun için de kullanılabilecek en etkin politika ise Türkiye üzerinden yapılmaya çalışılmıştır.
Sınır Uzunlukları: Azerbaycan; 566 km, Nahcivan, 221 km, Gürcistan; 164 km, İran; 35 km ve Türkiye; 268 km.
Güney Batı Asya ve Türkiye’nin doğusunda yer alan Ermenistan, toplam 29 800 kilometrekarelik bir alana sahiptir.
Değişik kaynaklarda Ermenistan’ın 800 Bin ile 3,5 milyon arasında bir nüfusa sahip olduğu vurgulanmasına rağmen, Dünya Bankası verilerine göre, yaklaşık 3 milyonluk bir nüfus Ermenistan’da yaşamaktadır. Ancak, yine dünya bankası verilerine göre, bu ülkenin nüfusu azalmaktadır.
Ülkeler
|
İhracat (%)
|
İthalat (%)
|
Belçika
|
18,5
|
12,1
|
İngiltere
|
17,0
|
-
|
İsrail
|
13,0
|
9,3
|
Rusya
|
11,6
|
14,2
|
İran
|
8,0
|
9,2
|
ABD
|
6,3
|
9,9
|
Almanya
|
5,1
|
7,0
|
İtalya
|
-
|
4,9
|
Diğerleri
|
20,5
|
33,4
|
Toplam
|
100,0
|
100,0
|
Ermenistan’ın 2005 yılı verilerine göre toplam mal ve hizmet ihracatı 1 milyar 323 milyon dolar ve 1 milyar 962 milyon dolarda ithalatı olmuş.
Bu rakamlar Türkiye’nin neredeyse %1’i kadardır Tabloya göre, Ermenistan’ın iyi ilişkiler içerisinde olduğu ülkelerle çok anlamlı bir ticaret hacmine sahip değildir.
Örneğin, 2001 yılı itibarıyla İran’la 30 milyon dolarlık ihracat karşılığı, 90 milyon dolarlık da ithalat yapılmıştır Yine Türkiye ile dolaylı ya da doğrudan olabilecek ticaret hacminin en fazla 40 ile 200 milyon dolar arasında olabileceği tahmin edilmektedir. Ancak, Ermenistan’ın İran ile iyi ilişkileri dikkate alınacak olursa, Türkiye ile olan ticaret hacminin sınır kapıları açılsa dahi 100 milyon doların oldukça altında olacağı belirtilebilir.
Ülkenin en önemli ihracat ürünleri arasında, enerji, madeni ürünler, gıda ürünleri ve değerli madenler (elmas gibi) yer almaktadır. İthalat ürünlerinin başlıcaları ise, doğal gaz, petrol, tütün ürünleri, gıda ürünleri ve değerli madenlerdir Tablodan da görüleceği üzere, ihracat açısından birinci partner Belçika, ithalatta ise Rusyadır.
Ermenistan ekonomisinin güç durumda olduğunu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (KEİÖ) İstanbul’daki Ermenistan temsilcisi Arsen Avagyan, “Ermenistan hangi ürünlerde Avrupa piyasalarında rekabet gücüne sahip olur?” sorusuna şu cevabı vererek ortaya koymaktadır.
Ermeni konyağı ve Ermenistan şarapları Avrupa’da çok ünlü ve rekabet gücüne sahip. Ermenistan’ın ham deri potansiyeli Türk deri sektörü için çok avantajlı. Bugün Ermenistan’dan gelen ham deri Gürcistan üstünden Türkiye’ye geliyor. Tekstil alanında Sovyetler Birliği döneminde geniş bir altyapı oluşturuldu. Ama yeni yatırım olmadığı için bu fabrikaların çoğu duruyor. Ayrıca tekstil alanında Türkiye kota sorununu Ermenistan aracılığıyla aşabilir. Ermenistan’dan gelen tekstil ürünlerine ABD’de kota yok. Bizde üretim düşük olduğu için bundan yeterince yararlanamıyoruz. Türk tekstilci Ermenistan’a yatırım yaparsa ABD’deki kota sorununu böylece aşabilir” (www.turkishtime.org….). Ermeni temsilcinin ifade ettiği ürünlerin çok önemli ya da stratejik ürünler olmadığı görülmektedir. Üstelik fabrikaların boş olduğunu da itiraf ediyor. Bu durum Ermenistan’ın iktisadi sıkıntısını gösterir. Bu nedenle, Ermenistan’ın bu sıkıntılardan kurtulması için Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Ancak, güttüğü mevcut siyasi politikalar bunu engellemektedir.