Erzurum Müftüsü Hasan Çınar, Batıyı örnek alan bir gençliğin huzurlu olma ihtimalinin olamayacağı gerçeğine parmak basarak, “İslam’ı yaşayan gençlikte huzur zirve yapar.” dedi.
Her insan huzurlu olmak ister. Kimi huzuru parada, kimi aşkta, kimi de kimsenin ona karışmamasında arar. Müftü Hasan Çınar, özellikle gençliğin huzuru yanlış yerde aradığını, hatta huzuru arama yolunda daha da yanlış yollara girdiğini ifade etti. Huzurun kırmızıçizgiden oluştuğuna değinen Çınar, “Gençler, batı gençliği huzurlu değildir, çünkü onların kırmızıçizgisi kalmamıştır. Duracak noktası yoktur.” dedi.
Çınar, “2014 yılının muhasebesini yapmazsak 2015 yılını anlayamayız. Mümin hadiselere nur gözlüğü ile bakar, İslam gözüyle bakar, Kuran gözüyle bakar, peygamberin gözüyle bakar ve hadiseleri böyle değerlendirir. Böyle değerlendirmek bizi huzurlu yapar. İnsan huzur mu arıyor, gençlik huzur mu arıyor? Huzur camide cemaatte, huzur evde annenin babanın dizinin dibinde oturmakta, huzur eğlenerek geceleri sabah etmekte değil; ailenle, çocuklarınla vakit geçirmektedir. Huzur Kuran’daki o kırmızıçizgilerdedir; şunları yapmak haramdır ya da helaldir arasındaki kırmızıçizgilerdedir. Gençler, batı gençliği huzurlu değildir, çünkü onların kırmızıçizgisi kalmamıştır. Duracak noktası yoktur. Sözüm ona, özgürlük manası içersinde yapmadıkları yanlış yoktur. Daha ortaokuldayken sigaraya başlarlar hemen ardından, içkisi, uyuşturucu gelir ve duracak noktası yoktur. Dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar huzurlu ve mutlu olmak isterler. Bunun için farklı metot ve yollara başvururlar. Bu konuda her birinin farklı hedefleri vardır. Kimi zengin olduğunda, kimi iyi bir işe girdiğinde, kimi sevdiği insanla evlendiğinde, kimi istediği üniversiteyi kazandığında, kimi arzuladığı herhangi bir makam veya mevkie geldiğinde vs. mutlu olabileceğini düşünür. Amacına ulaştığında ise aradığı mutluluğu ya bulamaz ya da bulduğunu sandığı huzur ve mutluluğun çok kısa süreli ve kendisini tatmin etmeyen bir mutluluk olduğunu görür. Bu defa yeniden farklı mutluluk yolları aramaya başlar ve akla gelebilecek her türlü alternatifi dener. Böylece bütün çabalarına rağmen çoğu kere gerçek anlamda huzur ve mutluluğu elde edemez ve içten içe huzursuzluk çekmeye devam eder. Hâlbuki insanın huzurlu ve mutlu olabilmesi her şeyden önce vicdanının rahat olmasına bağlıdır. Yani kalbine sıkıntı verecek, aklına takılacak, vicdan azabı çekecek, pişmanlık içinde yaşamasına sebep olacak bir durum içinde bulunmaması gerekir. Vicdan ise yaratılışı gereği Allah'ın emrindedir ve insana Allah'a iman etmeyi, dinin hükümlerini yerine getirmeyi, hak ve hakikate bağlı kalmayı ve güzel ahlâklı olmayı telkin eder. İnsanın vicdanını rahat ettirecek, gönlünü huzurla dolduracak gerçek mutluluk ve huzur ise Allah’a iman edip, inandığı gibi yaşamak ve onu zikretmekle mümkündür. Gençler huzur mu arıyorsunuz? Huzur İslami yaşamaktadır. Batıyı, gayri Müslimlerin hayat tarzlarını örnek alarak değil. Kuran’ı, sünnetleri örnek alarak huzur bulunur.” diye konuştu.