Diyanet İşleri Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında, hastanelerde manevi destek ve dini rehberlik kapsamında “Hastanelerde Manevi Destek Sunmaya Yönelik İşbirliği Protokolü” imzalandı.
Sağlık Bakanlığı toplantı salonunda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen protokol töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 30-40 yıl gecikmiş bir hizmete başlıyor olmanın heyecanını yaşadıklarını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda sosyal içerikli din hizmetleri projesi çerçevesinde Adalet Bakanlığıyla cezaevlerindeki mahkumlara, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla huzurevleri sakinlerine, yetimhanelerdeki çocuklara, sokak çocuklarına, Gençlik ve Spor Bakanlığıyla gençlere yönelik çok çeşitli hizmetleri başlattığını ifade eden Başkan Görmez, Batı dünyasında, dini kurumlar ile sağlık kurumlarının işbirliği ile öteden beri hastalara yönelik manevi hizmet verildiğini ve Türkiye’de bu hizmetlerin ilk defa başlatıldığını söyledi.
Hastalara yönelik manevi destek hizmetinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından da evrensel bir hak olarak kabul edildiğini ifade eden Başkan Görmez, protokol töreninde yaptığı konuşmada şu hususlara değindi:
“HASTALARIN MANEVİ DESTEK ALMALARI, EVRENSEL BİR HAKTIR…”
Hastalara yönelik manevi destek hizmeti, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da kabul edilen Evrensel Hasta Haklarının bir parçası olarak kabul edilmiştir. Bu hakların 11. maddesince hastaların dini destek alması, dini vecibelerini yerine getirme hakkı, evrensel bir hak olarak kabul edilmiştir. Aynı şekilde 1981 yılında Lizbon’da, dünyadaki bütün tabipler odaları toplanmış ve Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi yayınlanmıştır. O bildirgenin 6. maddesinde “Dini yardım hakkı başlığı altında yer alır. Hasta uygun bir dini temsilcinin yardımı da dahil, ruhî ve manevi teselliyi kabul ve reddetme hakkına sahiptir.” ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla hem dünya sağlık örgütleri hem de dünyadaki bütün gelişmeler, artık hastalara manevi rehberlik, destek ve danışmanlık konusunun önemine inanmış, bu konuda önemli çalışmalar başlatmıştır. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, otuz kırk yıl gecikmiş de olsak, bu imkana kavuşuyor olmaktan, Sağlık Bakanlığımızın öncülüğünden duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum.
“HASTANELERDE BU HİZMETİ UZMAN VE EĞİTİMLİ PERSONEL VERECEK…”
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her konuyu, bilimsel kriterler çerçevesinde ele almayı prensip olarak kabul ediyoruz. Bu nedenle 2012 yılında hastanelerde moral ve manevi destek hizmeti gündeme geldiğinde, önce Başkanlık olarak hazırlıklar yapmaya başladık. 10 arkadaşımızı Avrupa ve Amerika’da bu alanda yüksek lisans ve doktora yapmaya gönderdik. Çağdaş dünyada bu hizmetin nasıl verildiğini yerinde inceleyerek çalışmalar yaptılar. Bu konuda Ankara İlahiyat Fakültesinde de bir çalışma yapıldı. Ayraca Yüksek Öğretim Kurumumuza da ilahiyat fakültelerinin müfredatına bu konuda bir ders konulması, ilahiyat fakültelerimizdeki öğrencilerin bu hizmetlere yönelik literatürle tanışması, Diyanet İşleri Başkanlığında hizmete başlamadan önce bu konuda bilgi sahibi olmalarını sağlamak amacıyla bir teklifimiz oldu.
“ORGAN BAĞIŞI, CANDAN CANA EN BÜYÜK SADAKADIR”
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, organ bağışı konusunda yaptığı çağrısını da yineleyerek “Biz, bir kişiye hayat vermeyi, bütün insanlığa hayat vermek olarak değerlendiren bir kitabın müminleriyiz. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun belirlediği çerçevede, organ bağışı, candan cana en büyük sadakadır. Binlerce kardeşimiz, hastane köşelerinde bizlerden hayat bekliyor. Bütün vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin daha cömert olmalarını ve bu cömertliğin her türlü cömertlikten fevkinde olduğunu, candan bir cömertlik olduğunu da ifade ederek, bu çağrımı da yenilemek istiyorum.” diye konuştu.
SAĞLIK BAKANI MÜEZZİNOĞLU’NDAN DİYANET’E TEŞEKKÜR…
Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu da protokolün ülkemizin sağlık hizmetleri anlayışına, hasta ve hasta yakınlarına hayırlı olmasını diledi. 2012 yılından beri Diyanet İşleri Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle hasta ve hasta yakınlarına yönelik manevi hizmetleri sağlayabilmek için yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Müezzinoğlu, bu kapsamda Avrupa ve Amerika’daki örnekler ve uygulamaların incelendiğini ve din adamlarına yönelik eğitimlerin gerçekleştirildiğini söyledi. Talep eden hasta ve hasta yakınlarına destek verecek manevi destek uzmanlarınca destek verileceğini ifade eden Bakan Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
“Sağlık dünyası olarak sağlığı ruhen, fizîken ve sosyal yönden sağlıklı olma hali diye tarif ederiz. Dolayısıyla bireyin hem fiziken hem ruhen hem de sosyal yönden sağlıklı olması için tıbbın her türlü imkanlarını kullanıyor ve her türlü desteğimizi insanlarımıza verme gayreti içinde oluyoruz. İnançların insanların moral motivasyonu açısından, hayat değerleri açısından ciddi bir yeri var. O nedenle inanç değerlerinin de moral motivasyondaki yerini ve desteğini hisseden, arayan tüm hastalarımıza ve hasta yakınlarımıza önümüzdeki süreçte kademeli olarak ve bu alandaki eğitimi almış din adamlarımızın sayısını artırarak yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ben bu protokolün, ülke insanımıza sağlık hizmetleri sunumundaki kalitemize daha çok katkı sağlayacağını ümit ediyorum. Diyanet İşleri Başkanımızın şahsında tüm Diyanet camiamıza teşekkür ediyorum.”
Basın mensuplarının hastanelerde yapılacak hizmetin türü ve farklı inanç mensuplarına yönelik hizmetin olup olmayacağı sorusu üzerine Başkan Görmez şunları söyledi:
“HASTALARA MANEVİ DESTEK VERMEK, HAYATA YÖNELİK BİR HİZMETTİR…”
Hasta ve hasta yakınlarına yönelik manevi hizmetlerin, hastanelerde bugüne kadar din görevlileri tarafından verilen hizmetlerden farklı bir yanı var. Hastanelerde görevlilerimiz, imamlarımız tarafından verilen hizmet vatandaşlarımızın vefatından sonraki hizmetlerle ilgilidir. Ancak hastalara yönelik manevi hizmet, hayata yönelik bir hizmettir. Pilot bölgelerde, hastanelerde başlatacağı çalışmaların talebi artıracağını tahmin ediyorum. Bu talep, ihtiyarî bir tercihtir. Herhangi bir hastamız böyle bir talepte bulunmayabilir elbette. Ancak bulunan kardeşlerimize de bu hizmeti vermeyi görev kabul ediyoruz.
“FARKLI İNANCA MENSUP HASTALARIN DA BU HİZMETTEN YARARLANMAYA HAKKI VAR…”
Diyanet İşleri Başkanı olarak, herhangi bir inanç farkı gözetmeksizin, her türlü inancın sahibine bu hakkın verilmesi gerektiğini ifade etmek isterim.