ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Trendyol 1. Lig: Keçiörengücü: 1 - Altay: 1
Trendyol 1. Lig: Keçiörengücü: 1 - Altay: 1
Trendyol 1. Lig: Giresunspor: 1 - Ümraniyespor: 2
Trendyol 1. Lig: Giresunspor: 1 - Ümraniyespor: 2
3.6 kilo uyuşturucu madde ele geçirildi
3.6 kilo uyuşturucu madde ele geçirildi
Başıboş köpek kazaya sebep oldu
Başıboş köpek kazaya sebep oldu
Aranan 8 kişi yakalandı
Aranan 8 kişi yakalandı
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
14 Haziran 2011 Salı - 08:27

Zan, Tecessüs ve Gıybet; Gönül Kıran Üç Kötü Huydan Uzak Durabiliyor muyuz?

Doç. Dr. İsmail Karagöz/ “Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve gizli hallerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” (Hucurat, 12)

Zan, Tecessüs ve Gıybet; Gönül Kıran Üç Kötü Huydan Uzak Durabiliyor muyuz?

 “Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve gizli hallerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” (Hucurat, 12)
Müminleri kardeş sayan (Hucûrât, 10) yüce Allah, ayette kardeşlikle bağdaşmayan, sosyal ilişkileri olumsuz yönde etkileyen,dargınlık, kırgınlık ve huzursuzluklara sebep olan üç kötü huydan müminleri etkilibir şekilde sakındırmaktadır. Yazımızda pek az müminin uzak durabildiği bu üç kötü huyu tahlil etmeye çalışacağız.
SUİZANDA BULUNMAYIN.
“Suizan”, kötü zan demektir. Ayette zannın hepsinden değil çoğundan sakınılması emredilmekte ve zannın bir kısmının günah olduğu bildirilmektedir. Dolayısıyla zannın bir kısmı hüsnü zan yani iyi zandır ve günah değildir. İyi zan, sözleri, olayları ve davranışları iyiye yormak, iyi düşünmek ve iyi görmektir. “Kötü zan” ve “iyi zan” tabirleri Kur’an’da geçmektedir. (Feth, 12;Necm, 28)
“Zan” kelimesi çok anlamlı kelimelerden biridir. Kur’an’da bir şeyi kesin olarak bilmek (Tevbe, 118) ve bir şey hakkında tahmine dayalı bilgi ve hüküm (Nisa, 157) anlamlarında kullanılmıştır.
Tahlil ettiğimiz ayette yasaklanan ve günah olduğu bildirilen zan, ikinci anlamdaki zandır. Kelime Türkçe’ye de bu anlamda girmiştir. Zan, Allah ve insanlar hakkında söz konusu olabilir. Allah hakkında iyi zanda bulunmak farz, kötü zanda bulunmak haramdır. (Ali İmran, 154; Feth, 6)
Yüce Allah; “Ben, kulumun bana olan zannı üzereyim.” (Müslim, Zikir, 19), Peygamberimiz ise (s.a.s.); “Ey insanlar! Âlemlerin Rabbi hakkında iyi zanda bulunun, çünkü Rab, kulunun zannı üzeredir.” buyurmuştur. (Beyhakî, şu'abü'l îmân, erRicâ Minallah, No:1013)
İş, meslek, ticaret, teşebbüs ve sosyal faaliyetlerle bilimsel çalışmalardaki zanlar mubah; dürüst bir mümin hakkında iyi zanda bulunmak mendup, kötü zanda bulunmak ve bunu başkalarına anlatmak haram ve günahtır. Kötü zanda bulunulur,fakat bu zan başkalarına anlatılmazsa bu,doğru bir davranış olmamakla birlikte günah değildir. Peygamberimizin beyanı ile;“iyi zanda bulunmak, kulluğun güzelliğindendir.” (Beyhakî, şu'abü'l İmân, erRicâ Minallah,No: 1018)
Hucûrât suresinin 6. ayeti gereğince insanlar veya olaylar hakkında kanıta dayalı doğru bilgiye göre karar vermek ve gerçeği bulmak için araştırma yapmak gerekir. Başkaları aleyhinde konuşmak ve karar almak söz konusu olduğunda zan ile hareket edilmez, edilmemelidir. Çünkü zan, birçok kere isabetsiz olabilmektedir. Bu durumda zanna dayalı verilen hüküm ile iftira edilmiş ve vebale girilmiş olur. Bu nedenle kötü zan haramdır ve kaçınılması gerekir. Bilinmeyen bir kişi hakkında iyi zan vacip olmasa bile kötü zan caiz değildir. Bu itibarla kesin ve doğru bilgi elde edilemeyen durumlarda müminler hakkında iyi zanda bulunulması gerekir.
Peygamberimiz (s.a.s.); “(Kötü) zandan sakınınız, çünkü (kötü) zan, sözlerin en yalanıdır.” (Müslim, Birr, 28) buyurmuştur. Yalan söylemek ise büyük günahlardan (Hac, 30;Ali İmran, 61; Müslim, Birr, 29) ve münafıklığın alâmetlerinden biridir. (Müslim, İman, 107)
BİRBİRİNİZ HAKKINDA TECESSÜS ETMEYİN.
“Tecessüs” bir müminin eksiğini, kusurunu, ayıbını, gizlediği bir işini, davranışını ve halini araştırmaktır. Bu, ayıp ve günah bir davranıştır. Peygamberimiz; “Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayın, birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın.” (Müslim, Birr, 28),“Kim Müslüman bir kardeşinin bir ayıbını deşifre ederse Allah da onun bir ayıbını/kusurunu deşifre eder ve onu evinde bile olsa rezil eder.” (İbn Mâce, Hudûd, 5) anlamındaki sözleriyle tecessüs yapmamaları gerektiği konusunda müminleri uyarmıştır. Çünkü; “İnsanların kusurlarını araştırıp ortaya çıkarırsan onları fesada sürüklemiş olursun.” (Ebu Dâvud, Edeb, 44)
Özel hayatın gizliliği temel insan hakları arasında yer alır, izinsiz kimsenin evine girilemez (Nur, 27–28), eşyası araştırılamaz,mektubu açılamaz. Bir insanın gizli halini araştırmak şöyle dursun başkalarına veya kamuya zararı söz konusu değilse bir kusurun gizlenmesi, açıklanmasından daha iyidir. “Kim bir Müslümanın hatasını ve kusurunu örtüp gizlerse Allah da onun dünya ve ahirette bir hatasını ve kusurunu örtüp gizler.” (İbn Mâce, Hudûd, 5), “Kim bir Müslümanın bir ayıbını görür ve onu gizlerse ölü bir insanı diriltmiş gibi olur.” (EbuDâvud, Ede, 45) anlamındaki hadisler bunun delilidir.
Güvenliği, birlik ve dirliği, barışı tehdit eden plân, niyet ve faaliyetlerini anlamak,zamanında tedbir almayı sağlamak gibi amaçlara yönelik haber edinme faaliyeti,ayetteki yasak kapsamına girmez.3. Birbirinizin gıybetini yapmayın.“Gıybet”, bir kimsenin arkasından hoşuna gitmeyeceği bilinen bir şeyi konuşmak ve başkalarına anlatmak, dedikodu etmektir. Kişinin bedeni, nesebi, davranışı,işi, elbisesi, evi, bineği ve benzeri şeyler gıybet konusu olabilir. Gıybet; söz, yazı vefiil ile yani el, kol, göz ve kaş işaretleri ile de yapılabilir.
Peygamberimiz (s.a.s.), sahabeye,“Gıybet nedir bilir misiniz?” diye sormuş,sahabe; “Allah ve Rasulü daha iyi bilir.”cevabını vermiş, bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.) gıybeti, “Kardeşini onun hoşlanmadığı bir nitelik ile anmandır” diye tarif etmiştir. Kendisine; “Kardeşim de dediğim nitelik varsa ne buyurursunuz?”denilmesi üzerine; “Eğer dediğin nitelik kardeşinde varsa, işte o zaman gıybet olur. Yoksa ona iftira etmiş olursun.” (Müslim, Birr, 70) buyurmuştur.
 İftira gıybetten daha kötü bir davranıştır. Zira gıybette zikredilen husus kişide vardır, iftirada ise yoktur. Peygamberimizin eşi Hz. Âişe validemiz anlatıyor: “Bir defasında ey Allah'ın Elçisi! ‘Safiye (şu kadarcık) bir kadındır” dedim. Aişe onun kısa boylu olduğunu kastederek eliyle işaret etmişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Ey Aişe! Sen (amellerini)öyle bir sözle karıştırdın ki, onunla denizin suyu karıştırılmış olsa (denizin suyu) karıştırılır (şekli değişirdi)” buyurdu. (Tirmizî, Kıyâme, 51)
Gıybet; kişi, aile, toplum hatta bir milletin bütün mensuplarını rencide edebilir.Bu; kişiler, aileler ve toplumlar arasında huzursuzluk, kırgınlık hatta kavgaya bile sebebiyet verebilir. Bu sebeple yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz gıybet etmeyi şiddetle yasaklamıştır. Tahlil ettiğimiz ayette gıybetin çirkinliği, ölen bir insanın etinin yenmesine benzetilerek dile getirilmiş ve bunun çok çirkin, kerih ve tiksinilen bir davranış olduğu bildirilmiştir.Ölü bir hayvanın eti murdardır, yenilmesi haramdır. (Mâide, 3)
 Ölü bir insanın etini yemek ise, insan fıtratına aykırı ve çok çirkin bir davranıştır. İşte gıybet etmek bu çirkin davranışa benzetilmiştir. Gıybet eden, ölü bir insanın etini yiyen kişi gibi kötü ve çirkin bir davranış yapmış, büyük günah işlemiş ve kul hakkı üstlenmiş, fâsık ve isyankâr konumuna düşmüş olur. Allah’a tövbe etmedikçe ve gıybeti yapılan kimse hakkını helâl etmedikçe, gıybetin günahından kurtulamaz. Ahlâken kötü insanları eleştirmek gıybet midir?
Söylediği söz, yaptığı fiil ve sergilediği davranış ile her türlü günahı ve kötülüğü işleyen, fert ve topluma zararlı olan, sözgelimi hırsızlık ve iftira eden, ırz ve namus düşmanlığı yapan bir kimsenin zararından korunmaları için bu kişinin kötü davranışları bir başkasına söylenebilir. Bu gıybet değildir. (Kurtubî, XVI, 339)Gıybetimizi yapanı öğrenirsek ne yapmalıyız?
Gıybetimizi yaptığını duyduğumuz ve bildiğimiz kimse, yüzüne karşı veya aracı vasıtasıyla uyarılabilir. Büyük âlim HasanBasrî, kendisinin gıybetini yapan birine bir tabak hurma göndermiş ve işittiğime göre; “Amelinden bir miktar bana hediye etmişsin, ben de hurma göndererek karşılıkverdim, hediyemi kabul et.” demiştir. (Gazali, İhyau Ulumiddîn, III, 343, Çeviri: Ahmet Serdaroğlu, Bedir Yayınları, İstanbul)
Gıybeti yapılan kimse, gıybet sebebiyle zarara uğramış veya zarara uğramasısöz konusu ise duruma müdahale edebilir,ilgili mercilere müracaat edebilir, zalimi eleştirebilir (Nisa, 148), ancak sabredilmesi daha hayırlıdır. (Nahl, 126)Gıybeti dinleyenin durumu? Yanında gıybet yapılan kimsenin, hiçbir şey söylemeden gıybeti dinlemesi ahlâkî bir davranış değildir. Müminin, Müslüman kardeşinin aleyhine konuşulmasına, gıybetinin yapılmasına müsaade etmemesi gerekir. Bunu iki şekilde yapabilir: a) Sözlü olarak müdahale eder, bunun doğru olmadığını, gıybet etmenin haram ve büyük günah olduğunu söyler. Bu, müminin iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevidir. (Tevbe, 71; Müslim, İman, 78)
Müslümanı gıyabında koruyan kimseye Allah dünya ve ahirette yardım eder. Şuhadisler bu hususu açıkça ifade etmektedir: “Mümin, müminin aynasıdır, Mümin,müminin kardeşidir. Onun yitiğini ona iade eder ve onu gıyabında korur.” (Ebu Dâvûd, Edeb, 57) “Kim bir mümini bir münafığa karşı korursa Allah ona bir melek gönderir, bu melek kıyamet günü onu cehennem ateşinden korur. Kim bir Müslümana onu ayıplayacak bir şey isnat ederse Allah da onu dediğinden vaz geçmeden (ölürse)onu cehennem köprüsü üzerinde hapseder.” (Ebu Dâvud, Edeb, 40) “Saygınlığının çiğnendiği, onur ve haysiyetinin zedelendiği bir yerde Müslüman bir kişiye yardım etmeyip onu yüzüstü bırakan hiçbir kimse yoktur ki Allah da onu yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardımsız ve yüzüstü bırakmış olmasın.Saygınlığının çiğnendiği, onur ve haysiyetinin zedelendiği bir yerde Müslümana yardım eden bir kişi yoktur ki Allah ona yardım edilmesini arzu ettiği bir yerde yardım etmiş olmasın.” (Ebu Dâvud, Edeb, 41) b) Sözlü olarak gıybetin yapılmasına engel olamayacaksa, hiç olmazsa yapılangıybete ortak olmaz, gıybet edenin sözlerini dinlemez ve gıybet yapılan ortamı terk eder
GIYBETİN MÜEYYİDESİ?
Gıybet etmenin ayet ve hadislerde dünyada uygulanacak maddî bir müeyyidesi bildirilmemiştir. Ancak gıybet eden kimse ölü eti yemiş gibi çirkin bir davranış sergilemiş, kul hakkı üslenmiş, büyük günah işlemiş olur. Allah’ın yardımından mahrum kalır, “dedikoducu insan” niteliği ile damgalanır, toplumda itibarını yitirir,zaman içinde vicdanî rahatsızlık çeker. Allah’a tövbe etmediği ve gıybeti yapılan kimse ile helalleşemediği takdirde ahrette cezasını çeker. Gıybet eden kimse, hak sahibi ile ahirette kısaslaşır. (Buhârî, Rikâk, 48,No: 6169; Tirmizî, Kıyâme, 2) Peygamberimiz miraca çıktığında bakır gibi tırnakları ile yüzlerini ve göğüslerini yırtanları görmüş,bunlar kimdir diye Cebrail’e sormuş, Cebrail de bunlar gıybet ederek insanların etlerini yiyenler ve onların onur ve haysiyetlerine leke sürenlerdir.” demiştir. (Ebû Dâvûd, Edeb, 40)Suizan, tecessüs ve gıybet, tövbe etmeyi gerektirir. Ayette, suizan, tecessüs ve gıybet yasaklandıktan sonra “Allah’a karşı gelmekten sakınılması” ve “Allah’ın tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet eden” olduğu bildirilmiştir. Bu cümlelerle verilmek istenen mesajı şöyle anlayabiliriz: Müminler hakkında kötü zanda bulunmayın, müminlerin gizli hallerini araştırmayın ve gıybetlerini yapmayın, yaparsanız Allah’a karşı gelmiş, isyan etmiş olursunuz. Bu duruma düşerseniz tövbe etmeniz gerekir. Tövbe ederseniz Allah tövbenizi kabul eder ve size merhametle muamele eder.Ayarıca bu üç davranışla kul hakkı ihlâl edildiği için hak sahibinden helâllik alınması da gerekir. Peygamberimiz (s.a.s.);“Ey dilleriyle iman edip de iman kalplerine yerleşmeyenler! Müslümanlara eza etmeyin, onları arlandırmayın ve gizli hallerini araştırmayın. Çünkü kim bir Müslüman kardeşinin gizli bir halini ortaya çıkartıp deşifre ederse Allah da onun ayıp ve kusurlarını deşifre eder. Allah kimin kusurlarını ortaya çıkartmak isterse, onu evinin içinde bile olsa rezil ve rüsva eder.” (Tirmizî, Birr, 84) anlamındaki sözleriyle üç davranışın ne kadar kötü bir huy olduğunu beyan etmiştir. Sahabeden Abdullah ibn Ömer Hz.Peygamberi Kâbe’yi tavaf sırasında şöyle dediğini duydum demiştir. “(Ey Kâbe!)Sen ne kadar hoşsun, kokun ne kadar güzel. Sen ne kadar yücesin, saygınlığın ne kadar yüce. Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki, müminin saygınlığı Allah katında senin saygınlığından daha büyüktür.” (İbn Mâce, Fiten, 2) Bu sebeple müminin saygınlığını zedelememek gerekir.Sonuç olarak; tahlil ettiğimiz ayette,müminler üç şeyden men edilmektedir: Birincisi; zanla hareket ederek bilmediğiniz şeyleri biliriz demeyin, kesin bilmediğiniz şeylerle müminleri itham etmeyin,kötü zanda bulunmayın. İkincisi; bir kimse hakkında bilmediğiniz bir şeyi araştırarak ona zarar vermek rencide etmek amacıyla gizli olan kusurlarını ortaya çıkarmaya çalışmayın. Üçüncüsü; bir kimse hakkında bildiğiniz sırrı ifşa etmeyin ki bu kimse halk arasında rezil ve rüsva olmasın, dedikodu ve gıybet etmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının, bu yasakları işlerseniz tövbe etmeniz gerekir, tövbe ederseniz Allah tövbelerinizi kabul eder. “Günahların en büyüklerinden biri de,kişinin haksız yere bir Müslümanın  onuruve haysiyetine dil uzatmaktır.” (Ebu Dâvud,Edeb, 40) “Her Müslümanın diğer Müslümana malı, namusu, onuru, haysiyeti ve kanı haramdır, kişiye şer olarak Müslüman kardeşini hakir görmesi yeter.” (Ebu Dâvud,Edeb, 40)

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Aşkın Sırları-II
Abdurrahman Tarikdaroğlu/Avni mahlasıyla yazan İstanbul fatihi, ay yüzlü ...
1.5 aylık seçim maratonu tamamlanıyor
Siyasi parti liderleri, yaklaşık 1. 5 aydır devam eden yoğun bir o kadar ...
Aşkın Sırları-1
Abdurrahman Tarikdaroğlu /Kanadının ucunu ilk defa yaktığı zaman pervane, ...
 
Türkçe Olimpiyatlarına 130 ülke katılacak
Türkçe Öğretimi Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenen ...
Son miting Erzurum'da
Siyasi parti liderleri 12 Haziran'da yapılacak genel Seçimler öncesi son ...
Kur’an ile Hayata Dönmek
Doç. Dr. Soner Gündüzöz/Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi/İslam, insanı ‘ölüm’e ...
 
Kültürümüzde İnançlara ve Değerlere Saygı
Doç. Dr. Fikret Karaman/ Geçmiş tecrübelere bakıldığında; tarih boyunca ...
"Dünya büyüyor, fakat Türkiye daha hızlı büyüyor"
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'nin dünya ülkelerinden ...
Gönül Şehrayini-II
a.tarikdaroğlu/Acı ve lezzet… Birbirine zıt bu iki duygunun bir arada ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Konunun Mülkiyeti 
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Ülkü Ocakları Mektebi ve Yiğido Mehmet Şarkışla
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Bir başarı Hikayesi: ‘Erzurumspor’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva