Mustafa BAYTAR
Palandöken İlçe Müftüsü
Ahlak kelimesi Arapça da: huy, seciye, yaratılış ve tabiat gibi anlamlara gelen "hulk" veya "huluk" kelimesinden türemiştir.
Ahlak: Edep, terbiye, takva, sıdk, istikamet, ameli Salih kelimeleri ile eş anlamlı olarak Hz. Muhammet (S.A.S)'e Peygamberlik verilmesi ve Kur' anın indirilmesiyle kullanılmaya başlanan İslam-i bir kavramdır.
Ahlak insanda gelip geçici bir hal değil, bilakis onun manevi yapısında yerleşen ve meleke halini alan kabiliyetler bütünüdür. Ahlak bir yaşantı biçimidir. İslam ahlakı da en genel anlamıyla İslamiyet' in sunduğu hayat tarzını anlatmak için kullanılır.
İslam ahlakı Kur' an ve sünnet temeline dayanır. Bu itibarla; İslam ahlakı kavramının Kur' an ahlakı ile eş anlamlı olduğu ifade edilebilir. İslam dini insanlığa bir hayat tarzı sunar. İnsanların nasıl bir yaşantı benimsediklerinde mutlu olabileceklerini gösterir. Bu konumda en güzel örnek model şahsiyet olarak Hz. Peygamberin hayatı gösterilir. Cenabı Hak Hz. Peygamberin büyük bir ahlak üzere olduğunu bildirerek "Ey Peygamber şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin " (Kelam 68/4)diye buyurmaktadır.
Kur' anı kerim insanın yaratıklar içerisinde en yücesi olduğunu ve en güzel ahlaki özellikleri benimseyip onları davranışlarında da gösterecek şekilde yaratıldığından bahseder "Biz gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık" (Tin/4)
"Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını ilham edene andolsun ki nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.(Secde 17/8.9)
İslam dini insanın göstermesi gereken güzel ahlaki davranışların neler olduğunu da bildirmiş, insanın güzel ahlakı çerçevede yaşadığında insan olmanın en yüce basamağına ulaşabileceğini haber vermektedir.
Ahlak daima insanın mutluluğunu hedef alır. İslam insanları mutlu olmaları ve yaratıcıya en güzel şekilde kulluk yapabilmeleri için yüce Allah’ın seçtiği örnek insan Hz. Peygamber (S.A.S) aracılığı ile insanlığa gönderdiği ilahi mesajdır. Bu ilahi çağrının önde gelen hedeflerinden biri güzel ahlaka sahip mutlu insandır. Mutlu insanların meydana getirdiği toplulukta aynı şekilde mesut ve bahtiyar bir cemiyet olacaktır.
"Şüphesiz Hz. Peygamberde size güzel bir örnek vardır."(El Ahsaf 33/21 )ayeti çerçevesinde insanlar arşı ilişkilerde de uyulması gereken bir örnek olan Hz. Peygamberin görevleri arsında insan ilişkilerin temiz ve güzel bir ahlaki temele oturtulmasının şu hadis ile ifade edilmektedir, "ben sadece güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim."(Ahmed b. Hambel 2.381)
Hz. Peygamber (S.A.S) en güzel ahlaka sahip idi güzel ahlak onunla kemale ermiştir. Onun ahlakı Kur' an ahlakı idi. Hz Aişe validemiz "Resulullahın ahlakı Kur'an idi" buyurmuşlar. O yaşayan bir Kur'an idi. O dualarında "Allah’ım yaratılışımı güzel yaptığın gibi ahlakımı da güzel yap."
"Allahım beni amellerin en iyisine ve ahlakın en iyisine ilet."(nesai, iftidah 16-2.129) diye dua etmiştir.
İslam ahlakı her şeyden önce bir vazife ahlakı şeklinde ortaya çıkmıştır. Zira Kur' an-ı kerimdeki her emir, müminler için bir görev belirtilmiştir. Hz. Peygamber (S.A.S) de "sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır" "sizin bana en sevimli olanınız ve kıyamet gününde bana en yakın olanınız ahlakı en güzel olanınızdır." Buyurmuştur .(Buhari edep 38.3-83)
Peygamber Efendimizin hadislerine baktığımız zaman "Ahlak" kavramının müminin imanının gereği olarak söz ve eylem şeklinde yansıttığı davranışlar olarak ifade ettiğini görüyoruz. Şu hadisler bu hususu açık seçik beyan etmektedir. "Müminlerin iman bakımından en mükemmel olanları ahlakı en güzel olanlarıdır." "En hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır." (Ebu Davut edep 8-4798)
Hadisi şeriflerde kişide ki iman ve teslimiyetin mükemmelliği; ahlakın mükemmel olmasıyla değerlendirilmiştir. Kişi ahlakı kurallara ne kadar riayet ediyorsa imanı o kadar kuvvetli, ne kadar ahlakı zafiyeti varsa o kadar iman zafiyeti var demektir.
Bir sahabi Peygamberimiz (S.A.S)' e İslam nedir? diye sorar Peygamberimiz "Elinden ve dilinden diğer Müslümanların zara görmediği kimsedir." Cevabını verir. (Ahmed Bin Hanbel)
Bu hadiste peygamberimiz (S.A.S) iman, amel ve ahlakı birbiri ile irtibatlandırmıştır. Mümin ve Müslüman olmak ibadet etmeyi, güzel ahlak sahibi olmayı, kötülükleri terk etmeyi gerekmektedir. İman ve İslam bir aksiyondur sosyal ilişkileri ahlakı kurallar çerçevesinde devam ettirmektir.
İnsanların yaratılış gayesi Allaha kulluk yapmaktır. İnsan bu görevini ya namaz gibi ibadetleri ile veya ibadetlerin asıl amacı olan ahlakı yaşantısı ile gösterir. Kur' an-ı Kerimin birçok ayetinde iman, ibadet ve ahlaki görevler iç içe sınırlanır. İman ibadeti, ibadetler ise ahlakı davranışları gerektirmektedir. Aslında Allahm; yapılmasını istediği şeyleri yapmakta, yasakladığı şeylerden kaçınmakta ahlakı davranışlardan birer ibadettir. Bu ibadet ister namaz gibi Allah hakkı ile ilgili olsun, isterse şahitlik yapmak gibi insan haklan ile ilgili olsun fark etmez.
Hz. Peygamber (S.A.S) "İslam'ın tamamı güzel ahlaktır" buyuruyor (kenzul ummal
3-17)
Kur' anın tümü tarandığı zaman görülmektedir ki onlarca ayette ahlaki ilkeler değişik bağlamda anlatılmaktadır.
Mesela şu ayet üç cümlede ahlakı bütün güzellikleri ifade etmektedir.
"İnsanların kusurlarını bağışla, iyi ve güzel olan söz, fiil ve davranışları emret ve cahillerden yüz çevir. "(Araf 7/199)
Sonuç olarak diyebiliriz ki yaratıkların en değerlisi ve üstünü insandır. İnsan bu değerini ve üstünlüğünü koruyabilmesi için her şeyden önce kusursuz iman etmesi, yaratılış gayesi olan ibadet görevini yerine getirmesi takva ve ahlaki faziletlere sahip olmasıdır.
İnsanların en değerlisi en muttaki olanlarıdır. Muttaki olan insan ilahi emir yasaklara uyar böylece en güzel ahlaka sahip olur. En güzel ahlak Kur' an ahlakıdır. Kur' an ahlakına sahip olan insan kendisine, mevlasına ve bütün insanlara saygılı olur. Söz fiil ve davranışların da dürüst olur. Edep ve ahlaklı olur.
İnsan ne kadar islam'ın emir ve yasaklarına uyarsa o nisbette güzel ahlak sahibi olur.
Ne kadar emir ve yasakları ihlal ederse o nisbette Kur' an ve İslam ahlakından uzaklaşmış olur.
Son söz olarak denilebilir ki İslam dinini iyi anlayan ve hayatına yansıtan olgun mümin, aynı zamanda ahlaki güzellikleri de şahsında barındıran kimsedir.
Ahlakı olgunluğa erişmemiş kişinin ise olgun bir mümin olduğunu söylemek mümkün değildir.