Erzurum Nihat Kitapçı Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’nde görevli Diyetisyen Müzeyyen Elmas Kara, Ramazan’da kilo almamak isteyenler için tavsiyelerde bulundu.
Yaklaşık 16 saat süren açlık ve susuzluğun herhangi bir hastalığı olmayan insan bedenine normal şartlarda hiçbir zararı olmadığı gibi; bir takım faydalarının olduğunu belirten Diyetisyen Kara, iftarda ve sahurda “aç kalırım” korkusuyla fazla gıda alınmaması durumunda vücuttaki depo yağların yakılmak suretiyle kilo verilebileceğini ve yağ depolarının eritilebileceğini kaydetti. Bu durumun insan vücuduna canlılık ve hafiflik getirerek mideyi dinlendirdiğini belirten Kara, “Ramazan’da bütün sistemler uzun süreli açlık durumuna hazırlıklı hale gelir. Aslında insan bedenine en zararlı olaylardan birisi, daha acıkmadan aralıksız olarak gıda tüketmektir. Bu durum şişmanlamanın en önemli sebeplerinden biridir.” dedi.
Diyetisyen Kara, insanın hayatını devam ettirebilmesi için alınan gıdaların temel yapısında 3 öğe olduğunu ve bunların enerji kaynağı olarak yağlar, karbonhidratlar ve bir de vücudun yapı taşı olan proteinlerden oluştuğuna dikkat çekerek, ayrıca vitaminlerin de vücutta katalizör vazifesi yaptıklarını belirtti. İnsanın harcadığı enerjinin yüzde 50 sini karbonhidratlardan (unlu ve şekerli gıdalardan), yüzde 30’unu yağlardan, yüzde 20’sini de proteinlerden (et, süt, yumurta, baklagiller gibi) gıdalardan temin edilmesi halinde, bunun dengeli bir beslenme olacağını kaydeden Kara, beslenme ihtiyacı karşılanırken, daha çok gıdaların doğal şekillerini tercih etmekte yarar olduğunu dile getirdi. Kara, “Yani ekmeği kepekli undan yapılanını, proteinin bitkisel kaynaklı olanlarını, baklagiller (mercimek, nohut, fasulye gibi) yağında bitkisel, sıvı olanlarını tercih etmeli ve sebze ağırlıklı beslenmek suretiyle bağırsakların lifli gıdalardan yararlanmasını, iyi çalışmasını sağlayabiliriz.” diye konuştu.
DİYETİSYEN KARA: SAHURDA TATLI YEMEK TOK TUTMAZ, TERSİNE ACIKTIRIR…
Diyetisyen Müzeyyen Elmas Kara, “Günümüzde ayaküstü gıda tüketiminin artmasına bağlı olarak karbonhidrat ve yağ tüketiminde artma olmuş, bu da obeziteye zemin hazırlamıştır. Bu yüzden özellikle üzerine basa basa sebze ağırlıklı beslenmeye dikkat çekmek istiyor, meyve tüketiminin artırılmasını tavsiye ediyoruz. Bu anlattıklarımızı sofraya indirgeyecek olursak, iftarda; az yağlı sebze yemekleri, zeytinyağlılar, baklagillerden yapılan yemekler tercih edilmelidir. Sahurda da; akşamdan kalan sebze yemekleri, ıspanaklı ve pırasalı börekler ayrıca kahvaltı tarzında beslenme tercih edilebilir.” ifadelerini kullandı.
Sahurda fazla tatlı yemenin çabuk acıktıracağına da değinen Kara, “Bunun yerine kurutulmuş meyveler; kayısı, ceviz ve fındık hem sizi tok tutar, hem de enerji verir. Oruçlu olmadığımız saatlerde bol sıvı tüketmenin ihmal edilmemesini tavsiye ediyoruz.” dedi. (GHA)