Başbakan Davutoğlu, son 14 yılda elde edilen kazanımların yok edilmesine asla izin vermeyeceklerine dikkati çekerek, insanların birliğinden, kardeşliğinden, ülkenin dirliğinden, istikrarından asla vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Manisa'nın Muradiye ilçesinde, aralarında açılışı da yapılacak Muradiye Spor Salonu'nda düzenlenen toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Terör örgütü tarafından maksatlı bir şekilde üretilen birtakım gerçek dışı iddialar maalesef ana muhalefet partisi tarafından ucuz siyasete malzeme ediliyor. Ana muhalefet partisinin görevi teröristin kirli propagandasına çanak tutmak mı, bu milletin terörle mücadelesine destek vermek mi? Bu soruyu altını çizerek soruyorum ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun cevap vermesini istiyorum" dedi.
Konuşmasına, "Şehzadeler şehri, şifa şehri, fidan şehir Manisa'nın yiğit insanları, güzel Manisalılar, aziz vatandaşlarım, sizleri saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum. Bizi, şifa şehri Manisa ile gönül zengini Manisalılarla tekrar buluşturan Rabbime hamd-ü senalar ediyorum. Allah bizi Manisa'dan ayırmasın, Manisa'nın sevgi ve muhabbetini de bizden ayırmasın" diye başlayan Davutoğlu, Manisa'nın her köşesiyle gurur duyduğunu söyledi.
YAZICIOĞLU’NA RAHMET
Vefatının yıl dönümünde merhum BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu da rahmetle anan Başbakan Davutoğlu, "Aramızdan ayrılan bir fidanı, bu ülkenin yetiştirdiği en önemli devlet adamlarından Muhsin Yazıcıoğlu dostumuzu rahmetle anıyorum. Biraz önce muhterem eşleriyle de konuştum. Onu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Vefatının üzerinden geçen zamana rağmen, onun vakur, demokrat, dik ve milletinin yanındaki onurlu duruşunu hep hatırlıyoruz. Rabbim, onu cennetiyle mükafatlandırsın" ifadelerine yer verdi.
HALKA HİZMET HAKKA HİZMETTİR
Halka hizmeti, Hakk'a hizmet olarak gören bir anlayışla siyaset yaptıklarını vurgulayan Davutoğlu, millete hizmet için siyasette bulunduklarını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:"Sizlerle el ele vererek 14 yılda hem Türkiye'yi hem Manisa'yı nereden nereye taşıdığımızı en iyi siz biliyorsunuz. Bugün de hem içeride hem dışarıda sıkıntılar yaşarken, Türkiye'nin nasıl hedeflerinden hiç sapmadan büyümeye devam ettiği ortada. Türkiye'nin büyümesinden, gelişmesinden, güçlenmesinden rahatsız olanlar, işte bu yüzden ülkemizdeki güven ve istikrar ortamını hedef alıyor. Normalde ideolojileri bakımından birbirleri ile çatışma halinde olan terör örgütleri bugün Türkiye'yi ortak hedef seçmiş durumda. 7 Haziran'dan sonra bir yerden düğmeye basıldı ve geçici hükümet kurma süreci fırsat bilinerek Türkiye yeniden kargaşaya sürüklenmek istendi. Onlara karşı dimdik durarak 'Bu ülke sahipsiz değil' dedik, sahipsiz değil diyoruz."
DİMDİK AYAKTAYIZ
Davutoğlu, diğer partilerin Türkiye'yi yönetme sorumluluğundan kaçtıkları dönemde millete dönerek, "Biz her şartta göreve hazırız. Her zorluğa karşı dimdik ayaktayız" dediklerini anımsattı.
Milletin çağrılarına güzel bir cevap vererek, 1 Kasım seçimlerinde muhteşem bir demokrasi destanı yazdıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Bu dönemde kanlı terör saldırıları oldu. Yine kararlı bir şekilde sorumluluğumuzu yerine getirdik ve 'terörün Türkiye'yi esir almasına izin vermeyiz' dedik. İşte buradan sesleniyorum tekrar, kim gelirse gelsin, hangi güçler Türkiye'yi hedef alırsa alsın, kimse bu aziz ülkeyi kendi gündemine esir edemeyecek" diye konuştu. 1 Kasım'da milletin, AK Parti'nin üstüne düşeni yaptığını gördüğüne işaret eden Davutoğlu, milletin görevden kaçanlarla, fedakarca elini taşın altına koyanları çok iyi ayırt ettiğini bildirdi.
BU ÜLKENİN HER BİR TAŞINI SON NEFESİMİZE KADAR KORUMAYA KARARLIYIZ
Çok yönlü terör dalgasına karşı kararlılıkla mücadele ettiklerini anlatan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:"Terör birçok can aldı. Hepimiz acılar çektik. Kan dökerek, sivillere saldırarak, kitleleri hedef alarak Türkiye'ye zarar vermeye çalışıyorlar. Biz, 'Türkiye'ye asla diz çöktüremeyeceksiniz' diyerek kararlılıkla mücadele ediyoruz. 23 Temmuz günü bütün bu çetelere karşı, bölücü terör örgütüne, DEAŞ'a, DHKP/C'ye karşı mücadele talimatı verdiğimizde açık bir hedef gösterdik. Bu aziz ülkenin her şehri, her ilçesi, her köyü, her mezrası, her dağı, her ırmağı, her vadisi teröristlerden temizleninceye kadar bir an bile durmayacağız. Bu, milletimize taahhüdümüzdür. Bizim sabrımızı ve kararlığımızı test etmeye kalktılar. İşte görüyorlar ve görecekler ki biz bu ülkenin her bir taşını son nefesimize kadar korumaya kararlıyız."
TERÖRİSTLERİN SAFINDA MISINIZ, MİLLETİN YANINDA MISINIZ?
Başbakan Davutoğlu, "Silopi yangın içindeyken biz oradaydık" diyerek, Türkiye'nin her köşesine gideceklerini ve üzerlerine düşen dayanışma köprüsü rolünü mutlaka oynayacaklarını vurguladı.
Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Biz bu memleketin çimentosuyuz. Biz bu memleketin temeliyiz, temel direkleriyiz. Her köşede varız ve kardeşlik türkülerini biz seslendireceğiz. Peki ülkemiz böylesine önemli bir eşikten geçerken, bazı aymazlar ne yapıyor? Sizlerle dertleşelim. Konuşalım. Siyasetten medyaya birçok alanda aynı duyarlılığı göstermesi gereken bazı kesimlerden maalesef biz bu desteği göremiyoruz. Aksine terörün işine yarayacak, terörün kanlı yüzünü örtbas edecek, hükümetimizin mücadelesini zora sokacak bir tutum gösteriliyor. Bakınız çevremizde bir ateş çemberi, kaos, istikrarsızlık, işgal, iç savaş var. İçeride terörle mücadele halindeyiz, çok yönlü operasyonlar yürütüyoruz. Maalesef muhalefet bu konularda, dayanışma göstermesi gereken muhalefet, bu gerçeği görmek istemiyor. Türkiye böyle zorlu bir süreçte, içeride ve dışarıda dört koldan mücadele verirken, muhalefet partileri maalesef bu mücadeleye destek değil, köstek oluyor."
"Terör örgütü tarafından maksatlı bir şekilde üretilen birtakım gerçek dışı iddialar maalesef ana muhalefet partisi tarafından ucuz siyasete malzeme ediliyor" diyen Başbakan Davutoğlu, sözlerine şöyle sürdürdü:"Ana muhalefet partisinin görevi, teröristin kirli propagandasına çanak tutmak mı, bu milletin terörle mücadelesine destek vermek mi? Bu soruyu altını çizerek soruyorum ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun cevap vermesini istiyorum ve soruyorum tekrar tekrar. Siyasetiniz, söylemleriniz teröristlere mi hizmet ediyor, ülkemizin, milletimizin bu badireden çıkmasına mı? Özetle arkadaşlar, soru şu, teröristlerin safında mısınız, milletimizin yanında mısınız? İşte biz milletimizle beraberiz. 1 Kasım'ın daha miting heyecanını yaşarken işte hem hizmetlerimizle yola devam ediyoruz hem de milletimizle beraberiz."
Şırnak'ta şehit düşen özel harekat polisi Emre Beker'in cenaze namazını imam babası Uğur Beker'in kıldırdığını anımsatan Davutoğlu, Uğur Beker'le yaptığı telefon görüşmesini şöyle aktardı:"Evladını şehit vermişti, cenaze namazını kendi kıldırdı. Buradan o Çorumlu yiğide, o Çorumlu yiğit aileye, Uğur beye de taziyelerimi sunuyorum. Bir vatan ki uğruna şehit verdiği evladının cenaze namazını kılan yiğitlere emanettir, bu vatan ilelebet istiklalini koruyacaktır. O mübarek hocamızı bütün şehit babaları adına hürmetle kucaklıyorum."
Bütün şehit yetimlerini, gönüllerinde kendi evlatları bilip aziz bir emanet olarak sakladıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Hiçbirinin herhangi bir şekilde muhtaç ve mağdur olmasına izin vermeyeceğiz. Onlar bizim korkacağımızı zannederler. Onlar bizim geri çekileceğimizi zannederler. Arkamızda böyle bir kahraman millet varken, geçen Meclis grubunda söylediğim gibi, bugün Manisa'da kardeşlerimiz bizi karşılarken, haykırdıkları gibi, korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız. Yılmadık, yılmıyoruz, yılmayacağız. Ayaktaydık, ayaktayız, ayakta olacağız. Yiğit efeler, zeybekler, dik durduk, dik duruyoruz, dik duracağız Allah'ın izniyle" ifadelerini kullandı.
KULAĞINA ÜFLENEN ÜÇ BEŞ SUFLEYLE SİYASET YAPIYOR
CHP'yi eleştiren Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:"Bu ülkenin insanları günlerdir terörden korkmadığını, teröre inat birlik ve beraberlik içinde umutla geleceğe yürüyeceğini haykırıyor. Peki aziz kardeşlerim, CHP ne yapıyor, diğer partiler ne yapıyor? Terör örgütünün uzantılarınca üretilen yalanları seslendiriyorlar. Başka ne yapıyor bu ana muhalefet partisi? Ülkesini dünyaya şikayet ediyor, bu ülkenin seçilmişlerinin meşruiyetini tartışmaya açmaya çalışıyor. Senin bu milletin verdiği oyu tartışmaya ne hakkın var Kılıçdaroğlu? 1 Kasım'da gittik, millet sana da baktı, bize de baktı ve bizi seçti. Selam olsun o millete. Selam olsun Anadolu'nun, Rumeli'nin yiğit insanlarına. CHP'nin başına geldiğinden beri üç beş ezberle, kulağına üflenen üç beş sufleyle siyaset yapıyor Kılıçdaroğlu. Milletimiz hangi odakların senaryosunda rol aldığını görüyor, o yüzden söylediklerine inanmıyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nı yüzde 52 oyla bu millet seçti, o makama layık gördü. Bunu tartışmak Kılıçdaroğlu'nun haddi de değildir, buna gücü de yetmez.
Cumhurbaşkanımızı bu millet yüzde 52 oyla seçti ve o makamı onurla bugüne kadar doldurduğu gibi inşallah bundan sonra da hep milletin hizmetinde onurla vazifesini sürdürecek. Kılıçdaroğlu'nun bunu tartışamaya dahi hakkı yoktur. Kendine güvenseydi, çıkıp aday olsaydı. Olamaz. Çünkü bütün siyasi kariyeri başarısızlıkla dolu. Aynı şekilde bu ülkenin mevcut hükümetini yüzde 49,5 oyla ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek seçmen desteğiyle bu millet göreve getirdi."
Meşruiyeti tartışılacak kişinin, partisinin başında girdiği her seçimi kaybeden, bu ülkeye asla ümit olamayan Kılıçdaroğlu olduğunu kaydeden Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun, genel başkanlığı süresince adeta bir seçim yenilgileri kariyeri yaptığını sözlerine ekledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenen Davutoğlu, şöyle konuştu:"Millet 'Uzlaşın' der, koalisyondan kaçarsınız. Millet 'Artık bir anayasa yapın' der, binbir türlü bahane üretir yine kaçarsın. Aylardır 'dokunulmazlık' deyip duruyorsun. 'Gel Mecliste ne kadar dokunulmazlık dosyası varsa kaldıralım' diyoruz yine yan yollara sapıyor, kaçıyorsun. Kılıçdaroğlu, hiç mi bu ülke için hayalin yok, hiç mi bir projen yok? Sen bu mücadelenin yanında olmasan da biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz, Türkiye'yi terörden mutlaka temizleyeceğiz, bizim kimsenin desteğine ihtiyacımız yok."
Başbakan Davutoğlu, teröre destek olanların millete hesabını vereceğini, teröristlerin taziye çadırlarına gidenlerin, kalaşnikoflu posterlerin önünde fotoğraf çekinenlerin, Türkiye'ye düşmanlık edenlere destek çıkanların asla iflah olamayacaklarını belirtti.
Teröre karşı koyamayanların, partilerini terör örgütünün sözcüsü durumuna düşürenlerin millet eliyle siyaset sahnesinden silinip gideceğine dikkati çeken Davutoğlu, artık Diyarbakırlı, Hakkarili, Şırnaklı vatandaşların terör örgütüne karşı sesini yükselttiğini söyledi.
KENDİLERİ ÇALIP KENDİLERİ OYNADILAR
Nevruz Bayramı'nın şiddete davetiye çıkarmak için kullanılmak istendiğini belirten Davutoğlu, "Milletimiz bu çağrılara itibar etmedi ve onların yanında durmadı. Kendileri çalıp, kendileri oynadılar. Yeter bu millete çektirdiğiniz, düşün Kürtlerin yakasından, düşün Türklerin yakasından, düşün bu milletin yakasından. Biz Türk, Kürt, Sünni, Alevi tek bir yüreğiz" ifadesini kullandı.
Haince planlarla, canice saldırılarla milletin esir alınabileceğini sananların büyük bir yanılgı içinde olduğunu belirten Davutoğlu, hükümetin ve Türkiye'nin gerçek sahibi olan milletin bu tür kirli oyunlara izin vermeyeceğini dile getirdi.
Başbakan Davutoğlu, son 14 yılda elde edilen kazanımların yok edilmesine asla izin vermeyeceklerine dikkati çekerek, insanların birliğinden, kardeşliğinden, ülkenin dirliğinden, istikrarından asla vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
Terörü ülkeden tamamen temizleyinceye kadar mücadelenin devam edeceğini dile getiren Davutoğlu, "Türkiye bu karanlık oyunları, bu kirli zihniyetleri yenecek, kardeşlik ve demokrasiyle, adaletle bütün zorlukları aşacak. Kim bu ülkeye, bu millete bir yanlış yapmışsa bedelini öder, er geç ödeyecek, onlara bu bedeli mutlaka ödeteceğiz" diye konuştu.
MECLİS'TE BEKLEYEN FEZLEKELER
TBMM çatısı altında bazı milletvekillerinin teröre destek veren söylem ve tutumlarının herkesin vicdanını yaraladığını vurgulayan Davutoğlu, siyaseti güçlendirmek üzere milletvekillerine tanınan dokunulmazlığın teröre destek vermenin kılıfı haline gelmesini asla kabul edemeyeceklerini aktardı.
Hazırlanan fezlekelerin gündeme alınmasını kararlaştırdıklarını anımsatan Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "CHP ve HDP, bu hamlemizi boşa çıkarmak üzere Mecliste bekleyen bütün fezlekeleri gündeme alalım teklifinde bulundular. Aslında bu teklife 'hayır' diyeceğimizi zannederek, teröre destek veren milletvekillerini kurtarmak istiyorlar. Biz bu oyunlarını açığa çıkarmak için 'Madem ki onlar meydan okudu, biz de hodri meydan' dedik. Meclise sevk edilen bütün fezlekeleri görüşmeyi teklif ederek, siyasi partilerimize çağrıda bulunduk. Bu sefer de ağız değiştirerek, 'Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını tamamen kaldıralım' demeye başladılar. Açıkça söylüyorum, bu tutum hem ipe un sermektir hem de siyaset kurumuna yönelik gayrimeşru tekliftir. Bizim fezlekeleri yargıya taşıma teklifimiz siyaseti zayıflatmaktan öte siyasetçi ile terör destekçisini birbirinden ayırmaya yöneliktir."
Bütün partilere çağrıda bulunan Davutoğlu, "Gelin teröre destek veren vekillerin dokunulmazlık zırhını kaldıralım ve milletimizin vicdanını yaralayan bu duruma bir son verelim" dedi.
KARAMAN'DAKİ İSTİSMAR İDDİASI
Karaman'daki istismar iddiasına değinen Davutoğlu, şunları kaydetti: "Çocuklarımıza yönelik istismara karşılık bu cani sapığın hak ettiği ceza, ne yazık ki ceza kanunumuzda yok ama tüm milletimiz emin olsun ki bu caniye gereken cezanın verilmesi için bu davanın ve bu çocukların hukukunun takipçisi olacağız. Biz her bir çocuğu gördüğümüzde kendi evladımızı görürüz, her bir çocukta eşref-i mahlukat olan masum bir insanı görürüz. Hiçbir çocuğun herhangi bir caninin, sapığın elinde böylesine mağdur edilmesine izin vermeyiz. Eşref-i mahlukat olan insanın yüz karası olan bu şahıs bir daha gün yüzü görmeyecek."
BU AŞAĞILARIN AŞAĞISI BİR MAHLUKTUR
Karaman'daki çocuk istismarı olayıyla ilgili TBMM'de oy birliğiyle araştırma komisyonu kurulduğunu hatırlatan Davutoğlu, bunun ilk andan itibaren kendisine intikal ettiğinde verdiği talimat olduğunu, bütün partilerle birlikte gereken araştırma önergesinin verilmesini istediğini söyledi.
Davutoğlu, "Vicdanlarımızı yaralayan çocuk istismarı konusunda aydınlatılmamış tek bir nokta dahi kalmayacak. Her ne yapılacaksa AK Parti bu konuda en ön safta olacak. Bu olayın kendisi bir insanlık ayıbıdır. Olaydaki faile ben insan bile diyemem. Bu aşağıların aşağısı bir mahluktur. Kim bir çocuğa el uzatırsa o emin olun ki bütün insanlığın en aşağılık mahlukudur. Buna izin vermedik, vermeyiz. Bununla ilgili ne gerekiyorsa yapılacak, hiç kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
Memleketin her bir çocuğunun kendilerine emanet olduğunu, kendi çocuklarına baktıklarında ülkenin bütün çocuklarını gördüklerini ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer kendi kızımızı ve oğlumuzu, herhangi bir vatandaşın kızının ve oğlunun hukukundan ayırırsak, onlara daha fazla bir muhabbetle bakarsak, bu gözler bize haram olsun. Her bir çocuğu aynı muhabbetle seviyoruz. Her bir çocuğa, aynı aşkla aynı sevdayla bakıyoruz. Lakin bir sapık üzerinden içeride ve dışarıda siyasi rant elde etmeye çalışanlar var. Bunları da görmemiz lazım. Bu da ayrı bir çocuk istismarıdır. Hepimizin zihninden geçirmekten bile haya edeceği utanç üzerinden derdi, davası insan yetiştirmek olan bir vakfı karalamak da başka bir ayıptır. Açıkça söylüyorum, burada paralel yapının öncülüğünde kirli bir siyasi operasyon, kirli bir algı mühendisliği yürütülmek isteniyor. Soruyorum, gecesini, gündüzünü, insana, edebe, ahlaka adayanlarla derdiniz ne? Bakın tekrar ediyorum, sorumlu kimse hesabını soracağız. Ama aziz kardeşlerim başka hesaplarla vakıf kültürüne, vakıf müessesesine saldırıya dönüşen hadsizliklere de müsaade edemeyiz. Biz Ensar Vakfının insanlığa ve ülkemize hizmet ettiğine hep şahitlik ettik, ediyoruz. Bundan da hiçbir şüphemiz yok. Bir sapığın, bu vakıfla ilgili olmayan bir sapığın yaptığı bu alçakça muamele, fiil karşısında eminim en çok da Ensar Vakfının mensupları, kurucuları tepki göstermişlerdir. Hepimiz bu tür alçaklıklara karşı tepki gösterelim ama hiçbir şekilde bunu siyasi bir tartışma konusu yapmayalım. Öyle konular vardır ki siyasetin ötesinde ve üstündedir. Çocuklarımız, işte böyle bir alandır."
MİLLETİMİZİN İHTİYAÇLARINI BİR AN BİLE İHMAL ETMEDİK
Başbakan Davutoğlu, zorlu bir coğrafyada etraftaki kaos ve istikrarsızlıkların Türkiye'yi daha fazla etkilememesi, yine en kirli ve hain yüzünü gösteren terörün emellerine ulaşmaması için gece gündüz çalışırken, milletin ihtiyaçlarını, vatandaşların taleplerini de bir an bile ihmal etmediklerini söyledi.
Türkiye'de yaşayan her insanın can güvenliğini, şehirlerin asayişini sağlamanın görevleri olduğunu belirten Davutoğlu, bunu yaparken bu ülkenin halledilmeyi bekleyen sorunlarını da unutmadıklarını, millete verdikleri her sözün arkasında olduklarını ifade etti.
Hükümet kurulalı henüz 4 ay olmuşken, 1 Kasım seçimleri öncesindeki vaatlerinin önemli bölümünü hayata geçirdiklerini vurgulayan Davutoğlu, seçim öncesinde Manisa'da dile getirdiği vaatlerin tamamını yerine getirdiklerini kaydetti.
Bakanlar Kurulunda imzaladıkları yeni tasarının Meclise sevkiyle reformların yüzde 65'ini, vaatlerin tamamını gerçekleştirmiş olduklarını dile getiren Davutoğlu, "Bütçe görüşmelerinden dolayı Meclis tatile girmemiş olsaydı reformlarımızın da tamamını gerçekleştirmiş olacaktık" dedi.
Hayata geçirdikleri tüm reform ve vaatlerin önemli adımlar olduğunu belirten Davutoğlu, yerine getirilen vaatleri sıraladı. Pazartesi günü Meclise sevk edilen yeni vaatlerin de bir hafta 10 gün içinde kanunlaşacağını aktaran Davutoğlu, buna göre, 25 yaşın altındaki gençlerin genel sağlık sigorta prim borçlarının silineceğini, kimin yanında yaşarsa yaşasın 65 yaş aylıklarındaki kesinti ve duraksamaların kaldırılacağını söyledi.
Salı günü partisinin grup toplantısında taşeron işçiler konusuyla ilgili bir önemli müjde daha verdiğini hatırlatan Davutoğlu, o günden bu yana Türkiye'nin her yerinden teşekkür, tebrik mesajları ve dualar aldıklarını anlattı.
Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:"Emekçi kardeşlerimize verdiğimiz sözü tuttuk. Bu sefer sadece verdiğimiz sözü tutmadık, verdiğimizin ötesine geçtik. 'Asıl işlerde çalışanları kadroya alacağız' dedik ama baktık ki yardımcı işlerde çalışan aziz, emekçi kardeşlerim mahzun olacaklar, vaatlerimizin ötesine geçtik ve dedik ki 'Nerede çalışırsa çalışsın bütün taşeronlara, kadroya alıp iş imkanı tanıyacağız'. Ayrım gözetmedik. Böylece asli iş, yardımcı iş ayrımı yapmadan bütün taşeron işçilerin taleplerini yerine getirdik. Gördüğünüz gibi biz verdiğimiz sözleri yerine getirmekle kalmıyor, ihtiyaç olduğunu görünce vadettiğimiz düzenlemelerin de ötesinde kararlar alıyoruz. Biz, bazıları gibi seçimi kazanmak için bol keseden atmıyoruz. Vaatlerimizde kılı kırk yarıyoruz ancak bütçemizin el verdiğini görünce vadetmediğimiz adımları da gerektiğinde atıyoruz."