Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'deki saldırganlardan birinin Gaziantep'te yakalanıp sınır dışı edildiğini ve bu işlemin Belçika Büyükelçiliği'ne iletildiğini belirterek, “Belçikalılar adı geçeni serbest bırakmıştır. Bu kişinin yabancı terörist savaşçı olduğu yönündeki uyarımıza rağmen Belçika terörizmle bağlantısını tespit edememiştir. Hatta burada Hollanda da söz konusudur. Kendi isteği üzerine Hollanda'ya da iade etmişiz ve nota ile oraya da bildirilmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Romanya Cumhurbaşkanı Klaus İohannis ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenledi.
138. yılı idrak edilen Türkiye-Romanya diplomatik ilişkilerinin tarihi serüveni aynı zamanda bu ortak coğrafyadaki dost ve müttefik iki ülkenin karşılıklı saygıya dayalı dostluk ilişkilerinin de bir tarihi olduğunu belirten Erdoğan, "Yaptığımız ikili çalışma ve daha sonra heyetler arası görüşme ile aramızdaki dostluk bağlarını çok daha güçlendirdiğimize inanıyorum" dedi.
Görüşmelerde, mülteci krizi, NATO, Avrupa Birliği, Suriye, Karadeniz işbirliği, Ukrayna, Moldova, Balkanlar ve terörizmle mücadele konularını ele alıp değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getiren Erdoğan, "Bu hususlarda Romanya ile aramızdaki iradenin örtüştüğünü görmenin memnuniyeti içindeyim. 2011 yılında stratejik ortaklık seviyesine çıkan ilişkilerimizi de ekonomi ve savunma başta olmak üzere her alanda güçlendirmeye kararlıyız" diye konuştu.
"TÜRKİYE VE ROMANYA BALKANLARDA BİRBİRİNİN EN BÜYÜK TİCARİ ORTAKLARI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Romanya'nın Balkanlarda birbirlerinin en büyük ticari ortakları olduğunu vurgulayarak, "Ülkemiz Romanya'nın Avrupa Birliği'nden sonraki en büyük ticari ortağıdır. 2015 yılında 5,4 milyar dolar olan ticari hacmimizi şu anda 10 milyar dolara çıkarmayı belirledik. Romanya'da yaklaşık şu anda 10 bin Türk firması mevcut. Bu çok ciddi bir rakam. Sanayi, imalat, ticaret, bankacılık, imalat ve gibi alanlarda faaliyet gösteriyorlar" ifadelerini kullandı.
Romanya'nın 6 milyar doları aşan yatırım sermayesiyle bölgedeki Türk yatırımları için bir üs haline geldiğini belirten Erdoğan, "Aynı şekilde Romen iş adamlarını da Türkiye'de yatırım yapmaya davet ediyoruz. Romanya'da yaşayan 70 bin soydaşımız ile 20 bin vatandaşımız aramızdaki güçlü bir dostluk köprüsü oluşturuyor. Romanya'daki Yunus Emre Kültür Merkezleri ile İstanbul'daki Dimitri Kantemir Romen Kültür Merkezi, ülkelerimiz ve insanlarımız arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sağlıyor. TİKA ofisimiz yaklaşık 1 yıldır Bükreş'te faaliyet gösteriyor ve TİKA, Romen kurumlarıyla işbirliği halinde eğitim, kültür, sağlık ve spor alanlarında birçok projeye imza atıyor. Bu arada Bükreş'te bir camii inşaatı için Romanya Müslümanları Müftülüğü'nün kullanımına arsa tahsis etti. İnşaat için gerekli izinlerin alınması süreci müftülük tarafından yürütülüyor. Türkiye olarak bu projeye elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Aynı şekilde bizler de Romen hacılar için İstanbul bir şapel ve misafirhane inşa edilmesi için birkaç arsa seçeneği belirledik. Bunları da değerli dostum İohannis ile paylaştım" açıklamalarında bulundu.
"DÜNYA TERÖRÜ, TERÖRİSTİ VE TERÖRİZMİ YENİDEN TANIMLAMAK ZORUNDA"
Özellikle terör belası noktasında da düşüncelerini Romen mevkidaşı İohannis ile paylaştığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizdeki bölücü terör örgütü PKK, Suriye'nin kuzeyindeki PYD, YPG, DAİŞ, DHKP-C bu terör örgütlerinin arasında hiçbir fark yoktur. Ankara'da yapılan eylemler, İstanbul'da yapılan eylemler, bunun dışında dün Brüksel'de yapılan eylemler, bunların nasıl ortak yanları olduğunu çok açık net ortaya koymaktadır. Hedefte olan sivil insanlardır, ölen insandır. Sebep netice ilişkisine baktığınız zaman elde edilen hiçbir şey yoktur ama kaybedilen çok şey vardır. Kaybedilen insandır, kaybedilen huzurdur, kaybedilen barıştır, kaybedilen güvendir. İnanıyorum ki dünya siyaseti eğer ittifak halinde terörün üzerine giderse bu işi çözeriz. Onun için dünya terörü, teröristi ve terörizmi yeniden tanımlamak zorundadır. Buyrun Brüksel'de saldırganlardan biri daha önce Haziran 2015'te Gaziantep'te yakalayıp sınır dışı ettiğimiz kişidir. Sınır dışı işlemini 14 Temmuz 2015'te nota ile Belçika Büyükelçiliği'ne iletmişiz. Belçikalılar adı geçeni serbest bırakmıştır. Bu kişinin yabancı terörist savaşçı olduğu yönündeki uyarımıza rağmen Belçika terörizmle bağlantısını tespit edememiştir. Hatta burada Hollanda da söz konusudur. Kendi isteği üzerine Hollanda'ya da iade etmişiz ve nota ile oraya da bildirilmiştir."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN 'DOKUNULMAZLIK' AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili, "Bana göre Sayın Başbakanın bu konudaki açıklaması isabetli olmuştur. Temenni ederim ki diğer siyasi partiler de buna katkı vermek suretiyle süratle Meclis'ten geçer" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Romanya Cumhurbaşkanı Klaus İohannis ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Karadeniz ve Romanya, göçmenler için alternatif bir yol olabilir mi? Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "Bu konuda her şeyden önce şu anda Türkiye, üzerinden böyle bir göç yolu oluşturulması konusunda çok sıkı tedbirler almış vaziyette. Buna fırsat vermiyoruz. Sahil Güvenlik botlarımız sürekli olarak buralarda turluyor ve engelliyorlar. Özellikle 18 Mart'tan sonraki süreçte bu kontroller daha da artırıldı. Buna fırsat verilmiyor. Bildiğiniz gibi ağırlıklı olarak bu tür kaçışlar Ege sahillerindeydi, bundan sonraki süreçte de bu kararlı bir şekilde devam edecek. Yani karşılıklı olarak mutabakatımızla, Türkiye-Romanya, Türkiye-Yunanistan, aramızda dayanışmayla bunu götürmemiz gerekiyor" karşılığını verdi.
"BU TÜR MUHALİF SESLER HER ÜLKEDE ÇIKABİLİYOR"
"Bükreş'te inşa edilmesi planlanan camiyle ilgili, proje konusunda bir tarih var mı? Romanya'da bazı muhalif sesler yükseldi, bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bu tür muhalif sesler her ülkede çıkabiliyor. Biz tabi daha önceki ziyaretimde Sayın Cumhurbaşkanı ile bu konuyu görüştük. Şu anda arkadaşlarımız işin izin safahatlerini yürütürken bir taraftan da proje çalışmaları devam ediyor. Hazırlanmış bir proje var fakat biz bunun geliştirilmesini de istedik. Bunlar bizim karşılıklı dayanışmamızın, karşılıklı bu noktadaki kültürel diyalogumuzun en güzel ifadesi olacaktır" ifadelerini kullandı.
"BANA GÖRE SAYIN BAŞBAKANIN DOKUNULMAZLIKLAR KONUSUNDAKİ AÇIKLAMASI İSABETLİ OLMUŞTUR"
"Dokunulmazlıklar konusunda yaşanan süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Her şeyden önce dokunulmazlık kavramının yanlış anlaşıldığı düşüncesindeyiz. Dokunulmazlık kavramı aslında fezlekelerle ilgili bir kavram, kimin fezlekesi varsa onları ilgilendiren bir konu, onun yargılanma sürecinin önünü açan bir konu. Aynı zamanda bu siyasetçinin, bu yargılanmayla ilgili bir bariyer oluşturuyormuş gibi kamuoyunda atmosfer oluşturuyor. Bu düzenlemeyle beraber siyasetçi tamamıyla 506 dosyayı yargıya göndermiş oluyor. Bildiğiniz gibi bu dosyalar salt terörle alakalı değil. Bunların içinde memur arkadaşlarımızla alakalı görevi kötüye kullanma, görevi ihlalle ilgili dosyalar var. Siyasetçiler için seçim yasaklarını ihlal fezlekeleri var, hakaret fezlekeleri var. Böylece buradaki bu dokunulmazlık dosyalarının tamamıyla yargıya açılması siyasetçinin de sırtındaki bir yükün aslında indirilmesi anlamına gelir. Yargı bununla ilgili kararını verir ve böylece yola devam eder. Olay bir kişi, üç kişi, beş kişi olayı değildir. Bana göre Sayın Başbakanın bu konudaki açıklaması isabetli olmuştur. Temenni ederim ki diğer siyasi partiler de buna katkı vermek suretiyle süratle Meclis'ten geçer" yanıtını verdi.
"TERÖRE KARŞI ORTAK BİR TAVIR SERGİLENECEK FARKLI TAVIR SERGİLENMEMELİ"
"Brüksel'deki saldırı sonrasında ABD'de resmi kurumlarda bayrakların yarıya indirilmesi kararı alındı, Fransa'da Eyfel Kulesi'nin Belçika bayrağının ışıklarıyla ışıklandırılması kararı vardı, İngiltere'de başbakanlık konutunda bayrakların yarıya indirilmesi söz konusuydu. Türkiye'de bir ay içerisinde iki saldırı oldu. Aynı hassasiyetin gösterildiğini düşünüyor musunuz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Bu eylemler karşısında şu ülke niye böyle davrandı, bu ülke niye böyle davrandı böyle bir şeyi söyleme yetkim veya yetkimiz yok. Ancak teröre karşı ortak bir tavır sergilenecekse bu filanca ülkede olduğu zaman farklı filanca ülkede olduğu zaman farklı tavır sergilenmemeli. Bu uluslararası bir mutabakat gerektiren konudur, yani ilke konusudur. Şurada son 3 ay içerisinde Türkiye'nin yaşadığı bu tür eylemler sayısal olarak bize yüzlerce kayıp verdirdi ama farklı yerlerde dünyayı ayağa kaldıranlar, Türkiye'de olan bu olaylar karşısında bu hassasiyeti göstermemişlerdir. Hatta şu anda yapılmakta olan operasyonlarla ilgili bize farklı nasihat vermek isteyenler çıkmıştır. Acaba terörün olduğu bu tür ülkelerde operasyonların olmaması diye bir şey söz konusu mu? Dünyada bütün ülkeler bu tür operasyonları yapmaktadır. Yani burada Amerika farklı bir uygulama yapmış olabilir, Fransa farklı bir uygulama yapmış olabilir, onlar tabi kendi takdirleridir. Doğrusu bizim böyle bir beklentimiz de olmadı zaten. Olsa tabii ki memnuniyetimizi ifade etmekten başka bize bir şey düşmezdi. Bazılarının telefonları olmuştur, biz de kendilerine şükranlarımızı bildirmişizdir."