Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş, geçtiğimiz gün Başbakan Binali Yıldırım’ın gençlerin dil hassasiyetine yönelik olarak yaptığı “Dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçeden ziyade nevzuhur bir kuşdilini andıran bu çürümeye artık 'dur' deme zamanı gelmiştir” şeklinde ki açıklamasının son derece yerinde ve sevindirici olduğunu kaydetti. 2017 yılının Türk Dili yılı olması nedeniyle dil üzerinde ki hassasiyet ve açıklamaların sıklıkla yapılmış olmasının dil ve kimlik duyarlılığı oluşturacağına dikkat çeken Ertaş, dil duyarlılığın konusunda özellikle gençlerin önünde ki sanat camiasına ve siyasetçilere çok iş düştüğünü belirtti.
“GENÇLERE FAZLA YÜKLENMEMELİYİZ”
Sosyal medyada kullanılan dil için gençlere fazla yüklenilmemesi gerektiğini söyleyen Ertaş, topluma rol model olan insanların dili doğru bir şekilde kullanmamasının gençlere kötü örnek olduğunu kaydederek, “Dil bozukluğu, dil yozlaşması dendiği zaman hatta genel olarak ahlaktan, değerler eğitiminden bahsedildiğinde olumsuz anlamda, aklımıza hep özne olarak gençler geliyor. Bu noktada birinci hatayı burada yapıyoruz. Gençlerinin üzerine bu kadar yüklenmememiz gerekir. Gençlerin önüne bu dili servis edenler, bunlar gençlerin önündeki insanlardır. Yani anneler, babalar, öğretmenler veya gençlerin rol model aldığı sanat, edebiyat ve siyaset dünyasından her alanda insanlar var. Bunların dili güzel kullanmaması gençlere bir kapı açıyor ve kötü örnek oluyor. Öncelikle bir suçlu aranacaksa bu suçlu toplumun her katmanında bulunan ve her türlü sosyal statü ve rolde bulunan insanlarımızdır. Bizleriz, öğretmenlerdir mesela. Elbette gençlerin kullanımları, gençler konu olursa eleştirilebilir ama böyle bir durumda var” dedi.
GENÇLERİN SOSYAL MEDYADA KULLANDIKLARI DİL TÜRKÇE’NİN RUHUNA ADETA TECAVÜZ!
Geçtiğimiz günlerde gençlerin sosyal medya da kullandığı dil üzerine Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı açıklamaların dil ve kimlik duyarlılığı oluşturulmasında etkili olacağına dikkat çeken Ertaş, dil bozukluğuna bir bütün olarak bakılması gerektiğini belirtti.
Gençlerin sosyal medyada kullandıkları kısaltmaların, abuk sabuk ifadelerin dünyanın en zengin ve ahengi en yüksek dillerinden biri olan Türkçe’nin ruhuna adeta tecavüz olarak nitelendiren Ertaş, “Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı açıklamalar yerinde açıklamalardır. 2017 yılının Türk Dili yılı olması hasebiyle de dil üzerinde ki hassasiyet ve açıklamaların sıklıkla yapılmış olması da güzel ve sevindiricidir. Belki bir dil duyarlılığı, kimlik duyarlılığı oluşur. Ben dil bozukluğuna bir bütün olarak bakıyorum ve öyle değerlendiriyorum. Gençlerin sosyal medyada kullandıkları kısaltmalar, abuk sabuk ifadeler bizim dünyanın en zengin ve ahengi, müzikalitesi en yüksek dillerden biri olan
Türkçe’nin ruhuna adeta tecavüz. Çünkü dilimiz hakikaten gerek Halk şiirinde, gerek Divan şiirinde ve birçok edebi metinde, nesirde kendini gösterdiği üzere belki de dünyanın ahengi en yüksek dili. Konuşulduğu zaman, dilimizi biri güzel konuştuğu zaman adeta şarkı söylüyor gibi konuşur. Şiir okuduğu zaman ahengi hissedersiniz, fakat bugün bunlar yok” diye konuştu.
DİLİN USTALARI MEDYADAN UZAK KALMAMALI
Sosyal meydanın artık günümüz gerçeğine dönüştüğünü kaydeden Ertaş, dili iyi ve yetkin kullanabilen kişilerin bu mecralardan uzak kalmaması gerektiğini söyledi.
Dil duyarlılığı konusunda sanat camiasına, öğretmenlere ve siyasetçilere çok iş düştüğünü belirten Ertaş, “Bunun nedenini şöyle bağlıyorum ben; Dil üzerinde yetkin kişilerin dil çok iyi kullanan kişilerin sosyal medyadan uzak olmaların da tesiri var. Yani sosyal medyaya malayani iş, boş iş gözüyle bakan veya sosyal medyada ki düzeye düşmeyelim diye uzak duran insanlarında suçu var. Artık sosyal medya bir gerçek. Böyle bir hakikat varken siz dilin ustaları bu mahalden uzak kalırsanız bu gençler bu mecralarda abuk sabuk konuşan büyükleri örnek alırlar. Bu konuda, dil duyarlılığı onuşunda öğretmenlere çok iş düşüyor. Dil duyarlılığı konusunda sanat camiasına yani toplumun önünde ki, özellikle gençlerin önünde ki sanat camiasına ve siyasetçilere çok iş düşüyor. Bir de popüler yazarlar var, sıkıntılarımızdan birisi de bu. Popüler yazarlar, popüler dili de kullanarak kendilerini diğerlerinden farklı kılmaya çalışıyorlar. Gençlerde bunları örnek alabiliyor” dedi.
“DİLİNİ KONUŞMAYAN GENÇLERİN, GELECEĞİ OLAMAZ”
Dil duyarlılığı huşunda gençlerde ve ailelerde duyarlılığın artırılması gerektiğine vurgu tapan Ertaş, “Sonuç olarak şunu söylemek gerekir, sizin dilinizi konuşmayan, kültür ve medeniyet dilinizi konuşmayan gençler, sizin geleceğiniz olamaz. Sizin zengin, kadim kültürünüzün dilini konuşmayan gençler, sizin geleceğiniz olamaz. Bu cümlenin altının çizilmesini istiyorum. Hangi dili kullanıyorlarsa, hangi dile özenti içeresindeyseler o milletin, o medeniyetin kapısında dilencidir o insanlar. Onun için gençlerimizde, ailelerimizde duyarlılığı artırmamız lazım. 2017’nin Türk Dili yılı olması da bunun için güzel bir fırsat. İnşallah okullar açıldığında da Milli eğitim ile birlikte okullarda dil duyarlılığı konusunda çalışmalar yapacağız. İnşallah sonuca bir katkımız olur” ifadelerine yer verdi.