Erzurum’un dışarıya açılan 4 önemli kapılarından biri olan Harput Kapı, Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu’nun talimatlarıyla gün yüzüne çıkıyor.
Erzurum Valiliği bahçesinde bulunan ve geçtiğimiz yıllarda yapılan bir inşaat çalışmasıyla ortaya çıkan Harput Kapı, Erzurum'u düşman işgaline karşı koruyan 4 ana yönden giriş ve çıkışları sağlayan önemli kapılardan birini oluşturuyor. İçeriden Erzincan Kapı, Gürcü Kapı, Tebriz Kapı; dışarıdan da, İstanbul Kapı, Kars Kapı, Kavak Kapı ve Harput Kapı ile çevrelenen Erzurum'da, yok olmak yüz tutan tarihi mekânlar yeniden restore edilerek gelecek nesillere aktarılıyor.
Valilik yerleşkesi içerisinde kalan Harput Kapı’da yapılan çalışmaları yerinde inceleyen Vali Seyfettin Azizoğlu, tarihi bir öneme sahip olan ve kaybolmaya yüz tutmuş Harput Kapı’nın Erzurum’a tekrar kazandırılacağını söyledi.
Zamanla üzeri kapanan tarihi mekânı gelecek nesillere aktarmak için kolları sıvayan Vali Azizoğlu, “Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifade ettiği ‘dört kapılı şehir’ Erzurum’da yıllar önce hafriyat dökülmesiyle kaybolup unutulmaya yüz tutan Harput Kapı’yı gün yüzüne çıkarıyoruz. Yapılan kazılarla ortaya çıkan tarihi mekân için önce projeyi çizdirdik. Restorasyon ve peyzaj çalışmalarının ardından ata yadigârı tarihi yapı, diğer kapılar gibi Erzurum tarihine kazandırılmış olacak. Tarihi yapıların hepsi bizlere birer emanettir. Onları koruyup, gelecek nesillere aktarmak görevimizdir. Bu anlamda elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret gösteriyoruz” şeklinde konuştu.
Harput Kapı tarihçesi
Erzurum’un tarih kitaplarında adına sıkça rastladığımız, yapıldığı yıllarda şehrin güneybatısına düşen kapı, 1869-1873 yıllarında Erzurum Valisi Fosfor Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bingöl, Kığı, Elazığ ve Harput’a giden yol buradan başladığı için Harput Kapı olarak isimlendirilmiştir. Erzurum’un Güneydoğu köyleri olan Dutçu (Tuzcu) ve Haydari köylerinden şehre buradan giriş-çıkış yapılırdı.