Keçiören Belediyesi'nin periyodik olarak düzenlediği panellerin 4'üncüsünde yazar ve fikir adamı Nurettin Topçu'nun hayatı ve görüşleri ele alındı.
Keçiören Belediyesi Huzurevi Necip Fazıl Kısakürek Sahnesi'nde D. Mehmet Doğan'ın yönettiği panele Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali Birinci, ilahiyatçı Prof. Dr. İsmail Kara ve felsefeci Doç. Dr. Levent Bayraktar konuşmacı olarak katıldı. Nurettin Topçu'nun hayatını anlatan sinevizyon gösterisinin ardından panelin açış konuşmasını yapan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, belediyelerin görevinin kentin yol, kaldırım, temizlik ve asfalt gibi fiziki ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret olmadığını, şehirlerin bir ruhunun da olduğunu belirterek, "Şehirlerde yaşayan insanların kültür, sanat ve sosyal alanlarda da ihtiyaçları var. Bu konuda da belediyelere büyük görevler düşüyor. Biz de bunun gereği olarak kültür ve sanatla alakalı faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz" dedi.
TOPÇU’NUN TÜRKÇE TİTİZLİĞİ
"İz Bırakanlar" başlığı altında düzenlenen etkinliklerde Cemil Meriç, Necip Fazıl Kısakürek ve Erol Güngör'ün fikir ve görüşlerinin ele alındığı üç ayrı panel düzenlediklerini kaydeden Başkan Ak, bu programlarla Türkiye Cumhuriyeti düşünce tarihinde iz bırakan şahsiyetleri günümüze taşımayı amaçladıklarını söyledi. Paneldeki ilk konuşmayı yapan ve Nurettin Topçu'yla ilgili hatıralarını anlatan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali Birinci, Türkçe'yi çok iyi kullanan Nurettin Topçu'nun Türkçe'yi sevenler için çölde susuzluktan ölmek üzere olan bir bedevinin içine serin suların bıraktığı bir tesir bıraktığını söyledi. Topçu'nun sohbetlerinde dar anlamda siyaset konuşulmadığını, geniş manasıyla, esas itibariyle insanın ele alındığını ifade eden Prof. Dr. Birinci, sohbetlerinde yeri geldiğinde fıkralar zikrederek enteresan yorumlar yaptığını kaydetti. Nurettin Topçu'nun hiçbir zaman neşeyi aramadığını, adeta ızdırap aşığı olduğunu anlatan Birinci, kahkaha attığını hiç görmediğini, kahkaha atanları da pek sevmediğini söyledi.
TOPÇU’NUN DÜŞÜNCELERİ
Nurettin Topçu'nun siyasi düşünceleri üzerine görüşleri aktaran Prof. Dr. İsmail Kara ise, onun yaşadığı dönemde tek parti rejimi ve sadece itaat isteyen, adaleti geriye iten, ahlakı da iyi vatandaş üzerinden tanımlayan sosyal ve kültürel bir yapı olduğunu kaydetti. 'İsyan Ahlakı' başlığıyla siyasi düşüncelerini ortaya koyan Topçu'nun çok partili hayata geçilmesiyle Türkiye'deki sağ muhafazakar kesimin bir tür demokrasiyle hareket ettiği bir ortamda en ağır demokrasi tenkitlerini yazmasının dikkatle takip edilmesi gereken bir nokta olduğunu belirten Kara, "Nurettin Bey'i en çok meşgul eden konulardan biri hem felsefi, hem ahlaki, hem siyasi hem de toplumsal olarak Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı sonrası şartlarda Amerikan kültürüne doğru ve daha fazla kapitalist kültüre doğru hareket etmiş olmasıdır. Bu gidişi ahlaki, siyasi ve milli olarak çok tehlikeli gördüğü için o günkü ve bugünkü milliyetçi-muhafazakar kesimde hiçbir karşılığı olmayan veya olması çok zor olan İslam sosyalizmini kullanmaya başlamıştır" şeklinde konuştu.
TOPÇU’NUN FELSEFİ KİŞİLİĞİ
Nurettin Topçu'nun felsefeci kişiliği hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Levent Bayraktar da, Topçu'nun batı felsefesinin yanı sıra İslam ve Türk düşüncesi geleneğine tavır alan ve bu geleneklerle hesaplaşan, bu geleneklerin içerisinde kendisine mahsus sentez bulmaya çalışan bir şahsiyet olduğunu ifade ederek, "O, aksiyon felsefesi içerisinde kendi görüşlerini, Yunus'u, Mevlana'yı, Hallac'ı ifade etme imkanı bularak İslam tasavvuf geleneğini 20. yüzyılda yeniden ihya eden bir düşünür karakteri çizmiştir"
dedi.