ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNİN OLUMSUZ ETKİSİ
Öğrencilerin daha önce kırtasiye defter ve diğer ihtiyaçlarını kırtasiye ve kitapçılardan temin ettiğini hatırlatan Balcı, Ders kitaplarının ücretsiz dağıtılmasıyla birlikte, öğrencilere hitap eden ürünlerin her yerde özellikle büyük alıveriş merkezlerinde satılmasının sektörü çıkmaza soktuğunu kaydetti.
KİTAPÇI MEFHUMU ZAYIFLADI
“Az okuyan bir toplum olduğumuz için bu son uygulama ile kitapçı mefhumu da zayıfladı” diyen Mahmut Balcı, “Ders kitaplarının ücretsiz dağıtılmasına karşı değiliz. Ancak bu işi yapan kuruluşların mağdur olmaması için ders kitapları bir ay önceden hazır edilmeli ve büyük firmalar eliyle değil tıpkı bazı hizmetlerin muhtarlıklar eliyle yapıldığı gibi kitap dağıtımı da öğrenciye en yakın kırtasiyeciler ve kitapçılardan aracılığıyla teslim alınmalı. Bir kültür taşıyıcısı olan bu kuruluşlar yaşamalı. Kitap ve yayın dünyasından bazı meslektaşlar kırtasiyecilik ve kitapçılık kavramı yok olmakta dediklerinde bu görüş fazla kişisel görüldü. Kitaplar ücretsiz dağıtıldığı için öğrencilerin kitaplara gereken önemi vermediğine dair okul yöneticilerinden ve öğretmenlerden de şikayetler duymaktayız” diye konuştu.
KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI BİTİYOR MU?
Ekonomik krizin kitap ve yayın sektörünü de vurduğunu anlatan Balcı, “Binlerce kişi mağdur oldu.. Bu sektörde ciddi sorunlar yaşanmakta. Sorunlar ve mağduriyetler tepkilere dönüşüyor ancak tepkiler bu ülkenin yönetiminden sorumlu kişilere iletilmiyor. İnsanların kitaba ve kültür hizmetlerine çok ucuz ulaşmaları sağlanmalı. Ancak hepten ücretsiz olması niteliği ve üretimi düşürüyor. Yazarlar ve akademisyenler madem yazdığımız ve sarf ettiğimiz emeğin karşılığını alamıyor isek neden yazalım dediklerine şahidim. Bir akademisyenin feryadını sizinle paylaşmak istiyorum. ‘Dersine girdiğim öğrencilerimin elinde kitabımın orijinali varken fotokopisini görünce üzüldüm. Ben niye bu kadar emek gösteriyorum diye kendimi sorguladım’ demesi üzücü bir durum olsa gerekir. Elinde ders kitabı olan öğrenciler fiyatları öğrenince bu kitapların fotokopisi yok mu diye sormakta. Bundan dolayı birçok kitap kitaplar kitapçıların elinde kalmakta. Hatta bazı hukukçuların ve hukuk fakültesi öğrencilerinin korsanı tercih etmeleri gibi bir çelişki de yaşamaktayız. Öğrencileri anlıyoruz. Ancak insanların başka ihtiyaçları için aynı titizliği göstermediklerini ve en lüks ortamlarda oturduklarını, yiyip içtiklerini, sigara ve keyif verici diğer ihtiyaçlarını rahatça karşıladıkları da bir gerçektir” şeklinde konuştu.
KORSAN YAYIN SORUNU
Kitapçıların yaşadığı diğer bir sorunun ise korsan yayıncılar olduğunu dile getiren Balcı, şunları kaydetti; “Milli Eğitim Bakanlığının hak, emek ve telifin önemini çocuklara ilköğretimden başlayarak okullarda ilk dersin hak-hukuk konularına ayrılarak bilinçlenmenin gerçekleşmesine çalışılması gerekmektedir. İnsanların bu konularda geçici düşünmemeleri gerekir. Kitap ve kırtasiye sektörünün normalleşmesinde ve korsanı önlemede, Valilere, Emniyet görevlilerine, belediye başkanlarına, eğitimcilere, yazarlara, yöneticilere yayıncılara da büyük görevler düşmektedir. Yakın zamanda Erzurum’daki bazı kitapçılarla birlikte Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne ve Erzurum Valiliğine yaptığımız ziyaretlerde bu konular gündeme geldi. Erzurum’daki kitapçılar korsana karşı çaba gösterirken aynı duyarlılığı yayıncılardan görememekteyiz. Bazı yayıncı ve onların dağıtıcıları sanki kitapçılarda kitaplarının satılmasını ve bulundurulmasını istemiyorlar gibi davrandıklarını gözlemliyoruz. Yüksek fiyat koymaya devam eden, kitapçılara birçok engel çıkaran, kitapçının isteklerine zamanında cevap vermeyenlerin tavrı kitabın korsana düşmesine ve raflara girmemesine neden olan yayıncılardan duyarlılık istiyoruz. Elbette bütün bu gerekçeler bir şeyin aslı varken taklidini hele haksız kazanç ise kopyasını almasını onu helal yapmaz. Kitap ve Kırtasiye Dünyasının sorunları herkesi ilgilendirmektedir. Sağlıksız bir toplumda yaşamak sonuçta herkesi olumsuz etkilemektedir.”