İnşaat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Ünal Kıraç, inşaat sektörünün sorunları ile ilgili açıklamalarda bulunarak, sun dönemlerde üretim girdi maliyetlerinin artışının sektörde önemli darboğazlar oluşturduğunu söyledi
ÜRETİM GİRDİ MALİYETLERİ ARTIYOR
İnşaat sektörünün üretim girdi maliyetlerinin artışından dolayı krizin eşiğine geldiğini belirten Kıraç, “Başta demir olmak üzere inşaat malzemelerine son birkaç aydır yapılan zam, inşaat sektörünü krizin eşiğine getirmiştir. Hemen her girdi de görülen zam oranının demirde gerçekten de fahiş olduğu dikkatlerden kaçmamıştır. Belli ki demir, tıpkı pirinçte olduğu gibi spekülatörlerin haksız kazanç elde ettiği bir ürün haline getirilmiştir. Kimin hangi üründen, hangi oranda haksız kazanç elde edeceğinden daha önemlisi, fahiş fiyat artışlarının inşaat sektörünü kilitlediği, pek çok firmayı iflasın eşiğine getirdiğidir. TOKİ ile iş yapan müteahhitlerin yaşadığı sorun da budur” dedi.
DEMİR ZAM ŞAMPİYONU
Demirin zam şampiyonu olduğuna dikkat çeken Kıraç, “2007 yılının Aralık ayında başlayan demir-çelik zamları 2008 yılının ilk dört ayında artarak devam etmiş ve yüzde 80 oranına dayanmıştır. Türkiye'nin tek sac üreticisi olan Ereğli Demir Çelik Fabrikaları yılbaşından bu yana dört kez ürünlerine zam yapmıştır. TÜİK verilerine göre ise 2008 yılının ilk üç ayında en yüksek zam şampiyonu demirdir. Bu temel inşaat girdisinin bu oranda zam görmesi, maliyet hesaplarını alt üst etmeye yetmiştir. Demirin inşaatlardaki payı yüzde13'tür. Demir fiyatının yüksek oranda artması, beraberinde konut maliyetlerinde artışı getirecek, bu da zaten yaprak kımıldamayan konut sektörünün içinde bulunduğu krizi derinleştirecektir” diye konuştu.
EV SAHİBİ OLMA İSTEĞİ HAYAL OLACAK
Ev sahibi olma isteğinin hayal olacağını belirten Kıraç, “ Birçok inşaat firması bir taraftan projelerini durdururken, bir taraftan da gelen zamları satıştaki ürününe yansıtmakta, dolayısıyla ev sahibi olma istediği hayalden öteye geçememektedir.
Demir-çelik fiyatları son beş yılda dört kat artmıştır. Bu, hem açıklanan enflasyon oranıyla uyumlu değildir hem de petrole, elektriğe gelen zamla. Ayrıca özellikle Avrupa ülkelerdeki demir-çelik fiyatlarıyla ülkemizdeki fiyatlar arasında da gözle görülür bir uçurum bulunmaktadır. Hükümet gerekli önlemleri almadığı takdirde, 2005 yılından bu yana büyüme rakamlarında düşüş eğilimi gösteren sektör 2008 yılını öngörülen büyüme oranlarının çok altında kapatma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu da, GSMH oranı % 30, istihdamdaki payı % 15 gibi yüksek değerlerde olan inşaat sektöründeki ve beraberinde Türkiye ekonomisindeki krizi kalıcı hale getirecektir” dedi.