Sanat Tarihçisi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, “Erzurum, ruhunu ve kimliğini çağdaşlaşma adına yok eden şehitlerden olmamalıdır.” dedi. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölüm Başkanı, Sanat Tarihçisi Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, tarihi eserlerin şehir kimliğindeki yeri ve turizme katkıları konusunda açıklamalarda bulundu.
//ERZURUM’UN RUHU
Bir toplumun kültürel kimliğinin, şehir kimliği ile paralellik arz edeceğini belirten Aktemur, şehirlerin kimliğini ise, tarihi eserlerin belli edeceğini dile getirdi. Tarihi eserlerin her taşında, pencere, kapı, alınlık ve balkon gibi her unsurunda geçmişten izler ve kültürel altyapıdan malzemeler bulunduğunu vurgulayan Aktemur, günümüzde çağdaşlaşma adına bu değerlerin cömertçe harcandığını kaydetti. Sanat Tarihçisi Ali Murat Aktemur, “Çağdaş görünüme sahip kentler inşa ederken tarihi ve kültürel geçmişe ait geleneksel unsurları da kullanmalıyız. Yani gelenekle yeniliği iç içe kullanmanın formüllerini bulmalıyız. Özellikle de Erzurum gibi çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş bir şehir için, bu ölçüden asla şaşmamalıyız. Çünkü Erzurum, zengin tarihi geçmişi ve eserleriyle bir kültür abidesidir.” diye konuştu.
//ŞEHİR KİMLİĞİ VE TARİHİ İZLER
Turizmin temel hedefinin insanları şehirlere çekebilmek olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, “Böyle düşünüldüğü takdirde, turistler, gittikleri şehirlerde o şehrin kültürüne, tarihine, hatta kendine özgü mimari yapısına, kısaca o şehrin kimliğine dair bir takım izler ve unsurlar arar. Bizler yenileşme ve çağdaş görünüme sahip kentler inşa etme anlamında geçmişimizi, kültürümüzü ve kimliğimizi kaybedersek, bu izleri ve imkanı turizmin hizmetine sunamazsak, zaten turistlerin buraya gelmelerinin bir anlamı olmayacağı gibi, buna gerek de kalmaz. Çünkü yabancılar, burada kendi geldikleri ülke ve kentlerden çok farklı şeyler ararlar.” şeklinde konuştu.
//KÜLTÜREL GEÇMİŞİN MUHAFAZASI
Kentlerin tarihi ve kültürel geçmişlerinin korunmasının, bu nedenle büyük önem taşıdığını dile getiren Doç. Dr. Aktemur, gelenek ve yenilik ilkesinden şaşmamak gerektiğini vurgulayarak, “Meseleye yöneticiler ve şehri imar edenler de dahil olmak üzere herkes bu pencereden bakmalı ve ona göre değerlendirmelidir. Tarihi eserlerimize gözümüz gibi bakmaz, onları koruyup muhafaza edemezsek, aslında kendi kimliğimizi ortadan kaldırmış oluruz ki, bu da vahim bir hata anlamına gelir.” dedi.