İzmir Barosu ve Türkiye Barolar Birliği tarafından İzmir'de düzenlenen ve üç gün süren "Ceza Muhakemesi Kanunu 250. madde: Özel Yetkili Mahkemeler Sempozyumu" bugün açıklanan kapanış bildirgesinin ardından sona erdi. Ülke genelinde bulunan 78 barodan 50'sinin başkanının katıldığı toplantının kapanış oturumu, hazırlanan kapanış bildirgesi nedeniyle tartışmalı geçti. 2009'dan bu yana ilk kez ortak bildirge hazırlayan TBB bünyesindeki barolardan 13'ü bildirgeyi "Kamuoyuna mal olmuş davaları etkileyeceği" gerekçesiyle imzalamadı. Kapatılan devlet güvenlik mahkemelerinin yerine oluşturulan özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının istendiği bildirgede, "Bir hukuk devletinde, bu tür mahkemelerin ve özel usullerin yeri bulunmamaktadır" denildi.
Tartışmalara neden olan cümleler çıkartıldıktan sonra TBB Başkan Yardımcısı Berra Besler tarafından okunan bildirgenin, "Görülmekte olan herhangi bir davayı ima ve işaret etmeksizin ve davalar arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin" oluşturulduğu özellikle vurgulandı.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. Maddesi ile kurulan ve devlet güvenlik mahkemelerinin devamı niteliğinde olan özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin yargı birliğine aykırı olarak olağanüstü soruşturma ve kovuşturma usulleriyle işleyen yapısı nedeniyle savunma hakkına, silahların eşitliği ilkesine, adil yargılanma hakkına ciddi tehdit ve tehlike oluşturduğu vurgulanan bildirgede, "Bir hukuk devletinde bu tür mahkemelerin ve bu şekildeki özel usullerin yeri bulunmamaktadır. O nedenle demokratik düzenlerin normal zamanlarının normal mahkemeleri olmayan, özel soruşturma ve yargılama usulleriyle, savunma hakkının kısıtlanması niteliğindeki gizlilik kararlarıyla mahkemeden daha çok devletin ideolojik aygıtı gibi çalışan bu mahkemelerin ve yine bu mahkemeler için öngörülen özel usul hükümlerinin bir an önce kaldırılması gerekir. Bunun yanı sıra tüm yargılamalarda da sorun olarak karşımıza çıkan adil yargılanma hakkına müdahale niteliğindeki karar ve uygulamalara derhal son verilmelidir" denildi. Bildirgede ayrıca Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan ve savunma hakkını kısıtlayan bazı hükümlerin de kaldırılması gerektiğine dikkat çekildi.
"YÜRÜYEN DAVALARI ETKİLER"
Bildirgenin hazırlanmasından sonra Konya, Şanlıurfa, Malatya, Yozgat, Siirt, Batman, Erzurum, Afyonkarahisar, Bayburt, Tokat, Karaman, Kütahya ve Kahramanmaraş baroları, halen görülmekte olan ve kamuoyuna mal olmuş davaları etkileyebileceğini ileri sürerek imza atmadı. Konya Barosu Başkanı Avukat Fevzi Kayacan, bildirgeyi hazırlayanlar arasında kamuoyuna mal olmuş davalarda vekil sıfatında olanların bulunduğunu dile getirerek, "Bu kişilerin statüleri göz önüne alındığında bu davalar etkilenebilir. Her ne kadar dava ismi bildirilmese de böyle bir etkilenme olacaktır. Ayrıca TBB gibi bir kurumun taraf olmaması gerektiğine inanıyorum. Kamuya mal olmuş davalarda vekil olanların katıldığı bildirgeyi de etik bulmuyorum" diye konuştu.
"DURUŞMALARA GİRMEYECEĞİZ"
İzmir Barosu Başkanı Avukat Sema Pekdaş ise sempozyuma katılmayan 38 baronun temsilcilerinin mazeret bildirdiğini ifade ederek, "Bildirgeye muhalif olan arkadaşlar bazı davaların darbe teşebbüsüne yönelik olduğunun açıkça belirtilmesini istedi, bazı arkadaşlar da bildirgeyi darbecilere yönelik koruma olarak algıladı. O yüzden imzalamadı. Ancak bizim öyle bir düşüncemiz olmadı" dedi. Yeni bir düzenleme yapılmasını beklediklerini kaydeden Pekdaş, "Eğer bir düzelme olmazsa, dava gücümüzü kullanacağız, duruşmalara girmeyeceğiz, zorunlu müdafi görevlendirmelerini kabul etmeyeceğiz" diye konuştu.