ERZURUM/İHA
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Üsküp ziyareti çerçevesinde, Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi ve Makedonya Bilim ve Sanatlar Akademisi işbirliği ile düzenlenen 7'nci Uluslar arası Atatürk Kongresi'ne katıldı.
Kongrede bir konuşma yapan Arınç, Mustafa Kemal Atatürk'ün liderlik mayasının Makedonya topraklarında verildiğini belirterek, "Geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk adına böylesine önemli bir kongreyi düzenlediğiniz için sizleri tebrik ediyorum" dedi.
Arınç, "Atatürk gibi muharebe meydanlarında efsanevi bir komutan, modern bir cumhuriyet kurmayı başaran, başarılı bir devrimci lidere dünya siyasetinde kolayca rastlamak mümkün değil. Zaten tarihçiler de ittifakla Atatürk'ü geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran birkaç liderden biri olarak kabul etmişlerdir. Atatürk'ü kendi çağdaşlarından ayırt eden yanı, değişime ve yeniliklere açık olmasıdır. O düşünceyi ve eylemi kendi kişiliğinde birleştirmeyi başarmış, hem değişim ve dönüşümü öncelikle kendi düşüncelerinde yaşatmış, hem de bunu toplumda gerçekleştirebilmiştir. Onun mücadeleci kişiliği aynı zamanda işgal altında yok olmanın eşiğine gelmiş bir imparatorluktan, sağlam temellere sahip, değişime açık, millet iradesine dayanan tam bağımsız bir cumhuriyet vizyonuna da sahiptir" dedi.
"ATATÜRK MİLLETİ VE DEVLETİ İÇİN TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMİŞTİR"
"O hem geleceği gören, hem mücadeleci, hem de devrimci özellikleriyle, milleti ve devleti için tarihin akışını değiştirmiştir" diyen Arınç, "Bugün kurduğu cumhuriyet 88 yılına gelmiş, ölümünün üzerinden de tam 73 yıl geçmiştir. Ancak Atatürk yalnızca Türkiye Türkleri'nin değil, aynı zamanda barışa ve bağımsızlığa düşkün halkların ve devletlerin de ilham kaynağı, umudu ve saygı duyduğu bir liderdir" şeklinde konuştu.
Arınç konuşmasına şöyle devam etti: "İstiklal Savaşımız, uzun süredir yenilgi yüzü görmeyen, kendine güvenen, dünyaya efendilik taslayan, ittifak halindeki birden çok devlete karşı verilmiş bir bağımsızlık mücadelesidir. Birinci Dünya Savaşı'ndan alınan galibiyetin şımarıklığı ve sınır tanımazlığı ile hareket eden bu güçler, Osmanlı Devleti'nden arta kalan bir avuç büyüklüğündeki Anadolu topraklarını da işgal etmek istemişler, tüm tarih boyunca özgür ve bağımsız yaşamış bir milletin boynuna esaret zinciri takmaya kalkışmışlardı. İşte Atatürk, büyük bir millet için umudun bile tükendiği bir dönemde, insaf ve merhamet dilenerek bağımsızlık korunamaz düşüncesiyle ortaya çıkmış, milleti örgütlemiş ve büyük bir bağımsızlık mücadelesi vermiştir. Verdiğimiz kurtuluş mücadelesi aynı zamanda anti-emparyalist bir özelliğe de sahipti. Atatürk, Türk milleti içindeki bağımsızlık ateşini yakmış, Çanakkale Savaşı'nın ardından tüm dünyaya, bu milletin ayağına pranga, koluna kelepçe, boynuna zincir vurulamayacağını nihai olarak ilan etmiştir."
"O, YALNIZCA SAVAŞÇI BİR LİDER DEĞİL, AYNI ZAMANDA REFORMCU BİR LİDERDİR"
Atatürk'ün yalnızca savaşçı bir lider olmadığını, büyük bir savaşın ardından modern bir cumhuriyet kurabilmiş, reformcu liderlerden biri olduğunu kaydeden Arınç, "O bir taraftan yeni kurulan cumhuriyetin sosyal, kültürüle, siyasi dönüşümünde tayin edici rol üstlenirken, diğertaraftan da bağımsızlık savaşlarının, milli devlet kurulması ve çağdaşlaşmasının ilkelerini uygulama esaslarını da belirtmiştir. O çöken bir imparatorluğun ardından ulus bilincine sahip bağımsız bir devlet kurmuştu. İşgal devletlerine karşı amansız bir mücadele vermiş ve onları savaş meydanlarında mağlubiyete uğratmıştı" dedi.
Atatürk'ün "Yurtda sulh, cihanda sulh" sözünü hatırlatan Arınç, onun milletler arasında savaşa değil, barışa işaret ettiğinin, Atatürk'e göre milletler arasında düşmanlıklara değil akrabalık, dostluk bilincine vurgu yapılması gerektiğini hatırlattı.
Arınç, "Onun bu bakış açısı genç cumhuriyetin istikametine de yön vermiştir. Bu bağlamda Türkiye barış için her türlü girişimde öncü rol almıştır. Bugün bile Kore'de, Kıbrıs'ta, Somali'de, Bosna'da, Kosova'da, Afganistan'da barış adına uluslar arası toplum içinde yerini almıştır. Bugün Türkiye aynı düşünceyle hareket etmektedir" şeklinde konuştu.
Arınç konuşmasının devamında, "Dünyanın krizlerle sarsıldığı bu dönemde sağlam ekonomik yapısıyla güvenli bir liman olan Türkiye, aktif dış politikasıyla insanlığın ihtiyaç duyduğu barış ve huzura hizmet etmektedir. Kafkaslarda, Ortadoğu ve Balkanlar'da ve Afganistan'da yaşanan sorunların barış içinde sona eridirilmesi için Türkiye büyük çaba harcamaktadır" diye konuştu.
"MAKEDONYA İLE GÜÇLÜ BAĞLARIMIZ VAR"
Bağımsızlığının 20. yılını kutlayan Makedonya'yı ilk tanıyan ülkelerden birisinin Türkiye olduğunu belirten Arnıç, Makedonya'yı her alanda kararlı şeilde desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Arınç, "Makedonya halkı bütün etnik çeşitliliği ile bizim dostumuz ve kardeşimizdir. Ülkemde yaşayan 75 milyon insanın gözünde ve gönlünde Makedonya'nın ayrı bir yeri vardır. Bugün adına kongre düzenlediğimiz Mustafa Kemal'in liderlik mayası bu topraklarda verilmiştir. Atatürk'ün babası, Ali Rıza Efendi'nin evi hala Kocacık'tadır. İstiklal şairimiz Mehmet Akif bu toprakların çocuğudur. Yahya Kemal, hem Üsküp'ün, hem de İstanbul'un şairidir" dedi.
Bu tarihi bağların, tarihi sorumlulukları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Arınç, "Bunun farkındayız. Bu bilinçle, Makedonya'da Osmanlı döneminden kalan kültür varlığının onarım ve restorasyonuna ve özgünlüğüne uygun olarak yapılması ve mevcut yapıların da korunmasına önem veriyoruz. Sultan 2. Murat Camii ve yanındaki saat kulesi, İshak Bey Camii, Köse Kadı Camii, Yahya Paşa Camii, Kurşunlu Han, Tekke Camii, Bektaşi Tekkesi hala varlığını koruyan, Makedonya'ya miras kalan Türk eserleridir" şeklinde konuştu.
Bu arada Türkiye'nin, Makedonya'nın NATO'ya girmesi konusundaki çabalarının devam ettiğini kaydeden Arınç, "Bugün yürüttüğümüz uluslar arası siyasi ve diplomatik mücadelemiz dünya barışı ve adaleti içindir. Türkiye kendisi ve komşuları için ortak bir gelecek dizayn ederken, uluslar arası adaleti ve hakkaniyeti göz ardı etmeden üzerine düşeni yerine getirecektir" dedi.