EDA IŞIK(İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarının siyasi rekabete feda edilmemesi gerektiğini belirterek, "Bu parlamento 1 yıl içinde bu işi Allah'ın izniyle rahatlıkla bitirir" dedi.
BAŞBAKAN’DAN TEŞEKKÜR
Partisinin TBMM'deki grubunda konuşan Erdoğan, konuşmasına annesinin vefatına değinerek başladı. Dün Karacaahmet'te hüvel baki yazılı bir mezar taşının başındayken, bugün milletvekillerinin arasında, milletin huzurunda olduğunu söyleyen Erdoğan, "Ama siz de bilirsiniz ki hayat böyle işte" diye konuştu.
Erdoğan, annesinin vefatı dolayısıyla acılarını paylaşarak, hüzünlerini hafifleten başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere bütün millete, siyasi parti liderlerine teşekkür ederek, "Dostlar, kardeşlerimiz sağolsun, dostluğumuz ebediyen baki kalsın. Merhameti sonsuz olan Allah, herkesin tüm geçmişlerine rahmet eylesin" dedi. Erdoğan, AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfi Demirbağ ve Kilis Milletvekili Fuat Karakuş'un da annelerinin vefat ettiğini belirterek, milletvekillerine başsağlığı ve sabır diledi.
YENİ BAŞLANGIÇ
Türkiye'nin, 1 Ekim itibariyle yeni bir başlangıç yaptığını belirten Erdoğan, Meclisin bugüne kadar ki en geniş kapsamlı temsil hüviyetine kavuşmuş bir Meclis olarak teşekkül etmesinin, çözüm bekleyen sorunların halli için büyük bir güvence, imkan olduğunu ifade etti. Bu tarihi imkanı en iyi şekilde değerlendirmenin, milletin kendilerine verdiği vekalet gereği, üzerlerine kaydedilmiş bir borç olduğunu vurgulayan Erdoğan, "İnşallah bu borcumuzu, zaman kaybetmeden bir an önce ödeyeceğiz" şeklinde konuştu.
YENİ ANAYASA SÜRECİ
Erdoğan, yeni bir anayasa için siyasi partilerin belli bir mutabakat zemininden hareketle değişim sürecini başlatmış olmalarından, diyalog kapılarını açmalarından dolayı bütün partilere teşekkür etti. İyi bir başlangıç yaptıklarını, doğru yolda olduklarını, farklılıklarıyla birlikte birlik olacaklarını, Türkiye'yi elbirliğiyle huzura erdireceklerini kaydeden Erdoğan şöyle konuştu:
"Unutmayalım ki bu aziz milletin özünde, kumaşında, mayasında, bin yıldır bizi biz kılan güçlü bir irademiz zaten var. Şimdi bize düşen, milletimiz ile birlikte milletimizin rızasına uygun bir metin üzerinde mutabakat sağlamaktır. Yapacağımız anayasa milletimizi ve ülkemizi geleceğe güvenle taşıyacak, güçlü bir iradenin eseri olacaktır. Bunu yapacak yeterli birikim ve tecrübemiz olduğundan da kimsenin şüphesi olmasın. İnanıyorum ki bu Meclis, milletimizle birlikte yapacağı yeni bir anayasa ile adını tarihe farklı kaydettirecektir. Halkımız ilk defa kendi eliyle, iradesiyle bir anayasa yapacaktır. Bu tarihi fırsatı milletimizin kazanç hanesine kaydetmek, büyük onurdur. TBMM'de temsil edilen bütün partilerimizin, ön şart olmaksızın uzlaşma komisyonunda masaya oturmaları kanaatimce en önemli eşiğin aşılması anlamına gelir. Hepimiz biliyoruz ki bu mesele yeni bir mesele değildir. 1,5 asırlık geçmişi olan anayasa tartışmaları elimizin altında olduğuna göre, Türkiye'deki siyasi, akademik, entelektüel birikim, fazlasıyla bunu yapmaya yeter, bizler yeterliyiz, muktediriz. Bu konuda bizim ortaya koyduğumuz irade hiçbir tartışmaya izin vermeyecek kadar açık ve nettir. Partilerin büyüklüklerine, aldıkları oy oranlarına, milletvekili sayılarına bakmaksızın uzlaşma komisyonuna her partinin eşit üyeyle dahil olması, yeni bir anayasa için ortaya koyduğumuz iradenin, samimiyetimizin göstergesidir. Şimdi bize düşen bu süreci olduğunca pozitif iklim içinde yürütmek, hayırlısıyla tamamlamaktır. Siyasi partilerimizin, özellikle bu anayasa meselesini, siyasi rekabete feda etmemeleri, alınacak yolu kısaltacak en önemli husustur. Bu konuda herkesten beklentimiz; mevcut pozitif iklimi milletimizin beklentileri istikametinde daha da pozitif hale getirmesine katkıda bulunmaktır."
HAYIRLI SÜREÇ
Başbakan Erdoğan, sürecin kendi mecrasında işleyeceğini belirterek, "Bu hayırlı süreci akamete uğratacak her türlü menfi ihtimali bertaraf edecek bir ortak irade oluşması, Türkiye'nin aydınlık yarınlara daha hızlı adımlarla yol almasını temenni ediyorum. Bu nedenle bu işin muhakkak bir sınırı olması gerekir. Gelin işi sıkı tutalım, 1 yıl içinde en geç bu işi bitirmiş olalım" diye konuştu.
Bu çağrısının bazı kesimler tarafından yanlış yorumlandığını belirten Erdoğan, "Bunu asla, kimse yanlış bir yorumlamaya sokarak engellemeye çalışmasın. Türkiye gibi bir ülke, başka ülkelerden 3-6 ayda, 1 yılda anayasa yapmasını beklerken, Cumhuriyet tarihi içerisinde birçok deneyimleri geçirmiş, güçlü bir altyapıya sahipken, kalkıp da eğer en geç 1 yıl içinde bir anayasa hazırlayamayız gibi bir yanlışın içine girersek, bizim geçmişimize ve geleceğimize doğru yorum yapmamız mümkün değil. Onun için bu
parlamento 1 yıl içinde bu işi Allah'ın izniyle rahatlıkla bitirir, ben buna inanıyorum" dedi.
Bu arada Erdoğan'ın AK Parti grubuna katılmak üzere Meclise gelişinde, gazeteciler, Meclis çalışanları ve milletvekilleri başsağlığı dileğinde bulundu. Erdoğan'a grup toplantısı çıkışında Samsun'dan gelen resim bölümü öğrencileri tarafından annesi ile kendisinin karakalem çalışması resmi hediye edildi.
ÖNCE SEN KENDİNE TAVSİYEDE BULUN, KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VER"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'i eleştirerek, "Çıkıyor Fransa'nın Cumhurbaşkanı Ermenistan'a gidiyor ve Türkiye'ye kendine göre tavsiyelerde bulunuyor. Önce sen kendine tavsiyede bulun, kendine çeki düzen ver" dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, dış politika konularına değindi. Bölgeye, geleceğe yön verecek tarihi gelişmeler yaşandığını belirten Erdoğan, "Türkiye olarak samimi çabalarımızın özellikle bölge halkları nezdinde bulduğu karşılık, Türkiye'nin haklı duruşunun bir tezahürüdür" dedi.
TÜRKİYE ÇARESİZLERİN YANINDA
Dünyanın neresinde başı öne eğilmiş, çaresiz kalmış, ötelenmiş bir toplum varsa Türkiye'nin orada olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Umutları yeşerten Türkiye'ye duyulan güvenle birlikte ülkemizin itibarı her gün artmaktadır. Bunu Somali'de, Haiti'de, Şili'de, Pakistan'da gördük. Bunu Tahrir Meydanı'nda bizzat yaşadık. Libya ve Tunus'ta bize gösterilen muhabbeti anlatmam mümkün değil" diye konuştu.
Bu konuda haksız eleştirilere maruz kaldıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Herkesin Türkiye'nin büyüklüğü nispetinde düşünmesi, Türkiye'nin sahip olduğu zenginlikler ve savunduğu değerler dairesinde kalması, milli menfaatimizin gereğidir. Türkiye, bölge üzerinde herhangi bir gizli gündemi olan ülke değildir. Türkiye tarihiyle, coğrafyasıyla, medeniyet birikimiyle bölgesindeki gelişmeleri barış ve istikrar istikametine kanalize edecek ender ülkelerden biridir. Bugün de bütün yaptığımız bu istikamet üzere gayret göstermektir. Bu, sorumluluğumuzun gereğidir. Bizim kitabımızda kaynağını halktan almayan, şiddet ve baskı yoluna başvurmak suretiyle korunan bir yönetim asla meşru olamaz. Türkiye kendi ilkeleri ve milli menfaatleri neyi gerektiriyorsa, bundan sonra o istikamette gündeminden taviz vermeden yoluna devam edecektir."
GÜNEY AFRİKA ZİRVESİ
Güney Afrika ziyaretine de değinen Başbakan Erdoğan, "Gelişmiş demokrasisi ve ekonomisinin yanı sıra mevcut siyasi gücüyle Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika'ya açılım stratejimiz içinde özel önem atfettiğimiz bir ülke. Biz çok boyutlu dış politikamız kapsamında daha önce 2005 yılını Türkiye'de Afrika yılı ilan etmiş ve bu doğrultuda kıta ile ilişkimizde yeni bir anlayışı hakim kılmıştık. Ağustos 2008 yılında İstanbul'da düzenlenen Türkiye- Afrika İşbirliği Zirvesi ile ilişkilerimizi çok daha sağlam zemine
oturttuk. Ticaretten yatırıma, kırsal kalkınmadan tarıma, enerjiden ulaştırmaya kadar birçok alanda geleceğe yönelik ortak hedefler belirledik" dedi.
Türkiye olarak Afrika'nın muhtelif köşelerinde büyükelçilikler açtıklarını, hala da açmaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, son iki yılda 12 büyükelçilik ve bir başkonsolosluğu Afrika'da açtıklarını, bugün itibarıyla 24 olan büyükelçilik sayısını 2012 yılında 33'e çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti. Erdoğan, "Amacımız her alanda ilişkilerimizi daha da güçlendirmek, karşılıklı dostluk ve işbirliği imkanlarından azami ölçüde yararlanmaktır. Bunun bir örneği olarak THY, son yıllarda Afrika'ya yönelik uçuşlarını artırarak bu sürece aktif katkı sağlamaktadır. THY'nin 2007 yılından bu yana Johannesburg ve Capetow'na doğrudan sefer düzenlediğini büyük gurur ve memnuniyetle ifade ediyorum" diye konuştu.
SARKOZY’YE SERT ELEŞTİRİ
Konuşmasında Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'i de sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Çıkıyor Fransa'nın Cumhurbaşkanı Ermenistan'a gidiyor ve Türkiye'ye kendine göre tavsiyelerde bulunuyor. Önce sen kendine tavsiyede bulun, kendine çeki düzen ver.Kalkıp da Fransa'da başka, Ermenistan'da başka, Türkiye'ye geldiğin zaman bambaşka böyle ikircikli siyasi liderlik olmaz. Her şeyden önce siyaset dürüstlük istiyor dürüstlük. Ülkende 600 bin Ermeni, 500 bin Türk var. Bir taraftan Türkiye ile her türlü ilişkiniz var. Ama siz büyük düşünmüyor da daracık bir şeyle sadece ekonomik imkanlarının farklı olduğu için böyle bir tavır içine giriyorsan kusura bakma Türkiye kolay yutulacak bir lokma değildir. Devlet adamlığı unvanını taşımak, gelecek nesilleri düşünerek hareket etmeyi gerektirir. Bunun idrakinde olmayanlar, Fransız kalanlar gerçeği anladıklarında çok geç kalacaklardır" dedi.
Konuşmasında Filistin sorununa da değinen Erdoğan, bu konuda bazı ülkelerin tavrını eleştirdi. Erdoğan, "Dün söyledikleriniz de, bir yıl önceki söyledikleriniz de kayıtlarda mevcut. Kendileri bir araya gelsin anlaşsın diyemezsiniz, on yıllardır bir araya geliyorlar, olmamasının arkasında egemen güçler var. Bugün yine anlaşamıyorlarsa yine aynı şey. Eğer anlaşmaları isteniyorsa, Sudan'da ne yaptınız? Aynı şekilde İran'da ne yaptınız? Diğer ülkelerde neler yapıyorsunuz? Buralarda da aynı şeyi yapmanız lazım. BM'de de söyledim. İsrail'de 89 yaptırım kararı aldı. İsrail hepsine uydu mu? Uymadı. Peki uyguladınız mı yaptırım baskı? Hayır. Şimdi bu şekilde şımartılmış bir ülke kalkar da İsrail ile barış masasından barışarak geleceğe yönelir mi? Her masaya oturuşta daha çok şey istiyor ve bunun sınırı yok. O sınırın ne olduğunu biz de biliyoruz, Filistin'in evlatları da çok iyi biliyorlar" diye konuştu.