Öncelikli Dönüşüm Programları'nın çok büyük ilgi gördüğünü ve kendilerinde de heyecan uyandırdığını ifade eden Davutoğlu, Yapısal Dönüşüm Programları'nın özellikle kriz dönemlerinde orta ve uzun vadeli ekonomik dönüşümleri ortaya koyabilmek ve ülkelerin perspektiflerini, reformlarını belirleyebilmek açısından önemli endikasyonlar niteliği taşıdığını belirtti.
AK Parti hükümetlerinin 2002 yılından bu yana reform hükümetleri olduklarını dile getiren Davutoğlu, daha olaylar gelişmeden ön alıcı şekilde tedbirleri aldıklarını, olaylar gelişmeden olabilecek krizleri yönetebilmek için kararlı ve iletişim, etkileşim ve koordinasyon içinde tepki verdiklerini ifade etti.
2023 HEDEFİ
Davutoğlu, 62. hükümetin kurulmasının ardından içeride ve dışarıda birçok farklı yaklaşımlar sergilendiğini belirterek, "(Acaba 62. hükümet 8 aylık bir seçim hükümeti mi olacak, acaba ekonomi yönetimi bu 8 aya ayarlı bir takım popülist politikalara mı yönelecek?) gibi sorularla Türk ekonomisine güveni sarsmaya çalışan çevreler çıktı ama herhalde 3 ayı geçen performansımız, hem iç hem dış piyasalar açık bir şekilde gösterdi ki hükümetimiz hiçbir şekilde 8 aylık kısa bir perspektifle değil, aksine 2023'e kadar ve daha ötesini görecek orta ve uzun vadeli perspektifle politikalarını yönetiyor" dedi.
ARALIKSIZ BÜYÜME VURGUSU
Türkiye ekonomisinin 20 çeyrektir aralıksız büyüdüğüne dikkati çeken Davutoğlu, son büyüme rakamlarının beklentinin altında gelmesine rağmen dünya ekonomileri ortalamasının çok üstünde olduğunu ifade etti.
Büyümenin sadece talep artışına bağlı değil, ihracat ve üretim boyutlu olmasının önemine dikkati çeken Davutoğlu, "İhracata dayalı nitelikli büyüme kompozisyonu, büyümenin sürdürülebilir niteliği açısından önemli bir işarettir" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, öngörülebilirlik niteliğinin şu anda dünyanın en fazla önem verdiği husus olduğunu, Türkiye'nin siyasi istikrarla desteklenmiş öngörülebilirlik kapasitesini sürdürdüğünü söyledi.
Davutoğlu, 2002 yılında yüzde 11,5 olan merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının, 2013'te yüzde 1,2 seviyesine gerilediğini ve bu düşüşün denk bütçeye doğru seyir açısından önemli parametrelerden olduğunu kaydetti.Davutoğlu, 2002'de yüzde 38 olan dış ticaret hacminin GSYH'ye oranının, 2013'te yüzde 49,1'e yükselmesinin Türkiye ekonomisin genel performansı açısından ciddi gösterge olduğunu dile getirdi.
AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranının da yaklaşık 40 puan gerileyerek yüzde 70'lerden yüzde 36,3 seviyelerine gerilediğini anımsatan Davutoğlu, bunun Avrupa standartları açısından önemli olduğunu vurguladı. Bu kapsamda, ekonomi yönetimindeki iç uyumun ve tek parti yönetiminin getirdiği istikrarın etkili olduğunu belirten Davutoğlu, kamu-özel sektör ilişkisinin her zamankinden daha etkin yürütüldüğünü ifade etti.
ÖNCELİKLİ DÖNÜŞÜM PROGRAMLARI EYLEM PLANLARI
Davutoğlu, Onuncu Kalkınma Planı kapsamında belirlenen Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planları'na ilişkin basın toplantısında, bugün açıklanan programla aslında üretimde verimliliğin artırılmasının amaçlandığını söyledi.
Başbakan Davutoğlu, yurt içi tasarrufların artırılması yoluyla yatırımların artırılması ve israfın önlemesinin planlandığını ifade etti. İsrafın önlenmesinin önce kamudan başlayarak sonra bütün topluma yansıması gereken bir süreç olduğunu, son Bakanlar Kurulu toplantısında bu konuda bir karar alındığını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:"Bundan sonra bir Başbakanlık genelgesi ile bütün kamu kurumlarına yansıtılacak, son yaptığımız ziyaretlerde veya il ziyaretlerinde gördüğümüz çoğu depolandırma problemi bile çıkaran bu plaketler ve hediyelerle ciddi bir israf alanı oluşuyor. Başbakanlık genelgesiyle bundan sonra başta benim yaptığım ziyaretlerde olmak üzere hiçbir ziyarette yerel yönetimler, valilikler veya diğer kurumlar plaket hediye sunumunda bulunmayacaklar. Eğer hediye edilecekse, şahsen genel uygulama halinde bana yönelen hediyeler bağlamında dile getirmiştim, ağaç dikimi, fidan dikimi hediye olabilir, küçük bir belge ile bu fidanların o kişi adına o bölgede dikildiği söylenebilir, o kadarı yeter. Yoksa süslü plaketler, kullanım değeri çok düşük hediyeler veya kişileri öne çıkaran israfa dönük hediyeler bundan sonra kamuda söz konusu olmayacak."
Görevi bırakan her bakanın ve bürokraside yetkili kişilerin kendilerine gelen hediyeleri, plaketleri ne yapacaklarını sorduklarını ifade eden Davutoğlu, "Bundan sonra bu plaket işine son vermek lazım. Hediye güzel bir şeydir, çok sembolik olabilir, en iyi sembolik hediye de bu anlamda fidan dikimidir. Gelen devlet büyüğü, bakan, başbakan ve diğer yetkililer adına fidan dikilebilir ve onlar büyüdükçe de kendi hediyesini sürekli topluma kazandıran bir hatıra olarak yaşar" dedi.
Kamuoyu diplomasisi niteliği de taşıyan tanıtım kitaplarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, faaliyetlerin kendisini tanıttığını, ayrıca lüks yayınlarla tanıtıma ihtiyacı olmadığını, bu tür faaliyetlerin internet ortamında, flaş disklerle ek bir masrafa ihtiyaç olmadan tanıtılmasının daha elzem olduğunu söyledi.
Davutoğlu, ekonominin en temel meselelerinden birisinin verimlilik düzeyinin düşüklüğü olduğunu, bu anlamda programlarda verimliliğin artırılmasına özel önem vereceklerini söyledi.
Açıklayacağı 8 programa yönelik bilgi veren Davutoğlu, şöyle konuştu:
ÜRETİMDE VERİMLİLİK
"Birincisi; üretimde verimliliğin artırılması programı. İkincisi; yurt içi tasarrufların artırılması ve israfın önlenmesi programı. Üçüncüsü; İstanbul uluslararası finans merkezi programı. Dördüncüsü; kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi programı. Beşincisi; kamu gelirlerinin kalitesinin artırılması programı. Altıncısı; iş ve yatırım ortamının geliştirilmesi programı. Yedincisi; istatistiki bilgi altyapısını geliştirme programı. Sekizincisi; kayıt dışı ekonominin azaltılması programı. Kayıt dışı ekonominin azaltılması programını ayrı ve bağımsız bir çalışma, reform paketi olarak ele alacağız."
Üretimde verimliliğin artırılması programına ilişkin bilgi veren Davutoğlu, "10. Kalkınma Planı döneminde verimlilik odaklı bir yaklaşımla rekabet gücünü artırarak cari açık sorununu yaşamadan yüksek istikrarlı büyümeyi hedeflemekteyiz. Bu programda, verimlilik algısını geliştirmeyi, üretim süreçlerini iyileştirmeyi, katma değeri artırmayı amaçlıyoruz" diye konuştu.Bu çerçevede sanayi sektöründe toplam faktör verimliliğinin büyümeye katkısını yüzde 20'nin üzerinde tutmaya kararlı olduklarını dile getiren Davutoğlu, bu başlık altında 59 eylem planladıklarını bildirdi.
Programın içerdiği öncelikli eylemler hakkında bilgi veren Davutoğlu, işletmelerin iyi örneklerle buluşturulması yoluyla, deneyim aktarımını sağlayacak ve işletmeler arasında etkileşim düzeyini yükselteceklerini söyledi.
KOBİ'LERİN KURUMSALLAŞMASI
Verimlilik alanında sistematik gelişmeleri kaydeden KOBİ'lerimizin devlet desteklerinden öncelikli ve avantajlı olarak yer almasını sağlayacaklarını belirten Davutoğlu, KOBİ'lerin kurumsallaşmasına büyük önem vereceklerini ifade etti.
Bu kapsamda, destek programları oluşturacaklarını ve mevcut destekleri gözden geçireceklerini belirten Davutoğlu, "G-20 dönem başkanlığı sürecimizde de KOBİ'leri sürekli gündemde tutacağız ve dünya ölçeğinde KOBİ'lere verilen desteği artırarak istihdama dönük önemli katkı sağlamaya çalışacağız" dedi.
"TÜRK MALI İMAJI İYİLEŞTİRİLECEK"
Türk malı markası ve imajının iyileştirilmesi için faaliyet yürüteceklerini bildiren Davutoğlu, "Dış pazarlardaki dağıtım kanallarına doğrudan erişim amacıyla özellikle yüksek teknolojili sektörlerde faaliyet gösteren yabancı şirket ve markaların satın alınmasını destekleyeceğiz. Son dönemdeki bu satın alımlardaki artış, Türk sanayisinin uluslararasılaşması ve etkisini göstermesi açısından büyük önem taşıyor" dedi.
"İHTİSAS MAHKEMELERİ KURACAĞIZ"
Programda 104 eylemin yer aldığını ifade eden Davutoğlu, programın içerdiği ana başlıklar hakkında şunları kaydetti:"İstanbul Finans Merkezi tanıtım ve iletişim faaliyetlerini yürütmek üzere özel sektörün daha fazla katkı sağlayacağı bir idari yapı oluşturacağız. Organize piyasalarda işlem görev türev araçlarının çeşitliliğini artıracağız. Finansal araçlar ile bunların dayanak varlıklarına ilişkin vergi uygulamalarını gözden geçireceğiz. Farklı finans kurumları arasında haksız rekabete yol açan vergi uygulamalarını kesinlikle ortadan kaldıracağız. Yasası çıkan İstanbul Tahkim Merkezini en kısa sürede kuracağız. Finans alanında ihtisas mahkemeleri kurarak, bu alandaki hukuki garantileri ve finansal sistemin istikrarı konusunda çok sağlam bir hukuki zemin oluşturacağız.
KAMU HARCAMALARI
Kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi programı hakkında da bilgi veren Davutoğlu, bu çerçevede verimsiz harcamaları tasfiye edeceklerini bildirdi.Davutoğlu, kamu faiz dışı harcama büyüklüğünü belirli bir seviyede tutacaklarını ifade ederek, bu kapsamında harcamaların yerindeliğini ve kalitesini artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Program çerçevesinde 77 eylem bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:"Son dönemde Türkiye sosyal yardımlar konusunda dünyanın en öncü ülkeleri arasında yer almıştır. Sosyal yardımlarda suistimalleri engellemek ve hak eden herkese ulaşabilmek amacıyla bunlardan faydalanacak kişileri, daha objektif ölçütlere göre belirleyeceğiz. Bu alanda hizmet veren kamu kurumlarının veri tabanlarının entegrasyonunu tamamlayacağız. Sosyal yardım yapan kamu kurumlarımız, tek bir veritabanı ile bu yardımlardan istifade eden yardımları tek tek görebilecek, buna göre talepleri değerlendirebilecek.Tarımsal desteklerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini değerlendireceğiz. Desteklemelerde etkinliği sağlarken, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını ve gıda güvenliğini gözeteceğiz."
"ÇERÇEVE KANUN HAZIRLAYACAĞIZ"
Kamu özel sektör işbirliği uygulamalarına ilişkin çerçeve kanun hazırlayacaklarını bildiren Davutoğlu, kamu kurumlarının ihtiyaçlarının ortak alım yöntemiyle tedariğini yaygınlaştıracaklarını belirtti.
Yüksek öğretim kurumlarına yapılan ödenek tahsisini daha rasyonel hale getireceklerini ifade eden Davutoğlu, "Kamuda taşıt edinim ve kullanımında yerindelik ve etkinliğin sağlanmasına yönelik tedbirler alacağız. Bu konuda oluşabilecek israfı ortadan kaldıracak ek yeni bir yaklaşım sergileyeceğiz" diye konuştu.Davutoğlu, saydamlığın artırılması ve rekabetin sağlanması amacıyla bütün ihale sonuçlarının yayımlanma süreçlerini iyileştireceklerini bildirdi.
Kamuda hizmet binası ediniminde uygulanacak esasları belirleyeceklerini vurgulayan Davutoğlu, "Özellikle kiralama yoluyla ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanmasında uzun perspektifli hizmet binaları yapımı konusunu da ele alacağız" değerlendirmesinde bulundu.
VERGİ MEVZUATI
Davutoğlu, programın içerdiği bazı önemli eylemleri de şöyle sıraladı:"Vergi mevzuatının sadeleştirilmesi çalışmalarına devam edeceğiz. Çok sayıda ve karmaşık vergi sistemi yerine sadeleştirilmiş ve mevzuatın açık olduğu ve tüm vergi mükelleflerinin de sorumluluklarının farkında olduğu bir mevzuat sadeleştirme çalışması gerçekleştireceğiz. Vergi mevzuatına ilişkin düzenlemeleri toplumun ve ilgili tarafların katkılarıyla bir süreç halinde gerçekleştireceğiz. Bu düzenlemeleri tek taraflı olarak devletin, hükümetin, bürokrasinin aldığı tedbirler değil, aksine bu düzenlemelerden etkilenecek taraflarla, çalıştaylarda değişik çalışmalarla birlikte bu süreç içerisinde karar alacağız ve etkin şekilde bu düzenlmeleri en kısa zamanda devreye sokacağız."
YEREL YÖNETİMLERİN ÖZ GELİRLERİ ARTIRILACAK
Yerel yönetimlerin öz gelirlerini artıracaklarını dile getiren Davutoğlu, hem yerel yönetimlerin Türkiye'de gücünü artıracaklarını, hem de yerel yönetim anlayışının yaygınlaşarak, doğrudan halkla temas halindeki yerel yönetimlerin daha özgüven içinde kendi kaynaklarını kullanabilir hale gelmelerini sağlayacaklarını söyledi.
Büyükşehir Reformu ile birlikte söz konusu olan bazı yeni sorunları da göz önüne aldıklarının altını çizen Davutoğlu, büyükşehir belediyesi başkanları ile kendisinin ve ilgili bakanların katıldığı toplantılar gerçekleştirdiklerini bildirdi. Davutoğlu, buradaki en önemli hususun yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılması suretiyle yerel yönetimlerin bir şekilde merkezi yönetim bütçesi ve diğer kalemler üzerinde baskı oluşturan değil, kendi kaynaklarını oluşturan ve doğrudan halka bu kaynakları aktarabilen bir yapıya kavuşmasını sağlayacaklarını kaydetti.
İŞ VE YATIRIM ORTAMININ GELİŞTİRİLMESİ
Bu eylem planları arasında altıncı programın da "İş ve Yatırım Ortamının Geliştirilmesi Programı" olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, bu programla yatırımcıların karşılaştıkları belirsizliklerin giderilmesi ve sorunların hızla çözülmesi ve yatırımların artırılmasının amaçlandığını söyledi. Davutoğlu, "Bu programın katkısıyla 2014 yılında yüzde 15,5 olacağını tahmin ettiğimiz özel sektör yatırımlarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranını 2018 yılı sonunda yüzde 19,3'e çıkarmayı, yatırım yeri tahsis miktarını artırmayı ve Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında ilk 40 ülke arasına girmeyi hedefliyoruz. İlk aşamada tabii ki" diye konuştu.
İSTATİSTİKLER TEK ÇATI ALTINDA TOPLANACAK
Başbakan Davutoğlu, yedinci programın da "İstatistiki Bilgi Altyapısını Geliştirme Programı" olduğunu belirterek, bu programla paylaşımcı, işbirliğine dayalı ve planlı bir istatistik üretim süreci ile güvenilir istatistiklerin kalitesini ve sayısını artırmayı, istatistik yelpazesini genişletmeyi amaçladıklarını söyledi. Bu kapsamda uluslararası standartlarda üretilmiş istatistik sayısını artırmayı, bölge bazında daha fazla istatistik üretmeyi, sürdürülebilir istatistik sistemi kurmayı hedeflediklerinin altını çizen Davutoğlu, bu başlık altında 28 eylem olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Ulusal ve uluslararası kullanıcıların ihtiyaç ve önceliklerini dikkate alarak uluslararası standartlara uygun şekilde üretilebilecek istatistikleri belirleyeceklerini vurgulayarak, "TÜİK ve diğer kurum ve kuruluşlarca yayınlanan tüm istatistikleri tek bir çatı altında toplayan bir internet portalı kurarak işlerliği sağlayacağız" dedi.
Uluslararası bir gönderim sistemi kuracaklarına dikkati çeken Davutoğlu, kurum ve kuruluşlarca yapılacak veri gönderimlerinin bu sistem üzerinden yapılmasını sağlayacaklarını söyledi.
Davutoğlu, kurumların tuttukları idari kayıtların envanterini çıkaracaklarını, resmi istatistik üretim sürecinde yer alan kurum ve kuruluşların idari kayıtlarını istatistik üretiminde kullanılmak üzere TÜİK'in kullanımına açılmasını sağlayacaklarını bildirdi.Kurumlar etrafında üretilen istatistiklerin doğru ve etkin kullanımını sağlamak üzere TÜİK tarafından eğitimler verileceğini anlatan Davutoğlu, TÜİK'in bu anlamda hem istatistik üreten, hem de istatistik bilincini ve sağlam istatistik altyapısını güçlendiren bir eğitim kurumu haline gelerek hizmet vereceğini kaydetti.
"İÇ TASARRUFLARI ARTIRACAĞIZ"
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programına ilişkin açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, bu programın İstanbul'u küresel bir finans merkezi, Türkiye'de yeni yapılmakta olan havaalanı ile birlikte İstanbul ve İstanbul üzerinden Türkiye'yi en önemli ekonomik küresel merkezlerden biri haline getireceğini ifade etti.
Davutoğlu, kamu harcamalarının rasyonelleşmesinin, kamu gelirlerinin kalitesini artırmasının bütçe yapısını olumlu etkileyeceğini belirterek şöyle devam etti:
"Dış kaynağa dayalı yatırım güzeldir ama eğer sağlam bir iç tasarruf varsa, onun üzerinde krema gibi durur. Ama sağlam bir iç tasarruf yoksa dışarıdan gelen tasarruflarla yapılacak yatırım ve oluşacak ekonomik büyüme bir müddet sonra kendi içinde en ufak bir uluslararası dalgalanmada kendi sirkülasyonunu, kendi fay hattı kırığını ortaya çıkarır. Onun için iç tasarruf, iç tasarruf, iç tasarruf... İç tasarrufları artıracağız, yatırımları kendi tasarrufumuzla gerçekleştirir hale geleceğiz. Önümüzdeki dönemin en önemli makroekonomik hedeflerinden biri budur."
Bir taraftan dünya ekonomisinde olası bir kırılganlığa, oradan kaynaklı krizlere en etkin ve çabuk tedbir alma çabasını sürdürürken, diğer taraftan ulusal ekonominin yapısal dönüşümü konusunda şimdiye kadar sürdürdükleri ilkeli, kararlı, öngörülebilir, şeffaf yaklaşımı bundan sonra da sürdüreceklerini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, bugün açıkladığı 425 eylemin de Türkiye, ülke ekonomisi, vatandaşlar ve iş dünyası için hayırlı olması temennisinde bulundu.