Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, PKK'lıların Türkiye'ye dönmeleri ile ilgili olarak, "Çok daha fazlasını bekliyoruz; tamamının gelmesi için silah bırakması için çağrımızı yineliyoruz. Ama bu süreçten kendisine fayda devşirmeye çalışanları, süreci tahrik edenleri bir kez daha uyarmak istiyorum. Şark kurnazlığı ile bir yere varılmaz. Süreci istismar etmek, süreci siyasi bir çıkar sağlama faaliyeti haline dönüştürmek inanın milli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize asla yarar sağlamaz.Yapılan şark kurnazlığıdır, yapılan kışkırtmadır, tahriktir, ülkenin hissiyatına, ülkenin hassasiyetlerine saygısızlıktır" dedi.
//DEMOKRATİK AÇILIM
Başbakan Erdoğan, demokratik açılıma da değindi. Erdoğan, bu süreçten tüm Türkiye ile birlikte çalışanların, işsizlerin de karlı ve kazançlı çıkacağını belirterek, "Esasen milli birlik süreci sadece terörle ilgili meseleleri değil, azınlıkların, değişik mezhep gruplarının meseleleri, işsizlik meselesi, Ermenistan'la olan süreç. Bütün bunlar yani sorun alanlarını minimize etmeyi hedefleyen bir açılımdır, böyle bir süreçtir. Ve örgütlenme gibi çalışma hayatımızı yakından ilgilendiren sorunları da kapsıyor .Türkiye yaklaşık 3 aydır bu meseleyi konuşuyor. Cesaretle konuşuyor, özgürce konuşuyor, demokrasi içinde bunu konuşuyor. 3 aylık süreç bana göre aslında bir olgunlaşma ve hazırlık süreci de olmuştur. Şu anda da artık müşahhas, somut neticeler ortaya çıkma başladı" diye konuştu.
//DTP'YE 'ŞARK KURNAZI' TEPKİSİ
Pazartesi günü 34 kişinin Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Çok daha fazlasını bekliyoruz; tamamının gelmesi için silah bırakması için çağrımızı yineliyoruz. Ama bu süreçten kendisine fayda devşirmeye çalışanları, süreci tahrik edenleri bir kez daha uyarmak istiyorum. Şark kurnazlığı ile bir yere varılmaz. Süreci istismar etmek, süreci siyasi bir çıkar sağlama faaliyeti haline dönüştürmek inanın milli birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize asla yarar sağlamaz. Yapılan şark kurnazlığıdır, yapılan kışkırtmadır, tahriktir, ülkenin hissiyatına, ülkenin
hassasiyetlerine saygısızlıktır. Sürecin başarıya ulaşmasını arzuladıklarını madem ki söylüyorlar, madem ki söylüyoruz, aynı zamanda Habur'da, Diyarbakır'da da tam tersi bir tavır görüyoruz. Bunlar samimi tavırlar değil, samimi davranışlar değil. Bunlardan derhal vazgeçmemiz lazım, bu tutarsız gayri samimi tavırlardan derhal vazgeçilmesi lazım. Aziz milletimden de rica ediyorum. Lütfen bu geri dönüşleri sorumsuz davranışlar sergileyen çeşitli şovları asla kendiniz için ölçü olarak telakki etmeyin. Biz bu
yola çıktık. Bu, devletin projesidir, bunun muhatabı milletimin tamamıdır. Ve bunu biz milletimizle beraber yapıyoruz. Dün Ağrı'da da söyledim, Erzurum'da da söyledim, bu ülke Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Pomağıyla vs. hepimiz biriz, beraberiz. Ve bu etnik unsurlara herkes saygı duymak zorundadır. Kimse sonradan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza olmuyor, doğarken öyle doğuyor. Saygı duyacaksın ama bir üst kimliğimiz var, o da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Bunda bir olacağız,
beraber olacağız, bütünleşeceğiz. Çünkü biz birbirimizi Yunus'un diliyle, yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü anlayışıyla seviyoruz, bağrımıza basıyoruz. Anlayışımız bu."