ERZURUM(GHA) – Erzurum Merkez, Gezköy, Ilıca, Şeyhköy ve Boğaz semti çevresindeki tarımsal arazilerin, Erzurum’un geleceği açısından tehlikeli bir biçimde amaç dışı kullanıma açıldığı ileri sürüldü.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız, “Sorumsuz bir saldırı niteliğine bürünen, tarım alanlarının amaç dışı kullanılması eğilimi aynı hızla devam ederse nüfusu yılda yüzde 1,8 dolayında artan Türkiye'nin gündeminde açlık sorununun olacağı ifade edilmektedir.” dedi.
Türkiye’de tarım arazilerinin altyapı, şehirleşme ve sanayileşme gibi amaçlarla kullanılmasının, ülkenin en büyük çevre sorunlarından birisi olarak kendini gösterdiğini kaydeden Yıldız, hızlı kentleşme sürecinde ise, kentsel amaçlar için toprak talebinin artmasının gayet doğal olduğunu dile getirdi. Yıldız, “Başta kentleşme ve sanayileşme olmak üzere, turizm, karayolları, demiryolları, enerji ve boru hatları, barajlar, hava alanları ve spor tesisleri gibi yatırımlar, tuğla-kiremit ocak ve fabrikaları, açık maden ocakları gibi faaliyetler tarım alanlarının amaç dışı kullanımında rol oynayan en önemli faktörlerdir.” diye konuştu.
Yıldız, ülkede özellikle son yıllarda, yüksek tarımsal ürün potansiyeli ile tanınmış Çukurova yöresinde ve Mersin-Osmaniye ve Adana-Karataş karayollarının her iki yakasında, hızla artan endüstriyel yatırımların, tarım toprakları aleyhine bir durum göstermesinin buna çok belirgin bir örnek teşkil edeceğini dile getirdi.
YILDIZ: TARIM DIŞI KULLANIM AÇISINDAN ERZURUM’DA SIKINTI VAR
Erzurum’da da yerleşim alanları ve endüstriyel kuruluşların, iyi nitelikteki tarım alanlarını, yeniden tarıma kazandırılması mümkün olmayacak şekilde işgal ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Nesrin Yıldız, “Erzurum’da özellikle Merkez, Gezköy, Ilıca, Şeyhköy, Soğucak, Boğaz semti çevresindeki tarımsal araziler gittikçe artan bir şekilde amaç dışı kullanılmalara maruz kalarak kentin geleceği yönünden tehlike arz etmektedir. Çeşitli tarım dışı kullanım potansiyeli dolayısı ile örtülme ve kaybolma tehlikesine açık bulunan bu tarımsal alanlar halen, ayrıca fabrika emisyonlarınca da oldukça büyük kirlenmelere ve zararlara uğramaktadır. Burada gözden kaçırılmaması gereken bir husus da, tarım için çok elverişli olan engebesiz ve düztaban arazilerin kuruluş masraflarının çok daha düşük değerde olması nedeni ile gerek kentsel ve gerekse endüstriyel yerleşim için de çok çekici olduğudur. Ulaşım olanaklarının ve bunu takiben enerji kaynaklarının da genellikle bu tür arazilerden geçirilmesi, endüstrinin tarımsal değeri yüksek arazilere hızla yerleşmesine diğer bir deyişle topraklarının büyük bir hızla örtülüp kaybolmasına neden olmaktadır.” dedi.
Ziraat Fakültesi Uygulama ve Araştırma İstasyonu’nun, geleceğe yönelik yeni ürünler, geliştirilmiş ürünler, yeni teknolojiler ve geliştirilmiş teknolojiler üreterek gerek hayvansal gerekse bitkisel üretim için topraktan aldığı verimi artırmak, üretim yöntemlerini geliştirmek amacıyla araştırma geliştirme çalışmalarına ağırlık verdiğini kaydeden Yıldız, söz konusu istasyonun, kalite ve verimliliği artırmaları konularında önemli destekler sağlanması hedeflenen önemli bir alan ve geleceğin Tarım Teknoparkı olduğunu sözlerine ekledi.