ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Yıldız öğrencilere seslendi
Yıldız öğrencilere seslendi
Erzurumspor kupada gruplara yükseldi
Erzurumspor kupada gruplara yükseldi
Basketbolda Erzurum Anadolu Lisesi farkı
Basketbolda Erzurum Anadolu Lisesi farkı
ETÜ’de Veri ve Bilgiye Erişim gündemi
ETÜ’de Veri ve Bilgiye Erişim gündemi
ETÜ ve ATAUNİV’den ortak proje başarısı
ETÜ ve ATAUNİV’den ortak proje başarısı
HABERLER>TÜRKİYE
1 Temmuz 2015 Çarşamba - 01:03

‘Millet amirdir, biz memuruz’

Davutoğlu, "AK Parti ilk andan itibaren 'biz milli iradeye saygılıyız. Millet ne demişse onun gereğini yaparız. Millete dönüp 'neden bu kararı verdin' diye sormayız. Çünkü millet amirdir, biz memuruz. Biz millete hükmetmek için değil, milletin dediğini yapmak için bu kürsülerdeyiz” dedi

‘Millet amirdir, biz memuruz’

Başbakan Davutoğlu Meclis Başkanlığını pazarlık meselesi yapmayacaklarını vurgulayarak, "Bizim adayımız var. Son turun son saniyesine kadar sadece onu destekleyeceğiz" dedi.

Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, koalisyonla ilgili partilerin aldığı tutumlara bakmak gerektiğini belirterek, bunu eleştirmek için değil milleti şahit kılmak ve partileri iç muhasebeye davet etmek için söylediğini kaydetti.

CHP'nin günlerdir başka partilerin ne yapması gerektiğini incelemekle meşgul olduğunu, kendilerinin yüzde 25 oy aldığı gerçeğini unutup yüzde 41'in hiçe sayıldığı koalisyonu nasıl oluşturabileceklerini çalıştıklarını anlatan Davutoğlu, yüzde 60 şeklinde bir blok tanımlaması yapıldığını dile getirdi.

Aylardır seçim kampanyası yürütürken "AK Parti kutuplaştırıcı dil kullanıyor" diye suçlayanlara "blok ne demek" diye sormak istediğini belirten Davutoğlu, "Yüzde 60'lık blok demek, karşısında da yüzde 40'lık blok var demek. Kutuplaştırıcı dilin en alası değil mi? Neden seslerini yükseltmezler, çünkü onların meselesi kutuplaşmayla ilgili değil onların meselesi AK Parti ile ilgili, AK Parti'nin idealleri, değerleriyle ilgili" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendince bütün formülleri ortaya koyduğunu ancak bir matematiksel tabloyu gözardı ettiğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yüzde 60 nereden çıkıyor? Matematiksel olarak zaten imkansız. Parlamento dışındaki partilerin oylarını da oraya koyuyor, bizden de yaklaşık yüzde 1 nispetinde bir oyu kendi tarafına alıyor, yüz binlerce oy demek bu. Bütün bunlarla bir blok yapıyor. Gelin şimdi buradan Sayın Kılıçdaroğlu'na, inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız görev verdiğinde zaten detaylı konuşacağız ama, şu blok lafını, bu kutuplaştırıcı dili zihninden, gönlünden bir çıkarsın da ondan sonra gelip bizimle konuşsun veya biz geldiğimizde ona göre bizimle konuşsun. Biz ne Hz. Mevlana'nın, ne Yunus Emre'nin, ne Hacı Bektaş-ı Veli'nin dilinde kutuplaşma gördük. Biz koalisyon çalışmasını yürütürken Hz. Mevlana'nın felsefesiyle 'gel' diyerek, yürüyelim birlikte yeni güne, yeni güne yeni sözler söylemek üzere yola çıktık, çıkmaya devam edeceğiz."

MHP

MHP'nin daha ilk geceden tam bir öfkeyle, bütün diğer partilere dönük bir dil, arkasından o günden bugüne sürekli retçi tavır sergilediğini dile getiren Davutoğlu, siyasetin ret etme sanatı olmadığını vurguladı. Siyasetin en doğru kabulü, milletin kabulü şekline dönüştürme sanatı olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Ret dediğiniz her anda, her an içinde oyunun dışında kalırsınız. Yeni tabloyu okumadığınız her dönemde yaptığınız her hatayla, bir sonraki siyasi tabloda yerinizi daraltırsınız. Biz hiçbir zaman ret demedik, hiçbir zaman da millete rest çekmedik. Koalisyon görüşmeleri öncesinde MHP'ye de bir değerlendirme yaparak, bu retçi tutum yerine muhasebeci bir tutum, karşılıklı olarak konuşabileceğimizi bütün bu kritik ortamda ülke geleceğiyle ilgili yapılması, atılması gereken adımları ele alacak bir tutum benimsemesini tavsiye ediyoruz" dedi.

SINAMA VAKTİ

HDP'nin, bütün seçim kampanyasında dillerinden batıda barış, doğuda şiddet söylemi çıktığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu: "Şimdi işte sınama vaktidir. Eğer Türk siyasetinde Türkiyelileşme idealiyle ülke siyasetinde bir yer edineceklerse önce dönüp her türlü teröre, her türlü şiddete karşı açık bir tavır sergilemek zorundalar. Çözüm Süreci'nin devamını isteyeceksiniz ama şehirlerin kenarlarında, dağlarda  silahlı grupların mevcudiyetine onay vereceksiniz. Böylesi bir siyaset artık bu ülkede yürümez. HDP'den beklediğimiz, bizim değil milletin beklediği, barış sözcüklerine kanarak onlara oy verenlerin beklediği, öncelikli tutum PKK terörüne karşı nerede durdukları tutumudur. Teröre karşı nerede duruyorlarsa Türkiye siyasetinde de o kadar yer alacaklar. Milleti bir kez aldatırsınız, iki kez belki aldatabilirsiniz ama daima aldatamazsınız. Ya şiddet ya demokrasi, ya terör ya barış, ikisi bir arada olmaz. Biz bütün bu muhasebelerin içinden erdemli davranışı arayarak geldik ve erdemli davranışı sergilemeye devam edeceğiz."

"HİÇKİMSE BU MAKAMA TALİP OLMADI"

TBMM Başkanlığı seçimlerine değinen Davutoğlu, adayları Milli Savunma Bakanı ve Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz'ı göstererek, "Hepinizin huzurunda takdim ediyorum" dedi.

Milletvekillerinin alkışları arasında sözlerini sürdüren Davutoğlu, "Siyasete girmeden önce de sonra da tanışmaktan, derin dostluk kurmuş olduğumuz büyük onur duyduğumuz bir dava arkadaşımız. Milli Savunma Bakanı olarak da siyasetçi olarak da hiç kimsenin gönlünü kırmamış, hiç kimseye yüksek sesle konuşmamış, her zaman mahviyetin, tevazunun sembolü olmuş bir dava arkadaşımız" ifadelerini kullandı.

TBMM BAŞKANLIĞI

Yılmaz'ı aday gösterirken MKYK, MYK ve bütün kurullarda değerlendirmeleri ele alarak sonuca ulaştıklarına işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen hafta Perşembe gecesi sizlerle yaptığımız iftardan sonraki tabloyu paylaşmak istiyorum ki erdemli davranış nedir cümle alem görsün. O iftardan sonra sizlerden gelen en büyük onayı almış olan iki arkadaşımızı Konut'a davet ettim; Sayın Nabi Avcı da aramızda, ona da teşekkür ediyorum ve Sayın İsmet Yılmaz... Önce her biriyle ayrı ayrı konuştum. İkisinin de söylediği şey şu oldu: 'Diğer arkadaşım bu mevkiye benden daha fazla layıktır.' Yarabbi dedim bu ne güzel topluluk. Bu toplulukla her yere yürünür, bu toplulukla tarihe, ebediyete yürünür. Ayrıca ismi geçen birçok arkadaşımız oldu. Bu oylamalarda onlara göre daha az destek almış arkadaşlarımız oldu. Gururla söylüyorum ve onlara da teşekkür ederek söylüyorum, tek bir arkadaşımızın bu süreçte bana gelip de kendini göstermek için kulis yapması, konuşması söz konusu olmadı. Hiç kimse bu makama talip olmadı. Ben biliyordum; isimleri geçen ve çok sayıda arkadaşımız da bunu hakediyordu. Bu mevkiyi dolduracak kapasitedeydi. Ama ne bir kulis oldu, ne bir hizipleşme oldu, ne de bana gelip de 'Bu makam bana daha layıktır' diyen herhangi bir arkadaşım oldu. İşte AK Parti grubunun erdemli davranışı budur, erdem buradadır."

"PAZARLIK İÇİN GÖSTERMEDİK"

TBMM Genel Kurulu'nda öğleden sonra ilk turların yapılacağını hatırlatan Davutoğlu, birkaç istisna hariç olmak üzere Türkiye'de teamülün oluştuğunu, en büyük partiden TBMM Başkanı'nın seçildiğini anlattı. Birtakım söylenti ve spekülasyonlar duyduklarını, "Acaba Meclis Başkanlığı koalisyon partisinin bir parçası mıdır, öyle veya böyle şu aşamada perde arkasında koalisyon görüşmelerine dayalı olarak AK Parti tercihini değiştirir mi" denildiğini söyledi.

Davutoğlu, "Buradan hepinize net bir tutum ve davranış olarak ifade ediyorum ki bizim bir tane Meclis Başkanı adayımız var ve son turun son saniyesine kadar da sadece onu destekleyeceğiz. Erdemli davranış, herhangi bir dava arkadaşını  pazarlık meselesi yapmayı ahlaksızlık olarak görür. Eğer biz Sayın İsmet Yılmaz'ı aday göstermişsek herhangi bir aşamada pazarlık yapmak için göstermedik. Sayın İsmet Yılmaz inşallah kazanır. Kazansa da kazanmasa da son ana kadar 258 desteğin arkasında olmasını talep ediyorum" dedi.

Bugünlerde bir senaryonun daha gündeme getirildiğine işaret eden Davutoğlu, çok taktik bir manevrayla üçüncü turda kendilerinden bazılarının başka bir adaya yönelerek, son tura mühendislikle iki adayın kalacağını sağlayacaklarının ifade edildiğini söyledi. "Arkadaşlar, yine erdemli davranış olarak söylüyorum; bizde gizli hesap olmaz. Bizde siyasetin ahlakına aykırı tek bir davranış olmadı, olmayacak. Yok şu matematiksel oyunu oynarsak şu neticeyi alırız, şu taktik, ayak oyunları yaparsak şuraya gideriz dediğimiz anda o seçimi kazansak bile siyasetin ahlakını kaybederiz" diyen Davutoğlu, AK Parti Grubu'ndan milleti rencide edecek hiçbir davranış olmadığını ve olmayacağını, siyasi ahlakı ayakta tutuklarını, bundan sonra da tutmaya devam edeceklerini vurguladı.

Davutoğlu, "Birinci turda da ikinci turda da üçüncü turda da dördüncü turda da bir tek adayımız var. Bütün arkadaşlarımız o adayın arkasında kenetlenecek, birlikte bir davranış ve tutum içinde olacağız. Erdemli davranış budur" dedi.

"BİZ ONLARI ANAYASAL ÇERÇEVEYE DAVET EDİYORUZ"

Meclis Başkanı seçildikten, Başkanlık Divanı oluştuktan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan görevi alıp, görüşmelere başlayacaklarını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Burada nasıl Meclis Başkanlığı koalisyon ile irtibatlı değilse Cumhurbaşkanlığı makamı da Cumhurbaşkanımız da koalisyon müzakerelerinin parçası değildir, olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı makamını rencide edecek, Cumhurbaşkanımızı tartışma konusu yapacak hiçbir müzakerenin içinde olmayız. Bunu erdemli davranış, 17 Mayıs 2001'de bu hareketi Erdemliler Hareketi olarak başlatan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Recep Tayyip Erdoğan'a ve kendimize olan saygımızın gereğidir. Kimse bizi böyle pazarlıklar içinde görmez. Cumhurbaşkanımız ve makamıyla ilgili konular söz konusu olduğunda anayasal çerçeveden bahsedenlerin, Başbakanlık görevlendirmesinin anayasal zaruret olarak Cumhurbaşkanlığı makamı tarafından yapıldığını unutmamaları lazım. Biz onları anayasal çerçeveye davet ediyoruz. Bu çerçevede de Cumhurbaşkanlığı makamına, Sayın Cumhurbaşkanımıza son dönem yapılan gayrı edep dışı yakıştırmaların, davranışların son bulmasını ve artık siyasetin normalleşmesi, belli bir mecrada meşruiyet çizgisinde akması için herkesin Cumhurbaşkanlığı makamına saygıda kusur etmemesini buradan bir kez daha güçlü ifadelerle vurgulamak istiyorum."

Tam bir iyi niyet ve samimiyetle ülke meselelerini çözecek bir hükümet oluşturmak için gayret sarfedeceklerini belirten Davutoğlu, "Ümit ederiz ki muhataplarımızdan karşılıklı saygı içinde olgun bir davranış görürüz, en kısa zamanda da hükümetimizi kurarız. Gerçekten öyle bir konjonktürde yaşıyoruz ki Türkiye'nin geçici dönemlere ya da yeni arayışlara mahal bırakmayacak bir istikrara kavuşması lazım" ifadesini kullandı.

HEP MİLLETİMİZLE YÜRÜDÜK

 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hep milletimizle konuştuk, milletimizle yürüdük, hep adalet davasının sözcüsü olduk" dedi.Davutoğlu, milletvekillerinin mübarek ramazan ayınını ve seçime yüksek katılım gösteren milleti de kutladığını belirtti.  AK Parti'yi muhasebe hareketi olarak nitelendiren Davutoğlu, AK Parti'nin tarihi, mekanı ve kendini muhasebe ettiğini, sonrasında yola koyulduğunu, muhasebelerden ve sınamalardan geçerek bu günlere geldiklerini anlattı.

Başbakan Davutoğlu, AK Parti hareketinin görünüşte 14 yıllık siyasi hareketinin, kökü asırlara giden büyük bir yürüyüşün temsilcisi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Biz o kökü asırlara giden değerleri hiç unutmadık. Attığımız her adımda hep onu düşündük. Geleceğe doğru yürürken hiç tereddüt etmeden, oradan aldığımız enerjiyle yürüdük. 20 Mayıs 2001'de Abant'ta yapılan bir toplantıda AK Parti'nin kurucu genel başkanı ve  o günkü yeni başlayan hareketin lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu hareketi bir 'Erdemliler Hareketi' olarak adlandırmıştı. 'Erdemliler Hareketi' tanımlamasını ilk defa o zaman siyasi tarihimize kazandırmıştı. 20 Mayıs 2001, ülke karamsarlık içinde, ekonomik kriz derinleşmiş, halk yarın ne yapacağının kaygısı içinde. Özgürlük alanları daralmış, her türlü baskının, antidemokratik uygulamanın yaşandığı bir ülkede bir grup gönüllü, bir grup cengaver ama barış cengaveri yola çıktılar ve adına 'Erdemliler Hareketi' dediler. Erdem, kadim medeniyetimizin en önemli kavramlarından biridir. O günden bugüne her kritik süreçte, atılacak her adımda biz hep erdemli davranışın ne olması gerektiğini, nasıl davranmak gerektiğini düşünerek yola koyulduk. O günden bugüne AK Parti'den hiçbir zaman erdemi, hikmeti, adaleti ve dürüstlüğü ihlal eden bir davranışa kimse şahit olmadı. Hep milletimizle konuştuk, milletimizle yürüdük, hep adalet davasının sözcüsü olduk."

"AK PARTİ'NİN SİCİLİ HEP TEMİZ OLACAKTIR"

Milletvekillerini bir muhasebe için AK Parti'nin kuruluşunun ardından, yapılan ilk grup toplantısının atmosferine götürmek istediğini ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti: "21. dönemin milletvekilleri, AK Parti'nin kurucu milletvekilleri, 17 Ağustos 2001'de TBMM çatısı altında bir araya geldiklerinde genel başkanımız, kurucu genel başkanımız onlara hitap ederken şunu söyledi: 'Artık sizler burada milletin temsilcileri olarak parmak kaldırma makinesi değilsiniz, milletin özgür temsilcilerisiniz'. İşte siyasetin 'Erdem Hareketi'nin geldiği nokta oydu. Ben yine, o gün kurucu genel başkanımızın kullandığı ifadeyi aynen kullanarak söylüyorum, hiçbir milletvekilimiz parmak kaldırma makinesi değildir ve olmayacaktır. Her bir milletvekilimiz hem bulunduğu ili temsil eder hem 78 milyonu temsil eder ve hem 78 milyonun her bir ferdini temsil eder. Biz milletvekilimize baktığımızda sadece 550 milletvekillinden birini görmeyiz, her bir milletvekilimiz de milletin ta kendisini, milletin irfanını, hikmetini, erdemini görürüz. Onun için bugün burada bir araya gelen 258 milletvekilimizin her biri yürürken, bu salonlarda, Genel Kurul salonunda, Meclis çatısı altında, sokaklarda yürürken bilsinler ki kendileriyle birlikte 78 milyon yürüyor. Temsil ettikleri davanın gereğini yaparken her birimiz düşüneceğiz ki bir gün o görevi ifa ederken yaptığımız her şey, hem ilahi anlamda manevi şekilde sicile kaydediliyor hem de tarihin siciline kaydediliyor. AK Parti'nin sicili hep temiz olmuştur, hep temiz olacaktır."

Davutoğlu, 2001 yılında siyasetin ve Meclis'in itibar kaybettiğine, siyasetçilere yönelik unvanların negatif olduğuna dikkati çekerek, "AK Parti'nin ilk grubunun ve ilk meselesinin siyasete itibar kazandırmaktır'' dedi.  Partisinin 21. dönemde grubunu oluşturan "öncü insanları", milletvekillerini selamlayan, hayatını kaybedenlere rahmet dileyen Başbakan Davutoğlu, "Onlar siyasete itibar kazandırma davasında çok büyük bir mesafe katettiler. Bu sebepledir ki sadece Türk tarihinde, Türk demokrasi tarihinde değil, dünya demokrasi tarihinde de nadir görünen bir olay gerçekleşti ve bir siyasi hareket kurulmasının üzerinden bir yılı kısa bir süre geçtikten sonra iktidar görevini üzerine aldı" diye konuştu.

"SİYASETİ NORMALLEŞTİRDİK"

Davutoğlu, 3 Kasım 2002 seçimlerini Türkiye'nin "dönüm noktası" olarak nitelendirerek, şunları kaydetti: "10 Kasım'da bu kürsüden yine kurucu genel başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, o günkü ilk iktidar kadrosunu oluşturan AK Parti kadrolarına hitap etti. İşte o gün değişimin başladığı gündü. Ama önümüzde büyük meseleler vardı. Bir kere siyaset normalleşmemişti. Bir parti iktidara gelmiş ama genel başkanı Meclis'te değildi. Önümüzde Irak savaşı, Kıbrıs meselesi, AB üyelik süreçleri olmak üzere çok kritik süreçler vardı. Ama zihninde erdemi, gönlünde millete olan inancını barındıran AK Parti kadroları bütün bu meseleleri birer birer aştı. İç siyasette normalleşmeyi sağlayıp, 'Muhtar bile olamaz' dedikleri genel başkanını bu kürsüye Mart 2003'te başbakan olarak çıkardı. Şiddete başvurmadan hiçbir protesto gösterisi yapmadan, hiçbir gayrimeşru eylem içinde olmadan meşruiyet çizgisi içinde siyaseti normalleştirdik. Dünya, 'Türkiye ne yapacak' diye merak ederken, 'Bu iktidar bu kadar büyük dış politika meseleleriyle uğraşamaz ve kısa zamanda çöker' dedikleri bir dönemde, Irak Savaşı'nı, AB sürecini, Kıbrıs müzakerelerini başarıyla yönettik."

"HİÇBİR YASAĞA, VESAYETE, PRANGAYA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Türkiye'yi hiçbir maceraya sokmadıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ülkemizin itibarını onurlu bir  dış politika ile ayağa kaldırdık. Kıbrıs meselesinde tabuları yıkarken davamızın haklılığını da herkese gösterdik. AB sürecini, 'Tıkandı, bitti' denilen süreci doğru bir istikamete oturttuk. Bugün AB sürecinde eğer biz istediğimiz yerde değilsek, gönül rahatlıyla 14 yıl sonra söylüyorum, bunun müsebbibi Türkiye değil, stratejik vizyon eksikliği taşıyan Avrupa Birliği'dir. Biz her zaman gereğini yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Eğer bugün Kıbrıs meselesi çözülmemişse bunun  müsebbibi Türkiye, Kıbrıs Türkleri değil, bunun müsebbibi Kıbrıs Türkleri'nin barış çabalarına cevap vermeyen Rum yönetimi ve onun arkasında duran AB ve uluslararası toplumdur. Eğer bugün Irak'ta hala barış gerçekleşmemiş ve çevreye bütün bu kriz yayılmışsa yine bunun müsebbibi hiçbir zaman Türkiye olmamıştır, biz her zaman başta Irak'ta olmak üzere bütün Ortadoğu'da barış için çaba sarf ettik."

Ekonomik krizlerin de yaşandığını hatırlatan Başbakan Davutoğlu, "Ekonomik krizin arkasından AK Parti bereketle ve milletin duasıyla rasyonel ekonomik politikalarla bu krizlerin içinden çıktı" diye konuştu.

22 Temmuz 2007'deki genel seçimin ardından da Türkiye'de bazı problemlerin görüldüğüne vurgu yapan Başbakan Davutoğlu, şöyle dedi: "8 Ağustos'ta burada 23. dönemin ilk grup toplantısı yapıldığında da etrafımızda sıkıntılar, Türkiye içinde vesayet çabalarına karşı direnme vardı. Bu kürsüden o zaman Sayın Başbakanımız, daha sonra cumhurbaşkanı adayı olacak olan Sayın Abdullah Gül'ü bu kürsüden aday olarak ilan ettiğinde, ilk kez gerçek anlamda bu kürsüden çıkacak bir cumhurbaşkanının işareti görüldüğünde e-muhtıra vererek onu engellemeye çalıştılar. 22 Temmuz'a o ortamda gittik. Birileri şunu söyledi: 'Milletten emanet alınarak Meclis'e gelinir ama o emanet yerine getirilirken başkaları cumhurbaşkanına karar verir, Meclis karar veremez'. Onun karşısında dimdik duran 22'nci ve 23'üncü dönem milletvekillerimizi, grubumuzu bir kez daha tebrik ediyorum. Eğer biz bugün burada oturuyorsak, demokrasi sınavından geçip onurla görevimizi yapıyorsak milletvekilleri olarak o gün, 27 Nisan muhtırasına karşı dimdik duran AK Parti grubunun emaneti ve onun gösterdiği dirayetle buradayız. Yine olağanüstü bir hava vardı ülkede. 22 Temmuz'da seçimler yapılmış, büyük bir oranla AK Parti iktidara gelmiş ama hala bazı çevreler  'AK Parti grubunun aday gösterdiği kişinin cumhurbaşkanı olamayacağı' iddiasındaydılar. Hamdolsun, 27 Nisan muhtırasına sebebiyet veren bütün o vesayet odakları bir kalemde silindi ve Sayın Başbakanımızın, AK Parti grubunun aday gösterdiği Sayın Abdullah Gül, AK Parti'den çıkan ilk cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü'ne çıktı."

Davutoğlu, 2002'de Recep Tayyip Erdoğan'ı yasaklı kılan zihniyetin 2007'de de cumhurbaşkanı makamını kendilerine yasaklamaya çalıştığını belirterek, "Bizler yasakları, prangaları kıra kıra geldik. Bundan sonra da hiçbir yasağa, vesayete, prangaya izin vermeyeceğiz" dedi.

Söz konusu dönemde referandumla devrim gibi bir adım atılarak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin teminat altına alındığını anımsatan Davutoğlu o dönemlerde de dünyanın "kaynadığını", Lübnan Savaşı'nın olduğunu, Filistin'de çatışmaların tırmandığını ve dünyanın küresel bir krize doğru gittiğini belirtti.

Davutoğlu, "Ama Türkiye bütün bu dalgalı sularda emin bir şekilde yoluna devam ediyordu. Çünkü kaptan köşkünde AK Parti kadroları, AK Parti liderliği vardı" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, o dönemde de "Erdemli davranış nedir" diye sorduklarını, bunu millete gitmekte ve milletle birlikte anayasa değişikliklerini gerçekleştirmekte bulduklarını anlattı.

Erdemi hep millette, kadim değerlerde, evrensel insan hakları temelindeki değerlerde aradıklarını belirten Davutoğlu, "Hiçbir zaman bundan feragat etmedik, vazgeçmedik ve gereğini yapmak konusunda da hiçbir tereddüt göstermedik" diye konuştu.

İSTİKRAR İÇİN ÇABA SARF EDİYORUZ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Yunanistan'da olduğu gibi diğer komşuları Ukrayna, Irak ve Suriye'de de hep istikrar için çaba sarf ettiğini belirtti.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, son dönemde aldıkları tedbirler bağlamında bazı spekülasyonlar yapıldığını belirterek, "Hiç kimse ve aziz milletimiz kaygı içinde olmasın. Biz Türkiye'nin ne oldu bittilerle karşı karşıya bırakılmasına izin veririz ne de Türkiye'yi bir maceraya sürükleriz" dedi.

"Türkiye sınır güvenliği bağlamında kendi sınırlarını koruyacak kudrete ve askeri kapasiteye sahiptir. Hiç kimsenin bundan tereddüdü olmamalıdır" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Sınır ötemizde ortaya çıkacak ve Türkiye'nin içini etkileyebilecek, bölgesel dengeleri ortadan kaldırabilecek gelişmeler karşısında da kayıtsız kalmayız. Bir yıl, bir ay, bir gün, bir hafta, bir dakika, bir saniye dahi bu görevi yürütmek için imkan varsa, o görev için alınması gereken kararları alırız. Suriye'de son dönemde yaşananları yakından takip ediyoruz. DEAŞ terör örgütüne de Suriye rejiminin kanlı baskılarına da her zaman ilkesel olarak karşı çıktık. DEAŞ terör örgütünü ilk terörist ilan eden ülke Türkiye'dir. Daha Musul işgal edilmemişti ve bizim sınırlarımıza dayanmamıştı."

Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:"Biz 10 Ekim 2013'te aldığımız Bakanlar Kurulu kararıyla DEAŞ'ı terör örgütü ilan ettik. Şimdi Türkiye'ye karşı, özellikle de AK Parti'ye karşı uluslararası bir algı oluşturmak isteyenler, bizim, bu örgütle adımızı yan yana zikretmeye kalkıyorlar. İçeride bazı işbirlikçiler de buna çanak tutuyor. Bizim adımızı hiç bir terör örgütüyle kimse yan yana yazamaz; yazamadı, yazamayacak. Ama bu iddialarda bulunanların terör örgütleri ile adları yan yana yazılmıştır.

Biz DEAŞ'e karşıyız, DEAŞ gibi El Kaide'ye karşıyız, her türlü terör örgütüne karşıyız. Ama terör örgütü ile işbirliği suçlamasında bulunanlar, bir kez de dönüp Kandil'e seslensinler ve 'teröre karşıyız' diyebilsinler. Biz her konuda ilkeli tavır gösterdik, gösterilmesini de bekleriz. Açık bir iftirayla, açık bir saldırıyla... Açık söylüyorum bu Türkiye'ye dönük bir saldırıdır. Türkiye'nin herhangi bir terör örgütü ile işbirliği yaptığı iddiasını delilsiz bir şekilde gündeme getirenler, Türkiye'ye dönük uluslararası bir saldırının parçası olmuşlardır. Biz teröre karşı da terörü savunanlara karşı da hangi dille konuşulacağını çok iyi biliriz."

"SURİYE'DEN YARDIM İSTEYEN HERKESE YARDIM YAPARIZ"

Başbakan Davutoğlu, Suriye içinde etnik bir grup zulme uğradığında, Türkiye'de o etnik grupla kendilerini yakın hissedenlerin hemen o gruba yardım çağrısında bulunduklarını, bu grupların bazen Kürtler, bazen Türkmenler bazen de Araplar olduğunu ifade ederek, "Herkes kendi kabilesine, etnik grubuna dönüp de onların güvenliğini düşünmeye başlarsa, işte o zaman parçalanma başlar. Biz Suriye'ye dönüp baktığımızda, ne Kürt, ne Arap, ne Türkmen, ne Sünni ne Alevi görürüz. Sadece ve sadece komşu Suriye halkı görürüz. Komşu Suriye halkından yardım isteyen herkese de elimizden gelen yardımı yaparız" diye konuştu.

Kobani'den bir haftada gelen 197 bin kişiyi kabul ederken etnik kimliklerini sormadıklarını anlatan Davutoğlu, "Kimse bizi Suriye'li Kürt kardeşlerimizle karşı karşıya getirmeye kalkışmasın. Bayırbucak'tan Türkmen kardeşlerimiz, İdlip'den Arap kardeşlerimiz geldiğinde de kimlik sormadık. Kimse bizi Arap kardeşlerimizle de karşı karşıya getirmesin" dedi.

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Türkmen davasını da Suriye'deki Kürtlerin ve Arapların davasını da orada zor durumda olanların tarihi himayesini de yapabilecek kudret ve şefkate sahip tek ülke Türkiye'dir, başka kimse buna soyunmamalıdır. Hal böyle iken birileri siyasi ya da demografik yapıyı değiştirmeye kalkarsa, şu veya bu yönde bir etnik gruba karşı başka bir etnik grup bunun karşısında açık bir tutum sergilerse... Son dönemde özellikle aldığımız tedbirler bağlamında yapılan spekülasyonlar söz konusu. Hiç kimse ve aziz milletimiz kaygı içinde olmasın. Biz Türkiye'nin ne oldu bittilerle karşı karşıyı bırakılmasına izin veririz ne de Türkiye'yi bir maceraya sürükleriz. Kim oldu bitti yapmaya kalkarsa, geçmişte olduğu gibi tam bir hazırlık içinde cevabını veririz ama Türkiye'nin de bir maceraya girmesine izinvermeyiz."

Milletvekillerine, "Etrafımızda bir ateş çemberi var, doğru her türlü riskle karşıyayız, doğru, ama Allah aşkına bütün vatandaşlarımız ellerini vicdanlarına, kalplerine tutarak sorsunlar" diye seslenen Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"4 yıldır, hatta Irak savaşından bu yana 12 yıldır biz iktidarda iken etrafımız ateş çemberi ama ateş çemberi İstanbul'u, Diyarbakır'ı, Trabzon'u, Artvin'i, Muğla'yı yakmamışsa, oraya yaklaşmamışsa, bunun arkasında AK Parti'nin erdemli, basiretli, dirayetli yönetimi vardır. Eğer ekonomi bu dönemde kalkınmaya devam etmişse, huzur devam etmişse, 2010'dan bu yana bir referandum, iki genel seçim, bir mahalli seçim, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi tam bir demokratik usul içinde gerçekleşmişse bunun arkasında AK Parti'nin demokratik, barışçıl siyaseti vardır."

"EN KÖTÜ OLABİLECEK SENARYOYA DA HAZIRIZ"

Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki gelişmeleri yakından takip edeceklerini vurgulayarak, "Dün MGK'da da ele aldık. Her türlü senaryoya hazırız, bundan kimsenin şüphesi olmasın. En kötü olabilecek senaryoya da hazırız, bunun olmaması ve gerçekleşmemesi için, daha önceki aşamalarda alınması gereken tedbirlere de hazırız. Türkiye bütün kurumlarıyla işleyen bir güvenlik yapılanmasına sahiptir. Türkiye bütün demokratik kurumlarıyla işleyen güçlü bir demokrasiye sahiptir" dedi.

Güvenliği ve özgürlüğü her zaman bir arada tuttuklarına işaret eden Davutoğlu,  şöyle devam etti:

"Bundan sonra da güvenlik arayışlarının demokrasiyi daraltmasına, demokratik tutumumuzun herhangi bir şekilde güvenlik zaafı oluşturmasına izin vermeyeceğiz. Aziz milletimiz 7 Haziran'da tercihini yapmıştır. Şimdi de bu tercihin gerekleri birer birer, adım adım gerçekleşecek. Bunda da hiç bir acelemiz, hiç bir paniğimiz yok. İlkelerimiz bellidir, erdemli, adaletli davranış ilkeleridir. Bu ilkeler çerçevesinde de inşallah bugün, yarın Meclis Başkanımızı seçeceğiz. Önümüzdeki günlerde hükümetimizi kuracağız, yolumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Türkiye 12 yılda olduğu gibi bundan sonra da akan tarihin öznesi ülke olacak, akan tarihin öncüsü olacak. AK Parti de Türkiye ve dünya siyasetinin öznesi ve öncüsü olmaya devam edecek."

İLKELERİMİZDEN TAVİZ VERMEYİZ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, "Milli iradenin tecelli ettiği bu tablo karşısında koalisyon görüşmelerinde en iyi niyetli tavrı sürdürürüz, her türlü müzakereyi yaparız ama ilkelerimizden taviz vermeyiz, dayatmalara izin vermeyiz" dedi.

Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 7 Haziran seçimlerine değinerek, "(Seçimlerde şöyle değil de böyle bir netice çıkarsa Türkiye kan gölüne gider) deyip halkı tehdit edenler var ya, 2008'de partimize, iktidarda bulunan bir partiye ve arkasında başarı hikayeler dolu bir partiye yasaklama kararı için başvurulduğunda, kapatılmaiçin dava açıldığında bu Meclis'ten, bu kürsüden yine dirayetli bir sesle Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan meşruiyet sınırları içinde kalınacağını ilan etti" ifadelerini kullandı.

Sabırla ve kararlılıkla memleketin hiçbir meselesini ertelemediklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: "Kapatılma davasının açıldığı andan Anayasa Mahkemesi'nin kararına kadar 5, 6 aylık sürede  memleketin hiçbir meselesini 'acaba yarın bu koltuklarda oturacak mıyız?' düşüncesiyle ertelemedik. Bugün de birilerinin yeni hükümet kurulana kadar bu bizim hükümetimizi geçici ilan edip, 'bazı kararları alamaz' diye ifadeleri var. Hayır, biz bu emaneti omuzlarımızda taşırken ülkemizin çıkarı neyi gerektiriyorsa bir saniye dahi ömrümüz kalsa, o bir saniyeyi değerlendirir, en doğru kararı alır ve uygularız. Aynen kapatılma davası döneminde hiçbir meseleyi aksatmadığımız gibi. Dünya küresel ekonomik krize gidiyordu, ekonomik krizin içindeydi o günlerde ama ülkede bir hükümet boşluğu hissedilmediği gibi bir gelecek kaygısı da hiçbir zaman gündeme getirilmedi."

Erdemli davranışın ne olduğuna değinen Davutoğlu, kendilerinin şahsi çıkarlarını parti ideallerinin, parti çıkarlarını da ülke çıkarlarının ve millet ideallerinin önüne getirmeyeceklerini vurguladı.

Milletin davasının partilerinin çıkarlarından ve geleceğinden  her zaman daha önce ve öncelikli olacağını dile getiren Davutoğlu, erdemli davranışın her şeyden önce egoyu, nefsi,  beni bir kenara bırakıp birlikte mahfiyet içinde geleceğe yürüme davranışı olduğunu söyledi.

Erdemli davranışın en zor şartlarda dahi meşruiyetten ayrılmama, en zor dönemlerde dahi kararlılık gösterirken şiddet ve öfke dili kullanmama davranışı olduğunun altını çizen Davutoğlu, erdemli davranışın kutuplaşmayı değil, kucaklaşmayı, öfkeyi değil, muhabbeti egemen kılmaya çalıştığını belirtti. Davutoğlu, "Biz hep bunu yaptık, bunu yapmaya devam edeceğiz" dedi.

2011 seçimlerine de yine kritik bir ortamda girdiklerini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bir taraftan küresel ekonomik kriz bütün dünyayı yakıp, büyük sıkıntılara yol açarken ve Avrupa ülkelerinin bu kriz dolayısıyla  birer birer demokrasileri sarsılırken diğer taraftan Arap baharının sancılarıyla bütün Ortadoğu tam bir devinim içinde, uçurumun kenarında olduğunu veya demokrasiye doğru yürüyecekti ya da anarşiye teröre, otoriterliğe doğru. Türkiye o zaman yine bu kürsüden 30 Haziran'da ilk grup toplantısı yaptığında Genel Başkanımız aynı kararlılığı bir kez daha vurguladı. Hiç tereddüt etmeden o günden bugüne bu zor şartlarda ülkemizin küresel ekonomik krizi hissetmemesi için gereken tedbirleri aldık."

Ortadoğu'da ortaya çıkan daha sonra Ukrayna'ya ve dünyanın değişik yerlerine doğru yayılan yangın konusunda da hep iki esası öne çıkardıklarının altını çizen Davutoğlu, bunları insani diplomasi ile Türkiye'nin stratejik çıkarları ve bölgesel barış olarak sıraladı.

"ANADOLU BARIŞ DİYARIDIR"

BM Mülteciler Yüksek Komiseri'nin geçen hafta Türkiye'ye geldiğinde Dünya Mülteciler Günü'nü Türkiye'de anmaya karar verdiklerini söylediğini anımsatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsani anlayışı bugün dünyanın her yerinde temsil eden Türkiye Cumhuriyeti devleti gururla ifade ediyorum -keşke hiç olmasaydı keşke hiçbir mülteci bizim kapımıza gelmeseydi, keşke kimse evinden, yurdundan ayrılmasaydı- BM Mülteciler Yüksek Komiseri geçen hafta buraya geldiğinde 'Dünya Mülteciler Günü'nü Türkiye'de anmaya karar verdik. Çünkü dünyada en çok mazlum, en çok mülteci, en çok yetim barındıran ülke Türkiye'dir' dedi. İşte biz bu insani çizgimizi sürdüreceğiz.

Etrafımızda bir ateş çemberi var. O ateş çemberinin içinde ülkemizi bir gül bahçesi gibi tutmaya kararlıyız ve bu gül bahçesinin kokularından  istifade etmek isteyen, bu çınar ağacının altında barış içinde gölgelenmek isteyen kardeşlerimiz söz konusu olduğunda onların etnik, mezhebi, dini kimliğine bakmaksızın 'gelin Anadolu barış diyarıdır, Anadolu kutsal bir çınar ağacının gölgeliğinde insanların huzur bildiği bir diyardır' diyerek onlara sahip çıkacağız. Bu insani sınavı geçtik. Asırlarca bu sınav bir destan gibi anlatılacak. Suriye'deki her evde, Ortadoğu'daki her sokakta Türkiye'nin bu kritik 4 yıl içinde gösterdiği insanlık destanı anılacak.

Biz şunu bir kez daha milletimize söylüyoruz; bu makamlarda bulunurken aynen Sayın Özal'ın Cezayir'e gidip özür dilemesi gibi birgün bizden sonra gelecek bir başbakanın herhangi bir ülkeden herhangi bir halktan insanlıktan özür dilemesini gerektiren hiçbir davranışa izin vermeyeceğiz. İşte erdemli davranış budur. Erdemli davranış mazluma kapıyı kapatarak değildir, erdemli davranış herkese gönlünü açmaktır. Erdemli davranış zalim, güçlü diye onun karşısında susmak değildir. Erdemli davranış kim haksızlık yapıyorsa, kim adaletsizliğe alet oluyorsa onun karşısında adaletin, insanlığın sesi olmaktır. 2001'den bu yana attığımız her adımda erdem ve hikmet vardı. Erdem ve hikmet olmaya devam edecek. İşte bugün bazı çevreler Türkiye'yi terör örgütleriyle irtibatlandırmaya çalışıp sonra da bu çatı altında konuşmaya kalkışanlar bilsinler ki AK Parti'nin iktidar olduğu hiçbir dönemde hiçbir yılda, ayda, günde, saatte, dakikada, saniyede terörle, şiddetle, zulümle işbirliği olmamıştır, olmayacaktır."

"HER ZAMAN TARİHİN ÖZNESİ OLDUK, OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Davutoğlu, seçimlerden AK Parti'nin Türkiye'nin en büyük partisi ve en yakın rakibine yüzde 16 fark atmış lider parti olarak çıktığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Şimdi burada da sınavlarla karşı karşıyayız. Sınamalar siyasetin doğasıdır. Sınama beklemeyen, sıkıntı, zorluk görmek istemeyen siyasete girmeyecek. Siyaset zor dönemde zor kararları alma cesareti gösterenlerin işidir, kolay dönemlerde nutuk atanların işi değil. Siyaset gerektiğinde risk alabilecek iradeyi gösterenlerin işidir. Siyaset, tarih nehri akarken o nehre bakanların değil, tarih içinde birlikte akan ve o tarihe yön verenlerin işidir. AK Parti gerek Türkiye içinde gerek Türkiye dışında hiçbir tarihi olayı, serüveni, akışı izlemekle yetinmedi ve hepsine müdahil oldu, hepsine erdemli davranışımızın ve ilkelerimizin yansımalarını gösterdik. Durmadık, beklemedik ve 'olaylar aksın sonra biz tavır sergileyelim' demedik. 'Tarih aksın, akarken bir yerlerde tarihe tutunmaya çalışırız' demedik. 'Tarih akacaksa tarihin öznesi olan bu millet o akışı şekillendirmek için çaba sarf edecek' dedik. Bazen başarılı olduk, bazen istediğimiz ölçüde başarı sağlamamış olabiliriz ama bir şeyden erdemli bir hareketin bugünkü Genel Başkanı olarak söylüyorum; bizim dönemimizde bu millet hiçbir zaman tarihin nesnesi olmadı, olmayacak. Her zaman tarihin öznesi olduk, olmaya devam edeceğiz."

"NE KADAR ERDEMLİ, DÜRÜST, ÖZGÜR DÜŞÜNEN, VİZYONLA BAKAN BİR GRUBUMUZ VAR"

Seçimlerin ardından balkon konuşmasında ilk intibaları milletle paylaştıklarını anımsatan Davutoğlu, bir gün dahi tatile ve izne çıkılmasına izin vermeden MYK veya Bakanlar Kurulu üyelerini topladıklarını ve iç muhasebe yaptıklarını söyledi.

"Biz olaylar karşısında nasıl seyirci kalmazsak olaylar şekillenirken de kendimize karşı da seyirci kalmayız" diyen Davutoğlu, " Tabloyu masaya koyarız. Açık yüreklilikle konuşuruz, tartışırız, istişare mekanizmalarını işletir ve en doğru kararı alırız. Seçim neticesi ne olursa olsun bunu yapacaktık. Bizim oy verenlerin gücünü tahkim etmek kadar oy vermeyenlerin niye oy vermediğini hesap, kitap ve muhasebe edip onların da gönlüne girme çabamız vardır" değerlendirmesinde bulundu.

Partilerinin il başkanları, kadın kolları ve gençlik kolları başkanlarını çağırdıklarını anımsatan Davutoğlu, bizzat kendisinin saatlerce oturup sohbet ettiğini ve tabloyu anlamaya çalıştıklarını kaydetti.

Önce resmin çıkarılması, tablonun açık ve dürüst bir şekilde görülmesi ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, araştırma şirketlerine görevler verdiklerini ve "Tabloyu bize çizin, gereken neyse onları yapalım" dediklerini ve bu muhasebeyi devam ettireceklerini söyledi.

258 milletvekiliyle 5 grup halinde biraraya geldiklerini anlatan Davutoğlu, milletvekillerine toplantılarda özgürce fikirlerini ifade ettikleri, bölgelerindeki intibaları  ve ülkeyle ilgili kanaatlerini aktardıkları için teşekkür etti. Davutoğlu, toplantıların sonunda Allah'a şükrettiğini belirterek, "(Elhamdülillah ne kadar erdemli, dürüst, özgür düşünen, vizyonla bakan bir grubumuz var) dedim" şeklinde konuştu.

AK Parti'nin dinamik bir hareket olduğunu belirten Davutoğlu, "Değerleri sabittir. Siyaseti dinamik ve o dinamizme uyacak şekilde hareketlidir. Yerimizde durmayız ama gönlümüzdeki değerler her zaman yerinde durmaya devam edecek" dedi.

"MİLLET AMİRDİR, BİZ MEMURUZ"

Milletin 7 Haziran'dan bu yana AK Parti'nin ve diğer partilerin tavırlarını muhasebe etmesini ve karşılaştırmasını rica eden Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"AK Parti ilk andan itibaren 'biz milli iradeye saygılıyız' dedi. Millet ne demişse onun gereğini yaparız. Millete dönüp 'neden bu kararı verdin' diye sormayız. Çünkü millet amirdir, biz memuruz. Biz millete hükmetmek için değil, milletin dediğini yapmak için bu kürsülerdeyiz, bu salonlardayız, bu Meclis'teyiz. Hiçbir partilimizin herhangi bir şekilde milli iradeyi eleştirmesine izin vermedik. Hiçbir dava arkadaşımız da bunu yapmadı. 'Nedir bu tablo, millet ne istedi ona bakalım ve ona göre karar verelim' dedik. İlk andan itibaren de şunu söyledik, biz Türkiye'yi bir gün dahi hükümetsiz bırakacak bir sorumsuzluk göstermeyiz. Türkiye'de madem ki millet 'koalisyon' demiştir, kimseye kapımızı kapatmayız. Milli iradenin tecelli ettiği bu tablo karşısında koalisyon görüşmelerinde en iyi niyetli tavrı sürdürürüz, her türlü müzakereyi yaparız ama ilkelerimizden taviz vermeyiz, dayatmalara izin vermeyiz. Bütün bu çabalar inşallah iyi bir netice verir ama netice vermezse yine milletimizin huzuruna gider, onun kararı neyse o kararın gereğini yaparız.

O günden bu yana işte milletimiz şahit, sizler şahitsiniz. Başta ben olmak üzere hiçbir parti yetkilimizin ağzından herhangi bir başka partiye, onun liderine ve onlara oy veren seçmenlere dönük olarak rencide edici tek bir söz çıkmadı. Kutuplaştırıcı ve 'şucular bucular, şöyle düşünenler böyle düşünenler' diye bir tasnif olmadı. Tek bir gün dahi bize oy vermeyen seçmenlerimizi rencide edecek bir söylem kullanmadık, tek bir an dahi pazarlıklara, etik dışı davranışlara yönelmedik. Ahlaklı, erdemli tutumumuzu sergiledik, sergilemeye devam edeceğiz. Ama diğer partilerin tutumlarına bakalım. Buna bakarken o partileri eleştirmek kastıyla sadece söylemiyorum milletimize, milletimizi şahit kılmak ve o partileri bir iç muhasebeye davet etmek için söylüyorum."

 
14 bin paket kaçak sigara ele geçirildi
 
Akgüloğlu Mali Tatil sürecini değerlendirdi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Doğu Türkistan’daki Katliama tepki
Turbay, Doğu Türkistan’da Çin tarafından gerçekleştirilen katliamlara ...
'Yeni bir Selçuklu ruhuna ihtiyaç hissediyoruz'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yeni bir Selçuklu ruhuna, yeni bir Selçuklu ...
‘Siyasetin temeli ahlak ve doğruluktur’
Türkiye’de yaşayan, bu toprakları vatan olarak gören herkesin, sosyal ...
 
‘Her çile bizim için şereftir’
Yürütülen mücadelenin tek bir gayesinin, tek bir hedefinin olduğunu vurgulayan ...
Davutoğlu, AK Parti Meclis Başkan Adayını açıkladı
AK Parti'nin Meclis Başkan adayını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, ...
‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan tüm milletime sesleniyorum, tüm dünyaya ...
 
Görmez ’den provokasyon uyarısı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Hollanda’da İslam karşıtı ...
‘En büyük sığınağımız millet’
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Dışarıdaki ve içerideki ...
‘Anadolu bir medeniyet kitabıdır’
“Anadolu sadece bir toprak parçasının isimi değildir” diyen Cumhurbaşkanı ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Müslümanlar Müslüman Olmadıkça
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Erdal mı kahraman, Zekeriya mı unutulan?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Sosyal Medya ve Siyaset: Ahlakın Kaybolduğu Yer mi?
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Erzurum tarım ve hayvancılıkla şahlanır mı?
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Prof. Dr. Fatih Alper Gibi Derman Olacaksın !
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva