İstanbul’da Ensar Vakfı’nın iftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakıflarımız ve derneklerimiz, bizim en güçlü sivil toplum örgütlerimiz olarak, ülkemizin her köşesinde, milletimizin her kesimine çok önemli, çok hayırlı hizmetler veriyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1453 Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen programda iftar sonrasında bir konuşma yaptı. Ramazan ayının ülkemiz, milletimiz ve tüm Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını dileyerek ve 1979 yılından bugüne kadar Ensar Vakfı’nın yürüttüğü hizmetlerde emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa ülkemizde bir ‘İmam Hatip nesli’ yetişmesi için Ensar Vakfı çatısı altında gösterilen gayretlerin en yakın şahitlerinden biriyim” dedi.
Dinini öğrenen ve yaşayan nesiller yetiştirme yolunda sürdürülen bu hizmetin, ilanihaye devam etmesini dilediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakıflarımız ve derneklerimiz, bizim en güçlü sivil toplum örgütlerimiz olarak, ülkemizin her köşesinde, milletimizin her kesimine çok önemli, çok hayırlı hizmetler veriyor” diye konuştu.
“VAKIFLARIN ÖNEMİ HİÇBİR ZAMAN AZALMAYACAKTIR”
“Ben de, her Ramazan’da olduğu gibi bu Ramazan’da da, mümkün olduğu kadar bu kuruluşlarımızın iftarlarına katılıyor, dostlarımızla, kardeşlerimizle hasret gideriyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Selçuklu ve Osmanlı’dan beri önemli bir sosyal dayanışma ve yardımlaşma kurumu olarak vakıf geleneğimizin kardeşliğimizin en kuvvetli bağını oluşturduğunu ifade etti.
Bugün, Amerika başta olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesindeki vakıf sisteminin, bizim tarihimizdeki bu vakıf geleneğinden esinlenerek ve örnek alınarak tesis edilip geliştirildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Milletin ihtiyaç duyduğu ama devletin yerine getirmediği veya getiremediği hizmetleri ifa eden vakıflarımız, bugün de aynı şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Zaten ağır işleyen, hantal bir yapıya sahip devlet mekanizması, hele bir de yanlış zihniyetlerin eline düştüğünde, devletle toplum ve birey arasında devasa bir uçurum ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu bakımdan, devlet ne kadar güçlü, devleti yönetenler ne kadar makbul olursa olsun, vakıflar başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının önemi hiçbir zaman azalmayacaktır.”
DEVLET VE VAKIFLAR ARASINDAKİ İŞ BİRLİKLERİ
Özellikle eğitim, sağlık, dayanışma ve yardım gibi alanlardaki vakıf hizmetlerinin teşvikini ve yaygınlaşmasını son derece önemli bulduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’de anaokulundan üniversiteye kadar tüm eğitim sisteminde vakıf okullarının çok önemli bir yeri olduğunu vurguladı. Ensar Vakfı’nın imam hatip liselerinde yürüttüğü faaliyetler dikkate alındığında devletin eğitim hizmetlerinde de sivil toplum kuruluşlarımızın ciddi katkısının görüldüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletle vakıflarımızın birbirlerini tamamlayan bu iş birliğini, ülkemiz ve milletimiz için büyük bir kazanç olarak görüyorum” şeklinde konuştu.
Geçmişte bu bütünlüğü bozmaya yönelik çok acı hadiseler yaşandığına, 1940’ların tek parti zulmünü asla unutmadığına, 1970’lerde dönem dönem yaşanan baskıların daha dün gibi hatırlandığına ve 28 Şubat faciasının sızısının hala yüreklerde tüm canlılığıyla yaşandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun Türkiye, o karanlık günleri geride bıraktı” dedi ve şunları söyledi: “1950’den itibaren yürütülen mücadelenin zirvesini, geçtiğimiz 12 yılın oluşturduğuna inanıyorum. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki haksızlıkların, hukuksuzlukların, mağduriyetlerin büyük ölçüde giderildiği de bir gerçek.”
İMAM HATİP LİSELERİNDEKİ ARTAN ÖĞRENCİ SAYISI
28 Şubat sonrasında İmam Hatip Liselerinin 600 binden 60 bine düşen öğrenci sayısının, bugün 1 milyonu bulduğunu, bunun da milletin ruh dünyasında evlatlarını İmam Hatip Liselerine göndermeyi sinesine yerleştirmiş olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi yapamadığını biliyor ki artık imam hatip okullarında evladına verirler, onu o şekilde yetiştirirler. Zira bir genç nesil var ki, maalesef elinde palayla, silahla ve molotoflarla dolaşıyor. Bunlar bizim neslimiz olamaz, bu milletin evladı olamaz. Zira Müslüman o kimsedir ki, elinden ve dilinden diğer Müslümanlar da emindir. Bunların böyle bir derdi var mı? Yok. Ama ben inanıyorum ki, İmam Hatip neslinin böyle bir derdi vardır, böyle bir ideali vardır ve onlar bu millete bu yolda hizmeti vermeye devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başörtüsünden dolayı okullarından, memuriyetlerinden atılanların haklarını tamamen iade ettiklerine ve artık böyle bir sorunun kalmadığına işaret ederek, “Artık imam hatip liselerine giden evlatlarımız istediği üniversiteye gitme hakkını elde etmiş vaziyette ve başörtüsü artık sorun olmaktan çıktı. Bırakın İmam Hatip Liselerini, artık düz liselerde de, biliyorsunuz Danıştay kararıyla başörtüsü sorun olmaktan çıkmıştır, ona da kimse engel koyamaz. Ve yine düz liselerimizde de biliyorsunuz artık Siyer-i Nebi ve bunun yanında Kur’an-ı Kerim serbest seçmeli ders olarak okutulabiliyor” ifadelerine yer verdi.
“HEP BİRLİKTE DAHA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ”
Kurumları kendi görev alanlarına çekerek, milli iradenin üstünlüğünü tesis ve tahkim ettiklerini, sadece kamuda değil, özel sektörde yaşanan adaletsizlikleri de giderdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat döneminde inancından dolayı, daha önce sosyal statüsünden dolayı dışlanan, ezilen, horlanan, ayrımcılığa tabi tutulan girişimcileri hak ettikleri konuma çıkardıklarını ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu: “Bugün ekonomimizin nabzı, büyük ölçüde Anadolu’da, dünün küçümsenen girişimcilerinin çevresinde atıyor. Elbette daha yapılması gereken çok iş, alınması gereken çok mesafe, kazanılması gereken çok gönül var. Bunun için hep birlikte daha çok çalışacağız, daha çok gayret göstereceğiz.”
Sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler diğer yöntemlerle yürütülen mücadelenin tek bir gayesinin, tek bir hedefinin olduğunu vurgulayan ve bunu da “Hakkı hâkim kılma davası” olarak açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Üstad Necip Fazıl’ın ifadesiyle; ‘Üzülme davanın sahibi Hak’tır / Hak olan davada zafer muhakkaktır…’Zaferinin muhakkak olduğuna inandığımız bu dava yolunda çektiğimiz her çile bizim için şereftir, bir berat belgesidir. Hayatın; kıvrımlarla, inişlerle, çıkışlarla dolu serencamı içinde, asıl olan istikameti kaybetmemektir. İstikamet sağlamsa, su akar ve sonunda mutlaka yatağını bulur, yoluna devam eder.”
“MİLLETİMİZ EZANINA DOKUNANLARIN ADINI GÖNLÜNDEN SİLMİŞTİR”
Programa katılanlara hitaben, “İmam Hatip Okullarımızın 65 yılı bulan hikayesini en yakından bilenler sizlersiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir büyüğüm, ‘İmam hatipte ne okutulduğu bir kenara, o tabelanın altından geçmek bile yeter evladım’ diyordu. Aynı şekilde, ülkemizin her köşesinde, günde 5 vakit, 365 gün kesintisiz ezan okunan camilerimizin nasıl ihya ve inşa edildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Ne diyor Mehmet Akif; ‘Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi, yurdumun üstünde benim, inlemeli.’ Rabbim camilerimizi ezansız, cemaatsiz bırakmasın.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her kademedeki eğitim çalışmalarıyla, öğrenci yurtlarıyla, dayanışma ve yardım faaliyetleriyle, sahip çıkma ve ihya etme çabalarıyla, bu hizmet kervanın yoluna devam edeceğinin altını çizerek, bu yürüyüşü hiçbir engel, sabotaj, iftira ve yalanın durduramayacağını belirtti.
“Bakınız, milletimiz İmam Hatipleri kapatanları hatırlamayacak, hatırlasa da hayırla yad etmeyecek. Ama bu okulları kuranlar ve yaşatanlar, daima rahmetle, sevgiyle, takdirle anılacak. Milletimiz ezanına dokunanların adını gönlünden silmiştir; ama o ezanı yeniden kendisine kazandıranları, Menderesleri gönlünün başköşesinde yaşatmaya devam ediyor” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah rızası için hizmet edenlerin en büyük mükafatının, milletin gönlünde edindikleri makam olduğuna, Ensar Vakfı bünyesinde hizmet verenlerin de ilk günden beri bu şerefe nail olduklarına inandığını belirterek vakfa maddi, manevi hizmetleriyle destek verenlere teşekkür edip bu yolda ebediyete göç etmişlere Allah’tan rahmet dilediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmasını şöyle tamamladı: “Allah yolunuzu, bahtınızı açık eylesin. Allah tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri kabul ve makbul eylesin. Rabbim bizleri nasıl Ramazan-ı şerife kavuşturduysa, aynı şekilde inşallah Ramazan Bayram’ına da kavuştursun diye niyaz ediyorum. Öbür taraftan, tabi ki dünyanın birçok yerinde, Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta, öbür tarafta ta Doğu Türkistan’da, Myanmar’da bütün buralarda Müslümanlara yapılan işkenceler ve bu zulümler inşallah son bulur, inşallah Ramazan bunun vesilesi olur diye dua ediyorum.”