AHMET UMUR ÖZTÜRK (İHA) - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr. Sare Davutoğlu, sağlık camiasının hem sağlığın korunması, hem de kanserin önlenmesi için daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirterek, "Hastalığın önlenmesinin tedavisinden hem birey, hem aile, hem de toplum için daha az yıpratıcı olacağı gerçeğinden hareketle topluma net mesajlar vermek, son derecede önemlidir" dedi.
Ramada Plaza'da düzenlenen 6. Ulusal Kanser Hastaları Kongresi'ne katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr. Sare Davutoğlu, yaptığı konuşmada, bir aile üyesine kanser tanısı konmasının bütün aile için zorlu ve uzun bir sürecin başlangıcı olduğunu söyleyerek, "Bu zorlu süreçte herkesin ihtiyaç duyacağı destek gruplarının oluşması ve benzer süreçler yaşayan hasta ve yakınlarının birbirlerinin tecrübelerinden istifade etmesini kolaylaştırıyor. Bu uzun süreçler kişinin yakın ve uzak çevresindeki
tüm kişiler için farklı düzlemlerdeki tecrübe birikimi sağlıyor. Önemli bir kazanımın kişinin kendisi ve yakın aile çevresinin sağılığı ile sorumluluk alma bilinci olduğunu üşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"ARAŞTIRMALAR DİYET VE EGZERSİZLE KANSER RİSKİNİN YÜZDE 30-40 ORANINDA AZALTILABİLECEĞİNİ GÖSTERİYOR"
Hayat tarzı, beslenme, egzersizin, fazla kiloların sağlığın ve kanser oluşumunun çok yakından etkilediğini bilmek gibi bir zorunluluğun olduğunu belirten Davutoğlu, "Çevresel kanserlerin hızla arttığı günümüzde engelleyemediğimiz birçok zararlı etken yanında özellikle beslenme konusunda hem kanserojenlerden sakınmak, hem de vücudumuzun bağışıklık ve kanserden korunma mekanizmalarını güçlendiren gıdaların ailenin tüm fertlerinin sağlığına olumlu katkısı son derece önemlidir. Nitekim yapılan araştırmalar uygun bir diyet ve egzersizle kanser riskinin tüm kanserlerde yüzde 30-40 oranında azaltılabileceği ve hatta bazı kanser türlerinde diyetin koruyuculuğunun yüzde 90-100'e yaklaşabileceğini göstermektedir" diye konuştu.
SAĞLIK CAMİASININ ROLÜ
Sağlık camiasının hem sağlığın korunması hem de kanser önlenmesi için daha aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"Modernleşmeye paralel gelişen bireyselleşmenin bir yansıması olarak, biz ancak uyarma gereğini yaparız ama esas görevimiz sağlığını kaybedenleri tedavi etmektir. Yaklaşımından daha aktif bir tavır sergilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hızla gelişen teknolojinin bazı sağlığa zararlı sonuçlarından insanlarımızı erken haberdar etmek, henüz kanıtlanmasa bile sağlığa zararlı olması kuvvetle muhtemel uygulama, gıda, çeşitli alışkanlıklar ve hatta bazı tanı ve yöntemlerin olası olumsuz sonuçları toplumla
erkenden paylaşmak zorundayız. Hastalığın önlenmesinin tedavisinden hem birey hem aile hem de toplum için daha az yıpratıcı olacağı gerçeğinden hareketle topluma net mesajlar vermek, son derecede önemlidir."
"SON YILLARDA TÜKETİLEN PAKET SAYISINDA AZALMA VAR"
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Murat Tuncer de, dünyada kanseri bir toplum sağlığı problemi olarak niteleyerek, ölümlerin, kanserle yaşayan hastaların 2-3 kat artacağını belirtti. Kanserin önlenebilir bir hastalık olduğunu ifade eden Tuncer, "Kanser neden bu kadar artıyor? 3 tane nedenimiz var. Bir tanesi, sigara içenler çok ciddi artıyor. 2010- 2030 yılları projeksiyonlarımız ciddi olarak sigara içenlerin artacağı yönünde. Kontrol etmeye çalışıyoruz. Son yıllarda tüketilen paket
sayısında azalma var. Ancak içen sayısında sayı olarak ciddi bir yere geldik diyemeyiz" diye konuştu.
Tuncer, Türkiye'nin dünyaya örnek olabilecek bir sigara kontrolü yaptığını söyleyerek, çok daha sıkı durulmasının gerektiğini belirtti. Tuncer, "En ufak açıkları, yakalayabiliyorlar ve hatta devletin bir kurumunu, devletin sigarayla savaşan personeline karşı kullanılabiliyor. Benim hakkımda sigara hassasiyetim nedeniyle bir hukuki savaş başlatmaya kadar ileri gidebilecek yere vardırabiliyorlar" şeklinde konuştu.
Toplum olarak uyanık olmanın gerektiğini söyleyen Tuncer, "Bizim en büyük güvencemiz Sayın Başbakanımız. Bugüne kadar gelmemizin en önemli nedeni Türkiye'de Sayın Başbakanımızın bu konuda gösterdiği hassasiyettir. Biz onun açtığı yolda ve desteğiyle bu şeylere pabuç bırakmadan yolumuza devam edeceğiz" dedi.
Türkiye'de kanser arttığına işaret eden Tuncer, meme kanserinin kadınlarda yüz binde 37,5, tüm kanser çeşitlerine bakıldığında tüm kadınların yarısının kanserden muzdarip olduğunun görüldüğünü söyledi. Bu yılın kadınlarda kanser yılı ilan ettiklerini kaydeden Tuncer, bu yıl bir farkındalık oluşturmak istediklerini belirtti. Erkek kanserlerinde ise trake ve akciğer kanserinin yüksek değerde, yüz binde 68,9 olduğunu belirten Tuncer, akciğer kanserinin yüzde 90 nedeninin sigaraya bağlı olduğunu ifade etti.
KADINLARDA MEME KANSERİNDE DÜŞÜŞ TİROİT KANSERİNDE ARTIŞ VAR
2002-2008 arasındaki değişimde ise kadınlarda tiroit kanseri artarken, meme kanseri oranını yüzde 56'dan yüzde 48'e düştüğünü ve erkeklerde ise akciğer ve prostat kanserinin arttığını söyleyen Tuncer, prostat kanserinin dünya genelinde arttığını belirtti. Tuncer, Türkiye'nin 2005-2009 arasında kanser tedavisine harcadığı paranın toplam 2,5 milyar doları bulduğunu, Türkiye'nin örnek bir ülke olduğunu ve sigortanın kanser tedavisinin tümünü karşıladığını belirtti. Tuncer, bunun da dünyanın 8., Avrupa'nın
6. en yüksek harcaması olduğunu söyledi. Kanser vakalarının 500 bine çıkacağını savunan Tuncer, fiziksel aktivitenin artması, beslenme, egzersiz ile kanserin önlenebileceğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı mensubu Tuncay Balalı ise, Dışişleri Bakanlığı'nın her zaman sosyal sorumluluk projelerinde kurum olarak ve temsilcileriyle birlikte Dışişleri Mensupları Derneği ve Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği öncülük eden kurum haline geldiğini ifade etti. Aktif dış politika vizyonuna uygun olarak milletin vatan kalitesini arttıracak her türlü sosyal farkındalık projelerine imkanları ölçüsünde destek verdiğini belirtti.