Erzurum Baro Başkan Yardımcısı Avukat İzzetin Genç, Yrd.Doç.Dr Besim Yıldırım öncülüğünde İletişim fakültesi Gazetecilik bölümü 4. Sınıf öğrencileriyle bir araya geldi. Erzurum Adalet sarayında iki saat süren basın toplantısında Avukat izzettin Genç, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Barolar birliği ve Avukatlık mesleği hakkında bilgi veren Genç, 16 Nisanda yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı referandumunda oyunun evet olacağını söyledi.
Erzurum Barolar Birliği Başkan yardımcısı Avukat İzzettin Genç, Atatürk Üniversitesi Gazetecilik 4.sınıf öğrencileriyle Erzurum Adalet sarayında bir araya geldi. Saat 14.00’da başlayan basın toplantısının konusu Erzurum Barosu ve 16 Nisan’da gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi oldu. Avukat İzzettin Genç, Adliyelerin gazeteciler için haber kaynağı olduğunu belirterek, Avukatlık mesleğinin 1800’lü yıllardan itibaren ülkemizde yaygınlaşmaya başladığını ve Avukatlık mesleğinin İnsanlara hukuken yardımcı olan yardım eden, kendi adına bilgi birikimini, satan fakat o bilgi birikiminden faydalanıp işini iyi yaptırmaya çalışan bir meslek olduğunu söyledi. Daha sonra Barolar birliği hakkında bilgi veren Genç; ”Barolarda bu mesleğin hukuken bu mesleğin kurulmuş örgütleridir. Bu örgüt olmadan hiçbir bulunduğu yerde avukatlık yapamaz. Belirli bir sayıyı geçmesi sonucunda mutlaka baro kurulmalıdır. Bu meslek örgütü bağımsız, özerk bir yapıya sahiptir ancak kanunla kurulduğu için diğer örgütlerden farkımız kanunla kurulduğumuz için belirli bir kurallara ve denetimlere tabiyiz” dedi. Ardından Avukat İzzettin Genç, Erzurumda 420 tane Avukatın olduğunu ve bu avukatların 420 tane haber kaynağı oluşturduğunu dile getirdi.
“16 NİSAN REFERANDUMUNDA BEN EVET DİYECEĞİM”
Avukat İzzettin Genç,16 Nisan da gerçekleşecek olan Referandumda tercihinin ‘evet’ olduğunu açıkladı. Barolar Birliği Genel Başkanı Metin Feyzioğlu’nun hayır kampanyası düzenlemesini değerlendiren Genç;” 16 Nisan Referandumunda ben evet diyeceğim. Barolar birliği başkanının hayır kampanyası yapması kadar doğal bir şey yoktur. Değiştirilen bir anayasa bir hukuk metnidir, bu konuda barolar konuşmayacakta başka kim konuşacak” şeklinde konuştu.
Daha sonra gerçekleşen sistemin bir hükümet sistemi değişikliği olduğuna inandığı belirten Genç; ”Ben bu değişikliğin bir hükümet sistemi değişikliği olduğuna inanan bir adamım. Yani bir rejim değişikliği veya Cumhuriyetten vazgeçiş olarak düşünmüyorum. Hükümet sistemi olarak başbakanı ve bakanlar kurulunu kaldırarak tüm yetkilerin Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcılarına bırakacak bir sistem olarak düşünüyorum ve Türkiye için çok büyük bir rejim değişikliği olacağını düşünmüyorum. Bir adamı devre dışı bırakıyorsun ve onun yetkilerini, fonksiyonlarını bir başka gruba veriyorsun benim düşüncem bu.17 yıldır avukatlık yapıyorum ve hukuk fakültesi mezunuyum başkanlık sitemini de parlamenter sisteminin de artılarının ve eksilerinin neler olduğu biliyorum ve dünyada ki en iyi sistem Cumhuriyet ve buna da kalbimle inanıyorum. Ama bu sistemin eksiklikleri var. Cumhuriyeti nasıl yönetirsin diye sorduğunda anayasa derslerinde anlatırlar. İşte başkanlık sitemi, yarı başkanlık sitemi, parlamenter sistem gibi sitemleri anlatırlar. Hükümet modeli olarak bakın, Rejim modeli olarak Cumhuriyet koyarlar altına da sistem olarak hükümet sistemini koyarlar” şeklinde ifade etti.
“BANA ÖĞRETİLEN DÜNYADA EN İYİ SİSTEM BAŞKANLIK SİSTEMİDİR”
Avukat İzzettin Genç, Yönetim bakımından kendisine göre en iyi sistemin Başkanlık sistemi olduğunu dile getirdi. Ancak Kuvvetler ayrılığına önemle vurgu yapan Genç; ”Kuvvetler ayrılığının olması gerekiyor yani yasamanın yürütmeden, yürütmenin yargıdan ve bunların birbirlerinden ayrı olması, birbirlerini denetlemesi gerekir. Amerikalılar bu sisteme jack and balant sitemi diyorlar ve denge sistemini iyi kurarsan dünyanın en iyi sistemidir. Beş yıl bir adam istediği gibi yönetir ve beğenilmezse halk tarafından 5 yıl sonra gider. Ve bir karar alırken başka birileriyle görüşmez. Kendisi kararı alır ve O kararın sorumluluğunu üzerine alır. İnsanlar beğenmediklerini seçmezler. Bir olayı örnek vereyim yıllar önce Erzurum’a dokuz ay vali atanmadı. Niye atanmadı? İçişleri bakanlığı imzaladı, Başbakan imzaladı, Cumhurbaşkanı imzalamadı ya da tam tersi Cumhurbaşkanı imzaladı ve Başbakanla anlaştılar ancak İçişleri bakanlığı onaylamadı; ben o adamı atamam dedi. Bu ülkede üçlü kararnameyle bir vali atayamadılar. Şimdi bu tip eksiklikleri gideren bir sistem getirdiklerini söylüyorlar. Ama bunu dengeleyemezsen, yasamayı da, yargıyı da baskı altına alırsa tabi ki bu sistemin dezavantajları da var. Eğer yönetim sistemi olarak o dengeyi iyi sağlarsa dünyanın en iyi sitemidir” diye konuştu.