TÜRKER BEKTAŞ
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dinleme olaylarının ardından güvenli hat olarak adlandırılan telefonu kullanmadığını belirterek, “Şimdi artık normalden konuşuyorum. Dinlerseniz dinleyin diyorum. Ne dinlersiniz onu dinleyin diyorum. Bu hale geldik. Bu işin rezilliği çıktı. Şunda TÜBİTAK’ta vs. çok kararlı adımlar attık, atıyoruz. Buraları temizleyeceğiz. Bunun lamı cimi yok. Öyle hafiften geçemeyiz ve mutlaka da bunun hesabını en ciddi şekilde, soracağız” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı canlı yayın programında A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün moderatörlüğünde, Sabah Gazetesi Yazarı Mehmet Barlas, Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, Sabah Gazetesi Yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak’ın sorularını cevaplandırdı.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bakanlar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile dinlenme riski bulunmadan konuşabileceği bir durumun olup olmadığının sorulması üzerine, “Hayır şuanda değilim” dedi.
“DİNLERSENİZ DİNLEYİN DİYORUM, BUNLARI TEMİZLEYECEĞİZ LAMİ CİMİ YOK”
Şuanda kendisinin güvenilir hak dedikleri telefonlarla konuşma yapmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bıraktım. Şimdi artık normalden konuşuyorum. Dinlerseniz dinleyin diyorum. Ne dinlersiniz onu dinleyin diyorum. Bu hale geldik. Bu işin rezilliği çıktı. Şunda TÜBİTAK’ta vs. çok kararlı adımlar attık, atıyoruz. Buraları temizleyeceğiz. Bunun lamı cimi yok. Öyle hafiften geçemeyiz ve mutlaka da bunun hesabını en ciddi şekilde, soracağız. Onun için diyorum ben bunların inine gireceğiz derken bunu söylüyorum. Bunu millet adına söylüyorum. Şahsım adına değil. Bunun ortakları içinde ana muhalefeti de var diğerleri de var. Niye? Onlar bizimle beraber bu yolda bu mücadele vermiyorlar onlarda bunun hesabını verecekler. Çünkü oranlarında takıntıları var. Bu ülkede hakimi dinleniyor, savcısı dinleniyor. Çıkıyor kendisi diyor ki bende dinleniyorum, öbürü de diyor ki benim partimde dinleniyor. Niye beraber değilsin. Niye beraber değilsin. Yani biz daha önce genel başkanları dinleniyordu biz anayasa müzakeresi yapıyorduk ve arkadaşlar geldiler ya böyle böyle işte CHP Genel Başkanın şuanda görüntüleri düştü dediler ben hemen Binali beyi yanıma çağırdım dedim bunu işe müdahale et. Daha yarım saatte işi kesti. Ve hala bakıyorum CHP’nin o günkü genel başkanı diyor ki ‘kağıtlı belge var.’ Bunun kağıtlı belgesi olur mu? İşte görüntü ortada. Biz senin bu görüntünü durdurduk mu, durdurmadık mı? Durdurduk. Bitti. Şuanda yapılanlar, dinlemeler vs. işte senin halef selef olduğun adamın Meclis salonuna getiriyor orada montaj dinlemeler gösteriyor. Hatta geçenlerde ben A Haber’de bazı böyle montaj dinlemeleri sizlerde yayınladınız. Bahçeli’nin, Kılıçdaroğlu’nun… Hatta bilmiyorum şuanda yanınızda onlar varsa onları vatandaşa dinlete bilirsek yani bu montaj teknolojisi ne kadar ileri gitmiş bunları halkımın görmesi bakamından çok çok isabetli diyorum. Çok çok isabetli olur. Çünkü halkımız bilmiyor. Gerçekten montaj olabiliyor mu? Kılıçdaroğlu’nun Sarıgül’le ilgili oradaki ifadeleri. Bunlar hep çok çok manidar. Adamı ipe götürür bu dinlemeler. Öyle montaj var. İnsanları eşlerinden ayırır. Aileyi bozar. Her türlü şey bunun içinde var” diye konuştu.
“MİLLETİ YOUTUBE, FACEBOOK’A YEDİREMEYİZ”
“Yargının tümü enfekte değil. Sağlam kadrolarda var. Aynı şekilde emniyette de var. Fakat hepsinin paralel yapının elemanlarınca dinlendikleri ve şantaja her zaman maruz kalabilecekleri korsusu var. Siz her türlü yasal düzenlemeyi yaptıktan sonra eğer onların korkularını yenemezseniz, onlara o güvenceleri veremezseniz onların o felç durumdan çıkmaları çok olay olmayacak. Onlara nasıl bir yasal güvence vermeyi düşünüyorsunuz” soru üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz bir internet yasası olayı getirdik. Bakın bu internet yasasına malum çevreler hemen isyan ettiler. Niye? Biz çomağı sokuyorduk. Onu gördüler. İsyan ettiler. Biz neyse yapabildiğimiz kadarıyla şuanda onu yaptık. O alanda bile 30 Mart’tan sonra atacağımız başka adımlar var. Atacağımız başka adımlar var. Mesela bazıları youtube, facebookla ilgili bazı şeyler söylüyorlar. Yani o konularda acaba dünya ne der, şu ne der, bu ne der inanın benim ve bazı arkadaşlarımın bu konuda kararlığımız var. Yani biz bu milleti youtube, facebook’a bilmen şuraya, buraya yediremeyiz. Atılması gereken adım neyse biz bu adımı en kesin hatlarla atacağız.”
“YOUTUBE, FACEBOOK’UN KAPATILMALARI DA DAHİL”
Başbakan Erdoğan, “Youtube, facebook’u kapatılmaları dahil mi?” sorusu üzerine ise, “Dahil. Çünkü bu insanlar veya bu kurumlar kazançları için imkanları için her türlü ahlaksızlığı, her türlü casusluğu, ajanlığı teşvik ediyor. Bunu çünkü sınırı yok. Sınırsız bir şey. Böyle bir özgürlük anlayışı olamaz. Mesela az önce ifade ettiğiniz konuda devletin bütün kurumlarında bunlar var. Fakat bizim şuanda ilk etaptaki hedefimiz karar mekanizmalarını temizlemek. Çünkü karar mekanizmalarından bunları temizlediğimiz takdirde yavaş yavaş aşağı doğru bu inecek tabi. Ondan sonra bu iyi büyük ölçüde hallederiz. Ondan sonra korku asıl onları alacak. Ondan sonra acaba biz bundan sonra nereye gideriz diyecekler. Çünkü karar mekanizmalarındaki ağabeyler yok olunca o zaman tabii ki korku bacayı saracak. Birde yargı mekanizması onların düşündüğü şekilde oluşmayınca o da tabii ki onları ciddi manada vuracaktır” diye konuştu.
“İYİ NİYETİMİZİN KURBANI OLDUK”
“Paralel yapılanmada üst akıldan bahsediliyor. Siz bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?” sorusuna da Başbakan Erdoğan, “Ben üst akıl diye birisini değil de kainat imamı diye birisini sadece tanıdım. Yani önüme geldi baktım kainat imamı var. Altında kıtaların imamları var. Baktım ki devletin yapısı içerisinde aman Yarabbim yargının imamından bahsediyor, güvenliğin imamından bahsediyor o zaman ben zaten dengelerim sarsılmaya başladı. Çünkü iyi niyetimizin kurbanı olmuşuz. Bizim dinimiz iyi niyet dinidir. Bizde zannediyorduk ki karşımızdakilerde aynı iyi niyeti gösteriyor. Meğerse öyle değilmiş” cevabını verdi.
“BİZ UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEN YANAYIZ”
Ukrayna’da yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu konuyla ilgili bizi bağlayan bazı uluslararası anlaşmalar var. NATO ülkesiyiz. Bu bir. Karadeniz’e eş kıyıdaş bir ülkeyiz. Kırım’da soydaşlarımız var. 300 bin kadar. Fakat öğrendiğim kadarıyla bir özerk cumhuriyet olarak referandumla karar verme yetkilerinin olmadığını söyledi arkadaşlarım. Ukrayna anayasasına göre. Böyle bir referandum yetkisi yapma yetkisi olmadığına göre bu Ukrayna’yı zor bir yöne doğru götürür. Sayın Putin’le görüşmemde de Ukrayna toprak bütünlüğü konusunda hassasiyetimiz şarttır dedim. Düşüncelerinize aynen katılıyorum dedi. Bu arada Paris’te bir toplantı olduğunu öğrendim. Ukrayna, Fransa, ABD, Almanya bir de Polonya. Bunlardan bir tanesi olmayabilir. Bunlarla ilgili karar alacaklarını öğrendik. Kırım ile ilgili yarım saatlik görüşme ağırlıklı olarak onun üzerinde durduk. Sizinle aynı şeyleri paylaşıyorum, dışişleri bakanlarımız biraya gelsinler ne adımlar atabiliriz bunu konuşsunlar dendim. Bugünkü parlamento kararı alındı, anlamakta zorlanıyoruz bu adımları. Ukrayna cumhurbaşkanı sert bir açıklama yaptı. ABD tavrı ne denli sonuna kadar takip edebileceği bir tavırdır bilmiyorum. Putin’le görüşmesi var ne görüştü bilmekte zorlanıyoruz. Lavrov ve Davutoğlu Roma’da bir araya geldiler. Döner dönmez Ahmet beyden bilgileri alacağız.”
İstanbul Boğazı’ndan gemilerin geçmesi yönündeki soru üzerine Başbakan Erdoğan, “Nihai şartlar biliyorsunuz Gürcistan olayında bazı şeyler oldu biz müsaade etmedik” dedi.
“UKRAYNA’YA YAZIK OLUR”
Başbakan Erdoğan, Kırım’ın Rusya’ya referandum ile bağlanma kararı vermesinin ardından Türkiye’nin tutumunun sorulması üzerine ise, “Merkezi yönetimle ayrıca değerlendirmemiz gerekir. Ukrayna merkezi yönetiminin tavrı ne olacak. Orada Ukraynalılar da var. Tatarlarla, Ukraynalılar 650 bin yapıyor. Küçümsenecek bir rakam değil. Veyahut da şekli ne olacak. Ama biz tabi onu hiç düşünmek istemiyoruz. Ukrayna’ya yazık olur diyoruz” dedi.