ADEM AKALAN - HAYAL GİRİŞİM - İSA AKAR
ANTALYA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, paralel yapıyla mücadelenin, bir istiklal mücadelesi, milli mücadele olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Burdur Valiliği ziyaretinin ardından Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti. Başbakan Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve milletvekilleri de eşlik etti.
Konuşmamın hemen başında geçtiğimiz hafta Şırnak sınır karakolunda talihsiz kaza sonucu şehit olan piyade er Sezer Çelik’in ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileyen Başbakan Erdoğan, Burdur'da Cumhuriyet tarihinin en önemli mitinglerinden birini yaptıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, "CHP'nin hocası bu genel müdürün eline bir montaj ses kaydı verdi. Önceki rezaletlerden ders almayan genel müdür şimdi bu montajla işi idare etmeye çalışıyor. Çünkü hocası bu görevi verdi, 'Sen belge sallayacaksın' dedi. 'Biz buradan montaj yapacağız, sen grup toplantılarında, meydanlarda montajları anlatacaksın' dedi. Ey hoca. Eğer bir yanlışın yoksa orada durma. Vatanın Türkiye ise buyur vatanına gel. Siyaset yapacaksan, çık meydanlarda siyaset yap ama bu ülkeyi karıştırma. Bu ülkenin huzurun bozma. Ulusal güveniği tehdide yönelik provokatif eylemlerin içinde bulunma" dedi.
HAYATİ SEÇİM
"Okyanus ötesindeki hocayla, CHP Genel Müdürü ele ele, kol kol Türkiyeyi kaosa sürüklemenin gayretindeler" diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En hayati seçimlerinden birine gidiyoruz. Türkiye’nin istikametinin belirleneceği, rotasını çizileceği son derece kritik bir seçime gidiyoruz. 30 Mart seçimlerinde sadece belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarları seçmeyeceğiz, 77 milyon hep birlikte ülkemiz için milletimiz için Türkiyemiz için tercihte bulunacağız, burası son derece önemli. 30 Mart tarihinde eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında bir tercih yapacağız. Bunu özellikle söylüyorum, eski Türkiye demek yeniden koalisyon dönemi demektir, yeniden kriz demektir, kaos demektir, yeniden gerilim, bunalım demektir, yolsuzluk demektir, yoksulluk demektir, yeniden yasaklara dönüş demektir, içine kapanmış iddiaları olmayan hedefleri olmayan projeleri olmayan dünyada esamesi okunmayan bir Türkiye demektir 10 yıl önce nasıl bir Türkiye vardı bugün nasıl bir Türkiye var. Yeni Türkiye, Büyük Türkiye demektir, istikrar demektir, güven demektir, göreve geldiğimizde Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolardı, bugün 800 milyar dolar. Ey Burdur, 79 senede 230 milyar dolar, 11 senede buyurun 800 milyar doları çıkan bir Türkiye. Kardeşlerim başımızı iki elimizin arasına alalım düşünelim 36 milyar dolar ihracat 79 senede, şu anda 152 milyar dolar ihracatı olan bir Türkiye, ah benim Burdurlu kardeşlerim size farklı bir örnek vereceğim Türkiye’nin dış borcu biz geldiğimizde 100 liranın 73 lirası dış borçtu, şimdi 100 liranın 35 lirası dış borç. Nereden nereye kardeşlerim, adalet denilen bir şey yoktu her konuda yeni Türkiye inşallah adaletin tecelli ettiği bir Türkiye, olacak, kalkınma, ilerleme olacak, büyüme hamdolsun bütün dünyadaki ekonomik krizlere rağmen OECD rakamlarında ilk 5 içinde büyümede. Yeni Türkiye birlik demek, işte buyurun,beraberlik demek, kardeşlik demek işte bizim bu birlik beraberliğimizi kıskananlar var. Bizim bölmek parçalamak isteyenler var.
İşte bu adı paralel yapı olan virüs, bizi birliğimizi bölmek için ortaya çıktı. Kardeşlerim, ama başaramayacaklar. Sizin bu birliğiniz sizin beraberliğiniz, kardeşliğiniz, sizin yeniden büyük Türkiye anlayışınız buna fırsat vermeyecek yeni Türkiye 2023'ü hedefledi, yeni Türkiye itibarları, gücü, sözü olan Türkiye demektir" dedi.
"YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANMADI"
AK Parti'nin hizmetlerinin durmaksızın kapı kapı dolaşılarak anlatılacağını, bunu yaparken de karşı tarafın iftira, dedikodu üreteceklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Onlar montajcı, montajcı. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış, ama bunlarınki yatsıya kadar sürmedi geldi bir sabah rüzgarı bunu aldı götürdü. Söndü. Eski Türkiye’nin aktörlerin görüyorsunuz değil mi bugünlerde yeniden iş başındalar yeni tahriklerin , porovaksyonların darbe girişimlerinin mücadelesindeler. Eski Türkiye’de işleri tıkır tıkır yürüyenler, milleti düşünmeyenler, kardeşlerim milletin alın terine emeğine, ekmeğine musallat olanlar bugünlerde Türkiye'yi paçasından tutup aşağı çekmeye çalışıyorlar, ben size burada tarihi bir belge göstereceğim, Bu belge CHP’nin genel müdürünün o sahte montaj belgesine benzemez, zira CHP’nin genel müdürün geçmişi de böyleydi ve zaten yayın organlarında bunlar özellikle yayınlanmıştı" dedi. 'Eskişehir örfi idare Kumandanlığı (Sıkı yönetim) yazısı, 1960 darbesi sonrası halka dağıtılıyor. Ankara’daki bütün hükümet erkanı ve Demokrat Parti erkanları yabancı memlekete kaçarken yakalanmışlardır beraberlerinde 12 uçak dolusu altın mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandılar. Sabık Başbakan Adnan Menderes ve sabık Cumhurbaşkanı Celal Bayar askeri kumandanlık tarafından tevkif edilmiştir Eskişehir de matbaası olan herkes bu haberleri basıp yayınlamalıdır. Demoktar Parti il, ilçe ve bucak başkanlarının kaçmalarına mahal vermeden tevkif edilmeleri ve askeri kuvvetler gelince kadar salınmamalarını rica ederim' yazılı Tuğgeneral Bedi Kireçtepe' imzalı yazıyı okuyan Başbakan Erdoğan, "Ah bu ülke hangi badirelerden geçti, bu CHP bu ülkede ne menem işler çevirdi hep bunların arkasından bunlardan istifade ederek iktidar olmaya çalışmıştı hiçbir zaman millet CHP’yi iktidar yapmadı" diye konuştu.
"24 MAYIS İHTİLALİNDE NEYSE ŞİMDİ DE O YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR"
54 yıl önce 24 Mayıs öncesi ne yapıldıysa bugün de aynı tuzağın kurulmaya çalışıldığını, o gün atılan manşetlerle bugünkülerin aynı olduğunu o gün merhum Menderes ve arkadaşlarına hangi iftiralar atıldıysa bugün de ses kayıt montajlarıyla aynı iftiraların atılmaya çalışıldığını, sokaklara gençler nasıl döküldüyse, vandallık nasıl körüklendiyse, CHP ülkeyi nasıl tahrik edip darbeye zemin hazırladıysa CHP'nin bugün de aynı rolü oynadığını söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:
"Türkiye’ye yine ağır bedel, fatura ödettirmek istiyorlar ülke ekonomisin bir kez daha uçuruma sürüklemek yoksullaştırmak istiyorlar bunlara rağmen milli geliri 800 milyar dolara çıkardık bütün yaptıklarına rağmen yatırımlarımız durdu mu. Bu CHP 1. köprüye karşı çıkmıştır, 2. köprüye karşı çıkmıştır şimdi Yavuz Sultan Selim köprüsüne de karşı çıkıyor fakat isteseler de istemeseler de Yavuz Sultan Selim Köprüsünün 250 metrelik kuleleri bitmek üzere şimdi artık asma bölümü geliyor ve bu köprü de dört gidiş dört geliş var ortasından da tren geçecek. Yine bitmedi, bakınız bizim Marmarayımız var 153 yıllık hayaldi bu, Sultan Abdulmacid’in hayali ta o zaman çizmiş, ve dedik ki ecdadımızın bu hayalini biz gerçekleştireceğiz, 63 metre derinlikte Marmaray’ı yaptık. İstanbul’a 2 gün sis vardı o sisin olduğu dönemde Marmaray öyle bir iş gördü ki günde 300 bin kişi oradan taşındı, biz buyuz. Büyük ülke büyük devlet olmak budur. Lafla olur mu şimdi. CHP'lilere sorun sizin 1. köprünüz, 2. köprünüz var mı Yavuz Sultan Selim Köprünüz var mı, bir Marmaray’ınız var mı şimdi Haliçin üstüne köprü yaptık ya üzerinden metro geçiyor bir baktım geçen gün CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı onu gösteriyor bu İstanbul’un silüetini bozuyor sorsanız silüet bilmez takım elbise zanneder, anlamaz, çünkü bunların hayatında eser yok, bunlarda laf var, iftira var genel müdür de müfteri, parlamentoda hukuk tanımaksızın o montajla rant elde etmeye çalışıyor, 2011 seçimleri öncesi bu genel müdür ÖSYM de torpil yapıldı belge var dedi, açıkla dedik kendisine bir sahte mail gelmiş bunu eline almış aslı astarı olmayan dayanağı olmayan maille Türkiye’yi ayağa kaldırmak istedi sınava girecek çocukları tedirgin etti, rezil oldu, yüzü kızardı mı, kızarmaz bunların yüzü kızarmaz, mesleği bu, özür dilemedi.,Oo günden sonra da bu genel müdür eline böyle sahte belgeler tutuşturdular Kayseri Büyükşehir Belediye ile ilgili belge açıkladı, Kayseri'den 1 saat sonra asılsız sahte olduğunu belge ile bize gönderdiler. Genel Müdürün yine tuzağa düştüğü ortaya çıktı, belediye başkanımız bu genel müdürden kazandığı paralarla vatandaşla birlikte sucuk partisi yaptı. Ben de kazandım bende de oluştu bayağı, ben de düşünüyorum Ankara’da Kızılay'da mı harcasak, bazı vakıflara mı buradan göndersek diye hesabını yapıyorum. Bu iftiralarla ilgili de mahkemeler açılacak sabredin yasalar çerçevesinde ayağa kalkamayacak, o mecali bile bulamayacak".
"HOCA, ELİNE MONTAJ SES VERDİ, YENİ GÖREVİ BU"
Genel Müdürün bunların hiçbirinden ders almadığını, şimdi de Okyanus ötesinden eline bir montaj ses kaydı verildiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Önceki rezaletlerden ders almayan Genel Müdür şimdi bu montajla işi idare etmeye çalışıyor çünkü hocası bu görevi verdi sen belge sallayacaksın dedi, biz buradan montaj yapacağız sen grup toplantılarında meydanlarda montajları anlatacaksın dedi. Eey hoca eğer bir yanlışın yoksa orada durma vatanın Türkiye ise buyur vatanına gel siyaset de yapacaksan çık meydanlarda siyaset yap ama bu ülkeyi karıştırma, bu ülkenin huzurunu bozma, ulusal güvenliği tehdide yönelik provokatif eylemlerin içinde bulunma. Okyanus ötesindeki hocayla CHP genel müdürü ele ele kol kol Türkiye'yi kaosa sürüklemenin gayretindeler. Türkçe Olimpiyatları'nda hocamızı övüyordun. Evet doğru. O zaman bu tür şeylerini görmedik. Samimi davrandık. İyi niyetli davrandık. Ülke birlik, beraberliğine saldırı olunca aynı tavrı gösterebilir miyiz? Bunun tarihte çok örnekleri var. Şimdi kendileri o çizgiyi saptırma, ülkemizi bölmeye gayret ediyorlar. Biz de hukuk içinde yasalar içinde onlara gereğini yapacağız. Bu işin sağa sola gidecek yanı yok. Bu mücadele artık bir istiklal mücadelesi, milli mücadeledir. 30 Mart için bir olacağız, beraber olacağız. İri, diri olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız."
"BU SALDIRI TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞINA YAPILIYOR"
Başbakan Erdoğan konuşmasında çok ciddi saldırıyla karşı karşıya kalındığını belirterek, "Bunu özellikle dinlemenizi, düşünmenizi istiyorum. Bu saldırı sadece benim şahsıma yönelik değil, aileme, arkadaşlarıma yönelik değil, hükümete yönelik değil. Bu saldırı Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türkiye'nin istiklaline, bağımsızlığına yapılıyor. Selam diye bir örgüt uydurmuşlar. Tamamen hukuksuz biçimde 3 yıldan fazla süre Türkiye genelinden binlerce kişiyi, kendileri dışında telefonunu dinlemişler. Birbiriyle ilgilisi olmayan, alakası olmayan binlerce kişiyi, siyasetçi, sanatçı, iş adamı, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay, aklınıza ne gelirse, şantaj vakti saati gelince yayına sokup tehdit ekmek için. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Enerji Bakanı'nı selam örgütünün üyesi diye dosyaya alıyor telefonunu dinliyorlar, Enerji Bakanı yurt dışında birçok ülkenin Başbakanlarıyla enerji şirketleriyle gizli görüşmeler yapar, o ülkenin istikbalini ilgilendiren konularda gizli görüşmeler yapar, değişik firmalarla Türkiye'nin lehine olacak enerji anlaşmaları pazarlıklarını gizli şekilde görüşür selam örgütü üyesi diye dinliyor kayıtları depoluyor bunları da büyük ihtimalle servis ediyorlar bir yerlere" dedi.
"ÜLKENİN MAHREM BİLGİLERİ BAŞKA ÜLKELER ADINA ÇALIŞAN CASUSLAR TARAFINDAN SERVİS EDİLİYOR, ÜLKENİN HAKİMİ SAVCISI BUNA KAYITSIZ KALIYOR"
"Milletvekillerini, üst düzey bürokratları dinliyorlar, CHP, MHP bizi de dinlediler diyorlar o zaman biz internet yasasını getirince neden karşı çıktınız" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Çünkü hesap başka buradan açık açık savcıya soruyorum sen hangi ülke adına bu dinlemeleri yaptın polise de soruyorum, tüm polisleri değil bu işi yapanlara soruyorum o dinlemeleri ey polis hangi ülke adına yaptın benim ülkemin en mahrem bilgileri başka ülkelerin adına çalışan casuslar tarafından dinleniyor, servis ediliyor bu ülkenin hakimi savcısı buna kayıtsız kalıyor benim yanıma polis olarak gelen bizim yetiştirdiğimiz Emniyet Müdürü, amiri, komiseri benim ofisimin en mahrem yerine böcek yerleştirip beni dinliyor. Şimdi CHP’nin genel müdürü ikiye bir çıkıyor sen hükümetsin kontrol et diyor, casusluk denilen bir olay var adam yargıda yapılanmış poliste yapılanmış sen devletin resmi polisi diyorsun ona güvenme buna güvenme, gerekli müdahaleyi yapınca da bağırıp çağırıyorsun şimdi yakaladık biri kaçtı, bunların sayısı artacak, klasörler çoğalmaya başladı İstanbul Başsavcısı bu sayılar artabilir dedi buna karşı sesiz durabilir miyiz bir skandalı daha hatırlatıyorum 3 yıldan fazla süre selam örgütü adı altında Mavi Marmara şehitlerinin ailelerinin telefonları da dinleniyor bunu niye dinlerler, sizden bunları dinlemenizi takip etmenizi kim istedi ne adına dinlediniz neye hizmet ediyorsunuz" dedi.
"PARALEL YAPININ TABANINA SESLENİYORUM"
Konuşmasında, "Paralel yapının mensubu olan tabandaki halis niyetli çok insanlar var" onlara sesleniyorum diyen Erdoğan, "Zekatını bunlara veriyor, samimiler dinini öğretiyorlar diye inandılar, olay öyle çıkmadı, geçenlerde büyük bir işadamı geldi, diyor ki ben zekatımı bunlara veriyordum, şimdi benim zekatımın yerine gitmediğini inanıyorum bunu yeniden ödemem gerekir mi ufak tefek paralar değil, halis niyetli hizmet gayreti içindeki kardeşlerime sesleniyorum bu paralel yapı gerçekten çok büyük bir ihanetin içine girmiş başka ülkeler için uluslarası bazı odaklar için çalışmış orada çok büyük bir ihanet casusluk faaliyeti var, Türkiye'nin sırtına saplanmak istenen hançeri bu kardeşlerimin görmelerini istiyorum, sorgulamalarını rica ediyorum buradan MHP’nin tabanına da sesleniyorum, Türkiye’ye karşı milletimize karşı apaçık saldırının karşısında artık milliyetçi olduğunu kabul ettiğim o tabandaki kardeşlerime sesleniyorum tavrınızı ortaya kopmanız lazım MHP bu kirli oyunun aracı olmamalı, paydaş olmamalı, Türkiye'nin Enerji Bakanı, Mit Müsteşarı, İçişleri Bakanı Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Başbakan, Cumhurbaşkanı dinleniyorsa hiçbir siyasi parti susamaz özellikle MHP susamaz bu ihanete karşı sessiz kalamaz.CHP'ye gönül vermiş vekiller ve vatandaşlara da sesleniyorum Genel Müdür, kaset ürünü genel müdürdür eski Genel Başkan kasetle gönderildi, şimdi bana çağrı yapıyor çıksın açıklasın diyor ben neyi açıklayayım ya, Ulaştırma Bakanım'a talimat verip sosyal medyadan çıkarttırdım, sen bu görüntüler yüzünden gittin. Seni ziyarete gelen bu adam gazetecilere genel başkan adayı olmuyorum demesine rağmen 24 saat sonra genel başkan oldu, CHP içinde şantajla sonuç alabildiğini gören genel müdür şimdi aynı yöntemle Türkiye'nin istikbalini teslim almaya çalışıyor. CHP içinden de sesler çıkmaya başladı, CHP'li kardeşlerim oynanan oyunu lütfen görsün, neye hizmet ettiğini görsün, Bizler bu saldırıya istikbalimize yönelik bu saldırıya karşı tek yürek olacağız. Bütün Türkiye’de AK Parti'li, MHP'li, CHP'li , tüm partili kardeşlerim ne kadar etnik unsur varsa biz birbirimizi yaradandan ötürü sevdik Türkiye'de Kürdü de, lazı da, çerkezi de, gürcüsü de, boşnağı da, arnavutu da 77 milyon benim canımdır ciğerimdir hepsini seviyorum. Bu yeni istiklal mücadelesine herkesin omuz vermesini istiyorum sokağa dökülmek istenen gençlere de sesleniyorum Okyanus ötesinin oyuncağı olmayın hain oyunda figüran olmayın sizlerin de desteğiyle bu saldırıyı def edeceğiz, siyaseti sandığı istiklalimizi canımız pahasına hep birlikte koruyacağız" dedi.
"ALLAH'IN VERDİĞİ CANI ALLAH'TAN BAŞKASI ALAMAZ"
Bir medya organının bugün kendisinin yoğun bakımda olduğuna ilişkin bir haber yaptığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Ben yoğun bakımdaymışım, işte yoğun bakımda buraya geldim, dün MGK’daydım şimdi buradayım buradan da şimdi de Uşak’a gidiyorum artık ya montaj, ya iftira, ya öldürecekler ya kaldıracaklar kendilerine göre. Allah'ın verdiği canı kimse alamaz Allah’tan başka. Biz bu mücadeleyi onlara rağmen sürdüreceğiz bu can bu tende olduğu sürece vatanımıza milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz. 30 Mart'ta Türkiye’nin istikbaline mührü basacağız. Hukuk içinde yargı yoluyla bu hukuksuzluğun ihanetin hesabını birlikte soracağız. 30 Mart'ta çok önemli bir tercihte bulunacaksınız, eski Türkiye, kaos, gerilim, yoksulluk değil, yeni Türkiye büyük Türkiye geleceği aydınlık Türkiye bir kez daha kazanacak endişeniz olmasın" şeklinde konuştu.
Başbakan konuşmasının sonunda eşi Emine Erdoğan'la birlikte vatandaşlara karanfil dağıttı. Başbakan Erdoğan daha sonra helikopterle Uşak'a hareket etti.