Bu yıl ilki düzenlenen 'Birinci Uluslararası Doğu Anadolu Bölgesi Geleneksel Mutfak Kültürü ve Yemekleri Sempozyumu' başladı. Bitlis Valiliği, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörlüğü, İstanbul Üniversitesi, Bitlis Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Anadolu Geleneksel Mutfak Kültürünü Koruma ve Yaşatma Derneği, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Van Şubesi, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Yemek ve Kültür Dergisi ile ÇEKÜL Vakfı tarafından yapılan sempozyumun açılış töreni Kültür Merkezi'nde düzenlendi.
BELLİ’NİN DUYGUSAL KONUŞMASI
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okumasıyla başlayan sempozyumun açılış konuşmasını yapan İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Oktay Belli, bugünün kendisi için çok özel bir gün olduğunu belirtti. Belli, "40 yıldır bu bölgede çalışıyorum. Bu sempozyum bundan önce düzenlediğim sempozyumlardan çok farklıdır. Bu bölgede yetişmek olağanüstü bir lütuftur. Dünyanın en zengin mutfak kültürüne sahip bir bölgedeyiz. Neololitik çağdan gelen bir kültüre sahibiz. Bizden sonra gelen gençler bu mutfak kültürünün kıymetini bilmiyorlar. Bu kültürü korumalıyız. Bizim en büyük sorumluluğumuz bu kültürü bizden sonraya aktarmaktır. Bitlis bölgenin en zengin yemek ve mutfak kültürüne sahiptir. Yemek kültürünün yüzde 80'si kaybolmuş durumdadır. 40 çeşit pilav türünden şimdi 7-8 çeşit bulunabiliyor. Bu kayıplar bizleri üzüntü içinde bırakıyor. Bizi biz yapan bu kültürü geleceğimize aktarma zorunluluğumuz var. Biz bunu yaşatmak istiyoruz. Bu yüzden Bitlis örnek bölge seçilmiştir. Türkiye'nin ilk yemek ve mutfak sempozyumu düzenleniyor. Burada ilk kez konuşulacak bu bildirilerin kitap haline getirilerek geleceğe bırakılması gerekiyor.Bu bilgiyi geleceğimizle ve insanlarımızla paylaşmak en büyük erdemdir. Sempozyumun hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi.
DOĞU MUTFAĞI VE MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZ
Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru ise konuşmasında, bu sempozyuma destek vermekten dolayı memnun olduklarını belirtti. Bir milleti ayakta tutan çeşitli nedenlerin başında kültürün geldiğini, buna sahip çıkmayan nice devletler tarih sayfasından silindiğini söyleyen Prof. Dr. Doğru "Türk milleti kendisine özgü kültür oluşturarak bunu korumasını bilmiştir. Son yıllarda modernleşme, sanayileşme eğitim düzeyinin değişikliği mutfak kültüründe değişikliklere neden olmuştur. Ayak üstü yiyeceklerin popüler olması sokak yiyeceklerinin artması, hazır ve ithal yiyeceklerin artması Türk mutfak kültürünün kaybolmasında etkili olmuştur. Bu durumlar karşısında toplum olarak bilinçlenerek mutfak kültürümüzü korumaya almalıyız" ifadelerini kullandı.
MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZE SAHİP ÇIKALIM
Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ise, daha güzel bir çevre ve daha güzel bir Bitlis için çalışmaları gerektiğini işaret etti. Mutfak kültürünün en önemli hususlardan biri olduğunu belirten Vali Yılmaz, "Ayrı olmanın en büyük unsuru sofrada bir araya gelmektir. Yemeği günlük ihtiyacımız olarak algıladık. Modernleşme bunu getirdi. Modernleşme hayatımızı kolaylaştırıyor. Bu nedenle aile olmayı kaybettik. Sofra bir anlamda aileyi bir araya getirme kültürü olmalıdır. Yemekte bile televizyon izliyoruz. Bu da kültürümüzü kaybetmemize neden oldu. İnanılmaz bir boşluğa düştük. Şimdi de sorunlar yaşıyoruz. Bu aile kültürünün yok olmasına neden oldu. Bu da insan sevgisini kaybetmemize neden oldu. Son zamanlarda insanlar cinayet işlemeye başladılar. Bu tür olayların kökeninde kaybedilen kültür var. Bunu kazanmak için sofrada bir araya gelerek aile kültürünü yeniden canlandırmak gerekiyor. Parayla olan yemek karın doyuruyor ama gönül doyurmuyor. Sempozyumu düzenleyen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini
kullandı.
Konuşmaların ardından Bitlis Kültür Merkezi önünde hatıra fotoğrafı çektiren akademisyenler, oturumlara katılmak üzere Bitlis Eren Üniversitesi konferans salonuna geçtiler. Sempozyumda, Eskiçağ'da Van Bölgesi Mutfak Kültürü ve Yemekleri, Siirt Mutfak Kültürü ve Yemekleri, Bitlis evlerinde mutfak, ev ve bahçe ilişkisi gibi konularda bildiriler sunulacak. İki gün sürecek sempozyum 8 oturumda gerçekleştirilecek, 31 bildiri sunulacak. Sempozyum sonrasında sunulan bildiriler bir kitap haline getirilecek.