ERZURUM gazetesi
Erzurum’un ilk ve tek düşünce ve strateji kuruluşu olan ENER, Erzurum’da yapılacak miting öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerini kalkındıracak çok önemli bir proje önerisi daha sundu.
ENER Başkanı Vahdet Nafiz Aksu ve ENER Genel Sekreteri Mükremin Uzun, Erzurum’a ‘Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi’ kurulmasına ilişkin proje taslağını Başbakan Erdoğan’a iletilmek üzere dün AK Parti Genel Merkezi’ne takdim etti.
Erzurum Düşünce ve Strateji Derneği (ENER), seçimler öncesi, Erzurum için proje önerilerini tek tek açıklamaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Erzurum’a ‘Hafif Raylı Sistem’ ve ‘Doğu Anadolu Bilişim Vadisi’ proje önerilerini kamuoyuna açıklayan ENER, bu kez sadece Erzurum’u değil tüm Doğu ve Güneydoğu’yu yakından ilgilendiren, “Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi’ ile ortaya çıktı.
ENER Başkanı Vahdet Nafiz Aksu’nun kamuoyuna açıkladığı projede şu konulara dikkat çekiliyor:
ERZURUM KALKINMA ŞİFRELERİ: KIŞ TURİZMİ, SAĞLIK, EĞİTİM VE HAYVANCILIK…
Erzurum’un kalkınmasının ‘kış turizmi’, ‘sağlık’, ‘eğitim’ ve ‘hayvancılık’ olmak üzere 4 temel unsura bağlı olduğunu ifade eden ENER Başkanı Vahdet Nafiz Aksu, “2011 Üniversitelerarası Kış Olimpiyatları ile kış turizmi büyük ivme kazandı ve kazanmaya devam ediyor. Hemşehrimiz Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın gayretleri ile Erzurum ‘Sağlık Kenti’ olma yolunda hızla ilerliyor. Erzurum, ‘üniversite şehri’ olma yolunda da büyük adımlar attı. İkinci üniversite yasası çıktı. Teknik Üniversitenin iyi bir teşkilatlanma ve çağdaş bölümlerin açılmasıyla ‘Bilim ve Teknoloji Üssü’ olması mümkündür. Bazı vakıf üniversiteleri’nin de yakında devreye girmesi beklenmektedir. Bu dört ana kalkınma direğinin dördüncüsü olan ‘Tarım ve Hayvancılık’ alanında ‘büyük atılımların’ zamanı gelmiş bulunuyor” diye konuştu.
‘HAYVANCILIK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ’
Doğu Anadolu Bölgesi’nin, hayvancılık bakımından ‘ekonomik-genetik bir yeteneğe’ sahip olduğunun altını çizen ENER Başkanı Aksu, bu alanda yapılacak isabetli yatırımların kısa sürede sonuç vereceğini vurguladı. Türkiye’nin uygulayacağı ‘Hayvancılıkta Devrimsel Dönüşüm Projesi’nin Doğu Anadolu Bölgesi eksenli ve Erzurum merkezli olması gerektiğini savunan Aksu, şunları söyledi: “Bunun için Erzurum gerekli altyapıya sahiptir, daha ileri standartlara ulaşma yolunda da emin adımlarla yürümektedir. Şu haliyle Erzurum, birçok ilin ulaşmak için çaba gösterdiği hizmetlere sahip durumdadır.
ERZURUM’UN ULAŞIM AVANTAJLARI
Karayolu ulaşımı bakımından merkezi durumdadır. Hava ulaşımında iyi bir noktadadır. Hava limanı yenilenmiş ve ‘Hava Meydanı’ statüsünden ‘Hava Limanı’ statüsüne kavuşturulmuştur. Trabzon limanıyla irtibat sağlayacak çalışmalar gündemdedir. Türk Cumhuriyetleri ile demiryolu bağlantısını sağlayacak Bakü-Tiflis-Türkiye Demiryolu güzergâhındadır. Erzurum, 21.yüzyılın Çağdaş İpek yolu merkezi olmaya aday ve ehildir. Coğrafi bakımdan da stratejik bir özeliliğe sahiptir. Önümüzdeki yirmi yıllık süreçte ‘Bilişim ve yazılım’ alanında merkezi noktaya gelmeye adaydır. Üniversiteler ve Atateknokent, yüksek vizyon ve iyi yönetimle bu hayali gerçekleştirebilir. Kış Turizminin tanıtım sinerjisiyle şehrimize ‘küresel bir pencere’ açılmış durumdadır. Bunlar ve benzeri gelişmeler Erzurum’u, ‘Büyük Projelerin odak şehri’ olmaya elverişli hale getirmiş bulunmaktadır.
Bu büyük projelerden birisi de ‘Erzurum’u Ortadoğu Ve Avras’yanın Hayvancılık Merkezi’ yapmaya yönelik ‘Hayvancılıkta büyük atılım’ projesidir.Projenin Bölgesel bir özellik taşıması için öncelikle Erzurum Merkez’de ‘bölgesel altyapının’ düzenlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu projenin gerçekleşmesine gerektiren önemli gerekçeler mevcuttur, bunlardan bazılarını şöyle özetleyebiliriz:
AVRASYA HAYVANCILIK MERKEZİ
Bu büyük projelerden birisi de ‘ERZURUM’U ORTADOĞU VE AVRAS’YANIN HAYVANCILIK MERKEZİ’ yapmaya yönelik ‘Hayvancılıkta büyük atılım’ projesidir. Projenin Bölgesel bir özellik taşıması için öncelikle Erzurum Merkez’de ‘bölgesel altyapının’ düzenlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bir nevi ‘Acil Eylem Planı’ diyebileceğimiz bu hazırlık aşamasının Üç evresi bulunmaktadır.
1- Erzurum Organize Sanayi Bölgesinin Kurulma Kararının 2011 Yılı İçinde Verilmesi, Bölgenin 3 Yıl İçinde Hizmete Girmesi…
2- Bölgenin atateknokent’le ortak çalışma koşullarının kuruluş aşamasında planlanması ve tesisleşmenin bu çerçevede yapılması.
3- Üreticinin kooperatifleşme ve şirketleşmesinin hızlandırılması.
Yüksek teknolojiye dayalı hayvancılık sanayinin kurulabilmesinin ilk adımı, HAYVANCILIK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ’nin kurulması olacaktır.
PROJE ÖNERİSİ
Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi Projesi, Erzurum’un kalkınmasında, yeni istihdam alanlarının açılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Projenin hayata geçirilmesiyle birlikte yem bitkisi üretimi ve istihdam alanları artarak gelişecek, nakliyecilik sektörü ivme kazanacaktır.
Buna paralel olarak hayvancılık sektörüne bağlı sanayi yatırımları da devreye girecektir.
2008 Yılında ilgili yasada yapılan değişiklik ve bilahare yayımlanan yönetmelikle, gerekli koşulları taşıyan illerde OSB’lerin kurulması kolaylaştırılmış ve bu alanda siyasi kararlılık ortaya konulmuştur. Diyarbakır OSB bitmek üzeredir.Diyarbakır Tarıma Dayalı İhtisas Süt-Besi Organize Sanayi Bölgesi, bu alanda Türkiye’deki ilk uygulama olup Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile kurulma çalışmalarına 2009 yılında başlanmıştır.
Toplam 187 hektar üzerinde kurulan OSB’nin 84,4 hektarlık kısmı sanayi alanı olarak planlanmıştır. Bu alanda toplam 103 parsel mevcut olup 82 adet besi ve 21 adet süt üretim işletmesinin kurulması planlanmıştır. Uşak, Afyon ve daha birçok ili sıradadır. Konya OSB önemli merhale kat etmiştir.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Konya'da kurulacak Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi tamamlandığında, 18 bin 250 büyükbaş, 9 bin küçükbaş hayvanın yetişeceğini ve yaklaşık 200 milyon liralık yatırım alanının oluşacağını geçen gün katıldığı bir TV programında açıklamıştır.
Asıl, OSB kurulması gereken illerin başında kuşkusuz Erzurum gelmektedir. OSB kurmadan kamunun ve özel yatırımcının hayvancılık alanında yatırım yapması mümkün değildir.
Bu nedenle, konu son derece önemli ve acildir. Erzurum’un Diyarbakır ve Konya’nın çabalarından alacağı örnekler vardır ve bu illerin girişimleri incelenmelidir.
İllerin, Bölgelerin ve Ülkelerin Hayvancılık ve Gıda Sektöründe iddialı olması GIDA ÜRETİMİNİN sanayileşmesine bağlıdır. Bunun için de OSB’nin kurulması, atılacak ilk ve temel adımdır.
Gelişmiş ülkelerde kümelenme son derece önemsenmeye ve kabullenmeye başlanmıştır. Yani hangi hammadde hangi bölgede mevcutsa ona yönelik işlemede o bölgede yapılmakta ve kalite büyük ölçüde artırılmaktadır. İlimizde de kümelenme kapsamında hayvansal hammaddelerin ve ürünlerin üretildiği modern bir hayvancılık organize sanayi bölgesi kurulması son derece önemli ve kaçınılmazdır.
HAYVANCILIĞA DAYALI TARIMSAL SANAYİ
Gelişmiş ülkelerde hayvancılığa dayalı gıda ürünlerinin üretiminde son derece yüksek teknolojiler uygulanmaktadır. Ülkemizde ve bölgemizde bu tür tesislere ihtiyaç vardır. Kaliteli ve Türk Gıda Kodeksi’ne uygun hayvansal ürünlerin üretiminde ve pazara sunulmasında önemli problemler mevcuttur. Bölgede ileri teknoloji ile donatılmış tesislerin açılması bu problemlerin aşılmasında önemli katkılar sağlayacaktır.
Örneğin ERZURUM da kanatlı hayvan kesim ve taze ürünler üretim ve ambalajlanmasına yönelik MODERN BİR KANATLI KESİMHANESİ yoktur.
Diğer mezbaha ve et kombinaları da yeterli teknik kapasiteye sahip değildir.
Hayvansal ürünler üreten işletmelerin tesis maliyetleri yüksektir, bu nedenle mutlaka devlet desteğine ihtiyaç vardır. Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve Et ve Balık Kurumu tarafından yapılacak et kombinası da bu organize sanayi bölgesi kapsamında yapılmalıdır.
Gelişmiş teknolojilerde karkas kalite özelliklerinin belirlenmesinde “ultrasonik” sistemlerden büyük ölçüde yararlanılmaktadır, bu sistemler et tesislerinde yaygınlaştırılmalıdır.
Dağıtım ağının oluşturulması da son derece önemlidir.
Yerel Marka yaratımı konusu üzerinde özellikle durulmalıdır.
Oluşturulacak hayvancılık organize sanayi bölgesinde HAYVANSAL ÜRÜNLER DANIŞMANLIK, AR-GE ve ANALİZ MERKEZİ (AGREDİTE OLMUŞ) da mutlaka oluşturulmalı ve bu organize sanayi bölgesine gelecek bütün hammaddeler ile üretilecek bütün ürünlerin analiz edilerek kalite kontrolleri yapılmalı ve kalite uygunluk belgesi almadan organize sanayi bölgesine çıkarılmamalı ve dağıtımı yapılmamalıdır. Bu merkezde oluşturulacak AR-GE ünitesinde de bu organize sanayi bölgesindeki üretim tesislerinin yeni ürünler üretme ve ürünlerini geliştirme imkânları sağlanacaktır. Bu hayvansal ürünlerde marka şehir olmada da önemli katkı sağlayacaktır. (Gıda Güvenirliliği konusunda ülkemizin ve bölgemizin çok geride kaldığı bir gerçektir).
Hayvancılık organize sanayi bölgesi’nde kullanılacak hammaddeler (et, süt vs. ) bölgedeki tesislerden temin edilecektir. Ancak bölgede bulunan tesisler büyük ölçüde yeni teknolojiye sahip değildir.
Özellikle belediye mezbahaları son teknolojiden ve hijyenik şartlardan yoksundur ve teknik altyapı yönünden kullanılamaz özelliktedir. Bu nedenle bu tesislerden hayvancılık organize sanayi bölgesi için uygun hammadde temin etmek mümkün değildir. Bu nedenle planlanan projede bu tesislerinde modern ve uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Hayvancılığa dayalı sanayide en önemli sıkıntılardan birisi de kalifiye eleman eksikliğidir. Bu konuda da üniversitelerde ve ilçelerdeki Meslek Yüksek Okullarında ilgili spesifik bölümler açılarak kalifiye eleman ihtiyacı karşılanmalıdır.Oluşturulacak hayvancılık organize sanayi bölgesinde soğuk depo ve şok ünitelerinin de mutlaka oluşturulması gerekmektedir. Bu tesislerde organize sanayi bölgesine gelecek hammaddeler ile üretilecek ürünlerin uygun bir şekilde muhafazası mümkün olacaktır.
Oluşturulacak Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesinde özellikle ürünlerin ve hammaddelerin ambalajlaması noktasında nanoteknoloji imkânlarından da faydalanılması gerekir.”
Aksu, ‘Acil Eylem Planı’ adını verdiği bu hazırlık aşamasının üç evresi bulunduğunu ifade ederek, “Birincisi Erzurum Organize Sanayi Bölgesinin kurulma kararının 2011 yılı içinde verilmesi, bölgenin 3 yıl içinde hizmete girmesidir. İkincisi, bölgenin Atateknokent’le ortak çalışma koşullarının kuruluş aşamasında planlanması ve tesisleşmenin bu çerçevede yapılmasıdır. Üçüncüsü ise üreticinin kooperatifleşme ve şirketleşmesinin hızlandırılmasıdır” dedi.
BÖLGE KALKINACAK, İSTİHDAM ARTACAK…
Yüksek teknolojiye dayalı hayvancılık sanayinin kurulabilmesinin ilk adımının, ‘Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması olacağını belirten ENER Başkanı Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi Projesi, Erzurum’un kalkınmasında, yeni istihdam alanlarının açılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Projenin hayata geçirilmesiyle birlikte yem bitkisi üretimi ve istihdam alanları artarak gelişecek, nakliyecilik sektörü ivme kazanacaktır. Buna paralel olarak hayvancılık sektörüne bağlı sanayi yatırımları da devreye girecektir. 2008 Yılında ilgili yasada yapılan değişiklik ve bilahare yayımlanan yönetmelikle, gerekli koşulları taşıyan illerde OSB’lerin kurulması kolaylaştırılmış ve bu alanda ‘siyasi kararlılık’ ortaya konulmuştur. Diyarbakır OSB bitmek üzeredir. Diyarbakır Tarıma Dayalı İhtisas Süt-Besi Organize Sanayi Bölgesi, bu alanda Türkiye’deki ilk uygulama olup Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile kurulma çalışmalarına 2009 yılında başlanmıştır.
Toplam 187 hektar üzerinde kurulan OSB’nin 84,4 hektarlık kısmı sanayi alanı olarak planlanmıştır. Bu alanda toplam 103 parsel mevcut olup 82 adet besi ve 21 adet süt üretim işletmesinin kurulması planlanmıştır. Uşak, Afyon ve daha birçok ili sıradadır.Konya OSB önemli merhale kat etmiştir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Konya'da kurulacak Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi tamamlandığında, 18 bin 250 büyükbaş, 9 bin küçükbaş hayvanın yetişeceğini ve yaklaşık 200 milyon liralık yatırım alanının oluşacağını geçen gün katıldığı bir TV programında açıklamıştır.
Asıl, OSB kurulması gereken illerin başında kuşkusuz Erzurum gelmektedir.
OSB kurmadan kamunun ve özel yatırımcının hayvancılık alanında yatırım yapması mümkün değildir. Bu nedenle, konu son derece önemli ve acildir. Erzurum’un Diyarbakır ve Konya’nın çabalarından alacağı örnekler vardır ve bu illerin girişimleri incelenmelidir. “