Başbakan Davutoğlu, "Emperyalizme karşı nerede bir ses yükselirse onun yanında olacak, her türlü baskı ve zulme karşı mazlumlarla birlikte hareket etmeye devam edeceğiz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Meclis'in açılışının 95. yıl dönümü nedeniyle, TBMM Genel Kurulu'nda düzenlenen özel oturumda yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin 92. yılında, egemenliğin en büyük sembolü gazi TBMM'nin çatısı altında olmanın onurunu ve şerefini hep birlikte yaşadıklarını söyledi.
Türkiye'nin ve dünyanın bütün çocuklarının Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı yürekten kutladığını belirten Davutoğlu, vatandaşların da Regaip Kandili'ni de tebrik etti.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin, Çanakkale Savaşları'nın 100. yıl dönümünde, bütün dünyayı ağırladığı şu günlerde, eş zamanlı olarak kutlanan milli egemenlik bayramında destansı tarihi yoğun olarak hissettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Çanakkale destanını yazan komutanlardan biri olan Mustafa Kemal, o büyük mücadeleden sadece 5 yıl sonra TBMM'nin ilk başkanı ve istiklal mücadelemizin öncüsü olacaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Çanakkale ve İstiklal Savaşı'ndaki şehit ve gazilerimizi hürmetle, minnetle ve şükranla anıyoruz, ruhları şad olsun. 23 Nisan 1920 tarihinden itibaren millet iradesini temsil eden ve egemenlik hakkını milletten yana kullanarak, bu yüce çatı altında görev yapan bütün milletvekillerimizi de şükranla anıyoruz. Bugün dünyanın bütün gözlerinin üzerinde olduğu Türkiye Cumhuriyeti, TBMM ile eş zamanlı olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bu Meclis Türkiye'nin kurucu Meclisidir. Ulus semtindeki mütevazi TBMM binasında, milletin bütün unsurlarının temsilcileri ile birlikte istiklal mücadelesi yönetilmiş, tarih yeniden yazılmış, esaret altına alınmak ve parçalanmak istenen aziz milletimiz yeniden ve ebediyen istiklaline kavuşmuştur. TBMM, istiklal mücadelesinin karargahı ve merkezi ve gazi bir Meclis olarak, al bayrağımızdan sonra bağımsızlık ve istikbalimizin en önemli simgesidir."
"BU MECLİS'İN YERYÜZÜNDE BAŞKA EŞİ YOK"
Başbakan Davutoğlu, bu Meclis'in yeryüzünde başka bir eşinin olmadığına işaret ederek, şunları söyledi: "Bu çatı ülkemiz için, milletimiz için, vatanımız ve vatandaşlarımız için birliğin sembolüdür. Bu çatı altında milletimizin bütün unsurları temsil edilmiştir ve her türlü ayrımcılık reddedilmiştir. Bu çatı altında kimse imtiyaz sahibi olmadığı gibi, hiç kimse ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Bu çatı altındaki her milletvekili, milletin, ülkenin, vatanın emanetini omuzlarında hisseder. Bu çatı altında Türkiye'nin bütün renkleri, desenleri, kokuları, dağları, ırmakları, ovaları bir araya gelmiştir. Burada kimsenin etnik veya mezhebi kimliğine, siciline bakılmaz; zira burada olmak Türkiye’ye ait olmak demektir. O aidiyet dünyanın en şerefli aidiyeti, bu mensubiyet dünyanın en onurlu mensubiyetidir. Bize düşen birlik ve beraberlik ruhunu yücelterek insanımızın onurunu, hak ve adalet temelinde temsil etmektir. Birkaç gün önce ilan ettiğimiz 2023 sözleşmesinde ifade ettiğimiz üzere; 'Yüz yıl önce Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nın acıları üzerinde onurlu bir İstiklal Savaşı vererek Cumhuriyetimizi kuran neslin torunları olarak bizler, bu onurlu savaş sonunda özgürleştirilen vatanımızın asli sahipleriyiz.' 'Etnik, dini, mezhebi ve bölgesel zenginliğimiz, kadim ortak geçmişimizin güzel yansımalarıdır ve vatanımızın asli sahipleri ve devletimizin eşit vatandaşları olduğumuz gerçeğinin en güçlü dayanaklarıdır.' Bugün, yani 23 Nisan günü, bizi biz kılan manevi duyguları ve tarihi beraberliğimizden gelen çoğulcu karakterimizi en çok hissettiğimiz günlerden biridir. Dolayısıyla 23 Nisan birliğin, tevhidin, istiklalin, dayanışmanın günüdür."
"ŞEHİT BAŞBAKAN MENDERES'İ VE MİLLETVEKİLLERİMİZİ ANIYORUM"
Davutoğlu, milli egemenliği temsil eden TBMM'nin bir çok kere vesayet altına alınmak istendiğini, haksız tutumlara maruz bırakıldığını, bazen de kapatılmak zorunda kaldığını söyledi.
Kurtuluş Savaşını, İstiklal Mücadelesini temsil eden, yedi düvele karşı mücadele azmini ateşleyen TBMM'nin defalarca egemenlik hakkını milletten almak isteyenlerin darbelerine muhatap olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Cumhuriyeti cumhurdan, demokrasiyi demostan yani halktan, Meclis'i milletten esirgemek isteyen ve milli egemenliği gölgelemek isteyenler olmuş ama neticede hep milli irade tecelli etmiş ve TBMM asli görevine tekrar dönmüştür. Bu vesileyle şehit Başbakan Adnan Menderes'i ve demokrasi yolunda mücadele vermiş bütün milletvekillerimizi rahmetle, şükranla anıyorum. Allah’a şükürler olsun ki, son yıllarda inşa ettiğimiz demokratik istikrar düzeni sayesinde Türkiye, küresel bir güç olarak dünyanın en itibarlı ülkeleri arasına girerken, TBMM de dünyanın en saygın yasama organları arasına girmiştir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, 95 senedir alnında, kalbinde ve ruhunda, "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" ibaresi yer alan TBMM'nin, daima milletin meclisi olarak kalacağını ve hiçbir vesayet odağının himayesine girmeyeceğini belirterek, "Hakimiyet, bilakayduşart milletindir" diye konuştu.
Hiçbir vesayet odağı ve hiçbir şer şebekesinin Türkiye’yi demokrasiden, özgürlükten, adaletten, merhametten, şefkatten geri döndüremeyeceğine işaret eden Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarıyla kucaklaşma yolunda tarihi adımlar attığını, bundan geriye tek adım atmayacağını bildirdi.
"TBMM'NİN ONURUNA KİMSE GÖLGE DÜŞÜREMEYECEK"
Davutoğlu, Türkiye'nin bugün dünyanın en güçlü ve en saygın ülkeleri arasında yer aldığını, G-20 ülkeleri dönem Başkanlığı yaparken de 78 milyon vatandaşıyla mutlu ve mesut insanların ülkesi olmak için büyük bir çaba içinde bulunduğunu söyledi.
"Demokratik istikrarı özenle koruyarak, Türkiye’nin istikbal davasına sahip çıkacağımızdan herkesin emin olmasını dileriz. Demokratik irademiz, vatandaşlarımız, TBMM’nin, yani milletin, halkın, vatandaşın onuruna bundan böyle kimse gölge düşüremeyecektir" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bütün farklılıklarımızla beraber biz, bir ve beraberiz. Farklı siyasi partiler olarak aynı çatı altında, milletimizin onurunu muhafaza ve müdafaa etmek hepimizin en büyük idealidir. Farklılıklarımızı koruyarak, her türlü tek tipleştirmeye karşı çıkarak muhalefetiyle, iktidarıyla insanlarımızın hukukunu temsil ediyoruz. Bu idealimizi takip ederek halkımızın her anlamda güçlenmesine, demokratik hak ve özgürlüklerin her alanda gelişmesine öncülük edeceğiz."
"ACILARI KULLANARAK YENİ NEFRET SUÇU İŞLİYORLAR"
Davutoğlu, bugün Yemen’den Libya’ya, Suriye’den Afrika’ya büyük acıların yaşandığını ve her gün yüzlerce masum insanın acımasızca öldürüldüğü bildirdi.
Zulümlere seyirci kalanların, bu coğrafyada 100 yıl önce yaşanan acıları kullanarak yeni nefret suçları işlediklerini vurgulayan Davutoğlu, "Dinler arası, mezhepler arası, etnik gruplar arası mücadeleyi körükleyen, kapanan yaraları ısrarla açmak ve kanatmak isteyen kışkırtıcı beyan ve açıklamaların Avrupa Parlamentosu gibi, bölgesel ve küresel barışı gözetmesi gereken kurumlardan gelmesi, Avrupa’nın ve insanlığın geleceği adına endişe ve kaygı vericidir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, "20. yüzyılın başındaki savaşlarda büyük bedeller ödemiş bir millet olarak, 78 milyon vatandaşımızla birlikte, bütün siyasi partilerimizle ve bütün unsurlarımızla beraber ülkemize yöneltilen bühtan ve iftiraları reddediyoruz ve şiddetle telin ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye’ye karşı bir nefret söylemi geliştirenlerin, tarih ve insanlık önünde mahcup olacaklarını, hesap vereceklerini belirten Davutoğlu, "Bizler 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını yüzyıllarca yaşatmış ve sayısız inancı, kavmi yüzyıllarca bir arada, barış içinde, kardeşçe yaşatmış, çoğulculuğun tarihteki en başarılı örneğini sergilemiş bir milletiz. Meclisi Mebusan’dan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne, vatandaşlarımızı temsil eden üyelerin kimliklerine, aidiyetlerine bakıldığında görülecek tek şey ayrımcılığın, tek tipçiliğin reddedilmiş olduğu gerçeğidir. Bu çoğulcu yapının dünyada başka bir örneği yoktur" ifadesini kullandı.
"ADALETİN TAŞIYICISI OLACAĞIZ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, sonsuza kadar herkesin hukukunu savunacaklarını ve insan onurunu muhafazayı en üstün değer kabul edeceklerini söyledi.
Davutoğlu, şunları kaydetti:"Bizler öncelikle kendi vatandaşlarımız olmak üzere, daima insanlığın onurunu savunacak ve adaletin taşıyıcısı olacağız. Başkalarının yanlışları bizi hiçbir zaman adaletsizliğe sevk etmeyecek, millet olarak, ülke olarak demokrasiden, insan hak ve hürriyetlerinden, mazlumların yanında olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz istiklal harbimizin, sadece aziz milletimizin değil, mazlum milletlerin de onur mücadelesi olduğunun bilincindeyiz. Bundan sonra da emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı, nerede bir ses yükselirse onun yanında olacak, her türlü baskı ve zulme karşı da mazlumlarla birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Sizlerle aynı hissiyata sahip olduğumuzdan emin olarak ve sizlerle birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yaşayan bütün vatandaşlarımızın dirliği, birliği ve huzuru için çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. İç politikamızın, dış politikamızın esası, kendimiz için istediğimizi başkası için istemek, daima hak ve adaletten yana olmak, daima insan onurunu en yüce değer olarak savunmaktır. Bu hissiyatla, hepinizin 23 Nisan Bayramı'nı yürekten kutluyor, dünyanın bütün çocuklarına sevgi ve selamlarımızı iletiyorum. Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın, Cumhuriyetimizi ebediyete kadar payidar kılsın."
AVCI VE ÇOCUKLARI KABUL ETTİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve beraberindeki öğrencileri Çankaya Köşkü'nde kabul etti.
Bakanlar Kurulu toplantısının yapıldığı salonda, bakanları "temsilen" oturan çocuklarla tek tek sohbet eden Davutoğlu'nun koltuğuna, Demirlibahçe İlkokulu 3. sınıf öğrencisi 10 yaşındaki Pelin Su Topraksoy oturdu.
Davutoğlu ile öğrenciler arasında renkli diyaloglar yaşandı. Öğrencilere sorular yönelten Davutoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı koltuğuna oturan Yenimahalle Mitat Enç Görme Engelliler Ortaokulu öğrencisi Gökhan Yolal'a, çalışmaların nasıl gittiğini sordu. Yolal, Davutoğlu'na, "Size bir olayı açıklayacağım. Bir dakika, su işleri devam ediyor, bu çalışmada 12 metrelik piton yılanı bulundu. Baraj çalışmasında kepçe kazıyor. Birden 12 metrelik bir piton yılanı kaldırıyor. Kepçe yukarı kaldırıyor ama yılan çıkmıyor. Yılanın kuyruğu hala toprağın içerisindeymiş" karşılığını verdi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı koltuğuna oturan Kazan İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Mustafa Yusuf Uslu'nun "Yerli araba yapmayı düşünüyoruz" şeklindeki sözleri üzerine Davutoğlu, "Ne zaman başlayacaksınız?" diye sordu. "Önümüzdeki ay" yanıtını veren Uslu'ya Davutoğlu, "Dört tekerlekli olacak değil mi?" sözleri gülümsetti.
Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı koltuğundaki Çubuk Bekir Yılmaz Ortaokulu öğrencisi Hilal Yılmaz'a, "Yeni bir petrol, doğalgaz bul da kurtar bizi" diye espri yaptı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı koltuğuna oturan Sincan Koç İlkokulu öğrencisi Elif Gök'e, gıda fiyatlarını düşürmesini söyleyen Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı koltuğundaki Mamak Yenimutlu İlkokulu öğrencisi ve şehit çocuğu Melike Hazal Bayık'a da "Askerlerimizin ihtiyaçlarını karşılıyoruz değil mi? Milli tankımızı, milli uçağımızı yapıyoruz" ifadelerinde bulundu.
Başbakan Davutoğlu, Maliye Bakanı koltuğuna oturan Yenimahalle Kent Kooperatif İlkokulu öğrencisi Ezel Nur Çelik'e "Hazine dolu mu? Bütçe nasıl gidiyor, açık falan vermez değil mi?" diye sordu.
Ekonomi Bakanı koltuğuna oturan Kalecik Ahiler İlkokulu öğrencisi Ahmet Meriç Öztürk'e "İhracat iyi mi, neyi ihraç ediyoruz?" diye soran Davutoğlu, Öztürk'ün "Bilmiyorum" yanıtı üzerine, "Bir daha bilmiyorum deme. Bakanlar bilmiyorum demez" dedi. Davutoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı koltuğuna oturan Etimesgut Ahi Evran Ortaokulu öğrencisi Mustafa Enes Şarklı'nın başını öne eğmesi üzerine, "Kaldır kafanı" diyerek çocukla şakalaştı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı koltuğuna oturan Sincan İMKB Ortaokulu öğrencisi Harun Sezer Arslan ise Bakanlar Kurulu sıralarından ayrılarak basın mensuplarının bulunduğu yerde Başbakan Davutoğlu ile tokalaştı. Arslan, tüm ısrarlara rağmen kuruldaki yerine geçmedi.
BAŞBAKAN KOLTUĞUNDA PELİN SU
Başbakan Davutoğlu, koltuğuna oturan Pelin Su Topraksoy ile de sohbet etti.
Topraksoy'un, "Ülkemizdeki sıkıntılardan biri de elektrik. Ruslar, 1954 yılında ilk nükleer santralini kurdu ama biz 2015 yılındayız, daha hiçbir nükleer santralimiz yok. Bu açıdan biraz ülkemizde kötüyüz" sözleri üzerine Başbakan Davutoğlu, "Ama bu sene ilk nükleer santralin temelini attık değil mi, Akkuyu nükleer santrali" dedi.
Bir gazetecinin, "Sayın Başbakanım, seçimler yaklaşıyor, başkanlık sistemi tartışması var, siz ne düşünüyorsunuz" sorusuna Topraksoy, "Biz sınıf başkanımızı seçtik yani" diye yanıt verdi. Topraksoy'un, "Başka sorusu olan" sözlerine salondan bir süre ses çıkmayınca, Davutoğlu araya girerek, "Çok şanslısın Pelin. Basın mensupları sizi seviyor Sayın Başbakanım, bize olmadık sorular sorarlar" diye espri yaptı.
Pelin Su, "Çözüm süreciyle ilgili siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık, "kardeşlik" yanıtını verdi.
"Siyasi partilerin seçim vaatlerini nasıl buluyorsunuz, çokça tartışılıyor, siz seçim vaatlerini nasıl değerlendiriyorsunuz, kaynak nasıl bulunacak?" şeklindeki soruya Topraksoy, "Bol keseden harcamak aslında. Bulunabileceğini sanmıyorum" dedi.
BARIŞI İNŞA ETMENİN TAM VAKTİDİR
Başbakan Davutoğlu, "Barış Zirvesi'ni planlarken tek şeyi hedefledik ve dünyaya tek mesaj vermek istedik. 100 yıl önce acılı savaşlar yaşamış olabiliriz ama 100 yıl sonra barışı inşa etmek için işte şimdi tam vaktidir, gün bu gündür" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çanakkale 100. Yıl Barış Zirvesi Yüksek Düzeyli Oturumu"nda konuştu. Başbakan Davutoğlu, "Barış Zirvesi'ni planlarken tek şeyi hedefledik ve dünyaya tek mesaj vermek istedik. 100 yıl önce acılı savaşlar yaşamış olabiliriz ama 100 yıl sonra barışı inşa etmek için işte şimdi tam vaktidir, gün bu gündür" dedi.
Davutoğlu, "Hepimiz, savaşlardan nefret kültürü ve kötü hatıralar üzerinde inşa edilecek bir öfke kültürü üretmeyelim. Savaşlardan dersler çıkaralım. Savaşların bir daha olmaması için hep beraber o derslerden çıkardığımız sonuçları hayata geçirelim. Devlet adamlarının savaş kararı alması bazen kolay gibi görülebilir ama halkların çektiği acılar daha sonra o devlet adamları için büyük ızdıraplara sebebiyet verirler" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, "Biz Türkiye'de hiçbir zaman Çanakkale Savaşı üzerinden bir nefret kültürü üretmedik. Hiçbir tarih kitabımızda, hiçbir konuşmamızda Çanakkale'de bizim topraklarımızı işgal etmek için gelenlere, düşmanca bir söz sarf etmedik, hiçbir nefret dili kullanmadık. Saygı duyduk. Gelenler kendi ülkeleri için de kendi onurları için de savaştılar. Mertçe savaşana saygı duyulur" dedi.
Başbakan Davutoğlu, "Gelin 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bir dünya barışını hep birlikte inşa edelim, nefret dili üretmeyelim. O savaş esnasında hayatını kaybeden kim varsa biz hepsine şimdiden ve bütün geçmişimiz açısından da taziye dileklerinde bulunduk ama bugünlerde birileri o dönemde yaşanan acılar üzerinden, hele hele üçüncü taraflar, bazen de o savaşta kışkırtıcı rol oynamış olanlar, bu acılar üzerinden yeni bir düşmanlık tohumu ekmeye kalkışıyorlar. Bizim İstanbul'dan mesajımız açık; Nasıl İstanbul bütün Balkan milletlerinin şehriyse, İstanbul artık Avustralyalıların, Yeni Zelandalıların da şehridir. İstanbul buraya savaşmak için gelip Çanakkale'de toprağa düşmüş olan milletlerin de şehridir" dedi.