AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''Yeni Türkiye sözleşmesinde öne çıkardığımız insan onuru siyasetimizin odağını oluşturuyor'' dedi.
Davutoğlu, insan onuruna aykırı şekilde, vatandaşlara öyle veya böyle yargıda ayrımcılık yapmaya dayalı tavırlar sergileyen hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceklerini belirterek, "Artık, Türkiye'de kamu diplomasisinde de yargıda da hain çetenin, paralel yapılanmanın izlerine rastlanmayacak" dedi.
Davutoğlu, Haliç Kongre Merkezi'nde partisinin İstanbul milletvekili adaylarının tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'nin seçim çalışmalarını eleştirerek, Kılıçdaroğlu'na "millet" demeyi öğrettiklerini söyledi.
Seçim döneminde fikirlerin, ideallerin ve vizyonların mukayese edilmesini isteyen Davutoğlu, "Siz de kendi seçim çalışmanızla çıkın. Bizim ortaya koyduğumuz sözleşmeye siz de imza atın. Eleştirecek yönü varsa çıkın eleştirin. Ama kesinlikle negatif ve hakarete dayalı bir seçim kampanyası yürütmeyin" diye konuştu.
AK Parti kadroları olarak 2001'den bu yana demokrasi sınavından geçtiklerini anlatan Davutoğlu, milletin huzuruna ak alınlarla çıktıklarını ve milletten aldıkları destekle tarihin huzuruna da ak bir istikballe yürüdüklerini kaydetti.
YENİ TÜRKİYE SÖZLEŞMESİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, genel aday tanıtımında seçim beyannamelerini paylaştıklarını hatırlatarak, şunları dile getirdi:"Zikrettiğimiz 100 maddelik yeni Türkiye sözleşmesi, 100. yıla giderken bütün vatandaşlarımıza yaptığımız bir çağrı ve ortak zeminimizdir. Seçim beyannamemiz ise en ince detaya kadar ilmik ilmik işlenmiş bir taahhütler, vizyon belgesidir. 350 sayfalık seçim beyannamemizin ana odağında, sözleşmede zikrettiğimiz, insan onuru vardır. İnsan onuru dedik, vatandaşlarımızın onuru dedik, milli onur dedik. Sözleşmede zikrettiğimiz bu unsurları nasıl yapacağımızı 350 sayfalık seçim beyannamemizde halkımıza anlattık. Ayrıca beyannamemizi oluşturan 6 ana bölümün, tek tek fasikül şeklinde projelendirilmiş özetlerini de kamuoyuyla paylaşacağız."
"İNSAN ONURU, SİYASETİMİZİN ODAĞINI OLUŞTURUYOR"
Yeni Türkiye sözleşmesinin, Türkçe, İngilizce, Arapça, Kürtçe ve değişik dillerde yayınlanarak AK Parti vizyonunu ortaya koyan bir belge olacağını vurgulayan Davutoğlu, seçim beyannamesinin ise noterden değil, gönülden tasdiklenmiş bir şekilde halka sunulan, bir hükümet programını da temel teşkil edecek, taahhütler ve vizyon belgesi olacağını aktardı. Davutoğlu, belgede demokratikleşme ve yeni anayasal sistemi anlattıklarını kaydetti.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, seçim beyannamesinden çeşitli örnekler vererek, dünyanın her yerinde daima adalet diyen bir siyaseti gündeme getireceklerini anlattı. Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "İşte bu çerçevede, yeni Türkiye sözleşmesinde öne çıkardığımız insan onuru siyasetimizin odağını oluşturuyor. Çarpıcı birkaç misal vereyim. Devletin, halkına yaptığı bir taahhüttür. Biz iktidara geldiğimizde nitelikli yatak sayısı yüzde 6'ydı. Bir devletin insan onuruna saygısı önce sağlıkla ortaya konur. Şimdi Türkiye ortalaması olarak söylüyorum. Nitelikli yatak sayısı yani en çok 2 yatağın olduğu ve içinde gerekli ihtiyaçların karşılanabileceği hasta odalarının oranı yüzde 43'tür. Yeni dönemde, inşallah, önümüzdeki dönem içinde, bu oranı yüzde 90'a çıkaracağız. Artık ranzalarla yan yana oturulmuş büyük hastane odaları olmayacak. İnsan onuruna odaklı siyaset anlayışımızın bir sonucu olarak her bir hastamızın en iyi tedavi gördüğü hastanelere sahip olacağız. 35 şehir hastanesi kuruyoruz. 2'si de İstanbul'a. Bütün sağlık alt yapısını büyük bir devrimden geçirmiş, 12 yıllık iktidardan sonra sağlıkta Türkiye'de gerçekleştirdiğimiz devrimi dünyaya taşıyacak şekilde sağlık turizmini öne çıkaracağız."
"EĞİTİM REFORMLARIYLA YEPYENİ BİR GENÇLİĞİ İNŞA ETTİK"
AK Parti iktidarlarının eğitim çalışmalardan bahseden Davutoğlu, eğitim reformlarıyla yepyeni bir gençliği inşa ettiklerini söyledi.
Davutoğlu, "Biz iktidara geldiğimizde Türkiye'de ortalama eğitim süresi sadece 5,4 yıldı. Şimdi 7,8. İnşallah önümüzdeki 4 yıl içinde bu oranı 14,7'ye yani 2 misline çıkarmaya kararlıyız" dedi.
Bu sabahki bir toplantıda partisinin yargıda reform stratejisini açıkladığını anımsatan Davutoğlu, yargıyı tümden yapılandıracaklarını ifade ederek, AK Parti iktidarında adliyelere 3 milyon metrekare kapalı alan ilave edildiğini kaydetti. Davutoğlu, adliyelerdeki kapalı alanı 6 milyon metrekareye çıkaracaklarını aktardı.
"MİLLİ YÜKSEK TRENİ, 2018'DE, TÜRKİYE İNŞA EDECEK"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, insan onurunun adliye, okul ve hastanelerden gözlenebileceğine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bizim dönemimizde, hastanelerimiz insan onuruna yakışır şekilde en iyi teçhizata sahip. Okullarımız en fazla 30-40 kişilik sınıflara sahip, daha da az. Geçen Malatya ziyaretimde, çocuklara, 'Kaç kişilik sınıflarda ders yapıyorsunuz?' diye sordum. Çocuklar, '27 kişilik sınıflarda' dedi. Adliyelerde de vatandaşlarımızın girdiğinde 'Burada gerçek anlamda hukukla muhatap olacağım' diyeceği şartlar gerçekleştireceğiz. İnsan onuruna aykırı bir şekilde, vatandaşlarımıza öyle veya böyle yargıda ayrımcılık yapmaya dayalı tavırlar sergileyen hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceğiz. Artık, Türkiye'de kamu diplomasisinde de yargıda da hain çetenin, paralel yapılanmanın izlerine rastlanmayacak.
Duble yol yaptığımız her yere, ana aks olarak, bundan sonra otoyol götüreceğiz. Seçim beyannamemize bakarsanız, İstanbul-Ankara otoyolu dışında, Ankara-İzmir, İstanbul-İzmir, Antalya-Mersin-Adana ve bu hat üzerindeki ana aksların tümünde otoyol projelerimiz var. Türkiye'nin genelinde, bütün ana akslarda otoyollara dayalı ulaşım stratejisi geliştiriyoruz. Yüksek hızlı treni tanıdık. Ama milli yüksek treni, 2018'de, Türkiye inşa edecek. İstanbul-Ankara hızlı trenle 3,5 saate inince hepimiz mutlu olduk. İstanbul-Ankara hattını 1,5 saate indirecek yüksek hızlı tren projesi çalışılmaya başlandı."
MİLLİ UZAY AJANSI KURULUYOR
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, her alanda millileşme adımları atılacağını belirterek Milli Uzay Ajansı'nın kurulacağını bildirdi.
Davutoğlu, "Seçimden sonra çıkaracağımız ilk kanunlardan birisi de Milli Uzay Ajansı'nın kurulmasıdır. Sadece semalarımızda değil, artık uzayda da rekabet eden bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne herkes şahit olacak" dedi.
Başta İstanbul olmak üzere bütün Türkiye'yi yeni bir vizyonla inşa ettiklerini anlatan Davutoğlu, "İlan ettiğimiz beyannamenin diğer bir yönü de millileşme, yerlileşmedir. Önemli bir kavram olarak zikrediyorum. Önümüzdeki dönemde beyannamemizde yer alan bazı projeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. İlk milli muharip uçak inşallah 2023'te Türkiye'nin semalarında uçacak. Son Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde projeyi onayladık, tasarım aşamasına geçiyoruz. 2023'te Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin semalarında, bütün dost ülkelerin semalarında bizim milli muharip uçağımız uçacak. Yine 2019'da bunun bir ön aşaması olarak, milli eğitim uçağımız Hürkuş uçmaya başlayacak. İlk defa milli bölgesel yolcu uçağını en geç 2022-2023'e kadar inşa etmiş olacağız. Yani yüzde yüz Türk yapımı" diye konuştu.
Davutoğlu, başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda yenilikler yapılacağını tekrarlayarak, şunları söyledi:"Cumhurbaşkanımızın üzerinde çok durduğu milli ve yerli otomobil, en kısa sürede yapılacak. Bunun için de gereken her türlü teşvik ve destek verilecek. Ülkelerin bağımsızlığının teminatı, haberleşmedeki bağımsızlığıdır. İlk milli haberleşme uydusunu inşallah önümüzdeki dönemde devreye sokacağız. Daha önce başka ülkelerden teknolojik destekle yapılan çalışmaların ötesine geçerek, ilk milli haberleşme uydusunu devreye sokacağız. İlk defa burada açıklıyorum; Bakanlar Kurulu'nda çalışmalarını tamamladık, Meclis'e de sevk aşamasında, yasama dönemi bitti. Seçimden sonra çıkaracağımız ilk kanunlardan birisi de Milli Uzay Ajansı'nın kurulmasıdır. Sadece semalarımızda değil, artık uzayda da rekabet eden bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne herkes şahit olacak."
"NAMERDE DEĞİL MERTE DE MUHTAÇ OLMAYACAĞIZ"
Altay tank projesini de 2018'de tamamlamayı hedeflediklerini anlatan Davutoğlu, milli piyade tüfeği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu, AK Parti'den önce bunu kimsenin düşünmediğine vurgu yaparak, MİLGEM projesinin kendilerini gururlandırdığını kaydetti.
"Stratejik Derinlik" adlı kitabında savunma sanayiyle ilgili bölümleri yazarken ağladığını dile getiren Davutoğlu, o dönemde Türkiye'nin hibe edilen tankların modernizasyonu için İsrail'e muhtaç olduğunu hatırlattı. Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tarih ve millet önünde söz veriyoruz. Bir daha kendi tankımızı, uçağımızı ve gemimizi yapmak için hiçbir namerde değil merte dahi muhtaç olmayacağız. Proje soranlara söylüyorum, işte bunların hepsi, dikkatlice okuduklarında seçim beyannamemizde var. Biz, milli olmayı yerli olmak olarak görüyoruz. Biz, milli onuru bu aziz milleti namerde muhtaç olmamakta görüyoruz. Buradan Bahçeli'ye sesleniyorum. Milli olmak, milliyetçilikten bahsetmekle olmaz. Milli olmak senin döneminde IMF kapılarında birkaç milyon dolar borç dilenmekle olmaz. Milli olmak yine sizin döneminizde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçları için Amerikan Kongresi'nden izin beklemekle olmaz. Milli olmak, milli savunma sanayiyle, üzerinde al bayrak taşıyan her uçağın, geminin, sancağında Kur'an-ı Kerim bulunan her geminin bu ülkenin insanı tarafından üretilmesiyle olur."
AVRUPA PARLAMENTOSU'NUN ALDIĞI KARAR
Davutoğlu, Osmanlı'nın ve Selçuklu'nun değerlerini bugüne getireceklerini belirterek, kendisine tezahüratta bulunan salondakilere Konya ve İstanbul'un yaşamındaki öneminden bahsetti.
Geçmişten gelen değerleri geleceğe taşıdıklarını aktaran Davutoğlu, "Birileri Osmanlı'dan nefret edebilir, birileri bugün olduğu gibi Avrupa Parlamentosu ya da Papa ya da onun gibi düşünen bazı çarpık zihniyetler, bu millete hakaret etme yoluna gidebilir. Dün Avrupa Parlamentosu Başkanı'na söyledim. Bu İstanbul, bu aziz şehir, tarih boyunca her sığınana kapılarını açmıştır. Endülüs'te Müslümanlar ve Yahudiler kılıçtan geçirilirken ve tek bir Müslüman Endülüs'te bırakılmazken, Müslümanları Kuzey Afrika'ya taşıyan da oradan gelen Yahudileri İstanbul'da en iyi şartlarda asırlarca ağırlayan da Osmanlı kültürü ve zenginliğidir. Aslında aynı şekilde Polonya'da baskıdan kaçan Polonyalılar, Macaristan'dan kaçan Macarlar, birinci ve ikinci dünya savaşında sığınmak isteyenler, bu aziz milletin koynuna geldi. Bu aziz milletin şemsiyesi altında İstanbul'a sığındı. İstanbul, insanlığın sığınağı ve hamisidir. Nasıl İstanbul bizim hocamızsa, Türkiye'yi ve bu milleti tanımadan o Avrupa Parlamentosu'nda karar alan parlamenterler var ya, onların hepsini topluca ya da küçük gruplar halinde İstanbul sokaklarına getirip, o aziz İstanbul'dan ders almalarını temin etmek lazım" değerlendirmesinde bulundu.
SAĞLIKTA MİLLİLEŞME
Davutoğlu, savunma sanayinde millileşmenin kendi dönemlerinde olduğunu anlatarak, başka hedefleri de bulunduğunu dile getirdi. Sağlıklı vatandaşların ve sağlıklı nesillerin milli aşıyla korunacağını aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:"Sağlık Bakanlığı'na brifing için gittiğimde orada sunulan projeler arasında önce 'Biz neden milli aşı üretmiyoruz?' diye sordum. Daha önce Cumhurbaşkanımız da sormuş. Hemen devreye soktuk. Buradan bunu da ilan ediyorum; sadece savunma sanayinde değil sağlık alanında da geleceğimizin teminatı olan nesilleri milli aşıyla aşılayacağız. Milli ilaçlarla hastanelerimizde tedavi göreceğiz. Teknolojinin en gelişmiş imkanlarını kullanıp, milli plazmayı üreteceğiz. Tarımda, bilişim sisteminde gerçekleştirdiğimiz projeler, dünyada ilk kez uygulanan projelerdir. Açılışını bizzat yaptım. Şu anda Tarım Bakanlığımızdaki merkezi sistemden Türkiye'nin her yerindeki arazilerdeki tarım durumu, don ihtimali ya da muhtemel hasat durumu ölçülebiliyor. Tek tek parsel parsel bütün tarım arazilerini Ankara'dan gözleyebiliyoruz."
Tarımda da Türk tohumlarının korunmasını amaçladıklarını vurgulayan Davutoğlu, tohum bankası ve araştırma laboratuvarlarını kurduklarını söyledi. Davutoğlu, Türkiye'nin organik olmayan tarıma muhtaç olmayacağını kaydederek, bu çerçevede milli botanik bahçesinin kurulduğunu ifade etti.