ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
EİT 2025 Erzurum’da geri sayım
EİT 2025 Erzurum’da geri sayım
Tekman’da Jandarmaya modern hizmet binası
Tekman’da Jandarmaya modern hizmet binası
Uzundere'de bulutlar görsel şölen oluşturdu
Uzundere'de bulutlar görsel şölen oluşturdu
Vali Çiftçi’ye GÖKSEM brifingi
Vali Çiftçi’ye GÖKSEM brifingi
Vali Çiftçi’den trafik uyarısı
Vali Çiftçi’den trafik uyarısı
HABERLER>TÜRKİYE
9 Nisan 2015 Perşembe - 07:23

Davutoğlu:‘12 yıl gerçek bir başarı öyküsüdür’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Son 12 yıl bir başarı öyküsüdür. Kim ne derse desin, hangi gerekçelerle hangi siyasi mülahazaları yaparsa yapsın, 12 yıl gerçek bir başarı öyküsüdür" dedi.

Davutoğlu:‘12 yıl gerçek bir başarı öyküsüdür’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Son 12 yıl bir başarı öyküsüdür. Kim ne derse desin, hangi gerekçelerle hangi siyasi mülahazaları yaparsa yapsın, 12 yıl gerçek bir başarı öyküsüdür" dedi.

Başbakan Davutoğlu, TOBB Genel Merkezi'nde düzenlenen 8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda konuştu. Başbakan olarak TOBB'da 4. kez bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, "TOBB’da bize de bir oda tahsis edilecek ki daimi olarak iş dünyasıyla temas halinde olalım" dedi.

Davutoğlu, çok doğru bir zamanlama, doğru bir yöntem ve muhtevayla bir arada bulunduklarını belirterek, "Çünkü Türkiye gibi kalkınmakta olan ülkelerin kalkınmada dinamizmi sürdürebilmeleri için en önemli hususlardan birisi, siyaset yapımcılarıyla ekonomide bunun uygulayıcıları arasında sağlıklı bir iletişim kurulmasıdır" diye konuştu.

Siyasetin, ekonomiden bağımsız, soyut ve izole edilmiş bir alan olmadığını ifade eden Davutoğlu, siyasetin esasının, halkın mutluluğu ve refahını  temin etmek olduğuna vurgu yaptı.

Davutoğlu, siyasetin adaleti temin etmek gibi bir amacı daha bulunduğunu, vatandaşlar arasındaki sosyal adaletin temel amacının ise ekonomide sağlanacak gelir dağılımı adaletiyle söz konusu olabileceğine dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:"Dolayısıyla siyaset makamlarıyla ekonomi temsilcilerinin sık sık bir araya gelmesi ve sadece ekonomimizin geleceğini değil, ülkemizin geleceğini birlikte istişare etmelerinden daha doğal bir durum yoktur. Bu şura, en geniş katılımlı, en derinlemesine tartışmaların yapıldığı şuradır. Bu AK Parti dönemlerinde başlamış olan bir gelenek ve Sayın Başkan Rıfat Hisarcıkloğlu'nun daha önceki Başbakanlarımız Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'dan beri devam eden, şimdi de benimle devam edecek olan, hiçbir zaman ara vermeyeceğimiz gelenektir. Bu süreklilik demektir."

"SON 12 YIL BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR"

TOBB’da yapılan şuralarla ilgili kayıtların, Türkiye ekonomisinin geldiği noktanın anlaşılması açısından önemli olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:"Şimdi kayıtları açsak ve 2003'teki ilk şurayı, o günkü tartışmaları önümüze alsak, 12 yıl içinde Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görürüz. Aslında bunların birlikte yayınlanması lazım. Belki TOBB Üniversitesinin yüksek lisans ve doktora tezi olarak bütün bu şuralarda hangi konular gündeme gelmiş, hangi konular şehirlerimizin, odalarımızın dilekleri temennileri perspektifi olarak yansımış ve hayata geçirilmiş, bunların bir analizini yapsak, Türkiye'nin en geniş kapsamlı ekonomik ve siyasi analizi olur.

 Son 12 yıl bir başarı öyküsüdür. Kim ne derse desin, hangi gerekçelerle hangi siyasi mülahazaları yaparsa yapsın, 12 yıl gerçek bir başarı öyküsüdür. Düşük gelirli grubundan orta gelirli grubuna çıktık.  Kişi başına düşen milli gelirimizi 10 binler seviyesine çıkardık. 240 milyar dolarlardan 800 milyar dolarlara çıktık. 36 milyar dolar ihracattan 160 milyar dolarlara çıktık. Bu arada, 2008'den bu yana dünyanın belki de son 100 yılın en büyük, 1929 krizinden sonraki en büyük krizinin yaşadığını da unutmayalım. Dünya kriz yaşarken biz büyümüşsek, bunun sırrı, siyasi istikrardır, güvendir, alınan karaların uygulanması için bir siyasi vizyonun ortaya konmasıdır ama bunun kadar siyaset ekonomi arasında kurulan sağlam ağlardır. Yani bizlerle sizler arasında, sizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere bu yasama ve yürütme görevini yürüten mekanizmalar arasındaki sağlam ilişkiler tesis edildi."

Davutoğlu, "Bugün, dünyada birçok ülke ekonomik krizler üzerinden siyasi kriz yaşarken, Türkiye bir ateş çemberinin ortasında parçalanmış, ülkelerin arasında bir istikrar adasıysa, bunda ekonomimizin sağladığı geniş imkanlar ve bu imkanları en iyi şekilde kullanan, en iyi şekilde değerlendiren siyasi vizyon vardır. 2001 yılında yazar kasaların Başbakanlık önünde fırlatıldığı, esnafların dükkanlarını kapattığı bir Türkiye, ki o zaman dünyada bir ekonomik kriz yoktu, Türkiye'de bir ekonomik kriz vardı, o tablolar siyasi istikrarsızlıklara yol açtı. Siyasi istikrarın esası siyasi vizyondur, siyasi vizyonun hayata geçirilmesinin esası da TOBB gibi iş dünyasını bünyesinde barındıran kurumlarımızla hükümetimiz arasındaki yakın ilişkidir" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, 62. Hükümeti kurar kurmaz, bir taraftan makro ekonomik tedbirlerle Türkiye'nin makro ekonomik geleceğini 2023'e kadar planlarken, çok önemli dönüşüm programlarıyla da gelecek vizyonunu şekillendirdiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Diğer taraftan da bu vizyonun ülke sathına yayılması için yoğun bir faaliyet içinde olduk. 7 ay içinde 52 ilimizi ziyaret ettim, yurtdışı ve Ankara'daki faaliyetler dışında. Bu il ziyaretlerimizin sebebi, sadece kongrelerimizi yapmak değildi, sadece hakla buluşmak değildi ama aynı zamanda her bir ilimizde oda temsilcilerimizle, STK temsilcileriyle bir araya geldik, her ilimizin sorununu doğrudan görme, tanıma imkanı buldum. Birçoğunuzla bu toplantılarda beraber olduk. Bu toplantılara ev sahipliği yaptı odalarımız, borsalarımız. Ben hepinize müteşekkirim. Bu ziyaretlerimizde her ilin ekonomik ihtiyacını görebilmek için yoğun çaba içinde olduk. Nihayetinde, ekonomi nasıl siyasetten ayrıştırılamazsa, nasıl siyaset izole bir alanda yapılamazsa, şehir ekonomileri de ulusal ekonomiden ayrıştırılamaz. Eminim öğleden sonra, açılıştan sonra her bir il sunuş yaptığında, o ilin sorunlarını anlatmak yanında, o ilin Türkiye ekonomisi içindeki, genel ekonomi içindeki önemini de vurgulayacak. Nihayet küresel ekonomi, ulusal ekonomi, kent ve yerel ekonomi, birbiriyle irtibatlıdır."

"TÜRKİYE İLK 10 BÜYÜK KÜRESEL EKONOMİ ARASINA GİRECEK DİYORSAK..."

 "Eğer biz, Türkiye ilk 10 büyük küresel ekonomi arasına girecek diyorsak, bunu söylem, bunu bir şiar, bunu slogan gibi söylemek değil, onun altyapısını kuracak şekilde her bir şehrimizin dönüşümünü sağlamak durumundayız" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:"Türkiye, 'Asya'nın, Afrika'nın, Avrupa'nın ekonomik merkezi üretim üssü olacak' diyorsak, bunu dediğimiz andan itibaren Trakya'yı Balkanlar'a ve Avrupa'ya, bütün Ege'yi Akdeniz'e, Güneydoğu'yu Ortadoğu'ya, Doğu Anadolu ve Karadeniz'i Kafkaslar'a ve Asya'ya açılacak büyük bölge ekonomileri halinde düşünmemiz lazım. GAP, KOP, DOKAP, DAP, bölge ölçekli projeler. Tek tek bu ülkenin her bir şehrinin can damarlarına girerek, o can damarlarından bir hayat, yeni bir yükselişin izlerini bulmaya çalışacağız. İlmek ilmek döşeyeceğiz. Onun için, bu yöntem olarak ticaret ve sanayi şurası da doğru bir yöntemle çalışıyor. 81 il, 160 ilçeden gelen temsilcilerimiz ki birçoğunuzla zaten alanda tanışıyoruz,  365 oda ve borsa temsilcisi, bin 825 sorunu bugün gündeme getirecek. Bunun çözüm yollarını da Bakan arkadaşlarımızla bunları tek tek not alacağız. Emin olunuz ki hiçbir değerlendirme karşılıksız kalmayacak. Her birini demokratik kurallar içinde, Türkiye'nin genel siyasi işleyişinde nasıl hayata geçireceğimizi birlikte düşüneceğiz."

SEÇİM EKONOMİSİ YOK

Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçimler öncesinde iktidar için iki tehlikenin bulunduğunu, bunlardan birinin seçim ekonomisi uygulanması olduğunu belirterek, "Son 12 yıl içinde, 3 genel, 3 yerel seçim, referandumlar geçirdik. Tarihte, millette, kayıtlar da şahittir ki hiçbirisinde seçim ekonomisi uygulamadık" dedi.

Davutoğlu, TOBB VIII. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda yaptığı konuşmada, dün siyasi partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) verdiğini anımsattı.Bütün partilerin yaptıkları tercihlerin hayırlı olmasını dileyen Başbakan Davutoğlu, ilan edilen aday listelerinin her bir partinin ülke yönetimi için düşündüğü kadroları oluşturduğunu aktardı.

Her partinin ülke ekonomisi düşüncelerini de dile getireceğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İşte orada farklar ortaya çıkacak. Aday listeleri, nihayet insan unsurunu ortaya koyar. Ülkeye hizmet etmek için yola çıkan, hangi siyasi görüşten olursa olsun, herkese saygı duymak icap eder. Ama bundan sonra artık herkes vizyonunu ortaya koymalı. Bunu ortaya koyarken, bu vizyonu gerçek hayata nasıl yansıtacağını da ortaya koymalı. İki yaklaşımı göreceksiniz, bir; kısa vadeli, iki; uzun vadeli. Seçim dönemlerinde iki tehlike vardır. İktidar partisini bekleyen tehlike veya tuzak diyeyim, seçim ekonomisi uygulamasıdır. Yani kısa dönemde 'mümkün olan en geniş kitleyi tatmin edeyim, oyları alayım, ondan sonra ne olursa olsun' anlayışı. Bu 90'lı yılların Türkiye'sindeki iktidar partilerinin anlayışıydı. Çünkü onlar seçim sonrasında tekrar iktidar olup olmayacaklarını bilemiyorlardı ya da ümitleri yoktu. Ama AK Parti hiçbir seçim öncesinde, son 12 yıl içinde, 3 genel, 3 yerel seçim, referandumlar geçirdik. Tarihte, millette, kayıtlar da şahittir ki hiçbirisinde seçim ekonomisi uygulamadık. Neden biliyor musunuz? Çok basit bir gerekçesi var; etik ve ekonomik olarak bu doğru değil onun için yapmadık ama bir gerekçe de şu; AK Parti iktidarları seçim sonrasında yine o sorunun kendisinde olacağı bilinciyle hareket etti."

"Muhalefet için tuzak en geniş vaatleri vermek"

 

"Böyle bir durumda ben seçime de çok az bir süre kalmışken göğsümüzü gere gere, hükümetimiz adına şunu söylüyorum ki biz seçim ekonomisi uygulamadık, birçok müjde verdik ama hiçbirinde bütçe disiplininden kopmadık" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:"Bu iktidar partisi için bir tuzaktı, biz bu tuzağa düşmedik. Çünkü biz biliyoruz ki bu tuzak nihayetinde bizim önümüze gelecek ve halkımıza bedel ödetecek. Muhalefet partileri için ise tuzak şudur; seçim öncesinde, daha sonrasıyla ilgili hele ümitleri yoksa olabilecek en geniş vaatleri vermek. Maalesef bugün muhalefet bu tuzağa düştü. Sayın Kılıçdaroğlu'nu ne zaman dinleseniz, muhalefet partileri liderlerini ne zaman ekonomik perspektifle dinlerseniz, ya ekonomik bakımdan bir bilgisizlik örneği olarak hangi kaynaklardan neyi temin edeceğini bilemeden yapılan vaatler görürsünüz ya da tipik bir şekilde geniş kitlelere mavi boncuk dağıtan bir anlayışı görürsünüz."

"VAADİN KARŞILIĞI GÖSTERİLMELİ"

Ekonomide bir vaatte bulunulacaksa öncelikle karşılığının gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Ekonomi, 'benim adım şu, teminatı benim' diyerek yönetilen bir şey değildir" dedi.Geçmiş yıllarda "her eve, her kişiye 2 anahtar" vaatleri verildiğini anımsatan Davutoğlu, 25 yıl geçmesine rağmen o vaatlerin sosyal güvenlik sisteminde açtığı yaralarla uğraştıklarını anlattı.

Kendilerinden sonraki neslin bedel ödeyeceği hiçbir kararı almayacaklarını ifade eden Davutoğlu, sorumluluk sahibi olduklarını dile getirdi."Bizim meselemiz, geçici bir iktidar hevesi değildir. Bizim meselemiz, Türkiye'yi yeniden inşa etme meselesidir" açıklamasını yapan Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Bana 4 yıl verin, yeter" dediğini hatırlattı.

Bu sözü, "bir siyasetçinin söylememesi gereken söz" olarak değerlendiren Başbakan Davutoğlu, kendisinin 62. Hükümeti kurarken, 9 aylık değil, 9 yıllık bir perspektifi, hatta hükümet olarak, 2023'ü, 2071'i planladıklarını söyledi.

Açıklanan 4 yıllık perspektifin, "Ben, şu ana kadar birikmiş olan bütün o Merkez Bankası rezervlerini, Hazinedeki, Türkiye'nin geldiği ekonomik düzeyi, 4 yıllık kısa vadeli, halkı tatmin edici görünen ama uzun dönemde yara açan politikalarla heba edeceğim, sonrası Allah kerim" anlamına geldiğini vurgulayan Davutoğlu, "Allah her zaman 'Kerim' ama o 'kerimliği' göstermek için, sorumlu liderleri vesile kılar" dedi.

"4 YIL DEĞİL, 4 DAKİKA BİZİ TUTMAYIN..."

Kendilerinin hiçbir zaman 4 yıl için söz istemediğini hatta, "eğer sözümüzü yerine getiremezsek 4 yıl değil, 4 dakika bizi tutmayın" dediğini bildiren Başbakan Davutoğlu, diğer partilerle aralarındaki perspektif farkının bu olduğunu vurguladı.

Kısa dönemli taktik hesaplar içinde yapılacak siyasetin ekonomiye büyük zararlar vereceğini belirten Başbakan Davutoğlu, "Bizler uzun dönemli, kalıcı istikrar için dünya ekonomik krizle boğuşurken, o krize karşı en doğru kararları alabilmek için her türlü istişareyi yapıyoruz" dedi.

"BURASI SORUNLARI ÖRTME MAKAMI DEĞİL"

Basına kapalı oturuma geçildiğinde katılımcılardan tereddüt etmeden, tüm taleplerini açıkça söylemesini isteyen Başbakan Davutoğlu, "Burası sorunları örtme makamı değildir, sorunları çözme makamıdır" açıklamasında bulundu.

Bu nedenle 25 öncelikli dönüşüm programını, 3 aylık perspektifle açıkladıklarında, bu paketin iç tutarlılığı kadar, bu paketlerin toplumsal yansımalarını da göz önüne almaya çalıştıklarını aktaran Başbakan Ahmet Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:"Bu paketler, seçim öncesi dönemde açıklandığı için bazen siyasi tartışmaların gölgesinde kalmış olabilir. Bazen meyda yeterince yansıtmamış olabilir. Sizlerden beklediğimiz, bu dönüşüm programıyla ilgili olarak, kanaatlerimizi paylaşmak. Burada biz Türkiye'nin ekonomik yapısının niteliksel dönüşümünü gerçekleştirmeyi hedef ediniyoruz. Sadece niceliksel büyüme değil, sadece rakamlardaki büyüme değil, niteliksel dönüşümü gerçekleştirmek için bu programları yapıyoruz. Nedir niteliksel dönüşüm; insan dönüşümü, insan kaynağındaki dönüşüm. Ar-Ge ve teknolojik katkıdaki artıştır. Milli katkının, yerel katkının artmasıdır. Biz balon gibi büyüyen ve ilk krizde bir iğne oraya battığında çöken bir ekonomi istemiyoruz. Bu şekilde Avrupa'da yükselen bazı ekonomilerin, sadece hizmet sektörüne bağlı gelişen bazı ekonomilerin, kriz karşısında nasıl büyük bir travma yaşadıklarını ve çöküntü içine girdiklerini hepimiz biliyoruz. Dost ve komşu olduğu için Yunanistan'ta, birçok ülkede bunu görebilirsiniz. Ekonomideki direncin temel noktası parasal, finansal ya da hizmet sektöründeki rakamlar değil, üretim sektöründeki verilerdir."

 

Başbakan Davutoğlu, istihdamın bütün toplum katmanlarına yayılması için sürekli olarak tedbirler aldıklarını belirterek, "Dünyada işsizlik yayılırken, Türkiye'de iki olgu bir arada gelişiyor. Bir; istihdam sürekli artıyor, geçen yıl 1.4 milyon kişi istihdam edildi Türkiye'de, ek istihdam alanı oluştu. Son 2008 krizinden bu yana 6 milyonu aşkın istihdam oluşturduk. Bu olağanüstü bir başarıdır" dedi.

"Neden işsizlik oranları aynı ölçüde düşmüyor?" sorusunu dile getiren Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:"Çünkü aynı zamanda işgücüne katılım var. Genç ve dinamik bir nüfusa sahipseniz ve işgücüne daha fazla katılım teşvik ediyorsanız, tabiri caizse havuza giren su sürekli dinamik ve hareketliyse, ister istemez o havuzdan çıkardığınız, iş gücünden çıkardığınız su ne kadar artarsa artsın, oradaki durum sağlıklıdır. Çünkü eğer havuza su girmezse yani dinamik genç nüfusunuz yoksa bugün Japonya'da, Avrupa'nın bazı ülkelerinde yaşanan, yaşlılıktan kaynaklanan ekonomik sıkıntılarla, durgunlukla karşı karşıya gelirsiniz."

AÇIKLANAN PAKETLER

Açıklanan paketlerle ilgili eksik kalan konuları tamamlayabileceklerini, olası olumsuzlukları, tedbirleri gözden geçirebileceklerini, yeni tedbirler için de gerekli adımları atabileceklerini dile getiren Davutoğlu, "Hiçbir zaman sükutu ve karşılıklı olarak bu anlamda iletişimsizliği kabul etmeyiz" diye konuştu.

Geçen hafta istihdamı, sanayi yatırımlarını ve üretimi teşvik paketini açıkladıklarını anımsatan Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin geçen yıl yüzde 2,9 oranında büyüdüğünü söyledi. Davutoğlu, bunun kendilerinin hedefledikleri rakamların gerisinde olduğunu belirterek, "Ama Avrupa'da, Avro Bölgesi'nde kalkınmanın yüzde 1,3 olduğunu düşünürseniz Türkiye bunun neredeyse 2,5 misli fazla kalkınmış durumda ama yeterli değil, biz en kıza zamanda bu kalkınmayı bu yıl içinde yüzde 4'e, gelecek yıllarda da en az yüzde 5'e ve daha yukarıya çekmeye kararlıyız" ifadesini kullandı.

Geçen haftaki paketle istihdam teşvikleri kapsamında iş başı eğitim programının kapsamını geliştirdiklerini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi: "Bu programdan yararlanan arkadaşlara altı ay süreyle asgari ücret veriyoruz. Bu çok önemli bir husus. Bizim en önemli ihtiyaçlarımızdan biri iş gücüne katılımdaki bu sayısal artışı nitelikli insan gücüne dönüştürmek, mesleki eğitim vermek. Meslek liselerinin bütünüyle reforme edilmesini hedefliyoruz, seçim sonrasında ilk el atacağımız hususlardan biri budur. Üniversitelerde ve üniversite sonrasında birikimi engellemek için meslek liselerini iş dünyasıyla yeniden tanzim edeceğiz."

Bunun Anadolu'da çok güzel örneklerinin olduğunu belirterek, bazı uygulamaları paylaşan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:"İş başı eğitim programı kapsamında eğitime alınan potansiyel işçilerin, teknisyenlerin altı aylık asgari ücretleri tarafımızdan ödenecek. İşverenin kursiyerler için yaptığı harcamalar vergi matrahından düşürülecek. İş başı eğitim programı sonrası kursiyerler aynı iş yerine alınırsa SGK işveren primi İŞKUR tarafından ödenecek. Ne kadar istihdam ederseniz, ne kadar çok kişiyi eğitirseniz ve onları eğitim içinde istihdama yöneltirseniz bu anlamda sizin üzerinizdeki maliyetleri azaltmaya kararlıyız. Yeter ki daha çok istihdam yapın, yeter ki daha çok eğitilmiş iş gücü devreye girsin."

 

 

 
Köy okuluna örnek yaklaşım
 
‘Milletimle arama aracı koymadım ‘
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Şentop adayları değerlendirdi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, AK Parti'nin adaylarını ...
Dünya Kırım Tatar Kongresi Türkiye’de toplanacak
Türkiye’de kurulan Kırım Tatar Teşkilatları Platformu Yönetim Kurulu üyeleri ...
TESUD 31’inci yılında
Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD)’nin Kuruluş Yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
 
"Kimse bize demokrasi dersi veremez"
Başbakan Davutoğlu, "14, 15 Nisan'da hem adaylarımızın toplu tanıtımını ...
Sağlıkta Sessiz Devrim
Sağlık Bakanlığı, Türkiye’nin en kapsamlı kişisel e-sağlık hizmetini geliştirdi.
Kurtulmuş siyasi gündemi değerlendirdi
Kurtulmuş, çözüm süreciyle ilgili, "Terör örgütüne diyorsunuz ki 'silahları ...
 
İstihdam paketi açıklandı
Davutoğlu, bir taraftan istihdamın artırılması, diğer taraftan yatırımların ...
Cumhurbaşkanı’ndan Milli duruş vurgusu
Erdoğan, dün Çağlayan Adliyesi’ne, bugün de AK Parti Kartal İlçe Teşkilatı’na ...
‘Bizim için siyaset bir inanç meselesi’
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim için siyaset ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Çözümün Kuşkulusu
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Berhan Yılmaz hocam kitabın ortasından konuşmuş: Sistem değişmeli
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva