Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım Komisyonu üyesi ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Zeki Ertugay, tarım topraklarının boşaldığını ve son 3 yılda 1.8 milyon kişinin toprağından koptuğunu bildirdi.
ERTUGAY TARIM SEKTÖRÜNÜ DEĞERLENDİRDİ
Türk tarımının içinde bulunduğu durumla ilgili açıklama yapan MHP Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Zeki Ertugay, Türk tarımı ve Türk çiftçisinin zorda olduğunu belirtti. Türk tarımı ve Türk çiftçisinin dış pazarda küresel gelişmeler karşısında korunmasız ve çaresiz bırakıldığını, rekabet şansını kaybettiğini, içeride de yanlış politikalar sonucu tavsiye sürecine girildiğini ifade eden Milletvekili Ertugay, "Bitkisel üretimin yanında sütçülük ve besicilik büyük darbe yemiştir. Son yıllarda tarımda ciddioranda küçülme yaşanmıştır. 2007'deki küçülme yüzde 6.9'dur. 2008 Ocak-Haziran dönemi gerçekleşen küçülme ise yüzde 1.1'dir. Bırakınız dış piyasada rekabet edebilmeyi üretici karnını doyuramaz hale gelmiştir.”dedi.
KIRSAL KESİMDE GÖÇ ARTIYOR
Tarım sektörünün ana dinamiklerini ele alan Ertugay kırsal kesimdeki göç olgusuna değinerek şunları kaydetti: “Çiftçi göç ediyor, kaçıyor, toprağını terk ediyor. Tarım toprakları boşalıyor sadece küçük çiftçi değil büyük çiftçi de toprağını terk ediyor. Son üç yılda toprağından koparılmış 1.8 milyon insanın olduğu bir ülke tarımı kötü yönetiliyor demektir. Felakete sürükleniyor demektir. Tarımı çaresizliğe mahkum edilmiş demektir. Son üç yıl içerisinde tarım kesiminden, diğer sektörlerde istihdam imkanı oluşturulmadan 1.8 milyon kişinin uzaklaşması, kaçışı, bu fakirleşmenin, çaresizliğin ve bitişin sonucudur"
TARIMDA GİRDİ MALİYETLERİ ARTTI
Buğday pirinç, et, süt, şeker pancarı gibi temel ürünler başta olmak üzere birkaç yıldır ürün fiyatlarının yerinde saydığını ancak son bir yılda mazotun yüzde 70, gübre yüzde 180 zam gördüğünü kaydeden Ertugay, şunları dile getirdi: "Geçen yıl torbası 30 YTL'ye satılan DAP gübresini çiftçimiz bu ekim döneminde 110 YTL'ye satın almak zorunda kalmıştır. Bu ülkede 50 kiloluk bir torba şeker 90 YTL, 50 kiloluk bir torba DAP gübresi 110 YTL'dir. Ağır gübre fiyatlarının ve maliyetlerinin çok altında pancar satan çiftçi, nasıl pancar üretmeye devam etsin? Zaten kota zulmünü kaldırmadığınız sürece niçin üretsin ki, bu politikalarla elbette ki bu ülke kaçak şeker cenneti haline gelir. Bu ülkede Batı bölgelerinde üreticinin 68 yeni kuruşa
sattığı süt 57 yeni kuruşa, doğuda 40 yeni kuruşa düşmüştür."
TARIMSAL AVANTAJI KULLANAMIYORUZ
Ertugay, Türkiye'nin tarıma uygun işlenebilir arazi bakımından, dünyada 12'nci, AB'de birinci; hububat bakımından dünyada birinci, AB'de 3'üncü; fındık, kayısı ve incir bakımından dünya ve AB'de birinci; mercimek, domates, karpuz bakımından dünyada 3'üncü AB'de birinci, sığır bakımından AB'de 4'üncü, küçükbaş hayvan bakımından AB'de 2'inci, arı kovanı bakımından ise dünyada 2'inci AB'de birinci olduğunu vurgulayarak, ülkenin tarımsal avantajlarını iyi kullanamadığı ve sektörün katma değer üretemez boyuta düşürüldüğünü vurguladı.
TARIMDA VERİMLİLİK VE KALİTE SORUNU
Tarım sektörünün yeterli boyutta desteklenmediği, kalite ve verimlilik artışına yönelik çalışmalar gerçekleştirilemediğini öne süren Ertugay şunları kaydetti: “"Bu yılın ilk çeyreğinde Nisan-2008'de dünyada bir sıkıntı, bir trajedi yaşandı hala da yaşanmaya devam ediyor. Dünya ölçeğinde tarımdaki daralma ve gıda fiyatlarındaki artışın yol açtığı panik ve 50'nin üzerinde ülkede artık bir faciaya dönüşen açlık konusu, dünya gündeminin bir numaralı meselesi oldu. Ülkemizde de aynı krizler yaşandı ve maalesef tarımsal kaynakları ve tarımsal potansiyeli itibariyle yüzyılın altını gıda konusunda çok büyük bir avantaja sahip olan ülkemiz de bu olumsuz gidişattan fazlaca nasibini aldı. Bu sıkıntılar bu gıda darlığı, herhangi bir ülkede kaynakları son derece yetersiz bir Afrika, Orta Amerika, Orta Doğu ülkesinde değil, daha düne kadar yaşadığımız, bölge ve dünya için gıda konusunda bir güvence olan, sadece kendini değil bulunduğu bölgeyi beslemeye muktedir bir ülkede, Türkiye'de yaşanmıştır. Gelir dağılımı zaten son derece bozuk, giderek de bozulan ülkemizde temel ürünler başta olmak üzere, buğdayda yüzde 85, mercimekte yüzde 133, pirinçte yüzde 130, fasulyede yüzde 62, ayçiçeğinde yüzde 132 oranındaki artışlar geliri zaten düşük olan halk kitlelerini, tüketiciyi vurmuş, tüketicinin en temel hakkı olan gıdaya erişim hakkını engellemiş, büyük mağduriyetine sebep olmuştur. Son 6 yılda olduğu gibi 2007-2008 sezonunda da üretici yüksek girdi maliyeti, düşük fiyat girdabında ezilip gitmiştir. Üreticiye çıkan bu fatura tüketiciye de olumlu yansımamıştır. 2008 yılı Mart ayı itibariyle, üreticinin ürün fiyatı ile tüketicinin sofrasına ulaşan ürünlerin fiyat farkı yüzde 73 ile yüzde 279 arasında değişmiştir."
TARIM ÖNCELİKLİ SEKTÖR OLMALIDIR
Tarımın bütün insanlık, bütün ülkeler için olduğu kadar Türkiye için de stratejik ve hayati önemde vazgeçilmez bir sektör olduğunu vurgulayan MHP Milletvekili Ertugay, "Tarımın her zaman öncelikli olarak ele alınmak zorunluluğu vardır. Tarımın bir taraftan icrası zor, kar marjı düşük bir sektör olması, diğer taraftan insanlığın başta beslenme olmak üzere en temel, hayatın olmazsa olmaz ihtiyaçlarını karşılayan bir sektör olması, herkes, her aklı başında, geleceğini düşünen ülke tarafından, öncelikli sektör olarak ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Gıda yüzyılın en kıymetli hazinesidir. Tahıllar, şeker pancarı, et ve süt gibi temel ürünler başta olmak üzere bütün tarımsal ürünler bütün insanlık için alternatifsizdirler. Onun içindir ki tarımımızın günübirlik politikalarla değil milli politikalarla yönetilme zorunluluğu vardır" ifadelerini kullandı.
ERTUGAY’DAN HÜKÜMETE ÇAĞRI
Açıklamasında hükümete de bir dizi tavsiyelerde bulunan Ertugay, şunları kaydetti:
"Hükümete tavsiyemiz; tarımı, tarım kesimini, milli bir bakış açısıyla öncelikli sektör olarak ele almasıdır. Daha çok ve etkili kaynak aktarmasıdır. Bir an evvel tarımsal altyapı sorunlarının çözümüne öncelik verilmesidir. Arazi tapulaştırma, sulama yatırımları, işletme büyüklüğünün arttırılması, örgütlenme, ciddi bir üretim planlaması, havza bazında ürün deseni oluşturulması, ciddi bir kayıt sistemi, etkili ve verimli bir destekleme modeli oluşturulması, Türk üreticisini yüksek maliyet, ucuz fiyatçıkmazından kurtarmasıdır. Dünyadaki gidişatı görmesidir. Derhal gübredeki KDV, mazottaki ÖTV indirilmelidir. Ciddi ve kalıcı bir destekleme programı uygulanmalıdır".