AHMET AKBUĞA - E.MEHMET YILMAZ
ERZURUM (İHA) - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 23 Temmuz Erzurum Kongresi programında yaptığı konuşmada dünyada yaşanan şiddet olaylarına dikkat çekerek, “İslam dünyası üçüncü kanlı dönemini yaşıyor” dedi.
23 Temmuz Erzurum kongresinin 95. yıldönümü etkinlikleri kapsamında restoresi tamamlanan kongre binası TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in katıldığı törenle açıldı. 95 yıl önce yapılan tarihi Erzurum kongresi temsili olarak yeniden canlandırıldı. 23 Temmuz Erzurum kongresinin 95. yıldönümü düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor. Geçtiğimiz yıllara oranla çok daha geniş kapsamlı olarak planlanan kongre etkinlikleri kapsamında restoresi tamamlanan kongre binası, törene katılan TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından açıldı. Açılış törenine TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Vali Ahmet Altıparmak, 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Kamil Başoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve çok sayıda davetli katıldı.
ERZURUM’UN MİLLİ MÜCADELEDEKİ ÖNEMİ
Törende konuşan İçişleri Bakanı Efkan Ala, Erzurum’un milli mücadeledeki önemine işaret etti. Ala, 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın kendi cumhurbaşkanını seçeceğini belirterek, Türkiye’nin gelişme sürecini anlattı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise Erzurum’un kurtuluş mücadelesinde önemli bir konuma sahip olduğunu belirtti. Çiçek, konuşmasında ayrıca Gazze’de yaşanan İsrail saldırılarını kınadı. Çiçek, dünyada yaşanan şiddet olaylarına dikkat çekerek, “İslam dünyası üçüncü kanlı dönemini yaşıyor” dedi.
ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET VE ŞÜKRANLA ANIYORUZ
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim için hem mutlu hem kutlu hem de üzüntü içerisinde idrak ettiğimiz bir gün. Kutlu bir gün Kadir gecesinin gündüzünde arifesinde bulunuyoruz. Tüm İslam dünyası bu gece Kadir gecesini kutlayacak. Bu gece İslam dünyasına hayırlar getirsin. Bugün bizim için ayrıca mutlu bir gün Erzurum Kongresinin 95. yıldönümünü kutluyoruz. Bu vesileyle Anadolu’ya ayak bastığımız günden bugüne kadar ülkemiz için kutsal değerlerimiz için canlarını feda etmiş aziz şehitlerimizin başta Mustafa Kemal olmak üzere istiklalimizin ve istikbalimizin kazanılmasında emeği geçen tüm şehitlerimizin ve kahramanlarımızı da şükranla ve rahmetle yad ediyorum. Bugün bizim için aynı zamanda üzüntülü bir gün maalesef İslam dünyası, belki İslam tarihinin en kanlı dönemlerinden birini yaşıyor. Birinci dönem Kerbela öncesi ve sonrasıdır. Halen o dönemde yaşanan kan dökülmenin, kin tutmanın iktidar hırslarının İslam dünyasına neye mal olduğunu biliyoruz. O günün izleri ve olumsuzlukları bugün bile aramızda halen tefrika meselesi oldu. İkincisi Moğol istilasıdır. Bu topraklar başta olmak üzere İslam coğrafyasında kan döküldü, kin kusuldu medeniyet eserleri tahrip edildi. Bir üçüncü kanlı dönem işte içinden geçtiğimiz dönemdir. Belli bir süreden beri tüm İslam coğrafyasında ve İslam coğrafyasının en doğusundan en batısına kuzeyinden güneyine varıncaya kadar her yerde kan ve göz yaşı var. En son Gazze’de yaşanan bir insanlık dramı var. Tüm medeni dünyanın gözü önünde Gazze’de, Suriye’de ve Irak’ta çocuk demeden, yaşlı ve kadın demeden insanlar hayatlarını kaybediyor. Onlara da Allah’tan rahmet diliyoruz. Maalesef medeni dünya insan hakları adına söylemedik laf bırakmıyor. Sözüm ona medeni dünya yeri geliyor ülkelerle ilgili insan hakları karneleri hazırlıyor ama öbür taraftan da insan hakları ihlaline çanak tutuyor, arka çıkıyor ve nerdeyse bu kan dökmeyi kutsayacak bir tavır içerisinde ve aymazlık içerisindedir. Kimyasal silah kullanma nasıl birbirini öldürürsün öldür demek gibi bu yüzyılda asla kabul edilemeyecek gibi bir tavır içerisinde. O nedenle bugün bizim için üzüntü içerisinde olduğumuz bir gündür. İnşallah bugünleri geçmesini temenni ediyorum. Devlet kurmak tarihsel bir tecrübe olduğu kadar inanıyoruz ki genetik mirastır. Türk milleti bu konuda tecrübeli ve yeteneklidir. Türk milleti tarihinin hiçbir döneminde devletsiz kalmamıştır ve inşallah da kalmayacaktır. Sevgili Erzurumlular o yüzden bu mübarek günde ellerimizi semaya açarken dualarımız arasında söylediğimiz bir cümle var. ‘ Allah, devlete ve millete zeval vermesin.’ bu bizim bugünde duamızdır, geçmişte de duamız olmuştur ve gelecekte de duamız olacaktır. Devlet zayıf olduğunda, devlet zayıf düştüğünde bir ülkenin başına ne felaketler gelir diye görmek istiyorsunuz akşam televizyonu haberlerinde yakın çevremizdeki Suriye’de, Irak’ta ve başka çevrelerde özellikle şimdi Gazze’de yaşanan vahşeti, cinneti ve cinayetleri gördüğümüzde bu duanın ne kadar çok anlamlı olduğunu şimdi daha çok iyi anlıyoruz. Bu ülkenin vatandaşı olan canını bu ülkeye feda eden kim varsa hepsini kucaklamak ve huzura kavuşturmak zorundayız. Terör sorununu Türkiye’nin gündeminden tamamıyla çıkarttığımızda 21. yüzyıl hedeflerine ulaşmak için önemli bir fırsatı yakalayacağımızı asla unutmamalıyız. 30 yılı aşan bir süredir ayağımıza dolanan bu sorunu ortadan kaldırdığımız gün ülkemizi ve insanımızı layık olduğu huzura kavuşturmak için büyük bir fırsat yakalayacağız. Bu fırsat elimizdedir. Türkiye’nin sorununu ancak bizler çözeriz. Başkalarından himmet beklemek, başkalarından destek ve anlayış beklemek, safdiriklik olur bu asla bugüne kadar asla mümkün olmadı bugünden sonrada olmaz. Bu sorunları bizler aşmalıyız. Başkaları bu sorunlara karışsa düzeltmek için değil karıştırmak için karışır. Bunu da yaşadığımız terör tecrübelerinden çok daha iyi biliyoruz. Bizi yıllardır oyalayan bu prangalardan kurtulduğumuz gün bu ülke bir ok gibi fırlayarak daha da ileri hedeflere ulaşacaktır.”
600 öğrenciden oluşan koronun Erzurum türkülerini seslendirmesinin ardından restorasyonu tamamlanan binanın açılışı yapıldı. Kongrenin yapıldığı salonda TBMM Başkanı Çiçek ve beraberindeki bakanlar delegeleri temsilen koltuklarda oturarak temsilci canlandırmaya eşlik etti. TBMM Başkanı Çiçek ve bakanlar daha sonra birlikte kongre binasını gezdi.