Goethe Enstitüsü'nün, 'Kültür Köprüleri' programı çerçevesinde düzenlenen etkinlikte 'Büyülü ses' olarak nitelendirilen Türk kızı Sema, söylediği 14 şarkı ile Alman Brecht'i Dadaşlara tanıttı. Türkçe ve Almanca seslendirdiği şarkılarla izleyenleri etkileyen Sema Moritz, "Almanlar, bizim Mevlana'mızı, Yunus Emre'mizi çok iyi tanıyorlar. Ama biz Goethe, Brecht'i tanımıyoruz. Avrupa Edebiyatı Türkiye'de projesiyle Brecht'i Dadaşlara tanıtmaya çalıştık" dedi.
//AVRUPA EDEBİYATI ERZURUM’DA
Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen, Türkiye'nin 24 kentini ve 8 Avrupa ülkesini kapsayan 'Avrupa Edebiyatı Türkiye'de-Türk Edebiyatı Avrupa'da' adlı geniş kapsamlı kültür projesi, yaz dönemi nedeniyle verilen 3 aylık aranın ardından, Ekim ayında Kars'tan sonra Erzurum'da yoluna devam ediyor.
//SEMA’DAN KONSER
Projenin Erzurum ayağı büyülü ses olarak bilinen Türk kızı Sema'nın unutulmaz şarkısı ile başladı. Devlet Tiyatrosu'nda sahneye çıkan Sema, kendisini izlemeye gelenlere, "Brecht'in 'ekho'su' adlı konserinde Brecht'in çok fazla bilinmeyen eserlerinden seçkileri, kendi müzikal yorumu ile seslendirdi. Sema, alışılmış konserlerin aksine, kendine özgü Brecht yorumunu özel bir sahne tasarımı ile birleştirerek çok sayıda sanatsal figür aracılığıyla izleyicilerle iletişim kurmaya çalıştı. Almanca ve Türkçeseslendirdiği toplam 14 şarkıya yer verdiği konserinde Sema'ya, piyanoda Evrim Demirel, çello da ise Çağlayan Çetin eşlik etti.
//ANNEANNESİ ERZURUMLU
Konser sonrası izleyiciler tarafından ayakta alkışlanarak tebrikleri kabul eden Sema Moritz, anneannesinin Erzurumlu olması nedeniyle ilk kez geldiği bu topraklarda heyecanlandığını söyledi. Erzurum'un yüksek rakımının kendisini fena halde çarptığını söyleyen Moritz, şiddetli baş ağrısına rağmen sahnede bir Dadaş gibi dimdik ayakta durarak bunu izleyicilere hissettirmemeye çalıştığını belirtti.
//PROJENİN İLK AYAĞI ERZURUM
Brecht ile arasında bir bağ bulunduğunu vurgulayan Sema Moritz, "Brecht 14 Ağustos 1956'de Berlin'de ölmüş. Tam onun öldüğü saatlerde ben Ankara'da doğmuşum. Yıllar sonra Berlin'e gittiğimi de bu öyküyü sahnede de anlatmak istemişim ama malum nedenlerden anlatamadım. Çok uzun yıllar Berlin'de yaşadım. Brecht şarkılarıyla Berlin'de tanıştım. Böyle bir repertuarım vardı zaten. Avrupa Birliği'nin (AB) hazırladığı projeye 8 aydır hazırlanıyorduk. Projenin ilk ayağı Erzurum olması tabi ki beni çok heyecanlandırdı. Çünkü ilk kez geldiğim bu şehir anneannemin doğduğu şehir. Anneannem 14 yaşında iken dedem tarafından Niğde'ye kaçırılmış. Anneannemin kökleri ile ilgili çok az şey biliyoruz. Enerjisi çok güzel bir şehir. Çok etkilendim" ifadelerini kullandı.
//KÜLTÜREL KÖPRÜ
Sema Moritz, bu projenin AB'ye doğru emin adımlarla yürüyen Türkiye'ye çok katkısı olacağını belirtti. Türklerin müziği ile, edebiyatı ile, resimleri ile Avrupa'da varlığını hissettirdiğini söyleyen Moritz şunları ifade etti:
"Avrupa'ya çok sık giden de bir toplumuz. Ama biz Alman edebiyatı, Avrupa edebiyatını hiç tanımıyoruz. Çok az bilen kişi var. Üniversitelerde çok az bilinen Avrupa edebiyatı var. Yani böyle bir girişim benim için hayırlı bir girişim. Bunun devamının gelmesini ve daha sık olmasını isterim. Bütün Anadolu kentlerine yayılmasının isterim. Bunun şöyle bir getirisi var; Alman edebiyatında ne var, onların tarihinde ne var, biz de onları öğreniriz. Onlar bizi o kadar iyi tanıyor ki Mevlana'mızı, Yunus Emre'mizi. Ama biz Goethe'yi tanımıyoruz. Sokaktan geçen birine, 'Goethe kim' dersek şöyle bir bakarlar. Emin olun şu an Almanya'da çok sıradan bir kişiye bile Mevlana'yı sorsak bilirler. Bu çok önemli. Bu artık karşılıklı bir iletişim. Karşılıklı bir alışveriş ve artık bu kadar iç içe olan bu dünyada global yaşamın bize dayattığı bir yaşamda biz de onları öğrenmek zorundayız. Avrupa Birliği'nin şu anda yaptığını çok değerli olduğunu düşünüyorum. Ben de bunun içinde olduğumdan ayrıca mutluyum."