‘Bizim birlikteliğimiz milletle’

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim koalisyonumuz milletle, bizim birliğimiz, birlikteliğimiz milletle. Onlar ise içeride ve dışarıda işbirlikçileriyle hareket ediyor" dedi.
Başbakan Davutoğlu, AK Parti Giresun İl Kongresi'nde, başörtü yasağını da bütünüyle kaldırmalarının iktidarlarına nasip olduğunu, başı açık, başı örtülü milletin bütün kadınlarının hiçbir ayrım olmadan beraberce üniversiteye, meclise girdiğini, sosyal hayatın her yerinde yan yana, barış içerisinde oturduklarını dile getirdi.
BAŞÖRTÜSÜ VURGUSU
Bundan sonra da hiç kimsenin kıyafeti, inancı dolayısıyla baskı altına altına alınamayacağını vurgulayan Davutoğlu, cepheden AK Parti'ye saldırınca başarılı olamayanların, bu sefer kendilerinden gibi görünerek, "Acaba içeriden bir fitne başlatabilir miyiz?" diye araya soktuklarını ifade etti.
7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın hesaba çekilmeye çalışıldığını belirten Davutoğlu, o dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sadece Fidan'ın arkasında durmadığını, aynı zamanda demokrasinin ve hukuk devletinin de arkasında durdurduğu söyledi.
Davutoğlu, "Bütün sisteme sızan paralel yapılanmaya karşı dimdik durdu. Dirayetle devletin bütünlüğünü ve milletin demokrasiyle buluşmasını teminat altına aldı" dedi.
14 Mayıs'ta IMF'ye son borcun ödendiğini dönemde Gezi provokasyonlarını yapıldığını belirten Davutoğlu, IMF'ye borcun ödenmesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir daha zillet yaşamasına imkan kalmadığına işaret etti. "Borç alırsanız talimat alırsınız" diyen Davutoğlu, borcun ödenmesiyle artık Türkiye'ye doğrudan veya dolaylı herhangi bir baskı yapmaya imkanı kalmadığını, bu nedenle önlerinin kesilmeye çalışıldığına dikkati çekti.
TÜRKİYE7NİN ÖNÜNÜ KESMEYE ÇALIŞIYORLAR
3. havalimanın ve 3. köprünün temelinin atıldığı ve Türk şirketlerinin dünyanın en büyük havalimanını yapmak için seferber oldukları dönemde önlerinin kesilmeye çalışıldığını belirten Davutoğlu, bu dönemde AK Parti'nin engellenmeye çalışıldığını söyledi.
3. havalimanı ve 3. köprüde de inşaatın ilerlediğini, provokatörlere inat 29 Ekim 2017'de dünyanın en büyük havalimanının İstanbul'da açılacağını bildiren Davutoğlu, "Aslında, bu komplo sadece AK Parti'ye karşı değildi, bu komplonun hedefi Türkiye Cumhuriyeti Devletiydi. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İsrail'in zulmüne karşı başı dik durmuştu. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sadece Türkiye'de refahı, ekonomiyi ayağa kaldırmakla, sağlamakla kalmadı, dünyada da mazlumlara sahip çıktı" diye konuştu.
HANGİ MİLLET VARDI?
"Somali'de bir kalemde 300 milyon doları aktarıp Somali halkına yardım edebilecek hangi millet vardı? Bizim milletimiz vardı" diyen Davutoğlu, halkın yardımlarıyla Somali'nin ihya edildiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali'ye gittiğinde, Türkiye'nin orada yaptığı eserleri açtığını hatırlatan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun da "Somali'ye gidiyorum" diye Kenya'ya gittiğini, yolunu şaşırdığı belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adaylığı döneminde de Kağıthane yerine başka yere gittiğini dile getiren Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun Somali'ye giderek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yarışmaya kalktığını ancak Kenya'ya gittiğini söyledi.
"GELDİĞİ YERİ BİLMEZ, GİTTİĞİ YERİ BİLMEZ"
Kılıçdaroğlu'nun Akşehir adayını tanıtırken de Kırşehir adayı diyerek tanıttığını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Geldiği yeri bilmez, gittiği yeri bilmez, kiminle duracağını bilmez, kiminle yürüyeceğini bilmez. Allah akıl fikir versin. Önünde mutlaka bir rehber olması lazım, kendi başına yürüyemez. Şimdi rehberi, paralel yapı. Onlar ne diyorsa onu yapıyor. Paralel yapının başı New York Times'da makale yazıyor; aynı gün molotof Kemal, Büyük Millet Meclisi'nde molotofunu korumak için, molotof kullanma hakkını korumak için, milleti direnmeye çağırıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bir anamuhalefet partisi liderisin, bir örgüt lideri değilsin. Milleti çağıracaksan sandığa çağır, sokağa, teröre, direnişe çağırma."
ONLAR DÜĞMEYE BASIYOR, BİZ MİLLETİ BAĞRIMIZA
Tekrar, düğmeye basıldığını dile getiren Davutoğlu, "Onlar düğmeye basıyor, biz milletimizi bağrımıza basıyoruz. Nedir bu düğme biliyor musunuz? Bakın 24 Nisan yaklaşıyor. Sözde soykırım iddiaları vesaireyle Türkiye'ye dönük bir çok hareketlilik başlıyor. Birden bakıyorsunuz, New York Times'da bu makale yayınlanmış" ifadelerini kullandı.
Makalede, "Türkiye'de herkese baskı altında. Kürtler, Aleviler, Gayrimüslimler, herkes baskı altında" diye yazıldığını hatırlatan Davutoğlu, gittiği yerlerde herkese "Türkiye'de baskı altında hissediyor musunuz?" diye sorduğunu anlattı. 
Geçen hafta Gayrimüslim vatandaşlarla yaptığı toplantıda da bu soruyu yönelttiğini aktaran Davutoğlu, onların da kendisine "Cumhuriyet tarihi boyunca görmediğimiz özgürlüğü AK Parti döneminde yaşadık. Eskiden bir memuru bile göremezken şimdi Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde onunla oturuyorduk. Şimdi yine başbakanla, sizinle oturuyoruz" diye söylediklerini anlattı.
Gayrimüslimlerin durumlarından memnun olduğunu dile getiren Davutoğlu, Diyarbakır, Van ve bütün Güney Doğu Anadolu bölgesini gezdiğini, herkesin Çözüm Süreci dolayısıyla kendilerine teşekkür ettiğini, "Özgürlüğümüzün farkına vardık" dediklerini ifade etti. Davutoğlu, 12 Eylül döneminden kalan bir çok uygulamayı, baskıyı AK Parti'nin kaldırdığının altını çizdi.
HAK VE HUKUK
Herkesin hakkına, hukukuna riayet ettiklerini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Ancak bu paralel yapı, 28 Şubat'ta, başörtü zulmüne ses çıkarmayan, 'Mavi Marmara olayında İsrail'in otoritesini dinleseydiniz' diyenler, şimdi birden milletin desteğiyle iktidara gelmiş AK Parti'ye karşı kumpas içerisine girdiler. Kılıçdaroğlu da oradan işaret fişeğini aldı. Burada o da harekete geçti. Hadi onu anlıyoruz ama Sayın Devlet Bahçeli o niye Türkiye'de huzurun, güvenliğin teminatı olacak olan özgürlüklerin korunması ve iç güvenlik reformu paketine karşı çıkıyor. Neden biliyor musunuz? Bunların hepsi bir araya geldiğinde hep beraber bir AK Parti edemiyor, AK Parti'nin yarısı bile edemiyorlar. Denediler. Şimdi yine deneyecekler muhtemelen."
"Çatı aday" diyerek, 11-12 partinin bir araya geldiğini anımsatan Davutoğlu, "Hani o meşhur isim vardı, beraber oturdular. Peki hepsi birden, bir AK Parti, bir Recep Tayyip Erdoğan edebildi mi? İşte aramızdaki fark. Bizim koalisyonumuz milletle, bizim birliğimiz, birlikteliğimiz milletle. Onlar ise içeride ve dışarıda işbirlikçileriyle hareket ediyor. Şimdi Kılıçdaroğlu, Türkiye'de halkı direnişe çağıran Kılıçdaroğlu, Suriye söz konusu olduğunda Esad rejimiyle el ele tutuştu" şeklinde konuştu.
"TİLKİ GÖLGESİNE SIĞINMADIK"
Başbakan Davutoğlu, olağanüstü kongrenin yapıldığı 8 Kasım'dan sonra hükümeti kurduklarını, bir taraftan hükümet programı gereğince ekonomik paketleri ve diğer hükümet hizmetlerini yürütmeye başladıklarını, diğer taraftan da AK Parti'nin kongrelerinin startını verdiklerini, şu ana kadar 46 ilde kongreye katıldığını söyledi.
SON KONGRE
İl kongrelerinin sonuncusunu Giresun'da yaptıklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:"Bu 46 kongrede, ayrıca açılışlar ve diğer faaliyetler vesilesiyle ziyaret ettiğim toplamda 61 ilde gördüğüm şey, Türkiye 7 Haziran seçimlerine hazır, AK Parti 7 Haziran'da yeni bir destan yazmaya hazır. AK Parti kadroları bir kez daha Türk demokrasisinde, 'Yeter, söz de karar da milletindir' demeye hazır.
Biz diğer parti liderleri gibi yapmayız. MHP kongreler yapıyor, Sayın Bahçeli hiçbirine katılmıyor. CHP Genel Başkanı, şimdi ben ona artık molotof Kemal diyeceğim, molotofu savunduğu için... Gittiği yerlerde kahve sohbetleriyle yetiniyor. Onlar küçük hesaplar içinde Ankara'da siyaset yaparken, biz tam da Giresun'un, davanın ilk günlerinde verdiği desteğin ruhuna uygun bir şekilde alana, meydana çıktık. Tilki gölgesine sığınmadık, er meydanına, milletin meydanına çıktık ve her ilimizde büyük bir coşkuyla milletimizle buluştuk. Bazen Van'da, bazen Eskişehir'de, Muğla'da, Artvin'de, Trakya'da, Tekirdağ'da, Edirne'de Türkiye'nin her yerinde aynı mesajı verdik. Hamdolsun, AK Parti hareketinin farkı burada."
"KARARLILIKLA 7 HAZİRAN'A YÜRÜYORUZ"

Başbakan Davutoğlu, AK Parti hareketi içinden iki cumhurbaşkanı, üç başbakan, dört meclis başkanı çıktığını anımsatarak, "Muhtar bile olamaz" dedikleri Recep Tayyip Erdoğan'ın, 12 yıllık başbakanlık hizmetinden sonra, makamların en yücesi olan Cumhurbaşkanlığı makamına çıktığını söyledi.
ERDOĞAN MİLLETİN ADAMI
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı makamında "milletin adamı" olarak hizmet etmeye devam ettiğini belirten Davutoğlu, şunları ifade etti: "Biz de olağanüstü kongremizde vurguladığımız gibi, bir vefa hareketi olan AK Parti hareketinin yeni sorumluluğunu üstlenmiş Başbakanı ve Genel Başkanı olarak bu kutlu yolun aynı çizgisini, istikametini daha da geliştirerek ileriye taşımaya kararlıyız. Onun için kongrelerimizde buluşuyoruz, sizlerle, delegelerimizle, teşkilatlarımızla biraraya geliriz ve yeni bir döneme, ikinci hamle dönemine ve yeni Türkiye'yi inşa dönemine hep birlikte yürüyoruz. Onlar kendi partileri içinde itilaflarla uğraşırken, onlar yeni koalisyon peşine düşmüşken, biz milletle beraber olmanın verdiği hızla, kararlılıkla 7 Haziran'a yürüyoruz."
Partililere, "7 Haziran'da yeni bir destan yazmaya var mısınız? 7 Haziran'da inşallah Cumhurbaşkanımıza verdiğiniz söz mucibince yüzde 66, hatta yüzde 70 demeye var mısınız? Dörtte dört yapmaya var mısınız?" diye seslenen Davutoğlu, "Varız" cevabını aldı. Davutoğlu da "İşte, biz milletten aldığımız güçle buraya geldik" karşılığını verdi.
"HİÇBİR ŞEKİLDE EĞİLMEYECEĞİZ"
AK Parti'nin tarihi yolculuğuna çıktığı 2001'den bu yana engellenmeye çalışıldığını dile getiren Davutoğlu, Kurucu Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasetten men edilmek istendiğini hatırlattı.
Başbakan Davutoğlu, Kıbrıs müzakereleri yapılırken, darbe yanlılarının, cuntacıların gazetelerine "Genç subaylar rahatsız" diye başlıklar attırdığını, 2004 parti seçimleri öncesinde bunlarla uğraştıklarını anlattı. Davutoğlu, şöyle konuştu: "Peki 2004 mahalli seçimlerinde, bizim iktidarımızı tahkim etmemizi engelleyebildiler mi? Engelleyemezler. Milletle beraber olanları kimse engelleyemez. Tam da 2007 seçimlerine giderken 2006'da bu sefer adından başka hiçbir şekilde cumhuriyetle alakası olmayan, cumhuriyet mitingleri tertip edip, Danıştay saldırısı gibi komplolarla, 2007'de halkın iradesiyle bir cumhurbaşkanlığı seçimini Meclis'te engellemeye çalıştılar. E-muhtıra verildi. Peki AK Parti'yi durdurabildiler mi? Bizim gönlümüze korku sindirebildiler mi? Bizi hedefimizden geri döndürebildiler mi? Döndüremezler. Çünkü biz hedefi belirlerken Rabbimizden, tarihimizden ve milletimizden güç aldık. Rabbinden, tarihinden ve milletinden güç alanları kimse durduramaz ve durduramayacak."
Salonda, "Dik dur eğilme bu millet seninle" sloganlarının yükselmesi üzerine Davutoğlu, "Hiçbir şekilde eğilmeyiz, merak etmeyin" karşılığını verdi.
"KARADENİZ'İN KADINLARI HERKESTEN DAHA CEVVAL"
Davutoğlu, kadın kollarına selamlarını göndererek, "Karadeniz'in kadınları herkesten daha cevval, herkesten daha fazla mücadeleye hazır. Onları ne Karadeniz'in dalgaları durdurabilir, ne de Karadeniz'in dağlarındaki yalçın şartlar" diye konuştu.
AK Parti'nin 2007'de bir destan yazarak genel seçimleri kazandığını, halkın cumhurbaşkanı seçmesi için anayasa değişikliği yaptıklarını hatırlatan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bu sefer korktular, baktılar ki halk kendi cumhurbaşkanını seçecek ve artık vesayet dönemine imkan kalmayacak. 'Tek yol var' dediler, bu partiyi kapatmak. AK Parti'ye kapatma davası açtılar, tarih 2008'in Ocağı, Şubatı. Başörtüsü dolayısıyla o zaman Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakan olarak İspanya'da verdiği bir demeci bahane edip, hem başörtü yasağını tahkim etmeye hem de AK Parti'yi kapatarak Türkiye'yi 28 Şubat karanlığına geri götürmeye kalktılar. Başarabildiler mi? Başaramazlar. Çünkü bizim arkamızda milletimiz, gönlümüzde Rabbimiz, imanımız, direncimiz, kararımız, sözümüz var."
"ABD'DE MÜSLÜMAN ÜÇ GENCİN ÖLDÜRÜLMESİ"
Davutoğlu, dünyanın neresinde olursa olsun "bize sahip çıkacak bir şefkat eli yok mu?" diyen mazlumların yanında olduklarını vurgularken, ABD'de Müslüman üç gencin öldürülmesini hatırlattı.
Hayatları insanlara yardımla geçmiş, bu üç Suriyeli gencin hunharca katledildiğini ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti: "Müslümanlar katledildiğinde susanlar, Müslümanlar Suriye'de, Arakan'da, Mısır'da, Irak'ta başka yerlerde katledildiğinde, zulümle karşılaştığında susanlar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin sesini yükseltmesinden rahatsız oluyorlar. Onlar rahatsız olsunlar, biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. 7 Haziran seçimleri, onun için sadece Türkiye'nin seçimi değildir. Türkiye'nin yükselişinden rahatsız olan, mazlumlara sahip çıkışından rahatsız olan herkes şimdi bir koalisyon halinde bizi engellemeye çalışıyor. Biz ise 7 Haziran seçimleriyle sadece Giresun'un değil, sadece Türkiye'nin değil, çevre bölgelerin, Ortadoğu'nun, Balkanların, Kafkaslar'ın, Orta Asya'nın, Afrika'nın, Asya'nın, dünyanın geleceği için önemli olduğunu biliyoruz. Durmayacağız, oturmayacağız, dizlerimizde derman kesilene kadar çalışacağız."
Başbakan Davutoğlu, Selçuklu'nun mirasını, Osmanlı'nın adaletini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kudret ve izzetini ihya ve ihşa için yola çıktıklarını vurgularken, bu yolculukta hep beraber gayret sarfedeceklerini söyledi.
İÇ GÜVENLİK PAKETİ
Bu hafta içinde İç Güvenlik Paketi ile huzuru ve sükuneti teminat altına alacaklarını bildiren Davutoğlu, muhalefetten gelen eleştirileri anımsattı.Kendilerine "Niye İç Güvenlik Paketini getiriyorsunuz?"dendiğini belirten Davutoğlu, salondakilere "Siz 6-7 Ekim olaylarını seyrettiniz değil mi?" sorusunu yöneltti.Davutoğlu, şunları dedi:"Yanan şehirleri gördünüz değil mi? Orada 3'üncü 4'üncü kattan atılan gencecik çocukların acı bir şekilde katledilişine şahit oldunuz değil mi? Peki biz buna sessiz kalabilir miyiz? O zaman 6-7 Ekim olayları dolayısıyla hükümeti tedbir almamakla suçlayan CHP ve MHP liderleri şimdi İç Güvenlik Reformu'na karşı çıkıyorlar. Toplantı ve gösteri yürüyüşünü kurallara uygun şekilde yapacak olana hiç bir şekilde kimse engel olmaz. Fakat biz toplantı ve gösteri yürüyüşü yapacağım iddiası ile hiçbir izin almadan elinde molotof kokteyliyle, vatandaşlarımıza saldırmak için gelen herkesi bundan sonra durdurmaya kararlıyız. Gencecik kızlarımızı yakan o molotof kokteyllerinin meydanlara gelmesine izin vermeyeceğiz. Molotof Kemal ne derse desin, bu söz konusu olmayacak." Kılıçdaroğlu'nun "Maske takmakta ne var?" dediğini de hatırlatan Davutoğlu, "Hiç bir zaman kendini gizlememiş olan Giresun'un yiğitleri, bak hep burada. Bir tekinde maske var mı? Kimliğinizi gizleme ihtiyacı hissediyor musunuz? Yüzünüz açık, alnınız ak, partiniz ak" diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti:"Onlarsa yüzlerini kapama çalışıyorlar. Neden? Çünkü gizli gündemleri var. Yüzlerini kapayarak, ellerine bazen Kaleşnikof alarak, etrafa saldıracaklar. Kimlik tespitini imkansız kılacaklar. Sözü olana söz hakkı vardır. Düşüncesi olan çıksın söylesin. Fikri olan hiçbir sınırlamaya maruz kalmadan düşüncesini ifade etsin ama eline silah, molotof, taş alıp yüzüne maske takan, fikirle değil, şiddetle geliyor demektir. Şiddetle gelene bu ülkeyi teslim etmeyiz. Bir hafta erteledik İç Güvenlik Paketi'ni, ta ki 'muhalefet partilerinin bir teklifi var mı ona bakalım' diye. Şu ana kadar olumlu bir tek tepki gelmedi, hala eleştiriyorlar. Diyorlar ki 'polise olağanüstü yetki tanınıyor.' İşte buradan soruyorum? Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, Sayın Demirtaş, hiç AB yasalarını tetkik ettiniz mi? Teklifte, şiddet uygulanması halinde 24 saat polise, 24 saatte savcıya yetki tanıyoruz. Bu Avrupa'daki en minimum yetkidir. Sadece Fransa'da aynı yetki var. Diğer ülkelerde polise 36 saat, 48 saat özel durumlarda daha da uzun süreli gözaltı yetkisi veriyor. Buna ihtiyaç hissetmemizin sebebi şu; orada molotof kokteylle saldıran birini polis gözaltına aldığında, savcılığa sevk ettiğinde anında bir kapıdan girip öbür kapıdan çıkabiliyor ve toplumsal huzursuzluğu körükleyebiliyor. Şimdi biz AB standartlarında, dünya standartlarında gösteri hakkını, toplantı yapma hakkını koruyacağız, aynı standartlarda da güvenlik düzenlemeleri getireceğiz. Farklı kanaati olan varsa, hodri meydan getirsin konuşalım."
Bu yasa da Bonzai üzerinden gençleri zehirleyenlere karşı "Bonzai de aynı eroin gibi bir uyuşturucudur ve o muameleyi görecek" dendiğini vurgulayan Ahmet Davutoğlu, "Bundan niye rahatsız oluyorsunuz, buna karşı neden tutum alıyorsunuz ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli. Siz ne yaparsanız yapın, biz uyuşturucuya karşı da mücadele edeceğiz. Milletimizin zararına, özgürlüğü kısıtlayıcı tek bir cümle yoktur. Bunların niyeti Türkiye'nin huzuru değil, bunların niyeti Türkiye'de seçim öncesinde bir kaos çıkarmak" diye konuştu.