Erzurum Türk Ocağı Şubesi’nin geleneksel Cumartesi Sohbetleri devam ediyor. Her Cumartesi bir konu ve konukla sohbet toplantıları organize eden Türk Ocağı Erzurum Şubesi, bu hafta da Şair ve Yazar İsmail Bingöl’ü misafir etti. Sohbet toplantısına, “Şehir ve İnsan” konusuyla katılan İsmail Bingöl, bugünün şehirleri ve gelecek nesillere bırakılacak şehirler üzerinde durdu.
ŞEHİR VE İNSAN İLİŞKİSİNİN BOZULMASI
Şehir ve insan arasındaki ilişkilerin bozulmasının, medeniyetin kaynağı olan şehirleri taşıdığı noktayı anlatan Bingöl, günümüz insanının, şehirlerde sadece yaşamaya çalıştığını ve şehir kavramı üzerinde çok az kafa yorduğunu kaydetti. Bingöl, bir şehirde olması gereken estetik mimarî anlayışın terk edildiğini belirterek, bunun da, şehirlerin, giderek medeniyetin beşiği olma vasfını kaybettirdiğini kaydetti.
ŞEHİR KİMLİĞİ VE MİMARİ ÜSLUBU
İsmail Bingöl, şöyle konuştu: “Şehrin dışında oluşturulan yeni yerleşim merkezlerinde, şehir kimliğine hizmet edecek bir mimarî tarz ortaya konamadı. Sokakları ve evleri hiç bir estetik kaygı taşımadan inşâ edilen bu "kent"lerde, her şey birbirinin aynı... Farklılığın zenginliği yok buralarda... Fakat, en azından, şehir içinde sökülen ve kooperatifçilerin insafına terkedilen yerlerde, bununla ilgili hassasiyet gösterilip, mimarî açıdan daha estetik binalar yapılması sağlanamaz mıydı? Sadece adı "ev" olan, beton ve demir yığını evler yerine daha "ev gibi evler", içinde "huzurun at koşturduğu mekânlar" yapılamaz mıydı? Ki, buranın "eski" bir şehir olduğunu ispatlama çabasına gerek kalmasın. Çünkü mimari ve diğer bütün sanatlar, estetiğin daha ileri ve zengin örnek ve uygulamalarla yaşama katılmaları, şehir adına üstün bir kazanımdır. Şehirli olmak sanayi öncesi toplumların anladığı "zarif, soylu, kültürlü, anlayışlı, düşünceli, kibar, duygulu" gibi anlamlara gelmiyor nicedir. Bu şehirler artık sevgi, iman, düşünce, kültür, bilinç gibi insan fıtratında bire bir karşılıkları olan hassasiyetleri ne üretiyor ne de çoğaltıyor. Şehirlerimiz ve buralarda yaşayan insanlarımız, kısaca hepimiz adına üzülmemek elde değil. Ve bir şehir kaybedildiğinde; onu geri getirmek mümkün değildir.”