DOĞU ANADOLU VE URARTULAR
Belli, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Kulübü’nün davetlisi olarak Erzurum’a geldi. Mavi Salon’da “Doğu Anadolu ve Urartular” konulu bir konferans veren Belli, Türklerin bu topraklarda 5 bin 500 yıldır yaşadığına dikkati çekerek, “Fakat ne ilginçtir, bu konuda yapılan uluslararası sempozyumlarda Türkçe konuşulmuyor” diye konuştu.
ÖZBEK SUNUM YAPTI
Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencilerinin büyük ilgi gösterdiği konferansın açılış konuşmasını Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Özbek yaptı. Çağımızda bilim ile teknoloji arasında bir çatışma olduğunu ve bu çatışmanın da, teknolojinin galibiyetiyle sonuçlandığını belirtti. Teknolojinin kültürel değerleri yok ettiğini söyleyen Özbek, “Kültürel değerlerimizi korumalıyız, teknolojiye mağlup olmamalıyız. Teknoloji ne kadar çok gelişse de, kültür değerlerimizi gölgede bırakamamalı” ifadesini kullandı.
BELLİ: ANADOL İÇİN TÜRKLER, TÜRKLER İÇİN DE ANADOLU ÇOK ÖNEMLİ
Dekan Özbek’in konuşmasının ardından konferansına başlayan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Belli, Anadolu’nun Türkler tarafından yurt edinilişinin tarihine ilişkin bilgiler verdi. Türklerin Anadolu’da 5 bin 500 yıldan bu yana yaşadıklarını kaydeden Belli, bu nedenle Anadolu’nun Türkler, Türkler için de Anadolu’nun ayrı bir önem taşıdığını bildirdi.
TÜRKÇE KONUŞMAMA İZİN VERMEDİLER
2001 yılında Van’da yapılan uluslararası bir sempozyumda Türkçe konuşmak istediğini, fakat buna izin verilmediğini hatırlatan Prof. Dr. Belli, “Türkçe konuşmak istedim, ama bana izin vermediler. Ben de Türkçe bir bildiri yayınlayarak, sempozyumu protesto ettim ve orayı terk ettim.” diye konuştu. Belli, Anadolu topraklarında doğmuş olmaktan duyduğu mutluluğun çok büyük olduğunu ve bu coğrafyanın Allah’ın en büyük hediyesi olduğunu vurguladı. Bilgiyi, insanların ayaklarına götürmek gerektiğinin altını çizen Belli, paylaşılmayan bilginin hiçbir öneminin olmadığını, bilginin paylaştıkça daha güzel olduğunu ifade etti. Hakkâri’de dünyanın en büyük sempozyumunu yaptıklarını ve oradaki halkın yoğun ilgisini görünce, mutluluklarının bir kat daha arttığını vurgulayan Prof. Dr. Oktay Belli, akademik yaşantısı boyunca çok sayıda kazı çalışmasına katıldığını ve bu kazılar sonunda önemli bilgi ve bulgulara ulaşıldığını dile getirdi.
BELLİ: URARTULAR, ANADOLU’NUN EN ESKİ 3 UYGARLIĞINDAN BİRİ
Prof. Dr. Belli, Urartular dönemine ışık tutan araştırmalarla ilgili olarak bilgiler de verdi. Altıntepe, Anzak ve Van kalelerinde gerçekleştirdikleri kazılarda, Urartular dönemine ait çok önemli eserler elde ettiklerini aktaran Belli, Urartular döneminde 120 tane baraj inşa edilmiş olmasının, bu bilgilerden en önemlisi olduğunu belirtti. Anadolu’nun en eski 3 uygarlığından birisinin Urartular olduğunu söyleyen Belli, bu dönemde mutfak kültürünün de gelişmiş olduğunu tespit ettiklerini bildirdi. Kemikten yapılmış kaşıkların, Anadolu’daki mutfak kültürünün bundan tam 3 bin yıl öncesine dayandığını gösterdiğini anlatan Prof. Dr. Oktay Belli, bu nedenle hiç kimsenin, en zengin mutfak kültürünün Fransızlara ait olduğu iddiasında bulunamayacağını belirtti.
Belli, “Dünyanın en eski uygarlığına biz sahip olduğumuza göre, dünyanın en eski ve en zengin mutfak kültürüne de, Anadolu olarak yine biz sahibiz demektir” şeklinde konuştu.