ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Emniyet öğrencileri bilgilendiriyor
Emniyet öğrencileri bilgilendiriyor
Erzurum’da YURTLİG heyecanı
Erzurum’da YURTLİG heyecanı
Erzurum'da torbacı operasyonuna 19 gözaltı
Erzurum'da torbacı operasyonuna 19 gözaltı
ATAUNİV’de İletişim buluşması
ATAUNİV’de İletişim buluşması
Erzurumspor FB ile aynı gruba düştü
Erzurumspor FB ile aynı gruba düştü
HABERLER>TÜRKİYE
12 Şubat 2014 Çarşamba - 01:10

Başbakan Erdoğan’dan 30 Mart vurgusu

Erdoğan, 'Ben bütün halkıma sesleniyorum, 'Sizler öyle bir performans ortaya koyacaksınız ki AK Parti'nin 30 Mart seçimlerinden çok daha güçlü olarak çıktığını' ispat etmiş olacağız" dedi.

Başbakan Erdoğan’dan 30 Mart vurgusu

ENİSE YAPAR - TÜRKER BEKTAŞ
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 mart seçimlerinin çok önemli olduğunu belirterek, "Seçim sürecinin de oldukça zorlu geçeceğini defalarca dile getirmiştim. Bu seçimin ayrı bir özelliği var. 'Bu seçimde AK Parti'nin oyunu nasıl aşağı çekeriz' bütün gayretler buna yönelik. Ben bütün halkıma sesleniyorum, 'Sizler öyle bir performans ortaya koyacaksınız ki AK Parti'nin 30 Mart seçimlerinden çok daha güçlü olarak çıktığını' ispat etmiş olacağız" dedi.
 30 MART SEÇİMLERİ
Başbakan Erdoğan, "30 mart yerel seçimlerine artık 47 gün kaldı. AK Parti olarak uzun süredir yoğun şekilde devam eden seçim hazırlıklarımızı belli bir aşamaya getirdik. Birçok ilimizde ilçe adayları tamamen açıklandı. İlçe adaylarımızı, belediye ve meclis adaylarımızı tespit süreci ilerliyor. Seçim beyannamesi üzerindeki çalışmalarımız artık tamamlanma noktasına geldi. Sahada teşkilatımızla çalışmalarımız sürüyor. Gelecek hafta mitinglerimize yoğun bir şekilde başlıyoruz. Programlarımız, şehirlerimizi hep birlikte 81 vilayetimizde yoğun bir şekilde propaganda çalışmalarımızı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.
 30 mart seçimlerinin çok önemli olduğunu belirten Erdoğan, "Seçim sürecinin de oldukça zorlu geçeceğini defalarca dile getirmiştim. Bu seçimin ayrı bir özelliği var. 'Bu seçimde AK Parti'nin oyunu nasıl aşağı çekeriz' bütün gayretler buna yönelik. Ben bütün halkıma sesleniyorum, 'Sizler öyle bir performans ortaya koyacaksınız ki AK Parti'nin 30 Mart seçimlerinde çok daha güçlü olarak çıktığını' ispat etmiş olacağız. Halkımızın takdiri çok önemli. En önemli ölçü halkımızın bu noktadaki iradesidir. Şu ana kadar yaşanan sürece bakıldığında öngörümüzde ne kadar haklı olduğmuz ortaya çıkıyor. Siz değerli milletvekillerimizle, salondaki misafirlerle birlikte bu hususa dikkatlerini çekiyorum. Bu aziz millet tarihi boyunca çok büyük acılar yaşadı, badireler atlattı. Destansı kahramanlıklar yazmış, onuru ve şerefini yiğitçe muhafaza etmiş. İzzetini hak etmiş bir millete sahibiz ama aynı zamanda çok çileler çekmiş, çektiği çileler yüzüne işlemiş bir milletiz. Anadolu'nun şehirlerinin yaşadığı uzun tarihi gözünüzün önüne getirin. 'Paraya ihtiyaç varsa millete gidin, fedakarlık gerekiyorsa, bir yükün altına girilmesi gerekiyorsa tek adres millettir' millete gidin. Milletin itirazına kulak verilmedi. Cefayı çeken millet oldu, sefayı bir avuç seçkin zümre çekti. Biricik evladını askere gönderdi, tabut içinde geri getirdiler. Ama yol istedi yol yapmadılar, hastane istedi yapmadılar, doktor istedi, öğretmen istedi göndermediler. Huzur ve emniyet istedi bunu da vermediler" diye konuştu.
 "HANİ O ACIKLI TÜRKÜDE DİYOR YA..."
 Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:  "Hani a ocıklı türküde diyor ya, 'Şavata'tan Ankara'ya ses gitmiyor...Ankara'ya ses verecek dilimiz yok...' İşte bu millet asırlarca inim inim inledi. Bir anne yavrusunu 9 ay karnında taşımış, beslemiş büyütmüş, yürütmüş. Yavrusunu canından bir parça olarak görmüş. Delikanlı olunca dualarla davullarla askere yollamış. Yavrusu şehit geldiğinde bir damla gözyaşı dökmemiş. 'Vatan sağolsun' diyerek Anadolu kadının ne kadar aziz olduğunu bütün dünyaya göstermiş. Bu başka analarda olmaz, ancak bizim analarımızda olur. Bir devlet dairesine gidince yüzüne bakılmamış, 'başörtülüsün sen buraya giremezsin, okuyamazsın sen köylüsün, taşralısın, fakirsin' demişler. Yetmemiş daha da ileri gitmişler, 'sen aptalsın, sen göbeğini kaşıyansın, bidon kafalısın' demişler. Daha yakın zamana kadar bu ülke bunları yaşadı. Onun kendi iradesini ortaya koyduğu oyu bu zihniyetle değerlendirmişlerdir. Milletin hissiyatını zerre kadar önemsemediler. Demokrasiye geçilmiş olması, millete seçme hakkı verilmiş olsa bile milletin itirazının duyulması yetmedi. Sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın bu ülkede medyanın, demokrasi dışı kurumların, mafyanın dediği oldu. Cumhuriyet tarihimizde millet iradesi ilk kez bu ölçüde karar süreçlerine AK Parti dönemlerinde yansımıştır."
 “HODRİ MEYDAN. ELLERİNDEN GELENİ YAPSINLAR. ELLERİNDE HANGİ KİRLİ ARAÇ VARSA KULLANSINLAR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “CHP ve MHP bu gizli yapının oyuncağı haline gelebilir ama biz gelmedik, gelemeyeceğiz. Biz irademizi asla sinsi yapılara teslim etmedik ve etmeyiz, etmeyeceğiz. Biz üzerimizde kutsal bir emanet olarak taşıdığımız milli iradeyi, ipi uluslararası çevrelerine elinde olan paralel yapıya asla peşkeş çekmeyeceğiz. Hodri meydan. Ellerinden geleni yapsınlar. Ellerinde hangi kirli araç varsa kullansınlar. Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun” dedi.
 Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tarihte ilk kez milli iradenin bu kadar güçlendiğini, milletin karar süreçlerine hakim duruma yükseldiğini söyledi.
 AK Parti’nin dik duruşu sayesinde millet tarihinde ilk kez bu ölçüde devleti ile buluştuğunu, devletle kucaklaştığını, ilk kez bu ölçüde iradenin sözün, mührün kendisinde olduğunu hissettiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Bu durum birileri için elbette yenilir yutulur bir durum değildir. Asırlardır ötelenen, itilen, insan yerine konulmayan, hali hatırı sorulmayan, fikrine, hissiyatına, kararına başvurulmayan millet ilk kez AK Parti döneminde tam anlamıyla iktidar haline gelmiştir. Bu durumu birileri içine sindirememiştir. Oysa geçmiş çok güzeldi. 11 yıl öncesine kadar hükümetleri sermaye kuruyor, sermaye yıkıyordu. 11 yıl öncesine kadar medya bu ülkede hükümetlerin bile üzerinde fonksiyon icra ediyordu. Millet kaybediyor, bir avuç mutlu zümre kazandıkça kazanıyordu. İşte biz bu çarkı bozduk. Bu kirli çarkın dişlilerini kırdık. Bu kara düzeni bu istikrarsız tezgahı biz altüst ettik. Elbette bunu kabullenemiyor hazmedemiyorlar” dedi.
“BUNLAR SENİN DİRİNİ DEĞİL ÖLÜNÜ SEVDİLER”
 “Senin evladın eksi 40 derecede Cudi Dağı’nın eteklerinde terörle mücadele ederken, kahramanca şehit olmuş, sen zannediyormusun ki bunların umurundadır?” diye soran Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Senin derdinle bunlar hiçbir zaman dertlenmediler, senin meseleni mesele yapmadılar. Gözyaşını görmediler, yüreğindeki yangını hiçbir zaman hissetmediler. Bunlar senin dirini değil ölünü sevdiler. Bunu sadece AK Partililere değil, CHP, MHP, BDP'ye diğer tüm siyasi partilere gönül verenlere Alevi, Sünni, Türk’e, Kürde, Romana, Laza, Çerkez ne kadar etnik unsur varsa sağcısına solcusuna hepsine söylüyorum. Bu ülkede artık iktidarları siz belirliyorsunuz. Bir yerlerden talimatla değil siz, bu milletin evlatları belirliyor. Bu ülkede kararları artık siz veriyorsunuz, milletim veriyor. Bundan rahatsız oluyorlar. Siz sandıkta ne derseniz o oluyor. Artık bu ülkeyi idare fırkası değil sizler idare ediyorsunuz. Bundan rahatsız oluyorlar. Her meselenin çözüm yeri TBMM'dir. Fakat birileri çıkıyor 'e siz çoğunluksunuz ama azınlığa zulmediyorsunuz'. Azınlığın güvencesi biz olduk. Bugüne kadar azınlığa bu ülkede hiçbir zaman hakları verilmedi. Biz onların haklarını da güvence altına aldık. Az oy alan siyasi partileri söylüyorsan onların bu dönemde yaptıklarını hiçbir dönemde muhalefette olanlar yapmadılar yapamadılar. Ama bu dönemde yaptılar. Bu ülkenin başbakanını kalkıp iktidarını kalkıp batıya gidip şikayet edecek kadar bunlar alçaldılar. Burada parlamentoda yaptıklarınız yetmiyor mu gidip Batı'ya ne anlatıyorsunuz? Batının hangi ülkesinde muhalefet Türkiye'ye gelip de kendi iktidarlarını şikayet etti. Bunu duydunuz mu? Onlar yeri geldiğinde her türlü dayanışmayı yaparlar. Ama ülkemizde böyle dayanışmayı göremezsiniz tam kasine atılacak her türlü olumlu adımın karşısında olmuşlardır.”
 “BU ÜLKE ARTIK FAİZ LOBİSİ, VAİZ LOBİSİ, SERMAYE LOBİSİ TARAFINDAN İDARE EDİLEMEZ”
Bu ülkenin artık kapalı kapılar arkasında yapılan toplantılarla yönetilemeyeceğini dile getiren Başbakan Erdoğan, “Bu ülke artık faiz lobisi, vaiz lobisi, sermaye lobisi tarafından idare edilemez. Kimin ne meselesi varsa bunu Türkiye'de görmelidir. Kimin ne meselesi varsa bunu sandıkta görmelidir. Türkiye dışarıdan yönetilecek bir ülke değildir. Bunlar tarih oldu artık. Buyursun siyasetle o meseleyi çözmenin meselesini gelsinler Türkiye'de versinler. 30 Mart öncesinde siyaset dışı yöntemlerin kullanıldığı bir saldırıya karşı mücadele veriyoruz. Bu saldırıda bir kısım yargı kullanılıyor, bir kısım emniyet güçlerimiz de kullanıyor. Fakat bu saldırıda ses kayıtları ortam dinlemeleri görüntüler kullanılıyor. Bu saldırıda kara propaganda kullanılıyor. En önemlisi de bu saldırıda devlete paralel yapı kullanılıyor. Bizim karşımıza mertçe siyaset meydanında çıkmıyorlar. Bunların hesaplarını sandıkta görmek gibi bir dertleri yok. Çünkü milletle aynı dili kullanmıyorlar. Milletle aynı yolda yürümüyor, aynı istikamete bakmıyorlar. Millet bunların arkasında değil millet bunların karşısında. Bunu bildikleri için de sandığa ne siyasete yaklaşmıyorlar. 17 Aralık’tan sonraki mücadelemizi yeni istiklal mücadelesi olarak ilan ettik. 17 Aralık saldırısı sadece AK Partiye sadece hükümete yönelik bir saldırı değildir. Millete, ülkemize, yeni Türkiye'ye Türkiye'nin tüm kazanımlarına yönelik bir sadırıdır. 17 Aralık saldırısı sadece bir yıkım projesidir. Sadece ve sadece yıkmanın peşindeler. Ama yapmak gibi bir dertleri yok, hedefleri yok. AK Parti gitsin diyorlar, hükümet gitsin diyorlar. AK Parti’nin, hükümetin yerine eski Türkiye'de olduğu gibi kaosu, belirsizliği, istikrarsızlığı, yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları öneriyorlar. Milletin devre dışı olduğu, idare fırkasını memleketi idare ettiği ve hep belli kesimlerin kazandığı bir Türkiye özlemi içinde her türlü ahlaksız saldırı ile üzerimize geliyorlar” diye konuştu.
“CHP'NİN, MHP'NİN İRADESİNE ÇOK AÇIK ŞEKİLDE İPOTEK KONULMUŞTUR”
Başbakan Erdoğan, “CHP'nin iradesine bu süreçte çok açık bir şekilde ipotek konulmuştur. MHP'nin iradesine çok açık şekilde ipotek konulmuştur. Gizli görüntü, ses kayıtları CHP'yi de MHP'yi de esir almıştır” dedi.
“HODRİ MEYDAN”
CHP'nin gizli görüntü kayıtlarıyla nasıl şekillendiğini, Baykal'ın nasıl gönderildiğini tüm millet açık şekilde gördüğünü vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Bu oyunun arkasında da paralel yapı vardı, bunu bugün burada ben ilan ediyorum. Şimdi onlar düşünsünler. Şimdi onlar paralel yapı ile irtibat kursunlar, o dostlarıyla ya nasıl ortaya çıkardınız nasıl böyle birşey yaptınız diye onlara sorsunlar. İşte o şekillenme devam ediyor. İşte o şekillenen CHP'de aday belirleme sürecinde kendisini çok net biçimde hissettiriyor. Yolsuzluktan ihraç ettiklerini aday yapıyorlar. birçok şehirde dünya görüşlerini paylaşmadıklarını aday gösteriyorlar. Yıllarca hakaret ettikleri en ağır ifadelerle yüklendikleri paralel yapının yedeğinde uçuruma ilerliyorlar. Bu mesele sadece bir AK Parti meselsi değil bir Türkiye meselesidir. CHP ve MHP bu gizli yapının oyuncağı haline gelebilir ama biz gelmedik, gelemeyeceğiz. Biz irademizi asla sinsi yapılara teslim etmedik ve etmeyiz, etmeyeceğiz. Biz üzerimizde kutsal bir emanet olarak taşıdığımız milli iradeyi, ipi uluslararası çevrelerine elinde olan paralel yapıya asla peşkeş çekmeyeceğiz. Hodri meydan. Ellerinden geleni yapsınlar. Ellerinde hangi kirli araç varsa kullansınlar. Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun” ifadelerini kullandı.
“CHP KASETLE DİZAYN EDİLDİ”
Mersin’de validen belediye başkanına AK Parti il başkanlığından MHP ve CHP'ye bütün partilerin dinlendiğini ve bunları kaydedildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sadece benim değil, sadece başkanımızın değil, bakanların, milletvekillerinin, bürokratların sanatçıların, gazetecilerin, görüşmeleri dinlenmiş. Bunlar şantaj amacıyla kullanılmış. Sen işadamı mısın, bak şunu yap yapmadığın takdirde arkadan bu geliyor. Sıkıysa yapma. Çünkü kendilerine güveni yok. CHP, MHP çıkıyor sen hükümetsin gereğini yap diyor. Peki ben soruyorum o zaman HSYK ile anayasa değişikliğine neden yanaşmadınız? HSYK yasası ile ilgili neden o kadar gürültü kopardınız? Paralel yapı ile ilgili ağzınızı neden ağzınızı bıçak bile açmıyor. İnternetle ilgili yaptığımızı düzenlemelere neden destek vermiyorsunuz da karşı geliyorsunuz? İnternet yasası işte bu. Paralel yapıyı bu dinlemeleri, izlemeleri ortam dinlemelerini bütün bunları çökertmeye yöneliktir neden yanında durmuyorsunuz. Hükümet gereğini yapıyor ve yapacak. Ama siz neden uzakta duruyorsunuz? Önce bunu bir açıklayın. Sizi kimin neyle tehdit ettiğini açıklayın. Biz internet düzenlemesi ile en başta siyasetin ve siyasi partilerin üzerindeki çok çirkin ahlaksız bir tehdidi ortadan kaldırıyoruz. Kasetlerle siyasetin dizayn edilmesinin önüne geçiyoruz. Dün kasetler yoluyla CHP dizayn edildi, MHP aynı şekilde dizayn edildi. Yapılmadı mı? CHP Genel Başkanı hakkında Anayasa çalışmalarını yaparken, bu sosyal medyaya düştüğü anda bunu ortadan kaldıran biz olduk ya! Yarım saat içinde ben Ulaştırma Bakanım sayın Yıldırım’a talimat verdim ve hemen süratle bunu engelledik durdurduk ya. Benim CHP'li kardeşlerimi bunun farkında değil mi ya. Biz bunu duymazdan gelebilirdik, bütün Türkiye bunu izleyebilirdi. Aynı şekilde CHP'nin genel başkan yardımcısının yine bu şekilde düşmedi mi? Düştü. Kim engelledi, yine biz engelledik. MHP'nin grup başkanvekilleri sosyal medyaya bu şekilde düşmedi mi? Siyasi hayatlarını bitirdiler, yine paralel yapı. Kim durdurdu biz durdurduk ya. Şimdi AK Parti kasetler yoluyla yıpratılmak isteniyor. Biz boyun eğmeyeceğiz. Eğer buna boyun eğersek milletin emanetine ihanet etmiş oluruz. Eğer buna boyun eğersek Türkiye'nin geleceğini karartmış oluruz. Biz internet düzenlemesi ile kişilik haklarını mahremiyetin korunmasını garanti altına alıyoruz. Bir ses kaydının görüntü kaydının engellenmesi 5 gün alıyordu. Eğer siz beş gün ses çıkarmazsanız, 5 gün müdahale etmezseniz bunu Türkiye'de duymayan kalır mıydı. Şimdi yapılan ne? Biz diyoruz ki hemen buna TİB müdahale eder mahkeme karar verinceye kadar kişilik hakları zaten zedeleniyor. Mahremiyetin gizliliği ihlal ediliyor, itibar suikastı yapılıyordu değerli kardeşlerimiz. İşte burada TİB şikayetleri anında değerlendirecek. Erişimi engelleyecek ve ardından mahkeme kararını bekleyecek. Hiç kimse fişlenmeyecek, hiç kimsenin internetteki verileri depolanmayacak. Hiç kimsenin özgürlüğü ihlal edilmeyecek.”
“20 BİN NEREDE 34 MİLYON NEREDE”
Başbakan Erdoğan, “Biz göreve geldiğimizde geniş bant internet abonesi sayısı 20 bindi. Şu anda 34 milyonu aştı. 20 bin nerede 34 milyon nerede. İnternete karşı olan bir iktidar böyle bir zemini hazırlar mı? Biz bütün okullara internet erişimi sağladık. Bize kimse bu konuda ders veremez. Şu ana kadar çocuklarımıza 63 bin tablet dağıttık. Şu anda sadece Türkiye'de değil başta AB ülkeleri ve ABD olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde, siber zorbalık adı verilen çok ciddi bir sorun var. İnternette görüntüleri çekilip yayınlanan bundna dolayı intihar edenler var, cinayet işleyenler var. Başta AB ve ABD olmak üzere birçok ülkede internetle ilgili düzenlemeler var” dedi.
 “BU PARALEL YAPININ NE OLDUĞUNU, NASIL ÇALIŞTIĞINI, NE YAPMAYA ÇALIŞTIĞINI ARTIK HERKESİN GÖRMESİ VE ANLAMASI GEREKİYOR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, internet düzenlemesiyle ilgili olarak, “CHP gibi, MHP gibi siber zorbalığın acısını çekmiş partiler böyle bir düzenlemenin karşısında duramaz. Eğer duruyorlarsa biliniz ki orada bir başka sebep vardır. Bir başka tehdit vardır. CHP’nin, MHP’nin üzerindeki o tehdide biz kaldıracağız” dedi.  Erdoğan, internet düzenlemesiyle ilgili yasayı değerlendirdi. İnternet üzerinden tacize uğrayan çocukların olduğunu, yine internet üzerinden dolandırılanların olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Daha yakın zamanlarda ABD’de biliyorsunuz twitter üzerinden ‘ABD’yi yerle bir edeceğiz’ diyen şaka yollu mesaj atan iki İrlandalı geceyi cezaevinde geçirdiler. Ardından da hemen sınır dışı edildiler. İnternet üzerinden dolandırılanlar var. İnternet üzerinden tacize uğrayanlar çocuklar var. Her türlü ahlaksızlığın, edepsizliğin, dolandırıcılığın fırsat kolladığı, siber zorbaların cirit attığı internet dünyası var. Her ülkede de bu saldırılara karşı alınmış tedbirler var. Türkiye’de siber zorbalığın bir türü de işte kaset siyaseti. Biz yeni düzenlemeyle buna karşı mücadele veriyoruz. Çocuklarımızı, gençlerimizi korumanın yanında özel hayatı mahremiyeti korumanın yanında siyaseti ve milli iradeyi ağır bir tehditten korumaya çalışıyoruz. Hedefimiz budur. Aklı olan, vicdanı olan ve en önemlisi de evde küçük çocuğu olan hiçbir insan bu düzenlemeye karşı çıkmaz, çıkamaz. Hele hele CHP gibi, MHP gibi siber zorbalığın acısını çekmiş partiler böyle bir düzenlemenin karşısında duramaz. Eğer duruyorlarsa biliniz ki orada bir başka sebep vardır. Bir başka tehdit vardır. CHP’nin, MHP’nin üzerindeki o tehdide biz kaldıracağız. Biz AK Parti siyasetine değil Türkiye siyasetine güç kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Biz bugün iktidarız olur ya yarın olmaya biliriz. Millet bize bu makamları ehline teslim edin dediğin de biran bile tereddüt etmez bu makamları eğer emaneti farklı birilerine vermenin sandıkta neticesi ortaya çıkıyorsa sahibine teslim ederiz. Bizim yolumuz bu. Ama bu emanet bizde olduğu müddetçe milli iradeyi, demokrasiyi sonuna kadar savunmaya güçlendirmeye devam edeceğiz. Sadece kendimiz için değil. Neslimiz için değil. Türkiye’nin geleceği için istiklali ve istikbali için gözümüzü kırpmadan mücadele edeceğiz” diye konuştu.
“BU PARALEL YAPININ NE OLDUĞUNU HERKESİN GÖRMESİ VE ANLAMASI GEREKİYOR”
 “Bu paralel yapının ne olduğunu, nasıl çalıştığını, ne yapmaya çalıştığını artık herkesin görmesi ve anlaması gerekiyor” ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, herkesin bu paralel yapının nasıl bir tehdit olduğunu görmesini istediğini söyledi. Erdoğan, “Yurt dışında Türkiye’yi izleyen, Türkiye ile ilgilenen çevrelerin bu paralel yapının ne olduğunu çok iyi kavramalarını diliyorum. Özellikle bu paralel yapı içinde yer alan tamamen saf, tamamen temiz duygularla bu yapı i içerisinde hizmet etmeye çalışmış kardeşlerimin bu yapının karanlık tarafını görüp anlamalarını gönülden temenni ediyorum. Yaklaşık 40 yıllık bir süreç söz konusu. Yani sadece bizim zamanımızda değil. 40 yıl boyunca örgütlenmiş. 40 yıl boyunca devlete sızmaya çalışmış, başka bazı faaliyetlerin içine girmiş bir yapı söz konusudur. Amaçları için her yolu meşru kılan bir anlayışla sızmış. Böyle bir yapı söz konusu. Bu yapı şeffaf değil. Bu yapı açık değil. Karşımızda sınırları belli olmayan, ilkeleri, gayeleri, yapılanmaları, finansmanları açık ve şeffaf olmayan bir yapı var. Bu yapının tabanında hasbi, samimi, saf ve temiz duygularla hizmet aşkıyla mücadele eden kardeşlerimiz de var. Ama yapının tavanın da, lider kadrosunda çok farklı hedeflerin, çok farklı gayelerin peşinde koşan bir kadro var. Bu yapı emniyet içinde gizlice örgütlenerek, emniyet teşkilatının amirlerinin talimatıyla değil liderlerini talimatıyla hareket etmesini sağlıyor. Anayasa, yasalar çiğneniyor. Türkiye’nin milli çıkarları çiğneniyor. Emniyet içinde örgüt çıkarları önüne çıkıyor” dedi.
“BUNLAR DEVLETİ ÇALIŞTIRMAMANIN ADIMLARIDIR”
HSYK’da yapılacak olan düzenleme ile ilgili çalışmaları da değerlendiren Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:“Aynı günde bakıyorsunuz hepsi hastalanı veriyorlar. Şuanda HSYK bakın Genel Kurul toplanamıyor. Çarşamba günü toplanamadı. Başkan olarak bakan bey davet etti dünde toplanamadılar. Aynı anda hasta olmuşlar. Kimisi resmi iznini kullanıyor. Kimisi aynı anda gidiyor biryerlerden rapor almak suretiyle Genel Kurul’un toplanmaması için adım atıyor. Bunlar devleti çalıştırmamanın adımlarıdır.
 Çok açık net söylüyorum; bu nasıl anlayıştır ve hani dürüstünüz siz. Tezgahı bu şekilde çalıştırıyorlar. HSYK’ya siz bunun için mi seçildiniz. Orada Genel Kurul’u çalıştırmamak için mi seçildiniz siz. Şimdi soruyorum HSYK’nın Parlamentoda yasalaşma noktasında çıkmasını engelleyenlere sesleniyorum. Siz burayı engellediniz, burayı çalıştırıyorsunuz. Bu ne demektir; siz paralel yapıyla müşterek hareket ediyorsunuz ey CHP ey MHP… Ha iş olacağına varacak evelallah. Adımlar atılacak, gereği yapılacak sonuna kadar. Onlar o şekilde mücadele ediyorsa bizde adil olan netice hukuk içerisinde ne ise bunu çözmeye çalışacağız. Maalesef illegal operasyonlarda bu yapının tehditleriyle, talimatlarıyla yapılıyor. Aynı yapı yargı içinde örgütlenmiş. Yargı içinde belli savcıların, hakimlerin, bürokratların Türkiye adına, Türk milleti adına değil örgüt adına çalıştıklarını, örgütle aldıkları talimatla hareket ettiklerini, yargıyı bu şekilde tanzim ettiklerini, davalara bu şekilde etki ettiklerini görüyoruz. Burada değil kardeşlerim hukuk diye bir şey yok. Bunu böyle bilesiniz. Hukuk diye bir şey yok. Masum insanların sırf örgüt çıkarlarına tehdit oluşturdukları için mahkum edildiklerini, suçluların ise ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını görüyoruz.”
 “BUNLAR ALLAH’A BİLE HESABI DÜŞÜNMÜYOR”
Aynı yapı devletin hemen hemen her kurumunda etkin hale gelmeye çalıştığını söyleyen Başbakan Erdoğan, “Şimdi buna yürütme olarak biz müdahale edince rahatsız olanlar var. Niye rahatsız oluyorsunuz. Biz bu ülkeye hizmet için varız. Dolayısıyla birileri önümüzü tıkıyorsa, önümüzü kesiyorsa bunu çözmek zorundayız. Yarın milletimizin karşısına çıkıp hesap verecek olan biziz. Bunların millete verilecek hesabı var mı? Yok böyle bir şey. Bunların sadece liderlerine verilecek hesapları var. Bunlar inanın Allah’a verilecek hesabı da düşünmüyor. Çünkü bu millete verilecek hesap farklı bir şey. Önce halka ve biz hakka verilecek hesabın gayretiyle koşuyoruz. Bazı devlet kurumlarını bu yapının çıkarları doğrultusunda kadrolaşmaya gittiğini ve hukuksuz işlemler yaptığını görüyoruz. Peki neler yapıyorlar. Devlet imkanlarını kullanarak fişleme yapmışlar. Devlet imkanlarını kullanarak illegal kayıtlar, illegal izlemeler yapmışlar” ifadelerini kullandı.
“NE TWEET KULLANIRIM NE TWEET TAKİP EDERİM”
Paralel yapının elde ettikleri verilerle iş adamlarından gazetecilere, siyasetçilerden bürokratlara hemen her kesime şantaj yaptığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, sınır dışı edilen Azeri gazeteci hakkında konuştu. Erdoğan, “İşte bir tanesi Azeriymiş… Bunları malum bir tane gazetesi var bu gazetede yazarmış ve bunu bizim iktidarımızın yurt dışı ettiği söyleniliyor. Değerli arkadaşlar bunlarda yalan meşrudur ha onu da söyleyeyim. Bunlarda takıye meşrudur bunu da söyleyeyim. Herşey bunlar için meşru. Bir defa Basın Enformasyon Kurumu sizin basın kartınızı uzatır veya uzatmaz. Çalışma izninizi uzatır veya uzatmaz. İrade onlara aittir. Bunun için buradan bunun izni alınır. Benimle ilgili tweet atmış benim bundan haberim bile yok. Hele hele tweet hastalığım hiç yok. Ne tweet kullanırım ne tweet takip ederim. Hele bu kadar boş zamanım da yok kusura bakmayın. Ben tweet kullananlara hakaret etmiyorum ama kusura bakmayın benim bu kadar boş zamanım yok. Ben gece gündüz demeden sadece işime bakıyorum” dedi.
“LÜTFEN BAŞINIZI İKİ ELİNİZİN ARASINA ALIN”
Alım sınavlarında usulsüzlükler yapıldığını kaydeden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İşte alım sınavlarında usulsüzlükler yapılmış. Fakirin, fukaranın, esnafın, sanayicinin, işçinin, memurun parasını toplamış bu paraları meçhul bir şekilde tasarruf etmişler. Şantajdan tehdide nüfus kullanmaktan iltimasa, usulsüzlükten yolsuzluğa kadar ne kadar kirli iş varsa hemen hepsi bulaşmışlar. Her ahlaksızlığın, her hukuksuzluğun adeta gönüllerini çaldıkları adeta hislerini esir aldıkları temiz insanlar nezdinde dini görünüm altında mubah hale getirmeye çalışmışlar. Allah aşkına soruyorum. Bir Müslüman, Müslüman kardeşinin zaafını araştırır daha da ileriye gidip bunları kaydeder, daha da ileriye gidip bunları şantaj olarak kullanabilir mi? Bir Müslüman diğer bir Müslüman’ın bırakın Müslümanı diğer bir insanın mahremine girebilir, bunları kaydedip yaya bilir mi? Bu yapı içindeki saf, temiz kardeşlerime sesleniyorum. Yapılanların dine imana hadi onları bir kenara koyun vicdana, insafa sığar bir yanı var mı? Lütfen başınızı iki elin arasına alın ve rabbimizin o hükmüne şöyle bir yönelin; ‘Siz hiç düşünmezmisiniz, hiç akletmez misiniz?’ Çünkü bu hükümlerde akıl sahip için hikmetler vardır. İnancımız bir hikmet dinidir, bir bilgi dinidir. Buradan hareketle bu adımları atmamız gerekiyor. Örgütün lideri ABD’den birilerin izlendiğini ses kayıtlarını dinlediniz. Bu izlenme bilgisinin kendisine ulaştığın, bunu engellediğini, gece yarısı da bunlar takip ediliyor. Bunlar engelleniyor. Bunu engellediğini. Buna benzer başka vakaların kendisinde olduğunu itiraf ediyor. Şuana bizim dışımızda bir tane genel başkanda çıkıp bunun hesabını sormadı. Bazı gazeteciler bunu hiç görmedi, bunu hiç duymadı. Hukuk, yargı hiç duymuyor. Bunlar suç teşkil etmiyor mu? Her meselede konuşan o malum işveren örgütü var ya bu meselede ağzını bile açmadı. Niye çünkü onların da cd leri ve kasetleri var ellerinde. Aradan aylar geçti bir tane savcı da çıkır orada sen ne yapıyorsun,sen neyi itiraf ediyorsun diye soruşturma başlatamadı, dava açmadı. Herkes susuyor. Ama biz açıkça konuşuyoruz. Artık yeter, yetti. Madem ki onlar yazıyor, onlar çiziyor, onlar konuşuyor, onlar dinliyor, cd’lerle ülkemizi idare etmeye çalışıyor artık bizde hem konuşacağız hem adımlarımızı atacağız. Cesaretle bu meselenin üzerine gidiyoruz. Neler var neler… Yani ameliyatımızı bile gündem konusu yapıp ‘ya beddualarınız bile tutmadı’ diyor. Böyle şeyler olabilir mi ya. Bunlar olabilir mi? Ne çirkin yakıştırmalar. Demek ki diyor iyi Müslüman değilsiniz. Şu hale bak. Takdirler çok enterasan.”
 “BU YAPININ TÜRKİYE’NİN KÜRESEL PROJELERİNE NASIL SALDIRDIĞINI GÖRSÜNLER”
Meselenin kendileriyle başlayan bir mesele olmadığını bu meselenin könünün 12 Eylül 1980 darbesinde olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, bu meselenin kökünün 28 Şubat darbesi olduğunu kaydetti.
 Erdoğan, “Biz 7 Şubat hadisesi olduğunda meselenin ciddiyetini kavradık ve üzerine gidiyoruz. 17 Aralık darbe girişimiyle birlikte şuanda bu meselenin üzerine tek başına biz gidiyoruz. Evet bu meselede de tek başımıza bırakıldık ama Rabbimiz yardımcımızdır diyor ve bu yolda aynı şekilde devam ediyoruz. Millet bizimle beraberdir. Şuanda yargıda bu meseleyle ilgili hazırlıklar yapılıyor. Hiçbir hukuksuzluğun üzeri örtülmeyecek. Hiçbir mağduriyetin hiçbir haksız mahkumiyetin üzeri kapatılmayacaktır. Biz bunu hak mücadelesi olarak görüyoruz ve son nefesimize kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu yapı içerisindeki kardeşlerime tekrar sesleniyorum: ‘başlarını iki ellerinin arasına alıp tekrar tekrar düşünmelerini’ rica ediyorum. Nasıl bir yapı içinde olduklarını nasıl sinsice bir kumpası içinde olduklarını görmelerini temenni ediyorum. Hiçbirşey görmüyorlarsa bu yapının Türkiye’nin milli çıkarlarına, milli kurumlarına, milli bankasına, milli istihbarat teşkilatına, çözüm sürecine nasıl saldırdığını görsünler. Bu yapının Türkiye’nin küresel projelerine nasıl saldırdığını görsünler. Bu yapının Türkiye’nin belli bazı ülkelerin, Güneydeki o sevdikleri ülkenin, belli uluslar arası çevrelerin çıkarına nasıl hizmet ettiğini, nasıl ihanet içinde olduğunu görsünler. Bu kardeşlerimin oyunu göreceklerine, ihaneti göreceklerine, tuzağı göreceklerine ve bu yapıyla aralarına mesafe koyacaklarına, bu çirkin, ahlaksız saldırganlarla yollarını ayıracaklarına yürekten inanıyorum.
Şimdi bu yapının içerisindeki bazı hanım kardeşlerim evleri dolaşıyorlar. Ben buradan tüm AK Partili kardeşlerime de sesleniyorum. Sizinde kapınız çalınırsa çalındığında sizin kapınıza gelenlere şunu söyleyin; ‘Biz halimizden memnunuz. İktidarımızdan memnunuz. Biz inandığımız gibi yaşayamıyorduk, düşündüklerimizi konuşamıyorduk, şimdi inandığımız gibi yaşıyoruz. Düşündüklerimizi aynen düşündüğümüz gibi konuşuyoruz. Ülkemiz on yıl içerisinde değişim, dönüşüm farklı bir şekilde yaşadı. Eğer işe çok meraklıysanız partinizi kurunda öyle gelin. Bunlara bunu böyle söyleyin.
 Biz tek başımıza da kalsak milli iradeyi şerefimiz ve namusumuzla gibi savunmaya devam edeceğiz. Tek başımıza da kalsak demokrasiyi, sandığı şerefimiz ve namusumuz gibi savunmaya devam edeceğiz. Bu ahlaksız karşısında boyun eğmedik, boyun eğmeyeceğiz. Bu kutlu yolda yalnız olmadığımızı biliyoruz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE HÜKÜMETLERİ SERMAYE DEĞİL SANDIK BELİRLEYECEK”
Milletin kendileriyle beraber olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Aramızdan milli irade hırsızları çıksa da, aramızdan Türkiye düşmanlarına uşaklık yapan milletten aldığı emaneti örgüt liderlerine peşkeş çekenler olsa da biz bir olarak, beraber olarak, milleti de, millet iradesini de savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de hükümetleri sermaye değil, medya değil, kasetler değil, sandık belirleyecek. Hükümetleri millet belirleyecek, millet… Bu bir istiklal mücadelesidir. Ak Partili olsun yada olsun yada olmasın bu 77 milyonun irade mücadelesidir. 30 Mart bu iradesinin sarsılmaz bir şekilde güç kanacağı bir tarih olacaktır. 30 Mart Türkiye düşmanlarının ve onlar maşalarının kaybedeceği bir tarihtir. 77 milyon aziz milletin kazanacağı bir tarih olacaktır. 30 Mart inşallah yeni Türkiye için bir milat olacaktır. İşte onun için asla ihmalkar olmayacağız. Asla rehavet içinde olmayacağız. Bir anımızı bile boş harcamıyacağız. Yıkım ekibi bir çalışıyor biz on çalışacağız. Yüz çalışacağız. Bin çalışacağız. Onlar bir kapıya ulaşıyor, yıkmak için sinsice çalışıyorsa biz yüzlerce, binlerce kapıya ulaşacak, yapmanın, imarın mücadelesini vereceğiz.
 Hangi yolu denerlerse denesinler Allah, millet bizimledir. Unutmayın milletin hayır duası bizlere yeter. Aranıza karalar karışsa da bugüne kadar onları hep birlikte eledik. Bundan sonra da karalar çıkarsa onları da eleriz. Hiç önemli değil, aklığınıza asla leke sürdürmeyin. Yetimin hakkını 11 yıldır nasıl muhafaza ettiysek, bundan sonra da aynı şekilde muhafaza edeceğiz. Bizim sevdamız Türkiye sevdasıdır. Bu sevdanın neferleri olarak bu kutlu yolda hiç sarsılmadan yürümeye devam edecek, eski Türkiye'nin kapılarına kilit vuracak, yeni Türkiye'yi şaha kaldıracağız” şeklinde konuştu.
“İŞTE CHP BU”
Bu hafta İstanbul'da çok enteresan bir şey olduğunu, CHP'lilerin ileri gelenlerinden birinin, "eski İstanbul'u size iade edeceğiz" dediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, “Gerçekten, işte CHP bu. Eski İstanbul neydi. Çöp dağları ile var olan İstanbul'du. Neydi? Susuz İstanbul'du. Neydi? Hava kirliliği ile malum, gazetelerin maske dağıttığı İstanbul'du. Böyle bir İstanbul'un, İSKİ yolsuzluğu ile bilinen CHP'nin İSKİ'sini, yolsuzlukla mahkum edildiği o İstanbul'u tekrar getireceklermiş. Bunlar taş üstüne taş koyamazlar. Evelallah biz emin adımlarla ülkemizi güncelleyerek, değişim ve dönüşümle çok daha güçlü bir şekilde dünyanın hayranlıkla izlediği, sessiz devrim diyerek izlediği bütün reform paketlerimize, bütün fiziki değişim ve dönüşümlerle, ekonomimizle... Buyurun işte ocak ayında yine ihracatta gördüğünüz gibi patlama. Tüm zamanların aylık rekoru. Aynı şekilde dün sanayide yine bir rekor daha. Bütün saldırılara rağmen, bekledikleri gibi olmadı, olmayacak. Samimiyiz, koşuyoruz, çalışacağız, üreteceğiz. Allah bir kez daha yar ve yardımcımız olsun, öyle dua edin, yolumuz bahtımız açık olsun” dedi.
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a konuşmalarının ardından Avrupa Gençler Şampiyonu olan Darıca Belediyesi Eğitim Spor Kulübü sporcuları çiçek vererek, hatıra fotoğrafı çektirdi.
 

 
Efe’den üreticiye sitem
 
HSYK Kararnamesi açıklandı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Güllüce, ‘Dev gibi bir milletiz’
Bakan Güllüce, "Dev gibi bir milletiz. 700 bin Suriyeliyi yediriyoruz, ...
‘Sen git işine bak, sen git üretim yap’
TÜSİAD’ı eleştiren Erdoğan, “Bu işin içinde bir de TÜSİAD var. Sen git ...
Bakan Ala Doğu turunda
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Elazığ ...
 
Güllüce’den kentsel dönüşüm vurgusu
Bakan Güllüce, “Hızla kentsel dönüşümü teşvik edeceğiz. Türkiye'de yaşayan ...
Erdoğan cevabı verdi, kafalar öne eğildi
Başbakan Erdoğan, Alman Dış Politika Enstitüsü’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
‘Kimse müslümanlara, çevrecilik edebiyatı yapmasın’
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "Çevre, Müslümanların öz be ...
 
EMITT'te Doğu illeri damgası
Dün tamamlanan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda (EMITT) ...
Güllüce Türk Dünyası MMB toplantısına katıldı
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Türk Dünyası Mühendisler ve ...
Bakan Ala valileri uyardı
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Valileri son günlerde meydana gelen otobüs kazalarıyla ilgili uyardı.
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Kağıt gazete dönemi bitti!
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Müslümanlar Müslüman Olmadıkça
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Sosyal Medya ve Siyaset: Ahlakın Kaybolduğu Yer mi?
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Erzurum tarım ve hayvancılıkla şahlanır mı?
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Prof. Dr. Fatih Alper Gibi Derman Olacaksın !
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
İş Yapma Ayrı Sahiplenme Ayrı İştir Ve Erzurumspor
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva