İçişleri Bakanı Efkan Ala, gerek Fransa gerekse başka ülkelerde meydana gelen terör saldırılarının terörün dini, milliyeti ve ırkının olmadığını gösterdiğini söyledi.
Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve ile yaptığı görüşmenin ardından Fransız mevkidaşı ile birlikte basın toplantısı düzenleyen İçişleri Bakanı Efkan Ala, Fransa ile Türkiye arasında detaylı ve kapsamlı olarak sonuç almaya yönelik terör, yabancı teröristler, düzensiz göç ve organize suçlarla mücadele konularında önemli kararlar aldıklarını açıkladı.
“HER İKİ ÜLKE AYRIM YAPILMAKSIZIN TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE MÜCADELEDE KARARLIDIR”
Son yıllarda iki ülke arasında çok etkin bir biçimde yürütülen işbirliği tekrar dikkate alınarak bundan sonra yapılabileceklerle ilgili mutabakata varıldığını kaydeden Bakan Ala, “Kendisine bu konularda sergilediği açık tutum ve işbirliği anlayışı dolayısıyla teşekkür ediyorum. Türkiye ile Fransa arasında çok ciddi bağlar ve işbirliği vardır. İki ülke birçok konuda hem fikirdir ve dünyanın karşılaştığı sorunlarla mücadele etme konusunda kayda değer bir işbirliğine sahiptir. Gerek ülkemizde, gerek Fransa’da, gerekse başka yerlerde meydana gelen terörist saldırılar göstermiştir ki, terörün dini, milliyeti, ırkı yoktur. Her iki ülke ayrım yapılmaksızın terör örgütleri ile mücadelede kararlıdır” dedi.
“PKK, KÜRT VE TÜRK VATANDAŞLARIMIZA YÖNELİK TERÖRİST SALDIRILAR DÜZENLEMEKTEDİR”
Türkiye’nin DAEŞ, DHKP-C ve PKK terör örgütleri ile ciddi mücadele içinde olduğunu kaydeden Bakan Ala, “PKK terör örgütü ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı ilçelerimizde okulları, camileri yatmakta, sivil vatandaşlara saldırmakta, hastanelere roket atmakta, ambulansları vurmaktadır. Türk-Kürt bütün vatandaşlarımıza terörist saldırı düzenlemektedir ve halkımızı hedef almaktadır. Devletimiz, ülkemizin her köşesinde kamu düzeninin sağlamak tüm vatandaşlarımızın güvenliği için gerekli önlemleri almak kararlılığındadır. Türkiye terörle mücadelede 30 yıldır demokratik sistem içinde vatandaşlarını koruyan bir anlayışla terörle mücadelesini sürdürmektedir” diye konuştu.
“93 FARKLI ÜLKEDEN YAKLAŞIK 3 BİN KİŞİ SINIR DIŞI EDİLMİŞTİR”
Suriye’deki durum nedeniyle Türkiye’nin doğrudan tehdit altında olduğunun altını çizen Bakan Ala, “Yabancı terörist savaşçıların geçişlerinin engellenmesi dahil olmak üzere bu tehdit ile mücadele anlamında sınırlarımızda gerekli önlemleri aldık, almaya devam ediyoruz. Bugüne kadar 125 farklı ülkeden 37 bin kişiye Türkiye’ye giriş yasağı konulmuştur. 93 farklı ülkeden yaklaşık 3 bin kişi sınır dışı edilmiştir. Bu konularda gerek istihbarat alış verişi, gerekse diplomatik kanalların kullanılması ile ilgili Fransa İçişleri Bakanlığı ve bizzat Bakan Bey ile yakın bir diyalog içindeyiz. Bu konularda biz her türlü işbirliği ve desteği sağlıyoruz, Fransa İçişleri Bakanlığı her türlü işbirliği ve desteği sağlamaktadır. Kamuoyuna yansımayan birçok sorunun engellenmesinde bu etkili işbirliğinin payı büyüktür. Kendisine teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“ULUSLARARASI KURULUŞLARDAN VE DİĞER ÜLKELERDEN BU KONUYA GEREKLİ DUYARLILIK VE YARDIM OLMAMIŞTIR”
Düzensiz göç ile mücadele çok etkili bir işbirliğinin gerektiğini ve bu işbirliğinin bulunduğunu ifade eden Bakan Ala, Suriye’deki olaylar nedeniyle Türkiye’ye düzensiz göçmen akınının devam ettiğini kaydederek, “Bugüne kadar Suriye krizi nedeniyle ülkemizde misafir ettiğimiz kişi sayısı 2.7 milyonu aşmıştır. Bunlar arasında Araplar, Türkmenler, Kürtler, Hristiyanlar, Ezidiler vardır. Diğer ülkelerden ülkemize gelenlerle beraber 3 milyondan fazla göçmenden bahsediyoruz. Bu sorunlarla mücadele için bugüne kadar Türkiye 9 milyar dolar harcama yapmıştır. Maalesef uluslararası kuruluşlardan ve diğer ülkelerden bu konuya gerekli duyarlılık ve yardım olmamıştır. Suriye krizinin başladığı 2012 yılında deniz yolu ile Avrupa’ya geçmek isterken Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından denizden kurtarılan göçmen sayısı 2 bin 531’di. Bu rakam 2015 yılı itibariyle 91 bin 611 olmuştur. 36 kat artış demektir. Türkiye’nin bu konularda son dönemde ortaya çıkan bu büyük sorun ile ne denli ciddi biçimde mücadele ettiğini bu rakamlar ortaya koyar. Böylesine büyük bir göçmen sorunu ortaya çıkınca bundan yararlanmak isteyen insan kaçakçıları ve suç örgütleri de baş gösteriyor. Bu çerçevede 2012 yılında hakkında işlem yapılan organizatör sayısı bin 550 iken, 2015 yılında bu sayı 4 bin 500 olmuştur” açıklamasında bulundu.
“GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI VE DÜZENSİZ GÖÇ İLE İLGİLİ OLARAK ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRMELİYİZ”
Türkiye’ye gelen göçmenler için Türkiye’nin önemli çalışmalar yaptığını belirten Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, “Fransa olsun AB olsun sizlerin gerçekleştirdiği çalışmalardan dolayı sizlere teşekkür ediyorlar, bu insanları koruyorsunuz bu şekilde göçlerin azalmasına yol açıyorsunuz” ifadelerini kullanarak, Ortadoğu ve Suriye’deki olayların bütün dünyaya yansıdığını belirtti. Dün Yunanistan’a yaptığı ziyarette de bu konuları konuştuklarının altını çizen Bakan Cazeneuve, “Vize serbestliği, AB ile ilişkilerin geliştirilmesi kapsamında ilişkilerimizi güçlendirmemiz gerekiyor. 29 Kasım 2015 tarihinde zaten bir eylem planımızı ortaya koymuştuk. Özellikle göçmen kaçakçılığı ve düzensiz göç ile ilgili olarak çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Bu görüşme esnasında karşılıklı olarak birbirimize söylediklerimiz, AB’ye doğru göçlerin azaltılması konusunun dikkate alınması gerektiği, taahhüdün gerçekleştirilmesi konusunda biraz daha çabuk hareket edilmesinden bahsettik. Şunu hatırlatmak isterim, 1 milyon göçmen 2015 senesinde AB’ye giriş yaptı. Burada düzensiz göçlerle ilgili olarak Türkiye’nin rolü çok önemli. Bu göçmenler Ege denizini aşarak Yunanistan’a ulaşıyorlar. Bu göçmen trafiğini gerçekleştirenlerle çok büyük bir mücadele yürütmeliyiz ki, bu nedenle Ege’de meydana gelen trajedileri önleyelim. Adli konular işbirliği olsun, bilgi paylaşımı olsun, şunu bilmenizi isterim ki, Fransa Türkiye’yi desteklemeye devam edecek. Eğer sonuçta mültecileri düzgün bir şekilde ağırlamak istiyorsak bu göçlere hakim olmalıyız ki onların gerekliliklerini sağlayalım. Bu sabah Yunanistan’dayken AB’nin bu konuda bir önce karar alamsı gerektiğini veya alınan kararları biran önce uygulaması gerektiğinden bahsettim. Burada sonuçta göç dalgalarına hakim olmamız gerekiyor, organizatörlere karşı mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.
“HER TÜRLÜ TERÖR ORGANİZASYONLARI MÜCADELE EDEN TÜRKİYE’NİN YANINDAYIZ”
Türkiye ve Fransa’nın özellikle terörle mücadele konusunda yakın bir çalışma yürüttüğünü kaydeden Bakan Cazeneuve, “Özellikle Türkiye’ye taktirlerimizi sunmak istiyorum, Ocak ayında ve Kasım ayında Fransa’nın yaşadığı trajediye gösterdiği ilgiden dolayı. Türkiye’de bu terörist saldırıların hedefi haline geldi Ankara’da ve İstanbul’da. Her türlü terör organizasyonları ve terör eylemleri ile mücadele eden Türkiye’nin yanında olduğumuzu ifade etmek isteriz. DAEŞ’e karşı ortak çalışmamız siyasi boyutta, yabancı savaşçılar boyutunda ve insani boyutta ele alınmaktadır. Suriye için kalıcı herhangi bir politikayı da göz önünden ayırmayacağız” diye konuştu.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN BÜTÜN SALDIRILARI KINIYORUZ”
Fransa’nın PKK ile ilgili tutumunun zaten ortada olduğunu söyleyen Bakan Cazeneuve, “Sonuçta terörist bir organizasyon olarak listelerimizde yer almaktadır. Bu terör örgütü tarafından gerçekleştirilen bütün saldırıları kınıyoruz. Tabi ki, özellikle Türk topraklarında gerçekleştirilen saldırıları. Burada ortak endişemizi, Irak’ta Suriye’de savaşmaya giden yabancı savaşçıların konusuna değinmek istiyorum. Bu alandaki mükemmel işbirliğimizi tesis ettik ve bu işbirliğini daha da öteye götürmeye karar verdik. Gerçekten bu mükemmel işbirliğimiz sayesinde savaşçıların geri dönüşü sağlandı ve be nedenle adli yollara başvurulabildi ülkemizde. Sayın meslektaşım ile birlikte sahte evrak konusuna da değindik. Teröristler bu sahte evrakları kullanarak ülkemize giriş yapıyorlar. DAEŞ Irak’ta olsun, Suriye’de olsun, Libya’da olsun bir sürü boş pasaport temin etti. Gerçekten sahte evrak şirketi kurdu bile diyebiliriz. Sınırlarımızı korumak açısından oldukça sıkı bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Bu şekilde mülteci sıfatına sahip olanları düzgün bir şekilde ağırlayabilelim. Bunun için de AB’deki sınırlarımızı düzgün bir şekilde korumamız gerekiyor. Schengen dosyalarının sistematik olarak sorgulanması gerekiyor. Bu dosyaların istihbarat servisleri tarafından beslenmesi gerekiyor. Yani teröristlerin kriminal faaliyetleri ile ilgili detaylı bilgiye sahip olmak için bu dosyalardaki bilgileri toplamamız gerekiyor. Fransa sahte evraklar konusunda da işbirliği yapmaya hazırdır” açıklamasında bulundu.