Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ali Murat Aktemur ve Doç. Fikret Haşimov’un, Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’deki Mimarlık tarihini konu alan çalışmaları, “Bakü’deki Avrupa Tarzı Sivil Mimarlık Örneklerinde Cephe Düzeni” adlı bir kitap halinde yayınlandı.
AKTEMUR BİLGİ VERDİ
Atatürk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi(BAP)’nce desteklenen 2012/513 numaralı proje kapsamında yayınlanan uluslararası bilimsel niteliklerdeki kitabın içeriği ile ilgili olarak, Prof.Dr. Ali Murat Aktemur, şu bilgileri verdi:“XIX. yüzyılda Kuzey Azerbaycan’ın Rusya’ya dahil edilmesiyle, Rusya’nın ta Çar I. Petro zamanından yani XVIII. yüzyıldan itibaren Petersburg’ta başlayan ve zamanla tüm Sovyet sınırları dahilindeki yerleşim merkezlerine nüfuz eden Avrupai tarz mimari örnekleri, Azerbaycan ve dolayısıyla Bakü mimarisini de etkilemiştir. Ayrıca,XIX.yüzyılın ikinci yarısında petrole dayalı kapitalizmin ortaya çıkışı Bakü’nün hızlı bir fiziki değişim ve gelişim sürecine girmesine neden olmuş, buna paralel olarak zenginliğin ve gösterişin öne çıkarıldığı mimari tarzlara özenilmiştir. Özellikle petrol işletmecisi, sanayici, tüccar ve bankacılardan oluşan zengin sınıfı bir grup zümre, mimarların Avrupa’da ve Petersburg’ta eğitim görerek, Avrupa tarzı mimari üzerine yetişmelerini desteklemişlerdir. Ayrıca Avrupa’dan para karşılığı mimarlar davet etmişlerdir. Böylece XIX. yüzyıl sonları ile XX. yüzyıl başları arasındaki dönemde Avrupa tarzı mimari üslubu yoğun bir şekilde Bakü’yü etkisi altına almış, bunun doğal sonucu olarak ta Avrupa’nın içeride sade, dışarıda ise süse ve gösterişe önem veren mimari anlayışı Bakü’de moda haline gelmiştir. Bu yapılar bir nevi ekonomik gücün göstergesi olmuşlardır. XIX. yüzyıl sonlarında ve XX. yüzyılın başlarında ortaya çıkan farklı ve yeni tarz mimari anlayışın özünü, aşırı süs, gösteriş, dikkat çekicilik, yani Avrupa tarzı oluşturmaktadır. Bu da doğaldır, çünkü süsleme ağırlıklı yeni cephe düzenini oluşturanlar, buraya zenginlerce davet edilen Avrupalı mimarlardır. Avrupa’dan bu şekilde Bakü’ye nüfuz eden mimari anlayıştan yerli mimarlar da etkilenmiş, batı Avrupa’nın hareket, süs ve gösterişe dayalı mimari tarzı Bakülü mimarların çalışmalarında da uygulama alanı bulmuştur. Batılı mimarlarca, Batı mimarlık kültürü ve mimari üsluplarının uygulama için hazır bir zemin bulması sonucu, Bakü’de konut, kamu binası, banka, okul, yönetim binası, sağlık binası, ticaret binası vb. çok sayıda Avrupa tarzı yapı inşa edilmiştir. Bu sivil mimarlık örneklerinde, Batı üslubunun izleri ve yansımaları, Neoklasik, Neobarok, Art Nouveau ve Eklektik üsluplar içerisinde verilmiştir. Çoğunluğu yabancı mimarlarca inşa edilmiş Batı tarzı sivil mimarlık örneklerinde, plan bakımından bir üslup birliği görülmez. Zira yapıldıkları dönem (XIX. yüzyıl), yapı inşasında mevcut arazilerin değerlendirilmesini gerekli kıldığından, belirli bir üslupta ele alınmış tasarımı, rahat bir şekilde araziye uygulamak mümkün olmamış, projeler mevcut araziye göre hazırlanmıştır. Bodrum ve zemin katlar üzerine çok katlı olarak inşa edilen yapılarda, katlar arasındaki bağlantı merdiven ve asansörlerle sağlanmıştır. Bakü’deki Batı tarzı sivil mimarlık örneklerinde, cephe dekorasyonuna büyük bir önem verildiği, özellikle ana caddeye bakan cephelerin itina ile işlenerek, yapıların en gösterişli cepheleri durumuna getirildiği dikkati çeker. Neoklasik üsluplu örnekler, alt katlardaki rustik duvar örgüsü, yatayda düz hatlı saçaklar ile dikeyde korint ya da iyon başlıklı plasterlerin kesişimi sonucu oluşan simetrik cephe düzeni ve üçgen alınlıklı pencereleri ile Rönesans mimarisinde de görülen ve kaynağını antik Yunan ve Roma mimarisinden alan öğelerin oluşturduğu cephe düzenlemelerini akla getirirler. Neobarok üsluplu yapılarda, düz hatların kırık dalgalı hatlara dönüştüğü, kemer, plaster ve alınlık gibi öğelerin yüzeyden aşırı plastik bir biçimde öne taşıntı yaptığı, üçgen ya da yuvarlak kemer alınlıkların kilit noktalarından aşırı plastik bitkisel rozetlerle kırıldığı, konsolların volüt formunda ve yüzeylerinin kenger yapraklarıyla işlendiği, böylece hareketli ve ışık-gölge kontrastına müsait bir cephe düzeninin ortaya çıktığı görülür. Art Nouveau üsluplu yapılar, cephelerindeki floral ağırlıklı bitkisel bezemeleri ile dikkat çekmektedirler. Bu tarz yapı cephelerindeki kartuşlar, tabiattaki çiçek ve böcek gibi küçük hayvanların stilizasyonundan oluşan ve türü tam olarak anlaşılamayan motifler şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Papatya, gül ve lale gibi natural çiçek motiflerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı bitkisel bezemeli yapılarda, kökeni antik Yunan ve Roma sanatına kadar uzanan askı çelenk motiflerinin sevilerek kullanıldığı, natural çiçek motiflerinden oluşan bu bezemelerin aşağıya sarkan uçlarında ise, Endüstri Devrimi’nden sonra bezemede hakim olan çivi başı motiflerinin yer aldığı görülür. Bir grup yapı da Neoklasik, Neobarok ve Art Nouveau üsluplarının eklektik tarzda kullanıldığı cephe düzenlemeleriyle dikkati çekmektedirler. Bakü’de Batı üslubunda inşa edilmiş sivil mimarlık örneklerinin büyük çoğunluğunda son yıllarda yapılan onarımlar, çeşitli işlevlere uygun değişiklikler ve bunun gerektirdiği ilaveler, hem tasarım açısından hem de mimari açısından iç mekanların özgünlüklerini yitirmesine neden olmuştur. Zaten Batı tarzı da, bu yapıların plan ve iç mimarilerinde değil, daha çok dış cephelerinde hissedilir.”