Oturum açılışında konuşan Prof. Dr. Raşit Küçük, Marmara Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi ilahiyat fakültelerinin ortak bir uluslararası program uyguladığını belirterek, "Bu program çerçevesinde Avrupa vatandaşı olan Türk ya da Türk Cumhuriyetler kökenli öğrencilerimiz okuyor. Bunlar Avrupa'nın çeşitli liselerinden mezun öğrenciler. Bu öğrenciler buradayetiştikten sonra Avrupa'ya dönerek hizmet veriyor ve böylece dinini bilen yetişmiş personel oralarda hizmet vermiş oluyor" diye konuştu.
ÜNİVERSİTELERİN EĞİTİM VİZYONU
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nesimi Yazıcı da, üniversitelerinin eğitimiyle ilgili katılımcılara bilgi vererek, "Üniversitemizde dört yıllık örgün öğretimine devam etme fırsatı bulamayan ve 2 yıllık ilahiyat ön lisans programını mezunu öğrenciler için yeni bir program uyguluyoruz. Biz bu bölümü büyük ağırlığı olarak Erzurum'un ücra bir köyünde imamlık yapan arkadaşa veya Almanya, Kıbrıs gibi ülkelerde görev yapan arkadaşlara eğim vermek için açtık. Ancak başka öğrenciler de bu bölümde okumak için talepte bulunuyorlar" şeklinde konuştu.
İNGİLİZCE EĞİTİM VEREN İLAHİYAT FAKÜLTESİ AÇILACAK
Yakında İngilizce öğrenim yapan bir ilahiyat bölümü de açmayı hedeflediklerini söyleyen Yazıcı, "Neden İngilizce düşüncesi akla gelebilir. Gayet tabii yüce kitabımız Arapça. Hadisi Şerifler Arapça. Biz ilahiyat fakültelerinde şunu itiraf edebiliriz ilahiyat fakültemizin Arapça programında bazı sıkıntılar var. Bütün ilahiyat fakültesi dekanları olarak buna ciddi olarak el atmış bulunuyoruz. Nasıl olursa olsun biz bu Arapça'yı öğrencilerimizin büyük çoğunluğuna öğreteceğiz. Bu İngilizce ilahiyat bölümüyle düşündüğümüz şey daha çok yurt dışından gelen öğrencileri okutarak İslam'ı tanımalarını sağlamak" dedi.
ATEİZM VE DİN ALGILAMALARI
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Önkal ise, tarih boyunca din konusunda en büyük problemin ateizm ve din algılamasındaki yanlışlıklar olduğunu belirterek, "Din Cenab-ı Hakkın indirdiği onun Resulü'nün tebliğ ve tatbik ettiği esaslardan ibarettir. Bunun dışında Allah ve Resulü haricinde kim olursa olsun yazdıkları kişisel yorumları olarak değerlendirilmelidir. Bu çerçevede din değişmez ama algılar ve yorumlar değişebilir. Dinin sabit esasları ışığında toplumun değişen şartları
doğrultusunda dini temellere bağlık kalarak yorum yapmaya ve hatta bu yorumların değişken olmasına da ihtiyaç vardır" diye konuştu.
İSLAM DÜNYASI’NIN SİLKİNME İHTİYACI
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Şinasi Gündüz ise, İslam dünyasının bir bütün olarak silkinmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, "Bu şuranın da temel konusu olan dini bilginin yenilenmesi ve üretilmesi bu anlamda çok büyük önem taşıyor. Vizyonumuz İslam dünyasının o tarihte başardığı ve gelecekte de başaracağını düşündüğümüz o yeniden yapılanma ve sıçrama konusunda elimizden gelen katkıyı sağlamak. Bunu yaparken halkla da birleşip bütünleşme. Türkiye'de maalesef ilahiyat fakülteleribeklentileri karşılama noktasında halkın gerisinde kaldı. Fakültelerin de yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. Bu konuda atılan olumlu adımlar da var. Yakın zamanda bu değişimi gerçekleştireceğimizi düşünüyorum" şeklinde konuştu.
KOSOVA İLAHİYAT FAKÜLTESİ
Kosova İlahiyat Fakültesi Dekanı Dr. Receb Boja da, Yugoslavya'nın dağılmasından sonra büyük sıkıntılar çektiklerini hatırlatarak, "Sırplar 160 bin askerle Kosova'yı işgal etti ve çok büyük sıkıntılar çektik. Biz bu dönemde Alaaddin medresesinin geliştirilmesi için çabalar sarf ettik. 1992 yılında da Kosova Üniversitesi İlahiyat Fakültemizi açtık. Fakültemizde dini derslerin yanı sıra yabancı dilleri de öğretiyoruz. Fakültemiz büyük rağbet görmektedir. Her yıl 600 öğrenci başvuruyor ancak biz 50 öğrenci
seçiyoruz. Çok zor şartlarda fakültemizi kurduk. Ama aradan yıllar geçtikten sonra artık fakültemiz rüştünü ispat etti" ifadelerini kullandı.
KKTC VE DİN İŞLERİ
KKTC Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez de, İslam'da anlayışın ve hoşgörünün hakim olduğunu hatırlatarak, "Ben Kıbrıs'ta yaşıyorum Hıristiyanlarla birlikte. Orada iki toplum da korku içinde yaşıyorlar. Çünkü birbirlerini anlayış değil yok etme felsefesi üzerine yaşıyorlar. Bugün bir Şii bir Sünni Camisine gitse kalbine soğukluk girer. İlla kendisini gibi namazın kılınmasını ister. Ameller niyetlere göredir. Allah amellerimizi niyete bağladı, doğruya değil. Eğer amellerimizi doğruya bağlamış olsaydı hepimiz
cehenneme giderdik" dedi.