Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa’da yaşanan olayları değerlendirerek, "İşte Avrupa’da yaşananları görüyorsunuz. 15 Temmuz’da bunlar bize yapılanlar karşısında sessiz duranlar. Ülkemizin sokaklarını ateşe ve kana boğmaya çalışanlara karşı sessiz kalanlar, görüyorsunuz ne durumdalar" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Üsküdar’da toplu açılış törenine katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Fransa ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yaşanan eylemleri değerlendirerek, "Türkiye’ye karşı husumet besleyen herkes, er ya da geç yaptığı ihanetin bedelini ödemiştir, ödeyecektir. İşte Avrupa’da yaşananları görüyorsunuz. 15 Temmuz’da bunlar bize yapılanlar karşısında sessiz duranlar. Ülkemizin sokaklarını ateşe ve kana boğmaya çalışanlara karşı sessiz kalanlar, görüyorsunuz ne durumdalar. Paris başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinin sokakları karışmış durumda. Televizyonlar, gazeteler yanan arabaların, göstericilere en şiddetli şekilde müdahale eden polislerin görüntüleri ile doldu. Bizim polisimizle alay edenler, bizim polisimizin zulmettiğini söyleyenler, kendi polisleri şimdi bak neler yapıyor. Bizim polisimiz insaflı. Biz hak taleplerinin hiçbir zaman şiddet yolu ile dile getirilmesini tasvip etmedik. Her tülü talep demokrasi içinde dile getirilebilir. Bu bakımdan Avrupa sokaklarındaki görüntüleri de endişe ile takip ediyoruz" şeklinde konuştu.
Bağdat Caddesi duvarlarına yazılan "Zulüm 1453’te başladı" yazısını hatırlatan Erdoğan, "Umarım yakında Paris sokaklarındaki duvarlarda ‘Zulüm 1789’da başladı’ yazıları görmeyiz. O vicdansızlar bunları yazdılar. 1453’de zulüm bitti ve gönüllerin fethi başladı. Bizans'ın kızları, kadınları Edirnekapı’dan Fatih girerken ‘başımızda Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz’ dediler" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz hem göstericilerin yol açtığı kaos görüntülerine, hem de onlara uygulanan orantısız şiddete karşıyız. Ancak ortaya çıkan manzara göstermektedir ki Avrupa demokrasi dersinden de, insan hakları dersinden de, özgürlükler dersinden de sınıfta kalmıştır. Siyasi popülizm uğruna mülteci karşıtlığını ve İslam düşmanlığını tahrik edenler, kendi kazdıkları kuyuya düşmüşlerdir. Üzerine çok titredikleri güvenlik ve refah duvarları mülteciler veya Müslümanlar tarafından değil, kendi vatandaşlarınca sarsılmaya başlamıştır. Bizim yıllarca kendilerini koruyup kollamamaları için ikaz ettiğimiz bölücü terör örgütü yandaşları da şimdi bu kaosun en başta gelen failleri arasındadır. PKK’nın uzantıları orada, DHKP-C orada. Her görüştüğümüzde kendilerine ‘terör bir yılan gibidir eninde sonunda sizi de sokar’ demiştik. Haklı çıkmaktan mutlu değiliz ama hakikat bu. Tüm Batılı liderlere sesleniyorum. Sizlerden kendi vatandaşlarınıza hak ettikleri gibi demokrasinin kuralları ile, teröristlere ise yine hak ettikleri gibi hukukun yöntemleri ile muamele etmenizi bekliyoruz. Nasıl olsa bunlar Türkiye’den geldi demeyin. Onlara da hak ettiklerini verin. Bunu yaptığınızda Türkiye’yi daha iyi anlayacağınızdan, sizlerle gerçekten iyi dost olacağımızdan şüpheniz olmasın."