Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizi 12 mil meselesinde adeta Ege Denizi’ne ayak basamaz, Kıbrıs meselesinde de kendi haklarını savunamaz duruma getirme gayretleri açık söylüyorum beyhudedir. Uluslararası hukuktan ve teamüllerden kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanmakta, buna engel olmak isteyenlere hadlerini bildirmekte kararlıyız” dedi.
TBMM’de AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düşen askeri helikopterde şehit olan askerlere rahmet, yaralı askere ise şifa diledi.
AKDENİZ VE EGE’DE YAŞANAN GERGİNLİKLER
Akdeniz ve Ege’de yaşanan gerginliklere ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’de Ege ve Kıbrıs konusundaki haklarımız meselesi eskiden beri Türkiye’nin üzerinde hassasiyetle durduğu konulardır. Son dönemde hidrokarbon arama faaliyetleri sebebiyle bu bölgedeki sorunlar çok daha büyük çıkar çatışmalarının konusu olmaya başlamıştır. Arkasına kimi Avrupalı devletleri alan Yunanistan’ın ve onunla birlikte hareket eden Güney Kıbrıs Rus Kesimi’nin pervasız davranışları en başta kendileri için bir tehdit ve tehlike kaynağı haline gelmiştir. Ülkemizi 12 mil meselesinde adeta Ege Denizi’ne ayak basamaz, Kıbrıs meselesinde de kendi haklarını savunamaz duruma getirme gayretleri açık söylüyorum beyhudedir. Uluslararası hukuktan ve teamüllerden kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanmakta, buna engel olmak isteyenlere hadlerini bildirmekte kararlıyız. Fırsatçılık kötüdür, uluslararası ilişkilerde fırsatçılık çok daha kötüdür. Akdeniz’de kimi ülkelerin kendi iç meseleleri ile uğraşmasını fırsat bilerek hakları olmayan alanlarda ekonomik ve siyasi hakimiyet kurmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Mülteci akını karşısında tir tir titreyenler konu petrol, doğal gaz ve siyasi rant olduğunda birden aslan kesiliyorlar. İnsanlığa karşı vazifelerini yerine getirmeyenlerin ekonomik işgal için tüm kuralları ve uygulamaları zorlamaları riyakarlıktır. Şu anda 4,5 milyon insanı ülkesinde barındıran bir Türkiye var, diğer tarafta ise botlarla Akdeniz’e açılanları botlarını şişlemek suretiyle Akdeniz’in, Ege’nin sularına gömenler var. Bunların hangisi insan haklarından yana, insandan yana. Geçmişte bize de defalarca oynanmış bu oyunlara artık karnımız toktur. Türkiye olarak ne Doğu Akdeniz’de ne de diğer bölgelerde kendi tezlerimizden en küçük bir taviz vermeyecek, milletimiz ve dostlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız” diye konuştu.
"RUSYA VE UKRAYNA’YI KARŞI KARŞIYA DEĞİL YAN YANA GÖRMEKTEN MUTLULUK DUYARIZ”
Karadeniz’de yaşanan Rusya-Ukrayna geriliminden üzüntü duyduğunu kaydeden Erdoğan, "Rusya ile Ukrayna arasında uzun süredir yaşanan, ancak bir süredir durgunlaşmış gibi görünen hadiselerin yeniden alevlenmiş olmasından üzüntü duyuyoruz. Hem Rusya’yı hem de Ukrayna’yı yakın dostu olarak gören, her ikisi ile de kurduğu derin ilişkileri geleceğe taşıma gayretinde bir ülke olarak Karadeniz’in bir an önce barış denizi haline gelmesini istiyoruz. Rus ve Ukraynalı dostlarımıza sorunlarını diyalog yolu ile çözme çağrımızı tekrarlıyoruz. Dünyanın siyasi, ekonomik, ve askeri olarak ciddi tehditlerin pençesinde kıvrandığı bir dönemde Rusya ve Ukrayna’yı karşı karşıya değil yan yana görmekten mutluluk duyarız. Tarihi itibariyle yan yana olan bu ülkeler ve insanlarının yeniden o tarihi geçmişlerine dönmelerinde büyük faydalar gördüğümüzü ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE OLARAK BİRKAÇ AY İÇİNDE BU ÖRGÜTÜN KALINTILARINI TAMAMEN BİTİRMEYİ TAAHHÜT EDİYORUZ”
Suriye meselesinin Türkiye’nin güvenlik önceliklerinin en başında yer almayı sürdürdüğünü kaydeden Erdoğan, "Dünyanın son yıllardaki en ciddi insani krizine sahne olan Suriye’de yaşananlar karşısında belki de tek ilkeli duruşu sergileyen ülke biziz. Suriye’den gelen milyonlarca mazluma kapımızı açıp yıllarca onları güven ve huzur içinde ülkemizde misafir ettik. DEAŞ bahanesi ile herkes Suriye topraklarında çıkar ve raht peşinde koşarken biz risk alarak sahaya girdik, bu terör örgütüne en ağır darbeyi vurduk. Bölgemizdeki DEAŞ balonunu Türkiye’nin Fırat kalkanı Harekatı patlatmıştır. Dünyayı korkutmak için sürekli şişirilen, büyütülen, dev aynasında gösterilen DEAŞ’ın aslında nasıl bir proje olduğu Türkiye’nin sahaya girmesiyle görülmüştür. İslam’ın başındaki en büyük dertlerden biri olan bu örgütü biz çökertmeye başladık. Ama DEAŞ’a karşı olduğunu söyleyenler ne yazık ki en küçük bir mücadele dahi vermediler. Bugün Suriye’nin belirli yerlerinde DEAŞ’ın varlığını sürdürüyor gibi görünmesinin sebebi aynı oyunun yeniden sahneye konulmak istenmesidir. Buradan tüm dünyaya sesleniyorum, Suriye’de DEAŞ yoktur, sadece DEAŞ görüntüsü altında bu ülkeyi ve bölgeyi karıştırmak için yedekte bekletilen, eğitilen, donatılan, varlıklarını sürdürmelerine izin verilen bir takım küçük çeteler vardır. Bölgenin petrolünü işletmek için DEAŞ bahanesiyle işgallerini sürdüren diğer terör örgütleri ve onların destekleyen güçler bulundukları yerlerden çıkarlarsa mesele kendiliğinden çözülecektir. Hiç olmadı biz Türkiye olarak birkaç ay içinde bu örgütün kalıntılarını tamamen bitirmeyi taahhüt ediyoruz. Bu arada bir başka oyun da sınırlarımız boyunca oynanıyor. Türkiye sınırlarında tek bir DEAŞ unsuru kalmadığı halde on binlerce kişi silahlandıranların, araç gereçle tahkim edenlerin derdinin terörle mücadele olmadığı açıktır. Bu kesimler bizzat teröristlerle yatıp teröristlerle kalkıyor, teröristlerle yeyip teröristlerle içiyor. PKK’nın Suriye kolunu oluşturan bu terör örgütünün tek hedefi ülkemizdir. Böyle bir tehlikeye karşı daha fazla tepkisiz kalmamız mümkün değildir” ifadelerini kullandı.