Kerkük'teki Kayseri Kapalı Çarşısı'nın yakılmasına ilişkin açıklamada bulunan Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Aydın Beyatlı, "Bütün bu uğraşlar Türkmen halkının kararlılığına zerre kadar etkili olmayacak ve Kerküklüler dedeler diyarı olan bu şehri siyaset çakallarına ezdirmeyecektir" dedi.
Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Aydın Beyatlı, Kayseri Kapalı Çarşısı'nın yakılmasına ilişkin basın açıklamasında bulundu. Açıklamada, yangının planlı olduğuna dikkat çeken Beyatlı, "Irak Türkmenlerinin varlığı, tarihi ve kutsallarına saldırılar kapsamında bugünlerde Türkmeneli bölgesinin değerler varlığı Kerkük'te bulunan Kayseri Kapalı Çarşısı karanlık güçler tarafından maksatlı olarak ateşe verilmiştir. 26 Kasım'da gece vakti on mevkiden başlayan yangın ve hadise vuku bulmadan görüntü kaydetmesi gereken kameraların kapatılması, cinayetin ne denli planlı ve maksatlı olduğunu göstermektedir" ifadelerini kullandı.
"BÜTÜN BU UĞRAŞLAR TÜRKMEN HALKININ KARARLILIĞINA ZERRE KADAR ETKİLİ OLMAYACAK"
"Kerkük ve öteki Türkmen şehri ve kasabalarında Türklük kokan simgelerin ortadan kaldırılmasına yönelik cinayetlerin ilki olmayan bu alçakça saldırı, Türkmen halkının moral ve azmini kırmak için süregelmektedir" diyen Beyatlı, şöyle devam etti:
"Kerkük'ün binlerce yıla dayanan varlığı olan kale, şoven rejimler tarafından yıkılıp, tarihi değeri yok edilmiş, Osmanlı mirası Aziziye Redif Kışlası harabe haline dönüştürülmüş, tarihi mezarlıklar dahi saldırıya uğramıştır. Bütün bu uğraşlar Türkmen halkının kararlılığına zerre kadar etkili olmayacak ve Kerküklüler dedeler diyarı olan bu şehri siyaset çakallarına ezdirmeyecektir. Kerkük Türkü bu şehrin kutsallığını, sevgisini kalbinde yaşatacak ve sindirme politikasına tek saf olarak karşı koyacaktır. Irak’ta anayasa ve millet meclisinde yasalarla tespit edilen ve Irak Türkmenlerinin ülkede üçüncü kurucu unsur olduğunu hükme bağlayan kurallar derhal işletilmeli ve Irak Hükümeti üzerine düşülen yasal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirerek her türlü hadiselere bir set çekmeli ve vatandaşı olan bu kesimi ciddi bir şekilde korumalıdır. Kayseri Kapalı Çarşısı'nın esnafları derhal tazmin edilip çarşı aslına uygun olarak restore edilmelidir. Bunlar yapılmadığı takdirde idarede olanlar da suç ortağı anlamına gelecek ve hesap vermeleri gerekecektir. Türkiye Cumhuriyeti ve başta TİKA olarak kamu ve sivil toplum örgütlerimizin bu konuda gösterdikleri hassasiyet ve ilgi yüreğimize su serpmiş, bu uğraşların Irak Hükümetiyle acil bir şekilde iş birliğine dönüşüp gerekenin yapılması beklenmektedir."
" ARAP VE KÜRTLERLE HİÇBİR ŞEKİLDE HİÇBİR SIKINTIMIZ YOKTUR"
Beyatlı daha sonra yapılan röportajda Irak Türkmenlerinin bu topraklarda bin seneden beri yaşadığını ve Osmanlı’nın ciddi tarihi eserlerinin olduğunu kaydederek, "Bundan önce rejim döneminde Kerkük’ü Araplaştırma politikası adı altında Kerkük Kalesi ve diğer tarihi bölgeler yerle bir edilmişti. Bugün de maalesef 2003’ten sonra da gördüğümüz yeni bir politika, Kerkük’ü Kürtleştirme politikası yönüne gidildi. Bu Türklük kokan toprakların mutlaka kendi özüne dönmesinin gerekliliğini, bu topraklarda çoğunlukta Türkmenlerin yaşadığını, yanında da Araplar ve Kürtler yaşamaktadır. Türkmenler olarak dün olduğu gibi bugün de bizim ne Araplarla ne Kürtlerle hiçbir şekilde hiçbir sıkıntımız yoktur. Araplar ve Kürtler bizim kardeşimizdir. Biz et tırnak olmuşuzdur ve bunların ayrılması mümkün değildir. Ancak bazı mihraklar maalesef bu kardeşliği bozmak niyetindedirler. Kayseri Pasajı'nın yakılması gerçekten tarihi bir eserin yakılması yalnız Irak için bir kayıp değil, dünya için büyük bir kayıptır" ifadelerini kaydetti.
Kayseri Pasajın'da 260 dükkanın olduğunu yaklaşık 360 ailenin oradan ekmek yediğini ve bu olaydan sonra da onların ekmeksiz kaldığını dile getiren Beyatlı, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin TİKA'yla hemen bu konuya el atması bizi sevindirmiş, ancak bunun Irak Hükümetiyle de devam etmesinin bir an önce bu bölgenin özün uygun olarak restore edilmesinin gerekliliğini düşünüyoruz. Türkiye gereğini yapıyor. Dün olduğu gibi bugün de gerek Suriye'de gerek Irak'ta orada ezilen halkların yanında olduklarını ve bütün halklara eşit mesafede olma politikası bizleri sevindirmiştir. Irak Hükümeti de bir an önce gereğini yapmalı. Irak'ın 2003'ten sonraki durumunu görüyoruz. Hükümetlerin yeterince güçlü ve etkin olduğunu söylemek mümkün değil. Türkmenlere her gün onlarca haksızlıklar yapılmakta. Ümit ederiz ki medyanın gerek Irak'ta gerekse uluslararası medya da bu gibi haksızlıkları dile getirir ve bunlar son bulur" açıklamalarında bulundu.