Bu konuyu çok yazdık; çokça gündeme taşındı…
Ne var ki, ilgili olanların umurunda değil…
Kolay yoldan propaganda yöntemi…
Fakirin sırtından siyaset…
Nasıl mı?
Siyasilerin hemen tamamıyla, bazı dernek ve vakıf yöneticilerince benimsenen küçültücü bir piar tarzı…
Bir mahallede, yahut bir semtte ihtiyaç sahibi birisini bulup, “şu kadar yardım yaptık” diyerek, o kanaldan kamuoyuna mesaj veriyorlar…
Çarşaf çarşaf basın bildirileriyle…
Ve de, piksel değeri en yükseğinden kallavi boyutta resimlerle…
Dert dava, bireysel veya kurumsal propaganda…
İlkel bir usul; ama, bir ara, Üniversite dahi yapar olmuştu…
Bu yönteme ilk tepki dönemin ETSO Başkanı Muammer Cindilli’den gelmişti…
“İnsanların onurlarının dünyevi karşılığı yoktur” diyerek…
Öyledir…
Ekmek, şu veya bu şekilde, az yahut çok bulunur…
Açlıktan ölen de yok…
Ancak, onur denen yüksek değer öyle değil…
Dahası, onuru, gururu bir defa yara alanın, hayatının sonraki bölümünü “asalak” vari idamesi söz konusu olacaktır ki…
Bütün bir toplum…
Üstelik uzun yıllar etkileniyor bu durumdan…
Camii önlerinde rastladığımız genç yaştakilerin onlarcası bu kabilden insanlar…
Elbet, ihtiyaç sahibine yardımcı olunmalı…
Ancak “töre”li bir biçimde…
İnancımızın bize öğrettiği gibi…
Sağ elin verdiğini sol elin görmeyeceği kıvamda…
Yani, insan gibi…
Aksi halde…
Yardım yapıyoruz resimlerinin yansıması çok yaman olur…
Büyükler boşa dememişler…
Fukara kalbine her kim dokuna,
Dokuna sinesi Allah okuna.
Dokunur vallah!
Billah…