Hastalığımızın adıdır Nekrofiliya…
Rahmetli Türkeş’in MHP’si Onunla hiçbir zaman yüzde 10’luk oy potansiyeline ulaşamadı…
Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisi BBP’de öyle…
Ecevit, birkaç defa ciddi oy aldı; ancak konjönktürel bir durumdu, ardından gelen seçimlerde dibe çakan bir halle karşı karşıya kaldı…
Rahmetli Erbakan’ın vaziyeti de benzerdi…
Yüzde 20’leri bir defa buldu; hemen sonrasında yüzde 12’lere kadar indi…
Bu tespiti şunun için yaptık…
Türkeş’i ölümüyle beraber milyonlar kucakladı…
Cenazesi abartısız milyonu aşkın cemaat tarafından ebediyete uğurlandı…
Muhsin Yazıcıoğlu, Ecevit ve en son Erbakan…
Hep öyle oldu…
Yaşarken kabul görmeyenlerin ölüleri hayli makbul sayıldı…
Garip bir hal değil mi?
Millet olarak, ölü seviyoruz; öleni seviyoruz…
Arka planı irdelenmesi gereken bir durum…
***
Düşünen oldu mu hiç?…
Türkiye’nin en seksi erkeği seçimini “Ahmet Mete Işıkara” nasıl almıştı?
Tercihlerimiz her zaman, “çevreyi rahatsız etmeyen” oluyor…
Bir başka ifadeyle, “iddialı tehlikelidir” anlayışındayız…
Bu yüzden ölü seviyor; öleni seviyoruz…
Olsun… olsun…
Bu da bir şeydir…
İçinde sevgi barındırıyor ya…
Buna da razıyız…
Bizim ki, eleştiriden ziyade tespit yapmak.
İçinde bulunduğumuz hali resmetmek…
Ola ki, muhabbet çeperimiz mezarlıklardan hayat alanlarına da kaya diye.
Umut bu ya…
Umarız!