AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium'da gerçekleştirilen AK Parti Seçim Beyannamesi toplantısında konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "13 yılda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerin kalıcı bir düzene kavuşması ve Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ülkemizin bütün demokratik kriterlerde dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmesi için AK Parti olarak beyannamemizin ilk ve esası olarak yeni bir anayasa vadediyoruz. Yeni bir anayasa, yeni Türkiye'nin en temel taşıdır" dedi.
Davutoğlu, ATO Congresiumda, partisinin "Seçim Beyannamesi Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, AK Parti seçim beyannamesinin üç ana bölümden oluştuğunu belirtti. Davutoğlu, bu bölümleri "Yapacağımız reformlar", "Halkımızın her kesimine dokunan vaatlerimiz", "Büyük Türkiye yolunda temel aldığımız büyük projelerimiz" diye sıraladı.
AK Parti'nin "yalana tenezzülü olmayan, hayale değil gerçeğe göre siyaset yapan, yapmayacağını vaat etmeyen" tek parti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Demokrasi, hukuk ve özgürlük alanlarını genişletme kadar, bugüne kadar siyasetimizin mihveri oldu, bundan sonra da mihveri olacak. Bizim AK Parti olarak girdiğimiz her seçimde beyannamemizin birinci önceliği demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlükleri olmuştur. Bu beyannamemizin asli özelliği de demokrasi, hukuk devleti ve insan hak ve özgürlüklerinin eksiksiz olarak hayata geçirilmesidir. 13 yılda demokrasiye kazandırdığımız mesafeyi daha ileri aşamalara taşıyacağız" diye konuştu.
"VATANDAŞ ODAKLI SİYASETİMİZİN ESASI İNSAN ONURUDUR"
Davutoğlu, toplumun hukuk ve adalet beklentilerine hakkıyla cevap vereceklerini belirterek, siyasi ve ekonomik istikrar düzenini güçlü şekilde yeniden inşa edeceklerini söyledi.
Adalet terazisini daima toplum lehine tutacaklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Vatandaş odaklı siyasetimizin aslı, esası, özeti insan onurudur. Nitekim 7 Haziran seçimlerine hazırlanırken, 15 Nisan 2015'te kamuoyuyla paylaştığımız 'Yeni Türkiye Sözleşmesi'nde de bu hususlara açık bir vurguda bulunmuştuk. Bugün için de bu ilkeler beyannamemizin esasını teşkil etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır. Bu ilkeyi Şeyh Edebali'nin kadim siyasal bilincimizden ve devlet ahlakımızı dokuyan 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesinin çağdaş siyaset dilindeki karşılığı olarak görüyor ve genellikle çağdaşlığı bu çerçevede bir zıtlık içinde değil, ayrılmaz bir bütünlük içinde değerlendiriyoruz. İnsan onuruna yakışır bir kültürel ve ekonomik gelişmişlik seviyesine sahip olmak, insanı yaşatmak idealinin ayrılmaz unsurudur. Devletin asli görevi vatandaşlarının onurlu bir hayat sürmelerine zemin oluşturacak siyasi, ekonomik ve kültürel şartları sağlamaktır. İnsan onuru siyasi ve ekonomik kültürel düzenimizin de dış politikamızın da iç siyasetimizin de temelidir. 'İnsana, mekana ve zamana selam olsun' derken kastettiğimiz budur. İlhamımızı bu ilkelerden alarak her türlü ayrımcılığa karşı mücadele edeceğiz."
Hukukun üstünlüğü ilkesinin gereği olarak bütün vatandaşları kuşatan demokratik düzeni kalıcı bir hukuk zeminine oturtacaklarını ifade eden Davutoğlu, bütün vesayet odaklarının kalıntıları ile mücadele edeceklerini, millet iradesini gölgeleyecek, milletin ülkesine aidiyetini yaralayacak hiçbir odağa fırsat vermeyeceklerini bildirdi.
"YENİ BİR ANAYASA, YENİ TÜRKİYE'NİN EN TEMEL TAŞIDIR"
"İnsan onuru ile taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse bir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez" diyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:"İnancı, rengi, cinsiyeti, dili, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Herhangi bir şekilde nefret söyleminin muhatabı kılınamaz. Demokratik düzenin sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi ve bir daha asla müdahaleye maruz kalmaması, vatandaşlarımızın ülkemize aidiyetlerinin güvence altına alınmasına bağlıdır. Bunun için özgürlükler ile toplumsal güvenilir hukuk devletinin teminat altında olması şarttır. Demokratik gelişme, ekonomik gelişmenin olmazsa olmaz şartıdır. Demokratik istikrar da ekonomik istikrarın, ekmeğimizin, aşımızın en temel güvencesidir. 13 yılda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerin kalıcı bir düzene kavuşması ve Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ülkemizin bütün demokratik kriterlerde dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmesi için AK Parti olarak beyannamemizin ilk ve esası olarak yeni bir anayasa vadediyoruz. Yeni bir anayasa, yeni Türkiye'nin en temel taşıdır."
Vaatlerin, vaat edilenlerle birlikte değerlendirildiğine dikkati çeken Davutoğlu, "AK Parti Genel Başkanı olarak sizler adına söz veriyorum. Verdiğim sözün arkasında milletimizin iradesi vardır. Verdiğimiz sözün arkasında 13 senelik muazzam birikimimiz ile yönetim tecrübemiz vardır. Allah'ın izniyle ve milletimizin bize vereceği destek sayesinde neler yapacağımızı beyannamemizde detaylı olarak göstereceğiz. Özgürlükçü, katılımcı, kurumsallaşmış bir demokrasi esas alan yeni bir anayasa yapacağız. Temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması başta olmak üzere, demokrasinin tüm kurum ve süreçleri hayata geçmesi için uluslararası sözleşmelere tam uyum sağlayacağız" ifadesini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, reform ayağının ilkinin anayasa olduğuna dikkati çekerek, demokratikleşme ve adalet reformu çerçevesinde atacakları adımları, şöyle anlattı:"AK Parti olarak 1 Kasım'dan sonra da demokratikleşme ve hukuk devletinin güçlenmesi için var gücümüzle çalışacağız. Herkes inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refahtan hak ettiği payı aldığı emniyet ve huzur içerisinde yaşayan bir toplumu birlikte inşa edeceğiz. Bu çerçevede özgürlüğü, demokrasiyi ve insanı odağa alan, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal çeşitliliğin temsil edildiği, merkezi ve yerel yönetiminin güç kazandığı, karar alma süreçlerinin hızlandığı, her türlü vesayetin engellendiği yeni bir siyasal sistemi hayata geçirecek, yeni bir anayasa yapacağız. Dinamik tarihi akış içinde hedefimiz, bütün unsurlarıyla milletimizi tarihin nesnesi değil öznesi, millet iradesine dayanan devletimizi de tarihin takipçisi değil öncüsü kılacağız. Eşit vatandaşlık ilkesini, çağdaş siyasal meşruiyetin temeli olarak egemen kılacağız. Bu temelde hiçbir surette eşit vatandaşlığın zedelenmesine izin verilmeyecektir. Bu temel üzerinde Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına girerken önceliğimiz ülkemizin, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasayla yönetilmesini sağlamaktır. Özgürlük ve eşitlik, adalet değerleri üzerine inşa edilerek, yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi insan onurudur. İnsan onuru ancak ve ancak insanın tercih ve irade gücünü yansıtan özgürlükler ile hayat bulabileceğinden yeni anayasal düzenimizin odağında insan hak ve özgürlükleri olacaktır. Kadim kültürümüzde esasları korunmuş olan canın, aklın, neslin, inancın ve mülkün korunması kamunun sorumluluk alanlarını, çağdaş toplumsal hayatın temelini dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını tanımlayacak."
Davutoğlu, düşünce, ifade, inanç ve girişim özgürlüğünün insan onurunun ayrılmaz parçaları olarak koruma altına alınacağını söyledi. Davutoğlu, bu ilkeler ekseninde Türkiye'nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve etkili bir hükümet modeline kavuşmasını arzu ettiklerini ifade etti.
"ÖZGÜRLÜKÇÜ BAŞKANLIK SİSTEMİ"
AK Parti olarak seçimlerden sadece temsilin değil, aynı zamanda güçlü bir hükümeti de mümkün kılan istikrarsızlığa geçit vermeyen, vesayet odaklarının önünü kapatan çağdaş ve etkin bir hükümet sisteminin hayata geçmesini arzu ettiklerini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:"Parlamenter sistemin yol açtığı siyasi istikrarsızlıklar karşısında Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim anlayışına dayalı özgürlükçü başkanlık sisteminin daha uygun bir model olduğunu düşünüyoruz. Yeni sistemde meşru siyasi otorite ve hukuk düzenine tabi olmayan hiçbir paralel yapıya kesinlikle izin verilmeyecektir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeleri iç hukuka dahil edilmesine devam edeceğiz. Türkiye'nin Avrupa Birliğine tam üyelik perspektifini koruyacak, ülkemizin AB üyeliği çalışmalarına hız kazandıracağız. Uluslararası sözleşmelere ilişkin özgürlükçü, demokratik düzen mantığıyla bağdaşmayan şerhleri bütün hükümleri kaldıracağız. Avrupa Yerel Yönetimler şartıyla uyumlu olarak merkezi idare ve yönetimler arasındaki ilişkileri yeniden düzenleyeceğiz. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ve suistimallerin önüne geçilebilmesi için etkin bir denetimi esas alan yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Sivil toplum kurumlarının hukuki statüleri, kurumsal yapıları, faaliyetleri, kamu kurumları ile ilişkileri, mali kaynakları gibi alanları düzenleyen sivil toplumun geliştirilmesi ve güçlendirilmesine dair çerçeve yasa çıkaracağız."
"YENİ BİR SİYASİ PARTİLER KANUNU ÇIKARACAĞIZ"
Davutoğlu, askeri dönemlerden kalan yürürlükteki siyasi partiler kanununu kaldırarak, yerine siyaset kurumunu güçlendirmek üzere siyasi parti özgürlüğünü güvence altına alacak, parti içi demokrasiyi güçlendirecek, siyasete katılımı teşvik edecek yeni bir siyasi partilerkanununu ivedilikle çıkaracaklarını bildirdi. Davutoğlu, demokratik düzenin sağlam temeller üzerinde gelişmesi için siyaset kurumunu her manada güçlendireceklerini söyledi.
Toplumun denetiminde olan demokratik siyasete, bu siyasetin öncülerine güç ve güven kazandırmak amacıyla açıklık, saydamlık, hesap verilebilirlik, tarafsızlık, dürüstlük ve objektif ilkelerine dayalı siyasi etik kanununu çıkaracaklarını açıklayan Davutoğlu, siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kütükleri hakkında kanun ile siyasi partiler kanununda acil değişiklikler yapacaklarını dile getirdi.
"NAKDİ YARDIMLARDA ŞEFFAFLIĞI SAĞLAYACAĞIZ"
Milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakdi yardımların, kendi adlarına açılan seçim hesaplarına yatırılmasını ve şeffaflığı sağlayacaklarının altını çizen Davutoğlu, "AK Parti bir erdemliler hareketi olarak başladı ve siyasete de erdemi temel maya, temel doku olarak egemen kılacağız inşallah" ifadesini kullandı.
Adaylara ve siyasi partilere yapılacak ayni ve nakdi yardımlara bazı sınırlandırmalar getireceklerine işaret eden Davutoğlu, siyasi partilere yapılan bağış miktarının elektronik ortamda ilan edilmesini, seçim hesaplarına yapılan harcamaların denetiminin yapılmasını ve sonuçlarının elektronik ortamda ilan edilmesini sağlayacaklarını bildirdi.
Davutoğlu, Yüksek Mahkeme başkan ve üyeleriyle, daire başkanlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na mal bildiriminde bulunmasını sağlayacaklarını belirterek, "Siyasi partileri güçsüz kılan, millet iradesinin adaleti temsilini ve siyasi çoğulculuğu ve istikrarı engelleyen ülke seçim barajı ile ilgili yeni bir düzenleme yapma yoluna gireceğiz. Seçim barajını temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesine göre yeniden düzenleyeceğiz" dedi.
Sosyal sorunlarını ve ihtilaf alanlarını toplumsal uzlaşı yoluyla aşacaklarını vurgulayan Davutoğlu, bütün toplum kesimlerine yönelik olarak özgürlükçü bir yaklaşımı egemen kılacaklarını ifade etti.
Davutoğlu, Cemevleri, Alevi öğretisiyle ilgili eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi konularda Alevi kanaat önderleriyle diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacaklarını kaydetti.