ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
Aziziye Kahramanı Miralay Bahri Bey’e vefa
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
GSİM’den  filenin dadaşlarına motivasyon desteği
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Erzurum’da aranan 6 şahıs yakalandı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Şehit Polis Akoral rahmet niyazlarıyla anıldı
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
Emniyet üniversite öğrencilerini bilgilendiriyor
HABERLER>TÜRKİYE
27 Ekim 2014 Pazartesi - 06:10

‘Yeni Türkiye vizyonumuz’ sürecek'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Buradan istiklalimizin merkezinden bir kez daha sesleniyorum: Kim ne tuzak kurarsa kursun, bizim yeni Türkiye'yi inşa vizyonumuz kesintisiz bir şekilde devam edecektir. Hiçbir güç bizi bu kararlı yoldan alıkoyamayacaktır" dedi.

‘Yeni Türkiye vizyonumuz’ sürecek

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Buradan istiklalimizin merkezinden bir kez daha sesleniyorum: Kim ne tuzak kurarsa kursun, bizim yeni Türkiye'yi inşa vizyonumuz kesintisiz bir şekilde devam edecektir. Hiçbir güç bizi bu kararlı yoldan alıkoyamayacaktır" dedi.
Kahramanmaraş'ta, sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantıda  konuşan Davutoğlu, yeni Türkiye inşası için yola koyulduklarını ama hemen tuzakların tekrar başladığını vurguladı. Davutoğlu, "Bu sefer bütünüyle ülkeyi tekrar kaosa sürükleyebilmek için Kobani olayları bahane edilerek şehirlerimizde büyük bir kardeş kavgasının önünü açmaya çalıştılar" diye konuştu.
TARİHDAŞLIK VE VATANDAŞLIK
"Bunu da Kahramanmaraşlılar çok iyi bilir" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:"Kahramanmaraş olaylarında sünni-alevi ayrımı üzerinden bir şehrin nasıl bölünmeye çalışıldığını en iyi Kahramanmaraşlılar bilir ve en iyi cevabı da Kaharamanmaraşlılar verir. Nasıl İstiklal Harbi'nde nasıl Kahramanmaraş savunmasında hiçbir mezhep ve etnisite ayrımı olmadan hiçbir kökene bakmadan bütün Kahramanmaraşlılar şehirlerini savundularsa yeni Türkiye'de biz de sünni, alevi Türk, Kürt gibi bütün ayrımları ortadan kaldırarak vatandaşlık bağı ve tarihdaşlık ruhuyla bu milletin omuz omuza geleceğe yürümesini teminat altına alacağız.
Tarihdaşlık ve vatandaşlık... Tarihdaşlık demek, bu topraklara sinmiş o derin tarihe kardeşlik bağına sadık kalmak demektir, aidiyet hissetmek demektir. Vatandaşlık demek hiç bir ayrım gözetmeden bütün vatandaşlarımıza eşit bir nazarla, eşit bir gözle bakmak demektir. "
"TÜRKİYE 'YAPILAMAZ' DENİLENLERİ YAPAR HALE GELMİŞTİR"
Başbakan Davutoğlu, bu yeni Türkiye'nin demokratik felsefesinin öylesine yeni bir nefes, yeni bir hız ve enerji verdiğini dile getirerek, "Türkiye 'yapılamaz' denilenleri, yapar hale gelmiştir. Ekonomide gayri safi milli hasılamız 3,5 katı büyümüşse, 12 sene önce kendi tankını bile tamir edemeyen bir Türkiye'den, bunun için İsrail'e tank modernizasyonu için tankların gönderen Türkiye'den eğer şimdi Altay tanklarını yapan, kendi tankını yapma sürecinde olan, kendi savaş gemilerini yapan, kendi uçaklarını yapma sürecinde olan, insansız hava araçlarını yapan, kendi toplarını yapan, kendi füzelerini, ciritlerini yapan bir Türkiye'ye gelinmişse 12 yıl içinde, bunun arkasında milletiyle bütünleşmiş, milletiyle birlikte yürüyen siyasi kadrolar vardır" diye konuştu.
"ETRAFIMIZDA 7-8 TANE ÜLKE VAR Kİ İDARE EDİLEMEZ DURUMDA"
Davutoğlu, "Borç alırsan emir alırsın", "Silahı başkasından alırsan o silahın ne zaman duracağını, ne zaman ateş edeceğini bilemezsin" sözlerinin tarihten iyi bilindiğini ifade ederek, şunları kaydetti:"İşte Kıbrıs olaylarında bunları yaşadık. Onun için borç almayan, borç veren yardım eden, onun için kendi  savunma sanayine sahip olan, onun için kendi tarımıyla, kendi imkanlarıyla bereketli topraklarla kendine yetecek yiyeceği temin eden, onun için kendi sağlık sistemleriyle vatandaşının sağlığını teminat altına alan yepyeni bir vizyonla bakıyoruz dünyaya.
Bu sebep, bu yükseliş ve bu yükselişin getirdiği uluslararası hızla, geleceğe dönük olarak biz ümitle bakarken bazıları da bu geleceği karartmaya çalıştılar. Etrafımız bir ateş çemberi. Etrafımızda 7-8 tane ülke var ki idare edilemez durumda. Suriye'yi, Irak'ı, Ukrayna'yı, Libya'yı, Mısır'ı, Yemen'i görüyorsunuz.
Bütün bu ülkelerde devlet ile milletin arası olağanüstü açıldı. Devletin, devlet otoritesini temsil edenlerle, o halk arasındaki ara açıldığında biz bunu biliriz 28 Şubat'tan, 27 Mayıs'tan, 12 Eylül'den biz bunu biliriz tek parti döneminden, o ülkeden hayır gelmez. O ülke, yeni bir enerji bulamaz. Tek parti dönemlerinde kendi halkını tehdit olarak tanımladığı zaman, bu ülkede siyasi hareketler ya da 27 Mayıs'ta kendi halkına dönük ve o halkın seçtiği başbakanı idam ederek şehitlik şerbetini tattıranlar nasıl bu ülkeye bir hız, enerji verememişlerse kendi halkıyla savaşan rejimler de bugün çevremizdeki ülkelerine sadece felaketler getiriyorlar. Bir ateş çemberinin ortasında bir ülke var ki ışıltıyla parıldıyor. O ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti... Sadece kendi içinde barış ve huzuru temin etmeye çalışmıyor, aynı zamanda başka ülkelere ilham kaynağı olacak şekilde dışarıda yepyeni ufuklara açılıyor. "
"YENİ TEZGAH PEŞİNDE OLANLAR VAR"
Türkiye'nin her bir yerde dalgalandırdığı al bayrağın, hem ülkenin temsili anlamına hem de oradaki ekonomik, siyasi, kültürel irtibatların merkezi anlamına geldiğini vurgulayan Davutoğlu, bu geniş etki alanı oluşumunda, milletin bütün fertlerinin, iş adamlarının, kültür adamlarının büyük paylarının bulunduğuna işaret etti.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Böyle bir ufka yürürken 2015 seçimlerine doğru yeni Türkiye'nin inşasıyla ilgili büyük bir restorasyon hamlesini başlatmışken, bu son olaylar Kobani üzerinden tezgahlanan olaylarla tekrar Türkiye'de bir iç huzursuzluk ve 2015 seçimlerine giderken yeni tezgahlar peşinde olanlar var. Buradan istiklalimizin merkezinden bir kez daha sesleniyorum: Kim ne tuzak kurarsa kursun bizim yeni Türkiye'yi inşa vizyonumuz, kesintisiz bir şekilde devam edecektir. Hiçbir güç, bizi bu kararlı yoldan alıkoyamayacaktır. Bunun için birçok reform sürecini çok kısa bir sürede başlattık."
Hükümetin kurulmasının üzerinden 2 ay geçmediğini ifade eden Davutoğlu, çok süratle hem Bakanlar Kurulu'nda, hem gruplarında, hem de teşkilatlarında yenilenmelere gittiklerini anlattı.
Süratle Türkiye'nin bekleyen meselelerinin üzerine gittiklerini vurgulayan Davutoğlu, Uyuşturucuyla Mücadele Eylem Planını hazırladıklarını, milli eğitim alanında önemli reform hazırlık talimatı verdiklerini ve ortaöğretimde de başörtüsüne tamamıyla serbestlik getirdiklerini dile getirdi. Maliyede kayıt dışı mücadelenin esaslarını tespit ettiklerini, şans oyunlarından devletin çıkması kararını aldıklarını, Enerji Bakanlığı'nda Türkiye'nin yeni enerji stratejileri ve TANAP'la ilgili önemli hükümetlerarası protokolleri tamamladıklarını ifade eden Davutoğlu, daha kuruldukları günde gündeme gelen iş kazalarıyla ilgili iş güvenliği paketini hazırladıklarını ve  en kısa zamanda kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.
Son olaylardan sonra özgürlüklerin korunması ve iç güvenlik reformunu ilan ettiklerini belirten Davutoğlu, "Özgürlüklerin korunması diyorum çünkü özgürlüklerin olmadığı yerde özgürlüklerin korunması için güvenliğin teminat  altına alınması gerekir. Güvenliğin olmadığı yerde özgürlüklerin korunması imkansız hale gelir" dedi.
Devrim mahiyetindeki bu reformları kamuoyuyla paylaştığını anımsatan Davutoğlu, şunları söyledi: "Bundan sonra kimse ismini ve soy ismini belirlemek için ya da değiştirmek için mahkeme kapılarında beklemeyecek. Tek parti döneminde verilen soy isimlerin, bir çok vatandaşımızı hala nasıl rahatsız ettiğini hepimiz biliriz. Bu durumlarda mahkeme kararı beklemeden herkes kendi arzu ettiği zati hakkı olan ismini ve soy ismini alabilecek.
Pasaport ve ehliyet için artık kimse emniyet genel müdürlüğüne gitmeyecek, nüfus işlerine gidecek. Ölüm, doğum gibi işlemlerde devlet kapılarında bekletilmeyecek. Bir taraftan taziyeyi yapanlar yas içinde, matem içinde olanlar gidip de bir de devlet kapısında nasıl bir hangi prosedürü tamamlayacağım diye telaşa girmeyecekler. Bütün bunlar vatandaşlarımızın temel hakları olarak doğrudan bildirimle yapılır hale gelecek. Jandarmamız, İçişleri Bakanlığımızla olan irtibatını sivil otoriteyle denetiminde tekrar inşa edecek. Silahlı Kuvvetlerimizle birlikte ülke güvenliği için yapacağı askeri katkılar dışında iç güvenlikle ilgili konularda İçişleri Bakanlığımızın denetim ve yetkisi altında olacak. Bütün bunlar yepyeni bir Türkiye'nin ilk işaretleri aslında."
"ÖNCE KAMU DÜZENİ..."
Davutoğlu, Kobani olayları sonrasında ortaya çıkan tabloyu da değerlendirerek açık ve net bir şekilde tavırlarını koyduklarını vurguladı.  "Kamu düzeni olmayan hiçbir yerde herhangi bir sürecin yürümesi mümkün değildir. Önce kamu düzeni, önce kamu düzeni, önce kamu düzeni...Maske takanlar, molotof kokteyli atanlarla ilgili olarak en kesin, kati tedbirleri alacağız" ifadelerini kullanan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Çözüm süreci bizim için milli birlik ve beraberliğimiz için atılan bir adımdır. Yoksa kamu düzensizliğine zemin teşkil edecek bir süreç değildir. Çözüm süreci, 100 yıl önce tam da Kahramanmaraş, istiklal mücadelesini verdiği dönemlerde Sykes-Picot'la, Sevr Anlaşması'yla birbirinden ayrılmak isteyen halklar, topluluklar, tarihdaşların arasındaki ilişkileri yeniden tanzim edilebilmek için ülke içinde barışı ve milli beraberliği tesis edebilmek için başlatılan bir süreçtir.

'Kararlılıkla sürdüreceğiz' derken buradan sadece terör örgütü ve onun irtibatlı kuruluşlarını muhatap alacağız anlamı çıkmamalıdır. Bu nihayetinde halkımızın birbirleriyle en önemlisi de devletle olan mutabakatında yeni bir aidiyet bilincinin oluşması için atılan adımlardır.Bugün dün gerçekleşen şehadetlerden sonra bir kez daha kararlılığımızı vurgulamak isterim. Kimse, devletin meşru güvenlik güçleriyle teröristleri aynı zeminde, aynı düzlemde göremez. 'Şurada teröristlere dönük bir operasyonda 3 terörist öldürüldü diye misilleme' gibi bir mantığı kabul etmemiz mümkün değildir. Eğer teröristler, bir baraj inşaatına saldırmak gibi bir eylemin içindelerse orada bulunan güvenlik görevlilerimizin görevi, onları her ne suretle olursa olsun durdurmaktır. Bu şekilde herhangi bir saldırı planlaması olursa, ülkenin huzurunu bozmak isteyenler olursa hak ettikleri cevabı alacaklar."
"İÇİŞLERİ BAKANI VE GENELKURMAY BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜM"
Davutoğlu, dün yapılan saldırı ile ilgili olarak İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve vali ile görüşme yaptığını ifada ederek, "Her birisine de aynı talimatı verdim: Bu, haince eylemi gerçekleştirenler takip edilecekler, gerekli her türlü çalışma yapılacak ve mutlaka hak ettikleri cezayı bulacaklar. Kimse Türkiye'yi çevredeki ülkelerin kaos kıskacına, girdabına sokamaz, sokmaya da cesaret edemeyecek. İç barışı temin edeceğiz, kamu düzenini teminat altına alacağız, çözüm sürecini de kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.
"Buradan uluslararası topluma da seslenmek istediğini" dile getiren Davutoğlu, Suriye'ye 3.5 yıldır sessiz kalanların, Halep'te, Humus'ta, Hama'da, Lazkiye'de, Rakka'da, Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünnilerin, Hıristiyanların öldürülmesine sessiz kalanların bir anda Kobani'de insanlıklarını keşfettilerini ifade etti.  "Bu kadar basit değil" diyen Davutoğlu, kimin ne tavır aldığını bildiklerini, Kobani'deki kardeşlerine de  sahip çıktıklarının altını çizdi. Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:"Ama şimdi ABD olmak üzere tüm uluslararası topluma sesleniyorum: Humus, iki yıl kuşatma altındayken, insanlar açlıkla öldürülürken, 50 bin fotoğraf Humus'tan Şam'dan çıkarılıp, her birisi bir deri bir kemik kalmış Suriyeli kardeşlerimizin fotoğrafları yayımlanırken neredeydiniz?
Sadece bir şehir etrafında efsane üretip, bir şekilde uluslararası operasyon yapmaya çalışanlar, 3.5 yıldır neredeydiniz? Bayırbucak'da Tükmen köyleri yakılırken, Çobanbey'de IŞİD Türkmenleri katlederken neredeydiniz? Halep'te Türkmenler, Araplar, Kürtler hep birlikte, ki Kürtlerin Kürt, Türkmenlerin Türkmen tugayları, Selahaddin Eyyübi tugayları, fatih sultan mehmet tugayları, Arapların tugayları vardı, Halid bin Velid tugayları. Tüm bunlar onurlu bir şekilde aynen Kahramanmaraş'ın Fransız müstevlilere direnişi gibi kendi şehirlerini Humus'u adım adım mahalle mahalle korurken; havadan varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla, karadan top atışlarıyla, açlıkla, ablukayla mücadele ederken bugün bize insanlık dersi vermek isteyenler neredeydiler?"
Kilis'de, Harran'da, Antep'te, Hatay'da, Osmaniye'de ve Kahramanmaraş'ta Suriyelilerin bulunduğuna dikkati çekerek, ""Onlara sorsunlar. Önemli bir kısmı Humuslu'dur. Kilometrelerce yolu kat ederek, Türkiye'ye sığındılar. Neden sığındılar? Çünkü oradakiler de Humus'ta Zara diye bir Türkmen kasabası var. Bizim Sivas'ın Zara'sına kadar giden göç yolları vardı eskiden. Onlar, bizim kardeşimiz. Türkmeni, Kürdü ve Arabıyla, bizim kardeşimiz. Bu PYD, bugün savunduğunuz PYD daha geçen sene oradaki Kürtleri, Haseki'deki Kürtleri Türkiye'ye doğru sürüp, ilk Kürt göçü Suriye'den Haseke'den PYD'den kaçarak geldi. Onları sürerken neredeydiniz? Türkiye ise buradaydı, bu coğrafyadaydı ve burada olmaya devam edecek. Kapısına gelen kim olursa olsun.. Kapısına gelen kim olursa olsun Arap mı Kürt mü Türkmen mi Sunni mi Nusayri mi Alevi mi Hristiyan mı? diye bakmadan kapısını açacak, işte destan yazan Kahramanmaraş, bu konuda da destan yazıyor."

 
Curling ekim ayı Lig maçları tamamlandı
 
Erzurum süper Lig’de kaldı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan gündemi değerlendirdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan Estonyalı mevkidaşı Toomas Hendrik Ilves’le gerçekleştirdiği ...
‘Medine’nin ruhunu koruyacağız’
Davutoğlu, "Hicret nasıl bir ruh hali gerektiriyorsa, Hicret nasıl bir ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan Dünya'ya seslendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Letonya Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, ...
 
‘Her bir emekçimizin alın teri kutsaldır’
Emeğinin farkında olan, emeğinin hakkını iradesiyle savunan Hak-İş Konfederasyonunun ...
Cumhurbaşkanı net konuştu:
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere gideceği ...
'Vatan toprağına 'ana' ismini veren bir ülkeyiz’
Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce, 'Bu topraklar 'ana' ismiyle başlıyor. ...
 
‘Bireyin hak ve özgürlükleri genişledikçe devlet güçlendi’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet halkını, vatandaşını, vatandaşının taleplerini ...
‘Yükseköğretim reformuna ihtiyaç var’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, YÖK'teki Yükseköğretim Akademik Arşiv Projesi ...
Erzurum Kentsel Dönüşüm Merkezi oldu
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin talimatıyla illerde riskli ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Çözümün Kuşkulusu
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Peki bu işleri kim yapsın?
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Bevval-i Ceh-i Zemzem: FETÖ ve İblis..
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Berhan Yılmaz hocam kitabın ortasından konuşmuş: Sistem değişmeli
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Hitabetin İhtişamı ve Hikâyenin Gücü
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Ehramlı kadınlar çiftçi olamaz mı yani?
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva